7 Haziran 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / FP DAVASI VE EKONOMİNİN KADERİ

Cahit UYANIK 

1999 yılı sonundan bu yana Enflasyonla Mücadele Programını tehdit edebilecek 3 önemli gelişmeye dikkat çekiyorduk. Bunlardan ilki olan Abdullah Öcalan'ın idamı konusu zamanlama itibarıyla Ocak ayı başında tartışılıp bittiği için programa olumsuz bir etki yapmadı. İdam meselesinin 2002 yılından önce yeniden Türkiye'nin önüne gelme ihtimali zayıf. 

O zamana kadar Türkiye'nin 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' kavramını bir şekilde Ceza Yasasına yerleştirmesi gerekiyor. Aynı yıl AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlama ihtimali de mevcut. AB ile; 'ceza hukukunda idam cezasını korumakta ısrar eden bir ülke' olarak masaya oturmamız zor görünüyor. Ancak bu konu her halükarda orta vadeli bir özellik arz ediyor.

Programı tehdit eden ikinci unsur cumhurbaşkanlığı seçimi, üçüncü unsur ise Fazilet Partisinin (FP) kapatılarak Türkiye'nin bir ara seçim yapmak zorunda kalmasıydı. Başbakan Bülent Ecevit, tek vuruşta bu iki can alıcı sorundan kurtulmak için anayasa değişikliğine önayak oldu. Demirel'in görev süresini uzatmak bir yana siyasi partilerin kapatılmasını da zorlaştırmaya çalıştı. Ancak 3,5 ay süren bu uğraş boşa çıktı. Yaklaşık 1,5 ay ise üzerinde uzlaşma sağlanacak bir cumhurbaşkanı adayı bulmak ve yasal seçim süreci nedeniyle geçti. Türkiye yaklaşık 5 ay kaybetti. 

Siyasi olgunluğumuzun artması açısından belki bu bir kayıp sayılmayabilir ama aynı şeyi ekonomi açısından söylemek pek mümkün değil. Türkiye, Mart ayında çıkarması gereken birçok yasanın üzerine yatıp uyudu. Başarısız anayasa değişikliği süreci, bu önemli yasaların kamuoyunda sağlıklı bir şekilde tartışılmasını engelledi. Türkiye artık önümüzdeki hafta yeni cumhurbaşkanına kavuşacak. Böylece ciddi bir zaman kaybına rağmen ekonomik programı tehdit eden ikinci unsur da sona ermiş olacak. 

Bundan sonra gözler tamamen FP Davasına çevrilecek. FP'de genel başkanlık yarışı nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, yaklaşık 15 gündür süren tartışmalar FP Davasında Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın eline önemli kozlar verdi. Birçok milletvekili FP Eski Genel Başkanı ve siyasi yasaklı Necmettin Erbakan'ı ziyaret ederek bağlılıklarını sundu. Yenilikçiler'in adayı Abdullah Gül bile bundan imtina etmedi.

Bütün bu manzara Vural Savaş'ın davada istediği, tek tek milletvekili bazında Meclis üyeliklerinin düşürülmesi konusunda ona önemli kozlar sağladı. Meclis'te şu anda 7 sandalye boş. Dava sonucunda en az 21 kişinin üyeliğinin düşmesi, Türkiye'yi en az 5 ay tartışacağı bir ara seçim kaosuna düşürebilir. Yapılacak masraflar da cabası... Seçim sonucunda Meclis'teki genel milletvekili dağılımının değişmesi, hükümetin yapısını bile etkileyebilir. 

Bütün bunlar rehavet içinde geçen yaz aylarından sonra Türkiye ekonomisini zor bir sonbaharın beklediğini gösteriyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 15 Mayıs 2000 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder