30 Ocak 2015 Cuma

SİYASETÇİNİN EKONOMİYİ OLUMSUZ ETKİLEMESİ NASIL ÖNLENİR?



Cahit UYANIK

Hafızalar yoklanırsa, Türkiye'nin 2001 Krizi sonrasında tartıştığı önemli konulardan birisi siyaset ile ekonomi yönetiminin birbirinden nasıl ayrılacağı idi. Türkiye, bu sorunu çözmek için kriz sırasında iki önemli adım attı. Birincisi Merkez Bankası'na bağımsızlık tanınmasıydı. Aslında 1994 Krizinden sonra adımları atılmaya başlanan Merkez Bankasının bağımsızlık kazanma süreci, 2001'de değiştirilen kuruluş kanunu ile iyice perçinlendi. Hükümetin Merkez Bankasından avans çekerek kamu harcamalarında kullanabilmesi imkanı kaldırıldı, bankanın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve korumak olduğu kabul edildi, Banka bünyesinde Para Politikası Kurulu kurularak faiz oranlarının belirlenme sürecinde teknik boyut daha çok öne çıkarıldı. Bütün bunlar, siyasetin Merkez Bankası üzerindeki etkisini iyice asgariye indirmek amacını taşıyordu.

29 Ocak 2015 Perşembe

DÜNYA NÜFUSU 9 MİLYARA, TÜRKİYE NÜFUSU 100 MİLYON KİŞİYE DOĞRU GİDİYOR

Cahit UYANIK

İçinde yaşadığımız günlerin yoğunluğu zaman zaman bizi geleceği görmekten alıkoyuyor. Hele hele ekonomik kriz dönemlerindeki belirsizlikler, insanları iyice 'miyopi'ye itiyor. Yani önümüzdeki birkaç haftadan daha ötesini göremez oluyoruz. Oysa geriye doğru dönüp baktığımızda, içinde yaşadığımız sorunların çoğunlukla geçmişte dile getirildiğini, yaklaşmakta olan büyük  tehlikelere dikkat çekildiğini anlayabiliyoruz. O tehlike anı gelip çattığında ise uzun vadeli düşünüp önlem alanlar, gününü gün edip önlem almayanlara göre nispi bir üstünlük sağlayabiliyor. İnsanlığın son yüzyılda uğraştığı en önemli sorunlardan birisi ise hızlı nüfus artışı. Hızlı nüfus artışı beraberinde ekonomiyi baskı altına alması, beslenme sorunları yaratması, güvenlik sorununun açığa çıkmasına sebep olması, yetersiz sağlık ve eğitim hizmetleri meselesiyle uğraşılması, işsizlik artışı, kentleşme ve yerleşme sorunlarının baş göstermesi, insanları iç ve dış göçe zorlaması gibi alanlarda çözümü kolay olmayan sorunlar doğuruyor. Halen içinde geçtiğimiz dönemde yaşadığımız bu sorunlar, önümüzdeki 40 yılın sonunda iyice tavana vurabilir. Şu anda bile çözmekte aciz kalınan hızlı nüfus artışıyla ilgili sorunlar, iyice içinden çıkılmaz hale dönüşüp, hiç de hesapta olmayan toplumsal sonuçlara yol açabilir.  

28 Ocak 2015 Çarşamba

YTL: PARA MACERAMIZDA 165 YIL SONRA YENİ BİR BOYUT

Cahit UYANIK

Türkiye, 2005 yılına yeni bir para birimi, yeni basılmış kağıt ve madeni paralarla girdi. Böylece 1994 yılından bu yana zaman zaman alevlenip sönen sıfır atma tartışmaları da bitti. Banknot Yeni TL'ler (YTL) ve içinde 1 YTL'nin de bulunduğu madeni para Yeni Kuruşlar (Ykr) konusunda özellikle son 1 ayda çok yoğun bir bilgilendirme ortamı yaşandı. Bu konuya birazdan biz de gireceğiz. Ama önce günlük yaşamımızın önemli unsurlarından birisi olan paranın Türkiye'deki kısa bir tarihçesine bakalım.

NÜFUS 3.3 MİLYON KİŞİ AZ ÇIKINCA, GELİR 2.375 DOLAR ARTACAK

Cahit UYANIK 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 1998 bazlı yeni milli gelir hesabına dayanarak 2007 yılı büyüme sonuçlarını bugün açıklayacak. Yeni hesaplamada birçok kayıt dışı unsur kayıt altına girdiği, daha farklı hesaplama yöntemleri kullanıldığı, daha önce hesaplara alınmayan bazı unsurlar hesaplara dahil edildiği için milli gelirin yüksek çıkarak 630 milyar dolar civarında kesinleşmesi bekleniyor. Bu durumda kişi başına milli gelir de 9 bin dolar civarında belirlenecek. Büyüme oranının ise yüzde 5 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. 

27 Ocak 2015 Salı

TÜRKİYE'DE EKONOMİK KRİZ DÖVİZ CEPHESİNDEN BAŞLAR




Cahit UYANIK

Son haftaların en çok ilgi çeken ekonomik tartışma konusu şu: Ekonomi adı konulmamış bir krize mi girdi? İnsanlar işsizlikten, firmalar iş yapamamaktan, devlet vergi toplayamamaktan şikayetçi. Türkiye, yoksa daha önce hiç görmediği biçimde sessiz bir kriz mi yaşıyor, yoksa bu 'fırtına öncesi sessizlik' gibi, büyük bir ekonomik krizin ön işaretleri mi?

26 Ocak 2015 Pazartesi

GENİŞ ŞUBE AĞINA SAHİP TÜRK BANKALARI YABANCILARIN İLGİSİNİ ÇOK ÇEKİYOR

Cahit UYANIK

Türk bankacılık sektörü uzun yıllardır sıkıntılı. 1980 öncesindeki 'rekabetsizlik' koşullarında, yapay bir ortamda yaşayan bankalar, bu tarihten sonra serbest bırakılan faizlerle yarışmaya girince ilk şoka uğramıştı. Daha sonraki yıllarda bireysel bankacılığa geçiş, Hazine'nin borçlanma ihtiyacının çok artmasıyla ona borç veren bankaların 'hormonlu' biçimde büyümesi, bankalara siyasi müdahaleler en önemli sorunlar olarak ön plana çıktı. Bu sorunlar Türk bankacılığının 'müzmin' sorunu olan özsermaye yetersizliği ile birleşince çok ciddi sorunlarla boğuşmaya başladı. Türkiye, 90'lı yıllar boyunca tüm dünyanın geçtiği yeni modeli de benimsemedi. Yani finans ve bankacılık sektörünün çalışma koşullarını, izinlerini, denetleme şekillerini düzenleyen 'bağımsız ve özerk bir bankacılık otoritesi' kurmak yolunu seçmedi. Bunun faturası da çok ağır oldu.


24 Ocak 2015 Cumartesi

MALİYE, HAPİSTEKİ TİTANCI KENAN ŞERANOĞLU'NU ARIYOR!



Cahit UYANIK

Türkiye bundan 8 yıl önce Titan Saadet Zinciri ve onun havalı patronu Kenan Şeranoğlu'nu, dillere destan bir doğum günü partisi ile tanımıştı. Lüks bir otomobille doğum gününe gelen ve lüks bir otomobil şeklindeki doğum günü pastasını kesen, tek düğmeli iki parça kumaştan dikilmiş ultra-süper ceketiyle hala hafızalardaki yerini koruyan Şeranoğlu, Titan adlı organizasyonun aslında bir "saadet zinciri" olduğu anlaşılınca gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Daha sonra mahkeme aşamasında ortaya çıkarılan bilgilere göre Şeranoğlu, 8 ayda o dönemde hatırı sayılır bir para olan 2 trilyon lirayı cebe indirmişti. Titan organizasyonu, 30 bin kişiden 2 bin 500'er mark toplamış ve her üyeye, bir önceki üyenin parasından belli bir miktar aktarmıştı. Buna finans literatüründe "saadet zinciri" veya "Ponzi oyunu" da deniliyordu.

