Nükleer enerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nükleer enerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2025 Pazar

VATAN - MİLLET; YAP-İŞLET-DEVRET..!


Birecik Barajı ve HES

32 Kısım Tekmili Birden Özal'dan Çiller'e YİD...

Cahit UYANIK 

Turgut Özal rahmetli oldu  ama fikirleri tartışılmaya ve ortalığı karıştırmaya devam ediyor. Bunun en güzel örneği Yap-İşlet-Devret (YİD). Devlet, vatanın ve milletin tüm alt yapı projelerini YİD'e yüklemek istiyor ama...


1993 Mayıs ayının son günleri... Şanlıurfa'nın Birecik ilçesine bir heyecan dalgası hakimdi. Eh kolay değil, birazdan henüz birkaç günlük Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Birecik'e gelecek; Birecik Barajı ve Hidro Elektrik Santralinin temelini atacaktı. Demirel "28 yılda 7 kere gelip 6 kere gittim" dediği Başbakanlık görevinden sonraki Cumhurbaşkanlığı dönemine denk gelen belki de ilk icraatını yapacaktı. 

Birecik Barajının bir özelliği daha vardı. Fırat'ın azgın sularına bir dizgin daha takacak olan bu baraj bizim YİD, yabancıların BOT (Build-Operate-Transfer) dediği modelle finanse edilecekti. Konuya ilişkin uygulama sözleşmesi 19 Mart 1993'te imzalanmıştı çünkü... Birecik Barajı Konsorsiyumunun başkanlığını Alman Philipp-Holzmann yürütüyor ve payı yüzde 27 idi. Konsorsiyumda Türk, Belçikalı,  Fransız ve Avusturyalı şirketler de temsil ediliyordu. 

2 yıl boyunca mahkeme kararı beklendi 

O sıcak Mayıs gününde renk renk dumanlar çıkaran dinamitler patlatıldı ve Birecik Barajı için 'Bismillah' denildi ama gerisi gelmedi. Çünkü bu projeyi üstlenen Konsorsiyum, baraj için borçlanacağı 2 milyar Alman markı konusunda kendini rahat hissetmiyordu. Konsorsiyum Türkiye'den bu borcun geri ödemesi konusunda Hazine garantisi istediğinde "Bu baraj bitirdikten sonra sizin olacak. 15 yıl sonra bize devredeceksiniz. Zaten garanti verecek olsak, bu parayı gider bankalardan kendimiz ister, inşaatını kendimiz yaparız" cevabını almıştı. 

Yabancı bankalar ise "Hazine garantisini bir yana bıraktık. Türk hükümetinin bu işin arkasında olduğuna ve bu yatırımı desteklediğine dair ciddi bir belge getirin" diye bastırmaktaydı. Bu minval üzre giden tartışmalara bir yandan da Türkiye'deki bazı çevreler "Enerji üretimi bir imtiyazdır. Bu imtiyazı ikili anlaşmayla devredemezsiniz. Bir yasa çıkarın. Yasada imtiyazın önüne geçecek hükümler bulunsun" diyerek katılmaktaydı.

17 Şubat 2024 Cumartesi

TÜRKİYE YENİ BİNYILA ELEKTRİK KESİNTİLERİYLE GIRİNCE, NÜKLEER SANTRAL TARTİŞMALARI HIZ KAZANMIŞTİ

ENERJİ POLİTİKALARI VE SOKAKTAKİ VATANDAŞ

Cahit UYANIK

Türkiye, 20'inci Yüzyıl'ın son günlerini elektrik kesintisi tartışmaları ile geçirdi. 21. Yüzyıl'ın ilk günlerinde de manzara ve ortam değişmedi. Kış koşulları biraz ağır basınca, enerji politikalarımızdaki bütün ayıp ve kusurlar ortaya dökülüp saçıldı. Geciken yatırımlar, doğal gaza aşırı bağlılığımız, nükleer santral konusundaki kararsızlığımız, enerji özelleştirmelerindeki acemiliklerimiz ve tezcanlılıklarımızın faturası önümüze konuluverdi. 

Hemen her konuda kendini Batı standartlarıyla kritik etmeye alışık olan toplum, elektrik kesintilerine büyük bir tahammülsüzlük gösterdi. Dile kolay yaklaşık 18-19 yıl aradan sonra Türk insanı yeniden bu tatsız uygulama ile karşılaşıyordu. Mum ile idare lambasını sadece 'dekoratif malzeme' olarak bilen ve gören bir kuşak yetişmişti. Elektrik kesintilerine o kadar hazırlıksız yakalandık ki, orada burada patlayan televizyonlar ve jeneratörler minik çocukların canına mal oldu; gencecik insanları hastanelik etti. İşin acı yönü bu kesintilerin, Türkiye'yi tüm dünyaya "Orta Asya'nın Enerji Terminali' olarak lanse etmeye çalıştığımız günlere denk gelmesiydi.

Peki Türkiye bu noktaya nasıl geldi? Soruya doğru cevaplar bulabilmek için ister istemez rakamlardan yararlanmak zorundayız. Önce en klasik rakamsal göstergeye bakalım. Türkiye'de -hızlı nüfus artışının da desteğiyle- kişi başına elektrik enerjisi tüketimi hızla yükseliyor. 1991 yılında kişi başına düşen tüketim 1.061 kilovatsaat düzeyinde iken, bu rakam 1995 yılına gelindiğinde yüzde 40'tan fazla artarak 1.417 kilovatsaata çıkmış. 1998 yılında ortalama tüketim 1.797 kilovatsaat düzeyinde gerçekleşmiş. 2000 yılında ise bu rakamın 1.964 kilovatsaata yükselmesi bekleniyor. Anlayacağınız 2001 yılında kişi başına elektrik tüketimi 2.000 kilovatsaatı aşacak. Buradan çıkan sonuç şu: Türkiye'nin geride kalan 10 yılda enerji talebi ikiye katlanmış. Türkiye'nin yakın gelecekte 70 milyonluk bir nüfusa yaklaşacağı ve insanların yaşam standartlarındaki iyileşme trendinin devam edeceğini kabul edersek, 2010 yılına kadar bu rakamın kişi başına 4.000 kilovatsaata çıkmayacağını kimse garanti edemez.

13 Nisan 2018 Cuma

DÜNYA BANKASINDAN AKKUYU NÜKLEER SANTRALINA KREDİ YOK



Cahit UYANIK

Dünya Bankası (DB) Türkiye'nin inşa etmeye çalıştığı nükleer santral konusunda dikkate değer bir hassasiyet gösteriyor. Anahtar teslimi şeklinde inşa ettirilecek Akkuyu Nükleer Santrali'ne Hazine'nin garanti vermesine karşı çıkarak, ihalenin 24 Temmuz'a ertelenmesine sebep olan DB'nin; Ekonomik Reform Kredisine (ERL) bu konuyla ilgili önemli bir 'yasak maddesi' koydurduğu belirlendi.

DB, geçen Mayıs ayında onayladığı 759,6 milyon dolarlık ERL Kredisinin nükleer santral harcamalarında kullanılmamasını şart koştu. Buna göre ERL ile sağlanan finansman, nükleer reaktörler, nükleer reaktör parçaları, yakıt elementleri, radyoaktif elementler, nadir toprak metallerinin izotop ve bileşkelerinin satın alınmasında harcanamayacak. Oysa kredi imzalandıktan sonra yapılan açıklamalarda, bu parayı Türkiye'nin istediği yerlerde kullanabileceği belirtilmişti.

1 Nisan 2018 Pazar

14 YIL ÖNCE NÜKLEER SANTRAL İÇİN HALKI İKNA ETME HAREKATI BAŞLATILMIŞTI

Başbakan'ın açıkladığı 3 nükleer santral projesini "çevreci" mühendis yürütecek 

13 Milyar $'lık Nükleer Kartı Paris'te Açıldı

Cahit UYANIK-Ankara

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransa gezisindeki konuşmasıyla ortaya çıkan 3 nükleer santral inşa etme projesinde düğmeye basıldı. Erdoğan'ın kamuoyundaki tepkilerin azaltılması amacıyla projenin başına İstanbul'daki Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezi mühendislerinden Gül Göktepe'yi getirdiği öğrenildi. Göktepe, çevresinde "nükleerci çevreci" olarak biliniyor. 

Yaklaşık 13 milyar dolara mal olacak; Mersin-Akkuyu, Sinop ve henüz yeri belli olmayan bir bölgede kurulacak üç santralin ihalesi için yöntem arayışı sürüyor. Türkiye'de nükleer santral kurulması için ilk adım 30 yıl önce atıldı. Her hükümet döneminde gündeme gelen ancak sonra rafa kaldırılan nükleer enerji santrali için harekete geçen AKP ise bu kez farklı bir yol izleyecek. 

8 Ocak 2017 Pazar

TÜRKİYE NÜKLEER ENERJİDE YENİ TEKNOLOJİ ARIYOR

Cahit UYANIK

Üç nükleer santral kurmayı planladığını açıklayan Türkiye, bu konudaki yeni teknolojileri dikkatle izlerken, bor ve toryum gibi yerli maden kaynaklarını da yeni teknolojiler yoluyla nükleer enerji üretiminde kullanmayı planlıyor. Türkiye'nin yeni nesil nükleer enerji sistemlerine yönelik çalışmaların yapıldığı Uluslararası Enerji Ajansı (UAEA) önderliğindeki "Yenilikçi Nükleer Reaktörler ve Yakıt Çevrimleri Projesi" ile "Gaz Soğutmalı Nükleer Reaktörler Teknik Çalışma Grubu"na üye olduğu bildirildi.

31 Mayıs 2015 Pazar

TÜRKİYE, DÜNYA ENERJİ SATRANCINDA 3 ÖNEMLİ HAMLEYE İMZA ATTI



Cahit UYANIK

İleriki zamanlarda Türkiye’nin enerji tarihi yazılırsa, 2015 yılının ilk 4 ayının üzerinde önemle durulması  gerekecek gibi görünüyor. Çünkü Türkiye,  2015 yılının Ocak-Nisan döneminde  ‘dünya enerji satrancı’nda 3 önemli ve kritik hamle yaptı. Bu 3 hamle nedenleri  ve uzun zamanlı planlamalar ile beklentilerin nihayete ulaşması açısından olduğu kadar; başka ülkelerin boşa çıkan hamleleri ve -belki de- yeni hamlelere yol açabilme ihtimali açısından hayli önem taşıyor. Neydi Türkiye’nin bu 3 önemli hamlesi?

9 Ocak 2015 Cuma

SİNOP VE MERSİN-AKKUYU'DA NÜKLEER İÇİN TEKNİK HAZIRLIKLAR HIZLANDI

Cahit UYANIK


Türkiye, Sinop ve Mersin-Akkuyu'da kuracağı iki nükleer tesisin teknik hazırlıklarını hızlandırdı. Sinop'ta kurulacak santralın tsunami ve fırtına dalgaları karşısındaki etkilenme durumuna ait rapor bitirilirken, Mersin-Akkuyu için ise soğutma suyu deşarj modeli oluşturuldu. Türkiye, Sinop'taki santralı Güney Kore'ye, Mersin-Akkuyu'daki santralı ise Ruslara yaptırmayı planlıyor.

4 Ocak 2015 Pazar

NÜKLEER SANTRAL TARTIŞMASI TAM 38 YILDIR DEVAM EDİYOR



Cahit UYANIK

Türkiye, bugünlerde yine nükleer santral inşa edip etmemeyi tartışıyor. Hükümet, önümüzdeki yıllarda elektrik enerjisi açığı yaşamamak ve birim başına enerji maliyetlerini aşağıya çekmek için ilk nükleer santrali 2012-2014 yılları arasında işletmeye almayı planlıyor. Bu sayı, daha sonra 3 nükleer santrale çıkacak. Türkiye'de bu sefer nükleer santral tartışmaları ulusal ve uluslararası konjonktür açısından hayli ilginç bir döneme denk geldi.  Petrol fiyatlarının yakın gelecekte 50-60 dolar düzeyinden düşmesinin beklenmemesi, Türkiye'nin 2010 yılından itibaren ciddi bir enerji krizine girme tehlikesi, Türkiye'nin diğer kaynaklardan ürettiği elektriğin hayli pahalı bir ortalama maliyetinin olması, Türkiye'nin çevresindeki bazı ülkelerde nükleer teknolojiye sahip olma hevesi gibi etkenler  nükleer santralin şansını artırıyor. Ancak biz bu yazıda, Türkiye'deki nükleer santral tartışmalarının geçmişi ve şu anda gelinen noktayı ele alacağız.