Formula-1,
dünyadaki en büyük motor sporları ve eğlence organizasyonlarından biri. Kısaca
F-1 olarak adlandırılan bu organizasyondaki ‘formula’ sözcüğü, Türkçedeki
‘formül’ anlamında kullanılıyor. Söz konusu olan ‘formül’, tek kişilik yüksek
teknolojili F-1 yarış arabası motorlarının taşıması gereken temel teknik ve
güvenlik özelliklerini belirliyor olmasından geliyor. Bu formül sayesinde
Formula-1’e katılan takımların en adaletli, eşit ve güvenli şartlarda yarışması
sağlanıyor. Formula-1 ilk kez 1950 yılında gerçekleştirilirken, bu sene -Covid-19
pandemisinden hayli olumsuz etkilense de- 70. Yıldönümünü kutluyor.
Formula-1
gibi dev bir organizasyonun geri planında oldukça büyük finansal gelir ve gider
rakamları bulunuyor. Bir ara, her sezon 20-22 arasında yarışın gerçekleştiği
Formula-1’in her etabını dünya nüfusunun dörtte birini temsil eden 150’yi aşkın
ülkeden 2 milyar kişinin televizyonlardan izlediği hesaplanmıştı. Ancak bu tv izlenirlik
sayısının son yıllarda oldukça azaldığı, özellikle dünyanın en eski ve en büyük
otomobil tüketicisi ülke olan ABD’de Formula-1’e ilginin giderek azaldığı
biliniyordu. Elbette bu durum Formula-1’e ödenen yayın bedelleri ve televizyon
reklam gelirlerini hayli azalttı. Formula-1’in tv gelirlerinin en fazla 2
milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyordu.
Yarış pistlerine izleyici olarak girebilmek için istenen bilet fiyatlarının aşırı yüksek olması da Formula-1’de bir başka şikayet konusuydu. Astronomik düzeydeki fiyatlar yarışların gerçekleştiği pistlerde daha az seyirci tarafından izleniyor olması sonucunu beraberinde getirdi. 2005 yılından itibaren –birkaç ülke hariç- sigara şirketlerinden reklam alınmamaya başlaması ve bu gelir kaybının bir şekilde telafi edilememesi de Formula-1 organizasyonunu oldukça zorlamaya başladı.