Cahit UYANIK
Liderler yapamayınca hayat yapıyor. Kabine, kendi kendisini revize edip duruyor. Özelleştirmeden Sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova bunun son örneği idi. Yalova, devleti ekonomik hayattan çekme konusunda bugüne kadar gelmiş geçmiş en iddialı bakanlardan biriydi. Ama Yalova da çelişkiye düştü.
Hem devletçilik hem özelleştirme yapmaya çalışınca koltuğu altından kayıverdi. Yalova'nın 2 aydır Tütün Yasasını sümenaltı ettiği biliniyordu. Yalova siyasi kulislerde koltuğu tehlikedeki bakanlardan sayılıyordu. Liderler, revizyon söylentileriyle kabine üyelerine iş yaptırmaya çalışınca blöfleri tutmadı. Yılmaz'ın 'has adamı' olarak bilinen Yalova bile resti gördü.
Tütün üretiminin yoğunlaştığı Aydın ve İzmir yöresindeki seçmene selam çakmaya çabalayan Yalova, aslında amacına ulaştı. Bazı iddialara göre Yalova, bu açıklamaları bilerek, isteyerek ve planlayarak yaptı. Genel Kuruldan daha yeni vize alarak çıkan ve muhalefet partisi DYP'ye yakınlığı ile bilinen TZOB Başkanı Erol Yücel'i ziyaret ederek gelecek seçimler için kendisine sağlam bir liste başı yer de edindi. Zaten Yalova, istifa ettiğinin ertesi günü seçim bölgesinde tütün üreticileri tarafından davul-zurna ile karşılandı.
Siyasette klişe bir laf vardır: Son çırpınışlar... Tarım popülizmine dayalı Türk siyaset esnafı son çırpınışlarını sergiliyor. Tarımda önümüzdeki yıldan itibaren Doğrudan Gelir Desteği sistemine geçiliyor. Devlet ayrıca, daha az üretilmesini istediği ürünler için Alternatif Ürün Projesi geliştiriyor. Ve bütün bunlar Dünya Bankası (DB) ve IMF'nin desteği ile gerçekleşiyor.
DB Türkiye Temsilcisi Ajay Chhibber'ın geçen hafta söylediği bir söz vardı ki gözlerden kaçtı. Chhibber "Brezilya, Arjantin ve Meksika gibi ülkelerde de milliyetçilik sizin gibi çok güçlü. Ama projelerimize sizin kadar karşı çıkmıyorlar. İstenirse bu projelerden desteğimizi çekebiliriz" dedi. Belki yoğun gündem arasında yeterince değerlendirilemedi ama yüzde 80'lik enflasyon ve eksi 5'lik küçülmeye karşın, bize yardım veren üç-beş yabancı kuruluştan birini küstürmek üzereyiz.
İçi boş manda ve bağımsızlık nutukları atmak yerine, bu kuruluşlardan daha etkin yararlanmanın yollarını bulmalıyız. Yakında Türkiye'yi, Hazine'yi ve hükümeti tir tir titretecek olan enerji alım garantilerinin bu beğenilmeyen ve mandacı yakıştırması yapılan yabancı kuruluşlar tarafından devlete ihbar edildiğini unutmayalım. O günlerde Türkiye'de benzeri şeyleri söyleyen bağımsız enerji uzmanları, aynı siyaset esnafı tarafından 'Komünistler' ve 'Türkiye'yi enerji krizine sokmak isteyen vatan hainleri' diye yaftalanmıştı. Hafızamızı taze tutalım ki kolay kandırılmayalım.
(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 04 Haziran 2001 tarihinde yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder