18 Haziran 2024 Salı

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / EKONOMİK HEDEFLER SAMİMİ DEĞİL

Cahit UYANIK 

Hükümetin 1999 ekonomik hedefleri belli oldu. Ekonomik hedefler 'kağıt üzerinde' olumlu bir tablo çiziyor. Ekonomi yönetimi, önümüzdeki yıl kemer sıkılacağı konusunda açıklama üstüne açıklama yayınlıyor. Gerek kamu gerekse özel sektörün tüketim hızının düşürülmesi; kemer sıkma yönündeki niyet beyanının en açık belirtisi... Ancak 1999 ekonomik hedeflerini 1998 hedefleri kadar samimi bulmak mümkün değil. Bunun çeşitli sebepleri var.

En önemli samimiyetsizlik göstergesi enflasyon hedefine ilişkin... Hükümet kendi açıkladığı 1998 enflasyon hedefini bile 8 puan revize etti. Bu revizenin ne kadar başarılı olduğu 2 aya kadar belli olacak. Birçok ekonomist, bu rakamın yüzde 62 ile 64 arasında gerçekleşeceğini hesaplıyor. Eğer enflasyon yüzde 60'ın üzerinde kapanırsa çiçeği burnunda yüzde 35'lik 1999 hedefi, daha başta kendi kendini revize edecek.

Yüzde 35 rakamının tutturulamayacağının bir başka belirtisi de ekonomik dengeler içerisinde ulaşılması öngörülen 4 milyar dolarlık dış borç hedefiyle ilgili... Türkiye, son 3 yıldır tahvil ihracı yoluyla en fazla 2,7 milyar dolarlık dış borç rakamına ulaşabildi. Bu yıl ise 1,8 milyar dolarda kalması bekleniyor. 1999 için öngörülen 3 milyar doları tahvil, 1 milyar doları proje kredisi şeklindeki borçlanma hedefinin realize edilmesi çok zor görünüyor. 

Bunun sebebini de aslında yaşanan gelişmeler ve bizzat ekonomi yönetiminde bulunanların kendi ağızlarıyla yaptıkları açıklamalarda izlemek mümkün. Dünya ekonomisinin yaşadığı olumsuz konjonktür ortada durur ve dış piyasalardaki borçlanma maliyetleri ateş pahasına ulaşırken, 4 milyar dolarlık dış kaynak sağlama hedefini samimi bulmak mümkün değildir. 

Umuyorum bu rakamın ortaya atılmasının en önemli nedeni, iç borçlanma ihalesine giren bankaların kafasını karıştırma çabasıdır. Yoksa ekonomi yönetimimizin mezarlıktan geçerken ıslık çaldığını ve "Biz hedefi 4 milyar koyalım da tutar mı tutmaz mı Allah bilir" mantığını sürdürdüğünü düşünmek bile istemiyorum.

Hükümetin büyüme hızını yüzde 4,5'tan yüzde 3'e düşürmesi de çok mantıklı bir hedef gibi gelmiyor. Bunun en önemli sebebi seçim dolayısıyla yükselecek harcama eğiliminin ekonomik faaliyetlere yansımasıdır. Unutmayalım ki 18 Nisan tarihinde 1 değil 2 adet seçim yapılacaktır. Tüm partilerin göstereceği adaylar göz önüne alınırsa, yüzbinlerce milletvekili, belediye başkanı ve muhtar adayının yapacağı propaganda masrafları bile yılın ilk çeyreğindeki büyüme hızını zıplatacak nitelikte olacaktır. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin seçim, ekonomiyi canlandırır. Bu harcamaların çarpan ve çoğaltan etkisiyle yaratacağı toplam talep etkisinin de enflasyonu artıracağını unutmamak gerekir. Açıkçası yüzde 35'lik enflasyon hedefini bu sebeple de samimi bulmuyorum. 

Peki bu ekonomik hedefler içinde samimi hiç bir şey yok mu? Var. Bütçeye 3'üncü GSM geliri dışında özelleştirme geliri yazılmamasını doğru bir karar ve gerçekçi bir davranış olarak görüyorum. Çünkü özelleştirmenin, 1999 sonbaharı bir başka deyişle yeni hükümetin rengi belli olana kadar 'bekleme salonu'na alındığını anlamamak için biraz saf olmak gerekir.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 19 Ekim 1998 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder