14 Haziran 2025 Cumartesi
BAŞKENT NOTLARI / MERKEZ BANKASININ ESKİLERİ DE 'YENİ LİRA' İSTİYOR
22 Mayıs 2025 Perşembe
ÇIKTI AÇIĞI NEDİR? TCMB BAŞKANI KARAHAN NİYE 'NEGATİF ÇIKTI AÇIĞI'NA UMUT BAĞLIYOR?

TCMB Başkanı Fatih Karahan bugünkü Enflasyon Raporu sunumunda "Sıkı para politikamız, talebi dengeleyecek ve tasarrufları teşvik edecektir. Sonucunda negatif düzeylere düşecek olan çıktı açığı, dezenflasyon sürecinin önemli bir bileşeni olacaktır" dedi.
TCMB Başkan Yardımcısı Hatice Karahan ise geçen yıl 11 Temmuz tarihindeki bir sunumunda "Çıktı açığı, yılın 2. çeyreğinde halen pozitif alanda seyretmekle birlikte bir düşüş sergiledi. Yılın ikinci yarısında açığın negatif bölgeye geçeceğini öngörüyoruz" demişti.
Bunu anlayabilmek için TCMB'nin yıllar önce yayınladığı '100 Soruda Merkez Bankacılığı' kitapçığindaki ilgili bölümü aynen yayınlıyorum:
"Çıktı açığı nedir? Merkez bankaları çıktı açığını neden takip eder?
Bir ekonomide tüm üretim faktörlerinin normal kapasite ile katılması halinde ulaşılacak üretim seviyesi, o ekonomideki potansitel çıktı düzeyini verir. Çıktı açığı, bir ekonomide gerçekleşen çıktı ile o ülkenin potansiyel çıktısı arasındaki farktır. Gerçekleşen çıktı, potansiyel çıktıdan fazla ise pozitif çıktı açığı, gerçekleşen çıktı potansiyel çıktıdan küçükse negatif çıktı açığı vardır.
Çıktı açığı ile enflasyon arasında bir ilişki vardır. Bir ekonominin uzun süre pozitif çıktı açığı vermesine ise ekonominin ısınması denir. Ekonomi potansiyel üretim seviyesindeyken, talebin artmaya devam etmesi halinde, ekonomi kapasitesinin üzerinde üretim yapmaya zorlandığı için girdi maliyetleri artar ve fiyatlar genel seviyesi yükselir. Pozitif çıktı açığı bu yüzden merkez bankaları açısından enflasyonist baskıya yol açması nedeniyle önemli bir göstergedir."
24 Nisan 2025 Perşembe
'HARCARIM 50 MİLYAR DOLAR DÖVİZ REZERVİNİ, YAPARIM DEPREME DAYANIKLI EVLER' DİYE BİRŞEY OLUR MU?
Cahit UYANIK
'İmamoğlu Krizi' sebebiyle 1 ayda satılan 50 milyar dolar döviz rezervi, normal zamanlarda satılıp da ekonomik bir sorunu çözmeye harcanabilir mi? Mesela bu parayla depreme dayanıklı konut seferberliği yapılır mı? İstanbul'un kötü konutları yenilenir mi?
'Yalan da olsa söyle, hoşuma gidiyor' dolduruşuna prim veren muhalefet sözcüleri, birçok aklıevvel, ekonomiden anladığını söyleyen adamın kurduğu bu düz mantık doğru mu?
Değil.
Ne diyor Mehmet Şimşek? "Elbette bir rezerv kaybı söz konusu, bu rezervleri biz cari fazla vererek biriktirmedik, bunları büyük oranda portföy tercihleriyle elde ettik."
Yani?
Döviz rezervi biriktirmenin bir yolu da, mevcut ekonomi yönetiminin son 2 yılda yaptığını yapmaktır:
1) Döviz piyasasına girip döviz toplarsın, rezervin artar. Bu piyasadaki dövizin kaynağı carry trade yani TR'deki yüksek reel faizden çöplenmeye gelmiş sıcak paracılardır.
2) Döviz alırken verdiğin TL'yi yani likidite fazlasını açık piyasa işlemiyle, faizini ödeyerek bankalardan toplarsın, sterilize edersin. 'Serseri para'nın dövize borsaya gidip fiyatları şişirmesine engel olursun.
3) Bu operasyon sonucunda bankalara ödediğin faizler Merkez Bankasının zararını 'patlatır.' MB, kar edip bunun belli bir kısmını vergi ödeyemez dolayısıyla bütçeye destek veremez olur. Zararını bir köşeye yazıp ileride elde edeceği karlardan indirerek sıfırlamaya çalışır.
Dikkat ederseniz MB böylece bir 'para oyunu'yla rezerv biriktirmiş olur. Bir anlamda yüksek faiz zoruyla döviz biriktirir, rezerv biriktirir, enflasyona sebep olan döviz kuru artışını önler. Buna 'kur çapası' da denilir.
15 Mart 2025 Cumartesi
KAPAK HABERİ / BORSAYA ÇİLLER DOPİNGİ
Yeni Tebliğler Geliyor
SPK, birkaç haftaya kadar hayati önem taşıyan kredili işlem, açığa satış ve ödünç işlemlerini düzenleyen tebliği yayınlayacak. İşte tebliğin tüm ayrıntıları.
Cahit UYANIK
Borsa şimdilerde yine toparlanma günleri yaşıyor. Yılbaşında 29 bin puana kadar yükselen bileşik endeks, para piyasalarındaki krizin ardından 12 bin puana kadar düşmesine rağmen tekrar yükseliş trendine girdi. Borsa bu aşamada yükselişine destek olabilecek yeni gelişmeleri dört gözle izliyor.
Uzun zamandır konuşulan ve Sermaye Piyasası Kurulunda (SPK) hazırlıkları süren bazı tebliğler önümüzdeki bir-iki hafta içinde yayınlanarak yürürlüğe girecek. Bunlardan en önemlisi açığa satış, kredili işlem ve menkul kıymetlerin ödünç alma ve verme işlemlerini kapsıyor. Aslında piyasa açığa satış ve kredili işlemlerde kendine göre bazı uygulamalar geliştirmiş durumda. Ancak tebliğ bu işlemlere bir çeki düzen verilmesi ve standartlaşmayı sağlamayı amaçlıyor.
Tebliğ şu anda SPK'daki tüm işlemler tamamlanarak görüşleri alınmak üzere Hazine ile Merkez Bankasına gönderildi. Başbakan Tansu Çiller'in Amerika gezisi dönüşü bu düzenlemeyi imzalayarak yürürlüğe koyması bekleniyor. Geçen hafta boyunca SPK Başkan Yardımcısı Caner Ertuna ile İMKB'nin yeni başkanı Tuncay Artun aracı kurumlarla seri toplantılar düzenleyerek söz konusu düzenlemeleri anlattılar. Aracı kurumların ve bankaların görüşlerini aldılar.
Tebliğ herşeyden önce kredili işlem, açığa satış ve menkul kıymet alım satımı yapabilecek aracı kuruluşların asgari 10 milyar liralık ödenmiş sermaye şartını yerine getirmesini istiyor. Ayrıca aracı kurumlar ile bankalar kredili işlem ve açığa satış işlemlerinde bulunacak her müşteri için ayrı bir 'Kredi Hesabı' açmak zorunda olacak. Kredili işlemler, normal hesaplarda izlenemeyecek. Müşteri hem açığa satış hem kredili işlem yapıyorsa bu ayrı ayrı hesaplar açılarak izlenecek. Ayrıca her menkul kıymet kredili işlem ve açığa satışa konu olamayacak. Tebliğ İMKB'nin 'Kredili Menkul Kıymet İşlemleri ve Açığa Satış İşlemlerine Konu Menkul Kıymetler Listesi' hazırlamasını ve bunu her üç ayda bir yenileyerek duyurmasını öngörüyor.
28 Şubat 2025 Cuma
REPOYA SIKI TAKİP
Toplam hacmi 100 trilyonu aştığı tahmin edilen repoya sıkı takip geliyor. Merkez Bankası, repo karşılıkları için İMKB Takas ve Saklama Şirketinde hesap açtı.
Cahit UYANIK
Repo, tasarrufçuların en çok sevdiği yatırım araçlarının başında geliyor. Repo basit bir tanımla, geri almak üzere kısa bir süre için verilen paraya karşılık olarak, devlet kağıtlarının teminat gösterilmesi anlamına geliyor. Piyasalarda 'reverse repo' olarak tanımlanan işlem ise bunun tam tersi. Ocak ayında başlayan ekonomik krizin ortaya çıkardığı gerçeklerden birisi de Türkiye'de bol miktarda 'açığa repo' yapıldığı... Açığa reponun 70-100 trilyon lira arasında değiştiği tahmin ediliyor.
5 Nisan'da alınan ekonomik tedbirlerin içinde 'Açığa reponun önlenmesi' önemli bir yer tutuyor. SPK'nın yayınladığı tebliğe göre repoya konu menkul değerlerin Merkez Bankasındaki bir depo hesabında izlenmesi gerekiyor. Yayınlandığı tarihten 2 ay sonra yani 5 Haziran'da yürürlüğe girmesi öngörülen tebliğin hazırlık çalışmaları sürüyor.
Repo için Takas Şirketi'nde depo hesabı açıldı
Bu çerçevede Merkez Bankası, yeni repo kurallarının pratikte nasıl uygulanacağına ilişkin olarak bir genelge yayınladı. Buna göre Merkez Bankası açığa repo işlemlerinin önüne geçmek için İMKB Takas ve Saklama Şirketinde bir depo hesabı açtırdı.
7 Şubat 2025 Cuma
FAİZİN YIL SONUNDA YÜZDE 31-32'DE GERÇEKLEŞECEĞİ NEREDEYSE KESİNLEŞTİ
- "ALLAH NE VERDİYSE, O KADAR..." ZAMLARI SÜRERSE FAİZ YÜZDE 35-37'DE KALABİLİR
Cahit UYANIK
TCMB, daha 1 ay geçmişti ki 2025 enflasyon tahminini 3 puan artırarak yüzde 24'e yükseltti. Bunun en önemli sebebi, benim 'Allah ne verdiyse, o kadar..." dedigim orandaki zamların bu ay ve Mart'ta da sürecek olmasıdır. TCMB bu revizyonu ilan ederek hem piyasa oyuncularının hem de devletin yaptığı ölçüsüz zamlara sınırlı bir tepki vermiş oldu.
TCMB'nin bundan sonraki adımı ise Mart ayı toplantısında 2,5 değil 1-1,5 puanlık indirim yapmak olabilir. Bu durumda tabii ki piyasa oyuncuları da ortalama yüzde 30 civarındaki yıl sonu faiz beklentilerini yüzde 31-32'ye yükselteceklerdir. Eğer TCMB yüzde 24 enflasyonu tutturup yüzde 31-32 faizle yılı kapatırsa büyük başarı olur ki, bu durumda reel faiz yüzde 16'lardan yüzde 8-9'a inmiş olacaktır.
23 Ocak 2025 Perşembe
MERKEZ BANKASI "ENFLASYON DÜŞÜK ÇIKAR" TAHMİNİNİ İKİNCİ KEZ TUTTURABİLİR Mİ?
Cahit UYANIK
TCMB, bir aydan kısa bir süreçte yani 27 gün içinde faizi toplam 5 puan indirdi ve yüzde 45 olarak belirledi.
TCMB geçen ay sonunda, Aralık ayı enflasyonunun beklenenden az artacağını belirterek tahminini tutturmuş ve 2,5 puanlık faiz indirimini buna bağlayabilmişti.
26 Aralık 2024 Perşembe
TCMB ARALIK-2024 ENFLASYONUNUN YÜZDE 2 ALTINDA GELECEĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜ İÇIN FAİZİ 2,5 PUAN İNDİRDİ
- 2025'TE 6-7 TOPLANTIDA 15-17,5 PUAN İNDİRİM BEKLİYORUM;
FAİZ YILI %30-32,5'TA TAMAMLAYABİLİR
Cahit UYANIK
TCMB beklentilerin 1 puan üzerinde kararla, faizini %50'den 47,5'a indirdi. En önemli gerekçe ise Aralık enflasyonunun öncü gostergelerinin iyi olması. Yani Aralik '24 enflasyonu %2'nin altında açıklanacak gibi... Bu durumda gelecek yıl TCMB'den 15-17,5 puan indirim bekliyorum.
Çünkü genel beklenti gelecek yıl enflasyonun yüzde 30 gerçekleşmesi yönünde. Bunun 1,5-2,5 puan üzerinde bir reel faizi esas alırsak, TCMB gelecek yıl 6-7 toplantıda 2,5'ar puan yani 15-17,5 puan daha indirim yapar.
18 Aralık 2024 Çarşamba
TCMB: 1 PUANLIK ASGARİ ÜCRET ZAMMI, TÜFE'Yİ 0,07 PUAN ARTIRIYOR
Cahit UYANIK
Meraklıları için; tek sebep değil ama son 3 yılda asgari ücretin zamlandiği Ocak ve Şubat aylarindaki TÜFE oranları:
28 Kasım 2024 Perşembe
FED, PCE'YE (KİŞİSEL TÜKETİM HARCAMALARI FİYAT ENDEKSİ) NEDEN DAHA FAZLA ÖNEM VERİYOR?
Cahit UYANIK
Artık klişeleşmiş bir söylem var: ABD Merkez Bankası (FED) ekonomiyi izlerken ve faiz kararı verirken Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksine (PCE) daha fazla dikkat ediyor; Tüketici Fiyat Endeksini (CPI) ise daha az önemsiyor. Peki neden böyle?
Bu soruya cevap aradığımızda CPI ile kıyaslandığında PCE'in yapısı itibarıyla ekonomideki tüketim, fiyatlar ve dolayısıyla fiyat artış eğilimlerini daha geniş bir şekilde kapsayabildiğini ve PCE'de kullanılan hesaplama formülünün daha dinamik olduğunu görüyoruz. Bu konuda size; ABD Çalışma İstatistikleri Bürosunun (BLS) paylaştığı iki çalışmanın özetini sunuyorum:
ABD Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) ile Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi (PCE) arasındaki farklar:
Amerika Birleşik Devletleri'nde tüketicilerin mal ve hizmetler için ödediği fiyatların iki temel ölçüsü vardır. Bunlardan biri Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS) tarafından üretilen Tüketici Fiyat Endeksi'dir (CPI); diğeri ise Ekonomik Analiz Bürosu (BEA) tarafından hazırlanan Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) fiyat endeksidir.
Bu iki endeks farklı şekilde oluşturulmuştur ve zaman içinde farklı davranma eğilimindedir. Örneğin, 2010'un dördüncü çeyreğinde CPI yıllık yüzde 2,6 oranında artarken, PCE yıllık yüzde 1,7 oranında arttı, bu da 0,9 puanlık bir farktır.
12 Eylül 2024 Perşembe
FED'İN ÜNLÜ 'KARARTMA KURALI', 'KARARTMA DÖNEMİ' (SESSİZLİK DÖNEMİ) NEDİR?
ABD Merkez Bankası FED, 6 haftada bir yaptığı Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantıları öncesi, komite üyelerini ve tüm personelini 'karartma dönemi'ne alıyor. Buna bazıları 'sessizlik dönemi' de diyor. Peki FED'in ünlü 'karartma (blackout) kuralı' nasıl uygulanıyor?
FED'in web sitesinde 3 yıllık (2024-2026) karartma takvimi yayınlanmış durumda... Söz gelimi Ocak-2026 toplantısının tarihi 27-28 Ocak 2026 iken, 'karartma dönemi' 17-29 Ocak 2026 arasındaki 13 günü kapsıyor.
Yani karartma dönemi FOMC'tan 10 gün önce başlayıp 1 gün sonra bitiyor. Karartma dönemi ve kuralı; dış ilişkileri kesme, demeç vermeme ve alım-satım yapma (trading) yasağını kapsıyor. FED bu takvimi 'FOMC Trading and External Communications Blackout Calendar' olarak adlandırıyor. ABD ve uluslararası finans medyası karartma dönemi başlangıçlarını sürekli haberleştiriyorlar.
16 Ağustos 2024 Cuma
BAŞKENTTEN YANSIMALAR / UMUT RÜZGARI VE KEMAL DERVİŞ
Cahit UYANIK
Başbakan Bülent Ecevit, tam bir umut rüzgarı estirme üstadı. Ecevit denilince çocukluğumuzdan bu yana umut ve iyimser beklentiler akla geliyor. 1977 seçimlerinde Ecevit'in ismi dağlara taşlara yazılmıştı. Günümüzde siyasi parti liderleri çuval dolusu para harcasa halka bunu yaptıramıyorlar.
Kemal Derviş'in Hazineden Sorumlu Devlet Bakanlığına atanması da benzer bir umut rüzgarıyla birlikte geldi. İyimserlik dalgaları, Kurban Bayramının uzun tatil ortamının yarattığı rehavetle birleşirse 12 Mart'tan itibaren ekonomik dengeler yeniden yerine oturtulabilir. Ancak bu dengenin 'kararlı' olacağını söylemek aşırı iyimserlikten başka bir şey değildir. Ekonominin orta ve uzun vadeli bir denge ortamına kavuşturulması, yepyeni bir ekonomik program ortaya konulması ile mümkün olacak gibi görünüyor.
Derviş'in çok parlak bir özgeçmişi var. Türkiye'nin sorunlarına 'sevdalı' olduğu, Bülent Ecevit'e duyduğu sonsuz saygıdan belli. 26 yıl aradan sonra bile Ecevit'le bir baba-oğul ilişkisini koruyabilmiş. Ancak baba-oğul ilişkisi artık ortaklığa dönüştü. Üstelik yaşanan şey sadece hükümet ortaklığı değil, kader ortaklığı...
Derviş'in arkasındaki siyasi irade şu anda bir bütün gibi görünüyor. Ancak Derviş'in ismi kesinlik kazanmaya başladıktan sonra ANAP içindeki bazı siyasi hesaplar ve Derviş'e daha geniş bir ekonomi yönetimi bağlanması istekleri karşısında MHP kanadının takındığı olumsuz tavır, ileride yaşanabilecek sorunların ilk işareti... Derviş, DSP içinden de bazı salvo atışlarına maruz kalabilir.
21 Mayıs 2024 Salı
BAŞKENTTEN YANSIMALAR / BONO PİYASASINA 'SOPA' ARAYIŞİ
Cahit UYANIK
Merkez Bankası (MB), geçen hafta kısa vadeli faiz oranlarını 3 puan düşürdü. Bazı AKP'lilere göre bu faiz indirimi, son bir hafta içinde MB'nin üzerinde kurulan siyasi baskının sonucu idi. Öyle ki MB Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin görevden alınabileceğini dair haberler bile yaptırıldı. Oysa Serdengeçti'nin görev süresi 2006 yılının Mart ayında bitiyor. MB Yasası gereği de görevden alınması neredeyse imkansız.
Ama olsun; bazı AKP'liler siyaset olsun da ne olursa olsun diyerek kafa karıştırmaya devam ediyorlar. Bu isimlerin kimler olduğunu ise meraklıları biliyor. Ben sadece şöyle şifreleyebilirim: Hükümet sorumluluğu taşımayan ama hükümetteki bir bakan gibi davranan bazı milletvekilleri.
Aslında konumuz AKP'liler değil, faizi düşürme arayışları. Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a birkaç koldan bu konuyla ilgili enteresan öneriler ulaştırıldı. Bunlardan belki de en dikkat çekici olanı İMKB bünyesindeki Tahvil ve Bono Piyasasına Merkez Bankası ve kamu bankalarının müdahale etmesi önerisiydi.
10 Nisan 2024 Çarşamba
BAŞKENTTEN YANSIMALAR / DÖVİZ ALIŞKANLIĞI VE ENFLASYONUN KADERİ
Cahit UYANIK
Türkiye, 9-10 aydır ciddi bir enflasyonla mücadele programı uyguluyor. Program süresince cevap aranan sorulardan belki de en önemlisi şu: Enflasyon gerçekten düşecek mi? Fiyat artışlarının sür-git devam etmesi umutlarımızı azaltıyor, belki karamsarlığa düşürüyor. Her ayın 3'ü akşamında, geçmiş ayın enflasyonu belli olduğunda televizyon ekranlarında izlediğimiz çarşı-pazar görüntülerinde "Bana göre enflasyon düşmüyor. Her pazara gelişimde fiyatlar artıyor" diyen sokaktaki vatandaş, bunun en açık kanıtı. Enflasyon artık Türkiye'de ekonomik bir problem olmaktan çok, günlük yaşamdaki dengeleri kökten etkileyen bir psikoz haline dönüşmüş durumda.
Ama Enflasyonla Mücadele Programının ana felsefesi, yıllardır yaşanılan enflasyon olgusunun iyi analiz edildiğini gösteriyor. Türkiye'de enflasyonist bekleyişlerle döviz kuru arasında ciddi bir bağ var. Döviz ve dövizi baz alarak hesap yapma alışkanlığı yani 'dolarizasyon' toplumun vazgeçemediği bir davranış biçimi. Kitaplarda yazdığına göre döviz kuru, bir ülkenin ekonomisini diğer ülkelerin ekonomisi ile karşılaştırabilmek için geliştirilmiş bir mekanizma. Türkiye'de ise döviz kuru bu rolünün yanı sıra insanların tercih ve bekleyişlerinin ekonomiye aktarıldığı bir rol de üstleniyor. Oysa normal dengelerin sürdüğü bir ekonomide, bu rolü daha çok faiz oranları üstleniyor. Türkiye'de faiz oranı denilince ise akla devletin taze kaynak ihtiyacı ile siyasi risk ve belirsizliklerin ekonomiye ne kadar yansımasının beklendiği anlaşılıyor. Sonuçta ne döviz kuru ne de faiz, ekonomideki gerçek rollerini oynayamıyorlar.
5 Nisan 2024 Cuma
BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ GERÇEĞİN PABUCU VE IMF
Cahit UYANIK
IMF Heyetinin bir Türkiye seferi daha geçen hafta ortasında başladı. IMF Heyetini izlemekle o kadar çok gazeteci ve televizyoncu görevlendirilmişti ki, Heyet Başkanı Martin Hardy buna çok şaşırdı. E tabi işin içine stand by söylentileri girince, ana haber bültenlerine malzeme arayan televizyoncular da Hazine'nin kapısına kamp kurdular. Ola ki Türkiye IMF ile böyle bir anlaşma imzaladı; o meş'um haber sunucusunun metalik sesini duyar gibi oluyorum: "Evet sevgili seyirciler. Türkiye ekonomisi seçime beş kala IMF'nin vesayetine sığındı. Acı var mı efendim acı..?"
Az önce kurduğum fantezi, televizyoncularla ilgili. Ama Hardy'e yoğun ilgiyi hayretle müşahede eden emektar ekonomi muhabirlerinin aralarında yapılan son espri ise şöyleydi: "Mister Hardy acaba 18 Nisan seçimlerine hangi partiden girecek? Seçim bölgesi olarak New York'u mu yoksa Washington'u mu seçecek?"
Ünlü bir söz var, sanırım Mark Twain söylemiş. Twain "Gerçek pabucunu giyene kadar, yalan dünya turu atar" diyor. Bu söz Türkiye-IMF ilişkilerine 'cuk' deyip oturuyor. Türkiye halen IMF ile Yakın İzleme Anlaşması çerçevesinde bir ilişki yürütüyor. Bu ilişkinin parasal boyutu yok. Çünkü bu anlaşma imzalanırken stand-by'ı gerektirecek koşullar ortada yoktu. Türkiye'de faizler yüzde 70'ler düzeyine düşmüş, Merkez Bankası döviz rezervi 25 milyar dolar sınırına yaklaşmıştı. MB, döviz fazlalılığının da başa bela olduğunu bildiği için, döviz devir yükümlülüklerini sıfırlamıştı.
