Çevre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çevre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Kasım 2023 Salı

TÜRKİYE'DE BU YIL (2009) SUYUN VE PARANIN ULUSLARARASI KADERİ KONUŞULACAK

Cahit UYANIK

Türkiye ve İstanbul, bu yıl oldukça önemli toplantılara ev sahipliği yapacak. Toplantılarda yaşamın temel unsuru suyun ve ekonominin temel unsuru paranın kaderi konuşulacak. Toplantılardan ilki 16-22 mart tarihleri arasında yapılacak 5'inci Dünya Su Forumu. İkinci önemli toplantı ise 6-7 Ekim'deki Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası Yıllık Toplantısı. Su sorunlarına çözüm bulmak için, küresel işbirliğine doğru atılan en önemli adımlardan biri olarak tanımlanan 5'inci Dünya Su Forumunun ana teması "Su İçin Farklıkların Birleştirilmesi” başlığını taşıyor.

Bu ana tema Avrupa ile Asya, Orta Doğu ile Afrika, Güney ve Kuzey arasındaki coğrafi kavşak noktalarının altını çizmesinin yanında dünyanın zengin ve fakir, gelişmiş ve gelişmekte olan bölgeleri gibi çeşitli su kültürleri arasındaki kavramsal ayrılıklara gönderme yapıyor. “Farklılıkların Birleştirilmesi” kavramı aynı zamanda yerel, ulusal, bölgesel ve küresel çapta su kullanıcıları, karar-alıcılar, su uzmanları ve çalışanları arasında ileri seviyede bir bilgi alışverişi ve gelişkin bir anlayış oluşturma hedefini de ifade ediyor. Bu farklı bakış açıları arasında bir alışveriş sağlamak amacıyla köprüler inşa etmek, farklılıkların üzerine çıkma ve çeşitli taraf ve sektörleri bir araya getirme fırsatları yaratacak.

7 Aralık 2022 Çarşamba

CHP'NİN DANIŞMANI JEREMY RIFKIN KİMDİR?

Jeremy Rifkin (d. 26 Ocak 1945), Amerikalı ekonomik ve sosyal kuramcı, yazar, konuşmacı, siyasi danışman ve aktivisttir. Bilimsel ve teknolojik değişikliklerin ekonomi, iş gücü, toplum ve çevre üzerindeki etkisi hakkında yirmi iki kitap yazmıştır. Küresel ekonomik kriz, enerji güvenliği ve iklim değişikliğinin zorluğunu ele alan uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik planı olan "Üçüncü Sanayi Devrimi"nin baş mimarıdır. Üçüncü Sanayi Devrimi, 2007'de Avrupa Parlamentosu tarafından resmen desteklendi.

Jeremy Rifkin, 2009

Pensilvanya Üniversitesi ve Tufts Üniversitesi mezunudur.

Rifkin, Teksas'a göç eden Rus Yahudilerinin kızı Vivette Ravel Rifkin ve plastik torba üreticisi Milton Rifkin'in çocuğu olarak Denver, Colorado'da dünyaya geldi. Chicago'nun güneybatı yakasında büyüdü. Wharton Finans ve Ticaret Okulu'nda ekonomi alanında lisans derecesi aldığı Pennsylvania Üniversitesi'nde 1967 mezuniyet sınıfının başkanıydı. Rifkin aynı zamanda Pennsylvania Üniversitesi Genel Mezunlar Derneği'nin 1967 Liyakat Ödülü'nün de sahibiydi.

1967'de bir gün Vietnam Savaşı'nı protesto eden ve yönetim binasında eylem yapan bir grup öğrencinin yanından geçerken bir aydınlanma yaşadı ve hatırladığı kadarıyla "okul arkadaşlarımın onları feci şekilde dövdüğünü" görünce şaşırdı. Çok üzülmüştüm." Ertesi gün bir ifade özgürlüğü mitingi düzenledi. O andan itibaren Rifkin hızla barış hareketinin aktif bir üyesi haline geldi. Tufts Üniversitesi'ndeki Fletcher Hukuk ve Diplomasi Okulu'na katıldı (Yüksek Lisans, Uluslararası İlişkiler, 1968) ve burada savaş karşıtı faaliyetlerine devam etti. Daha sonra Amerika'ya Hizmet Gönüllüleri'ne (VISTA) katıldı.

(Kaynak: Vikipedi Türkçe)


JEREMY RIFKIN Ekonomi bilimci, yazar ve aktivist. Foundation on Economic Trends in başkanlığını yapmaktadır. Birçok ülke ve kuruma danışmanlık da yapan Rifkin özellikle bilimdeki ve teknolojideki değişimlerin toplum, ekonomi ve çevre üzerindeki etkileri hakkında çalışmaktadır. Kitapları birçok dile çevrilen yazarın Türkçe'deki diğer kitapları: Darwin'in Çöküşü (çev. Ali Köse, Ufuk Yayınları, 2002), Biyoteknoloji Yüzyılı (çev. Celal Kapkın, Evrim, 2009), Avrupa Rüyası (çev. Buket Okucu Özbay, Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010), Entropi-Dünyaya Yeni Bir Bakış (Ted Howard'la birlikte, çev. Hakan Onay, İz Yayıncılık, 2010). 

(Kaynak: İletişim Yayınları tarafından Türkçe'ye çevrilerek 2014 yılında yayınlanan Üçüncü Sanayi Devrim adlı kitabın sunuş bölümündeki özgeçmişi)


Jeremy Rifkin, 28 Kasım 2022 tarihindeki Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi tanıtım toplantısına 'CHP Genel Başkanı Başdanışmanı' sıfatıyla katılmıştır. Rifkin şöyle konuşmuştur:

13 Kasım 2021 Cumartesi

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN BÜYÜKELÇİLİKLERE GÖNDERDİĞİ KANAL İSTANBUL MEKTUBU - TAM METİN


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  05 Kasım 2021 tarihinde attığı bir tweet ile Türkiye'deki tüm büyükelçiliklere Kanal İstanbul Projesi ile ilgili bir mektup gönderdiğini bildirdi:

"Ülkemizdeki tüm büyükelçiliklere bugün kendi dillerinde gönderdiğim çağrı mektubudur. Suyumuz, toprağımız, doğamız bizim her şeyimizdir; yok edilmesine izin vermeyeceğim. Milletimizin bilgisine sunarım."


'Ankara 5 Kasım 2021

Değerli Büyükelçi,

İklim krizi tüm dünyanın ortak sorunudur. İklim krizinden geçmekte olan dünyayı ağır bir şekilde etkileyecek bir proje bugün Türkiye'nin gündeminde. "Kanal İstanbul Projesi", ekolojik sistemi altüst ederek sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya zarar verecek niteliktedir. İklim kriziyle mücadelenin ortak sürdürülmesi için Akdeniz havzasının en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul ve dünyamızın geleceği adına bu çağrının yapılması zorunlu bir hal almıştır.

Bütün dünyanın iklim krizinin yıkıcı etkileriyle mücadele içinde olduğu bir süreçte, "Kanal İstanbul" gibi ekosistem bütünlüğünü bozarak, doğaya geri dönüşü olmayan zararlar verecek bir projenin desteklenmesi, doğanın korunması ve iklim krizi ile mücadeleyle taban tabana zıt niteliktedir.

27 Aralık 2019 Cuma

KIRMIZI ALARM VEREN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, DÜNYA MERKEZ BANKALARININ GÜNDEMİNE BİLE GİRDİ


Cahit UYANIK

Günümüz Venedik sakinlerinin, Anadolu’dan göçen Venet halkının torunları olduğu genel kabul gören bir tarihi bilgi.  Venetler göç ettiğinde şimdiki Venedik, sazlıklarla kaplı bir lagündü. Coğrafya bilgisi zayıf olanlar için yazıyorum; Türkçe’de ‘deniz kulağı’ da denilen lagünler,  deniz gibi daha büyük su kütlesine bağlantısı olan sığ göller olarak biliniyor. (Bir fikir verebilmesi açısından: Muğla’nın Fethiye ilçesindeki Ölüdeniz bir lagündür). İşte Venetler, bu lagünün kıyısında yaz aylarında oluşan tuzun ticareti ile hatırı sayılır bir gelir kaynağına kavuşup zenginleştiler (Tuz, 20. yüzyılın başına kadar çok kıymetli bir üründü).
Milattan Sonra 400’lü yılların başında Bizans İmparatoru, Kuzey’den gelen Gotlar’la anlaşıp, (Şimdiki İstanbul’un yağmalanmaması için) istilanın yönünü İtalya’ya çevirdi. Veneto halkı da istiladan korunmak için; bölgeden geçen akarsuyun yönünü değiştirip, lagüne doğru yönlendirince şehrin etrafı sularla kaplandı. Gotlar, Venedik’in etrafındaki bataklıklarda takılıp kaldı. Venetolular bu olay sonrasında; lagündeki 100’den fazla adacıkta ve suyun içine yerleştirdikleri tahta kazıkların üzerlerine inşa ettikleri binalar ve mimari eserlerle; su içinde bir şehir ve yaşam yarattılar. Bu da dünyaca ünlü, eskiden ticaretin başkenti iken şimdilerde turizmin ve romantizmin başkenti denilebilecek, gondol sefasıyla ünlü Venedik şehrini doğurdu.

(Tıklayınız) TÜRKİYE'NİN 10 YIL ÖNCE İLAN ETTİĞİ 'ULUSAL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ STRATEJİ BELGESİ (İDES)' NELER İÇERİYORDU?

Geçtiğimiz haftalarda ise Venedik’te deniz yükselmesinin yarattığı su baskınları 1.600 yıllık bu şehre adeta kabus yaşattı. Venedik Belediye Başkanı Luigi Brugnaro, Il Messaggero gazetesine yaptığı açıklamada tahmini maddi hasarla ilgili olarak, "1 milyar Euro civarında. Her şey kuruduğunda suların evlere, iş yerlerine, dükkanlara, kültürel ve sanatsal mirasa verdiği zararı net olarak anlayabileceğiz. Su, 187 santim yükseldi. Şehrin yüzde 60’ına yakını baskına uğradı. Bu büyük felaketin iklim değişikliğinden dolayı yaşandığını biliyoruz" dedi. Evet Venedikliler Gotlar’a karşı akıllarını kullanıp dahice bir çözüm üretmişlerdi ama iklim değişikliğinin sonuçlarına karşı ellerinden gelen sınırlı… Venedikliler, şimdilerde 7 milyar euroya mal olacağı hesaplanan ve kenti yükselen deniz sularından koruyacağı umut edilen MOSE Projesini geciktirdikleri için hayıflanıyorlar ve projeyi 2021’e yetiştirmeye çalışıyorlar.

9 Aralık 2019 Pazartesi

TÜRKİYE'NİN 10 YIL ÖNCE İLAN ETTİĞİ 'ULUSAL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ STRATEJİ BELGESİ (İDES)' NELER İÇERİYORDU?


TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE
UYUM İÇİN STRATEJİSİNİ İLAN ETTİ

Cahit UYANIK

Bazılarımız için "Bitti de kurtulduk" dedirten 2009 yılı, Türkiye'de çoğu zaman ihmal edilmiş bir alan olan 'çevre' adına önemli bir yıl oldu. Özellikle çevre koruma ve küresel ısınma ile mücadeleye ilişkin olarak yılın son birkaç ayında önemli adımlar atıldı. Bunlardan ilki Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 'Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi'nin açıklanması oldu. İkinci olarak ise Avrupa Birliği (AB) tam üyelik müzakereleri kapsamında 'çevre başlığı' için görüşmeler resmen başlatıldı. Üçüncü olarak ise Kopenhag'daki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) konferansına geniş bir heyetle katılım sağlandı ve Türkiye'nin görüşleri anlatıldı. Bu yazımızda 3 önemli gelişmeden ilki üzerinde durmak istiyoruz. Çünkü iklim değişikliği konusu, önümüzdeki dönemde ekonomik aktörlerin yakından izlemesi, uyum göstermesi, cebinden para harcaması gereken bir alan olarak çok dikkat çekecek. 

Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi (İDES), iklim değişikliği ile mücadele kapsamında ilgili sektörlerde öncelikli olarak yapılması gereken çalışmaları ve Türkiye'nin etkilenebilirliğine yönelik acil önlemleri tanımlıyor. İDES, 2009 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koordinasyonunda kamu kurumları, özel sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin katılımı ve etkin bir çalışma süreci ile oluşturuldu. Bundan sonra ise İDES'in paralelinde 'Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı' hazırlanacak.

6 Ağustos 2019 Salı

TEMA VAKFI'NIN KAZ DAĞLARI-KİRAZLI'DAKİ ALTIN MADENİYLE İLGİLİ RESMİ AÇIKLAMASI

TEMA Vakfı’ndan çağrı: Çanakkale Kirazlı’da ÇED’e aykırı davranan işletmeyi durdurun

Çanakkale Kirazlı Siyanürlü Altın Madeni’nin durdurulması için 100.000’e yakın imza toplayan TEMA Vakfı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bölgede kesilen ağaç sayısının tespitini ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna aykırı davranan işletmenin durdurulmasını talep etti. TEMA Vakfı, Kirazlı Siyanürlü Altın Madeni ile ilgili bilgi kirliliğinin önüne geçmek için de bir bilgi notu yayımladı.

Altın madeni için bölgede kesilen ağaç sayısını uydu görüntüleri üzerinden 195.000 olarak tespit eden TEMA Vakfı, bu sayının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çanakkale Valiliği tarafından doğrulanması için gereken başvuruyu yaptı. Konuyla ilgili yetkili mercilerden yanıt beklediklerini belirten TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Altın madeni, olumlu kararı alan çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporunda belirtildiği gibi 45.650 ağaç kesileceği yönünde bir planla Mart 2019’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan işletme iznini aldı. Ancak uydu görüntüleri üzerinde yaptığımız incelemeler sonucunda kesilen ağaç sayısının ÇED raporuna aykırı olarak 195.000 adet olduğunu tespit ettik. Bunun üzerine ağaç sayısı ile ilgili kaygılarımızı açıklığa kavuşturmak için 25 gün önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çanakkale Valiliği gibi taraflara resmi yazı yazdık ve change.org’da bölgenin doğasına ve tüm canlılarına sahip çıkmak için imza kampanyası başlattık. #altındaölümvar etiketiyle sürdürdüğümüz kampanyamıza bugüne kadar yaklaşık 100.000 kişi imza vermiş olmasına rağmen yetkili mercilerden hala herhangi bir yanıt alamadık. Bir an önce ağaç sayısının açıklanmasını, buna göre ÇED'e aykırı işlem yapılıp yapılmadığının belirlenmesini istiyoruz” dedi.

1 Nisan 2018 Pazar

14 YIL ÖNCE NÜKLEER SANTRAL İÇİN HALKI İKNA ETME HAREKATI BAŞLATILMIŞTI

Başbakan'ın açıkladığı 3 nükleer santral projesini "çevreci" mühendis yürütecek 

13 Milyar $'lık Nükleer Kartı Paris'te Açıldı

Cahit UYANIK-Ankara

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransa gezisindeki konuşmasıyla ortaya çıkan 3 nükleer santral inşa etme projesinde düğmeye basıldı. Erdoğan'ın kamuoyundaki tepkilerin azaltılması amacıyla projenin başına İstanbul'daki Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezi mühendislerinden Gül Göktepe'yi getirdiği öğrenildi. Göktepe, çevresinde "nükleerci çevreci" olarak biliniyor. 

Yaklaşık 13 milyar dolara mal olacak; Mersin-Akkuyu, Sinop ve henüz yeri belli olmayan bir bölgede kurulacak üç santralin ihalesi için yöntem arayışı sürüyor. Türkiye'de nükleer santral kurulması için ilk adım 30 yıl önce atıldı. Her hükümet döneminde gündeme gelen ancak sonra rafa kaldırılan nükleer enerji santrali için harekete geçen AKP ise bu kez farklı bir yol izleyecek. 

9 Ocak 2016 Cumartesi

TÜRKİYE, SUYUNU HOR KULLANIYOR VE KİRLETTİĞİ SUYU ARITMIYOR



Cahit UYANIK

Su, yaşamın kaynağı. Birçok kaynak gibi, ancak azaldığında veya yok olmaya yüz tuttuğunda önemi anlaşılıyor. Normal zamanlarda insanlar, bu tip kaynakları hiç bitmeyecekmiş gibi fütursuzca harcıyorlar. Türkiye, bu yaz yaşadığı büyük kuraklığı çok uzun süredir görmemişti. Kuraklık, çoğunlukla bölgesel ve gelip geçici zamanları içeren bir problem olarak yaşanıyordu. Çok uzun yıllardır sözü edilen küresel ısınmanın geçen kış ve bu yaz iyice kendini hissettirmeye başlamasıyla su sorunu da ülke çapında iyice kendini gösterdi. Peki su sorununun neresindeyiz ve Türkiye'de sular nasıl kirlenip boşa akıyor? Bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığının verilerine başvurmak en sağlıklısı gibi görünüyor. Bu verilere bakıldığında ortaya çıkan sonuç şu: Türkiye, su zengini bir ülke değil. Buna rağmen suyu oldukça hor kullanıyor ve kirlettiği suyu da arıtıp yeniden kullanıma sunamıyor.