31 Temmuz 2015 Cuma

TÜRKİYE’DEKİ 2 MİLYON SURİYELİ, ÜLKE EKONOMİSİNİ NASIL ETKİLİYOR?


Cahit UYANIK

Türkiye, komşusu Suriye’de yaşanan iç savaş sebebiyle son 2 yıldır, hiç de alışık olmadığı büyüklükte bir mülteci sorunu ile karşı karşıya. Ülkelerinden kaçan yaklaşık iki milyon Suriyeli, Türkiye’ye sığınmış durumda. Bu tablo gösteriyor ki, -iç savaş öncesinde nüfusunun 22 milyon kişi olduğu düşünülürse- her 10 Suriyeliden biri artık Türkiye’de ikamet ediyor. Suriyelilerin yaklaşık yüzde 13’ü yani 250 bini mülteci kamplarında barındırılırken geriye kalan bölümü (Yaklaşık 1.7 milyon kişi), ülkenin neredeyse tamamına yayılmış durumda… Ancak bunların önemli bir kısmının Gaziantep, Kilis, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman, Mardin, Adana, Mersin, Ankara ve İstanbul’da yaşadığı düşünülüyor. Türkiye’nin Suriyeli mültecileri ağırlamak için 6 milyar dolar (16 milyar TL) tutarında para harcadığı, sırf bu amaçla kullanılması için gönderilen dış yardımların sadece 370 milyon dolar düzeyinde kaldığı ise en son dile getirilen rakamlar…

25 Temmuz 2015 Cumartesi

TÜRKİYE, NEDEN BUĞDAY İTHAL ETME DURUMUNA GELDİ?


Cahit UYANIK


Ankara’nın en işlek caddelerinden Milli Müdafaa’nın tam köşesine kondurulmuş heykelde çiftçi, karısı ve çocuğu, sırtını koskoca "T", "M" ve "O" harflerine dayayarak hasat sonu keyfi sürer. Heykelin yer aldığı bahçenin içindeki bina ise 1938 yılında faaliyete geçen Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) aittir. TMO, "buğdayın anavatanı" olarak bilinen Anadolu yarımadasındaki 12 bin yıllık buğday macerasının son ve önemli aktörüdür. Ancak bu önem, sadece kendi ülke sınırları açısından geçerlidir. Zira buğdayın anavatanı üzerine kurulu Türkiye ve TMO, dünya buğday piyasaları açısından çok da önemli olmayan bir aktördür. Bu durum bizzat TMO’nun yayımladığı 2005 Yılı Buğday Raporu’nda şöyle dile getirilir:

"Türkiye 681 milyon hektar olan dünya hububat ekim alanlarının 13.5 milyon hektar alanla yaklaşık yüzde 2’sini, buğday üretiminin ise 21 milyon tonla yüzde 3’ünü karşılarken; verim ve kalite sebebiyle hububat ticaretinde etkin değildir".

Sadece bu cümle bile Türkiye’nin dünyada buğday üretimi, depolanması ve pazarlanması alanlarında, rakiplerine çok geride olduğunu göstermeye yetiyor.


24 Temmuz 2015 Cuma

MİLYONER MEVDUAT SAHİBİ SAYISI BİR YILDA 18 BİNDEN 23 BİN KİŞİYE ÇIKTI

Cahit UYANIK

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) bankalardaki mevduatların büyüklüklerine göre yaptığı dağılımda 1 milyon YTL ve üzeri mevduata sahip mudiler ile 250 bin YTL-1 milyon YTL arasında mevduata sahip yarı-milyoner mudi sayısında son 1 yılda ciddi artış yaşandığı belirlendi.


Buna göre geçen yıl mayıs ayında 1 milyon YTL ve üzeri mevduat sahibi sayısı 18 bin iken, bu yılın mayıs ayında bu rakam yüzde 30'a yakın artarak 23 bine çıktı. 23 bin kişinin sahip olduğu 154 milyar YTL tutarındaki mevduat, sistemdeki toplam mevduatın yüzde 40'ını oluşturuyor. Yarı-milyonerler olarak bilinen 250 bin YTL-1 milyon YTL arasında mevduata sahip kişi ve kuruluş sayısı da yüzde 23 artarak 88 binden 106 bine yükseldi. Bu kişilerin yaklaşık 53 milyar YTL'ye ulaşan mevduatı da toplamın yüzde 14'ünü oluşturdu.

10 Temmuz 2015 Cuma

ÇİN PAZARINDA TUTUNMAK İÇİN SABIR VE DANIŞMANLIK HİZMETİ ŞART

Cahit UYANIK 
Türkiye'nin Çin Büyükelçiliği, bu ülke pazarına girmek isteyen girişimciler için bilgi notu hazırladı. Notta Türklerin ne istediklerini bilmeden ve yeterince araştırma yapmadan Çin'de iş yapmak istedikleri vurgulandı.
Türkiye'nin Çin Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği, bu ülke pazarına girmek isteyen girişimciler için samimi uyarılar içeren bir bilgi notu hazırladı. "Bu ülkeyi Batı dünyasının değerleriyle anlayabilmek imkân dahilinde bulunmamaktadır" uyarısı ile başlayan notta, şu ana kadar Çin'le kurulan iş ilişkilerinde yaşanan bazı olaylar bu görüşü desteklemek için örneklenerek anlatıldı. Notta Çin'le uzun vadeli ilişkiler kurabilmek için profesyonel danışmanlık hizmeti alınması gerektiği belirtilerek bu amaçla ayrı bir bütçe ayırmak zorunluluğu olduğu anlatıldı.

TEPAV: ARTAN SAĞLIK HARCAMALARI KORUYUCU HİZMETLERE DEĞİL TEDAVİYE GİTTİ

Cahit UYANIK

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), son günlerde sıkça tartışılan kamunun sağlık harcamalarının analizini yaptı. Analizde Türkiye'de sağlık harcamaları artmasına rağmen, bu harcamaların yapısındaki çarpıklığın ekonomideki mali uyumu bozacak noktada bulunduğu ifade edildi. 1999 yılından itibaren kamu sağlık harcamalarının yükselme eğilimi içinde olduğu anlatılan analizde, ancak bu artışın koruyucu değil tedavi edici hizmetlere yapılan harcamalardan kaynaklanmasının çarpık yapıyı ortaya çıkarttığı ifade edildi.

9 Temmuz 2015 Perşembe

TÜRKİYE, ÇİN'LE BÜYÜK BİR ORTAKLIĞA GİTMEK İSTİYOR

Cahit UYANIK

Son 10 yıldır dünyada bir Çin fırtınasıdır esiyor. 1970 ve 80'li yıllarda gazetelerde yayımlanan "Uyuyan Dev: Çin" başlıklı köşe yazıları ve dizi yazılar gerçek oldu. Uyuyan dev uyandı. Çin'in uyanma dönemi Türkiye'nin de ekonomisini dışa açma ve enflasyon belası ile mücadele etme dönemine rast geldi. Daha 2 yıl önce vitrinlerine "Ne alırsan 1 YTL" diye yazılan ve Çin malı satan mağazalar hepimizin akıllarında. Çin, tüm dünyadan sermaye çeken, çektiği sermaye ile üretim yaparak bunu yeniden tüm dünyaya satmaya çabalayan adeta dev bir 'pompa'yı andırıyor. Pompanın en önemli güç kaynağını ise bir hesaba göre 1.3, bir hesaba göre de (kayıtsız nüfus nedeniyle) 1.4 milyar kişiye ulaşan nüfus ve ucuz iş gücü oluşturuyor. Çin'in nüfusu, dünya nüfusunun neredeyse yüzde 20'sine karşılık geliyor.