8 Mart 2024 Cuma
YIL 2007. MERKEZ BANKASI TBMM'YE, CARİ AÇIĞIN FİNANSE EDİLMESİNDE SICAK PARANIN BİR ROLÜNÜN KALMADIĞINI BİLDİRMİŞTİ
CARİ AÇIĞIN FİNANSMANINDA SICAK PARANIN ETKİSİ YOK
Cahit UYANIK-Ankara
Merkez Bankası'na göre sıcak paranın cari açığın finansmanındaki rolü giderek azalıyor. 2003'te sıcak paranın cari açığa oranı yüzde 127,6 iken, bu oran 2007 yılının ilk 10 ayında yüzde eksi 0,6'ya geriledi.
Merkez Bankası sıcak para akımlarının cari açığın finansmanındaki payının azaldığını bildirdi. Buna göre sıcak paranın cari açığa oranı 2003'te yüzde 127,6 ve 2004 yılında yüzde 95,1 iken, bu oran 2006'da yüzde 22,1'e düştü. 2007'nin ilk 10 ayında ise sıcak paranın cari açığa oranı negatife inerek yüzde -0,6 oldu.
Merkez Bankası TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna geçen hafta yaptığı sunumda sıcak para akımlarını analiz etti. Merkez, burada belirleyici temel unsurun reel faizlerin yüksekliği değil, beklentilerdeki gelişmeler olduğunu bildirdi. Beklentilerin iyileşmesi durumunda reel faizler düşük olsa bile fon akımlarının hızlandığına dikkat çeken banka, beklentilerin kötüleşmesi durumunda ise yüksek reel faizin fon çıkışına engel olduğunu belirtti.
2 Mart 2024 Cumartesi
BAŞKENT KULİSİ / SÜREYYA SERDENGEÇTİ, KENDİ EL YAZISINI OKUYAMADI
Cahit UYANIK
Merkez Bankası'nın (MB) geçen hafta açıkladığı Finansal İstikrar Raporu, kamuoyuna Başkan Süreyya Serdengeçti tarafından tanıtıldı. Serdengeçti, raporla ilgili uzun ve teknik bir konuşma yaptı. Öyle ki bu konuşma metni, ertesi gün gazetelere doğru dürüst girmedi. Serdengeçti daha sonra ise gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Toplantı sırasında hayli neşeli olduğu gözlenen Serdengeçti, soruları unutmamak için not etti. Sırası gelen soruyu cevaplandıran Serdengeçti, bir ara duraksadı ve "Kendi el yazımı okuyamıyorum. Soruyu bir daha alayım" demekten kendini alamadı.
1 Mart 2024 Cuma
MANŞET HABERİ / MERKEZ BANKASINDAN ŞİRKETLERE UYARI: CARİ AÇIĞI BIRAKIN, KUR RİSKİNE BAKIN
Merkez Bankası'ndan Şirketlere Uyarı
CARİ AÇIĞI BIRAKIN, KUR RİSKİNE BAKIN
Cari açıktan endişe edilmemesi için dört neden sıralayan Merkez Bankası, dış borçları artan firmaları kur riskine karşı uyardı. Firmalar ise riske karşı kendilerine has yöntemlerle çare arıyor.
Merkez Bankası son günlerin önemli tartışma konusu cari açıktan endişe edilmemesi için dört önemli neden sıraladı ve firmaların asıl kur riskine dikkat etmeleri gerektiğini açıkladı. Son dönemdeki yukarı hareketine rağmen dolar hala 3 yıl önceki fiyatının da altında işlem görüyor. Firmaların kur riskini etkin yönetmesi gerektiğine dikkat çeken Merkez Bankası, raporunda "Özel kesimin artan yurt dışı borçlanmaları dikkate alındığında kur riskinin firmalarca etkin yönetiminin önem kazandığı gözden kaçırılmamalıdır" dedi.
Artışın firmaların kur hareketlerine karşı duyarlılıklarını artırdığını belirten MB, bu riskin yönetimi için de öncelikle "farkındalığın artırılması" ve "korunma amaçlı finansal araçların geliştirilmesi"nin önem arzettiğine dikkat çekti. Merkez Bankası bu uyarıyı yaparken ihracatçı, ithalatçı, üretici tüm firmalar zaten uzun zamandır kurdaki gelişmelere ilişkin stratejiler geliştiriyor. Özellikle alış ve satışta sepet yerine aynı kuru kullanarak kur riski sorununu aşmaya çalışanların sayısı hayli fazla. Limak Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir ise önemli bir ayrıntının altını çiziyor: Firmalar kur riskini vadeli işlemlerle de çok rahat aşabilir.
Cahit UYANIK - ANKARA
Merkez Bankası'nın Finansal İstikrar Raporunda cari açığın finansmanı açısından önemli olan yabancıların portföy yatırımlarının ikiye katlanarak 30,8 milyar dolara ulaştığı belirtilerek firmaların kur riskini iyi yönetmeleri gerektiği vurgulandı.
Merkez Bankası (MB), son günlerin önemli tartışma konusu cari açıkla ilgili iyimser bir yorum yaptı. Finansal İstikrar Raporundaki değerlendirmeye göre MB, cari açıktan endişe edilmemesi için dört neden saydı. Bunları dalgalı kur rejimi uygulaması, süregelen makro ekonomik istikrar, artış eğilimini devam ettiren sermaye girişleri ve bunların giderek uzun vadeli yapıya kayması ile doğrudan yabancı yatırımların artış göstermesi olarak sıralayan banka, tek rezervini ise özel kesimin artan yurt dışı borçlanmalarıyla ilgili koydu. MB, firmaların kur riskini etkin yönetmesi gerektiğini bildirdi.
27 Şubat 2024 Salı
TCMB’NİN 2004'TEKİ YÖNGÖRÜ TOPLANTISI... KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI
Cahit UYANIK
Yıl 2004/Eylül ayı... Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Genel Başkanı olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Silivri'de düzenlediği "Yöngörü Toplantısı"na katılmışım. Amaç, TCMB'nin nereye doğru evrilmesi gerektiği sorusuna yanıt bulmak...
Çünkü Avrupa Birliğinden müzakere tarihi almak üzereyiz ve ufukta TL'den çıkıp Euro'ya geçme ihtimali belirmiş. Tabii ki modern bir merkez bankasına çok iş düşecek burada... (Nitekim 3 ay sonra AB bize tam üyelik müzakerelerine başlanacağını resmen bildiriyor) Ama zaman ve realiteler acımasız; gitgide tam üyelik müzakeresinin esamesi bile okunmaz olmuş ve...
TCMB için köprünün altından çok sular akmış geride kalan 20 yılda...
19 Şubat 2024 Pazartesi
TÜİK, VATANDAŞIN ALGILADIĞI (HİSSEDİLEN) ENFLASYONDA SINIRI YÜZDE 300'E YÜKSELTTİ
TÜİK “Algıladığınız enflasyon ne kadar?” sorusuna verilebilecek cevabı 100 puan birden artırdı
TÜİK, VATANDAŞIN ALGILADIĞI ENFLASYONDA SINIRI YÜZDE 300'E YÜKSELTTİ
Cahit UYANIK
Uzun yıllardır enflasyonu eksik hesaplamakla eleştirilen Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK); tüketici eğilim anketinde “Algıladığınız enflasyon ne orandadır?” sorusuna verilebilecek en yüksek cevap seviyesini yüzde 200’den yüzde 300’e çıkarttı. Ancak TÜİK bu değişikliğin eğilimlere etkisini sınırlamak için, yüzde 200 üzeri olarak verilen cevapları yüzde 200’e indiriyor. Bu bilgi; Merkez Bankasının hazırlayarak 8 Şubat 2024 tarihinde yayınladığı 2024 Yılı 1. Enflasyon Raporundaki bir dipnotta paylaşıldı.
Ankette vatandaşa enflasyona
ilişkin 2 soru soruluyor
TÜİK ve
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ortaklaşa olarak, her ay 4.884 hane
üzerinde Tüketici Eğilim Anketi düzenliyor. Bu ankette tüketicilere, başka
soruların yanı sıra enflasyonla ilgili de iki soru yöneltiliyor:
1) Geçen 12 aylık döneme göre, gelecek
12 aylık dönemde tüketici fiyatlarının nasıl değişeceğini bekliyorsunuz?
2) Geçen 12 aylık dönemde tüketici fiyatlarının yüzde kaç
arttığını/azaldığını düşünüyorsunuz? Lütfen tahmini oran veriniz.”