ENFLASYON HEDEFLEMESİNDE İLK TEST NOKTASI BUGÜN












Cahit UYANIK
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) bugün açıklayacağı mart ayına ilişkin enflasyon rakamı, Merkez Bankası'nın (MB) yılbaşında duyurduğu enflasyon hedeflemesi açısından da ilk test noktasını oluşturacak. MB, yıl sonu için belirlediği yüzde 5'lik nihai hedefe ulaşmak için, 3'er aylık dönemler halinde (mart-haziran-eylül) bir "enflasyon patikası" tespit etmişti. Bu patikaya göre, mart ayındaki tüketici fiyatları enflasyonunun (TÜFE) yıllık yüzde 7.4 düzeyinde gerçekleşmesi gerekiyor. Şubat ayındaki yıllık enflasyon rakamı yüzde 8.15 olarak gerçekleşmişti. Bu durumda yüzde 7.4'lük rakamı yakalayabilmek için, mart ayı fiyat endeksinin düşüş yönünde olması gerekiyor.

23 Ocak 2015 Cuma

İŞSİZLER "VAKTİM YOK, İŞ ÖĞRETEN KURSA GİDEMEM" DEDİ !



Cahit UYANIK 


Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Beceri’10 kurslarına ön kayıt yaptıran ancak sonrasında sistemden çıkan 1086 kişi ile telefonda yapılan ankette, işsizlerin meslek kurslarına bakış açıları ile ilgili önemli bilgiler toplandı. Kursa devam edilen her gün için 15 TL harcırah alınan ve kurs sonunda istihdam garantisi bulunan UMEM Beceri’10 Projesine ön kayıt yaptırıp, daha sonra herhangi bir kursa kayıt olmayan her 10 kişiden birinin “vakti olmadığı” gerekçesini sunması ilginç bir bulgu olarak ortaya çıktı.

22 Ocak 2015 Perşembe

AZ BİLİNEN IMF-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN GEÇMİŞİ...

Cahit UYANIK

Türkiye, Hazine Müsteşarlığı'nın 9 Mart 2010 tarihli resmi  açıklamasına göre Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 20. stand by görüşmelerini anlaşma olmadan bitirdi. Bu görüşmeler, 19. stand by'ın 2008 mayıs ayı sonunda bitmesinden bu yana sürüp gidiyordu. Yani 21 ay boyunca süren görüşmeler bir anlaşma olmadan sona erdi. Bu durum Türkiye'de günlerce tartışıldı. IMF'siz dönemin neler getirip neler götüreceği üzerinde duruldu. Ben de burada uzun uzadıya IMF olmadan Türkiye ekonomisinin performansının nasıl seyredeceği konusunda niyet okuyuculuğuna soyunmayacağım. Bunu hep beraber yaşayıp göreceğiz. Sadece şu söylenebilir: Türkiye'de IMF olmadan, kendi kendine yeten bir akış halinde, ekonomisini yürütmesi için yeterli altyapılar kurulmuş gibi görünüyor. Ancak bu altyapıların korunup, zamana ve şartlara göre geliştirilmeye gereksinimi var. Türkiye, gerek devlet ve hükümetler olarak, gerek özel sektör olarak bu konuda duyarlılık gösterirse IMF ile ilişkiler bundan sonra, 'borçlu-alacaklı' değil 'diplomatik’ düzeyde kalabilir. Aksi taktirde yine zorlu bir viraj sırasında IMF'ye muhtaç duruma düşebiliriz.

İŞTE BARZANİ'Yİ 300 MİLYON DOLARDAN EDECEK AKÇAKALE SINIR KAPISI

Cahit UYANIK  

Bu yıl nisan ayında yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan kararlar gereği devlet, Irak'la ticaret hacmini azaltmadan, Kuzey Irak'taki Barzani yönetimini "güçsüz" hale getirmeyi hedefliyor. Barzani'nin en önemli gelir kaynaklarından birisi Habur Sınır Kapısı'ndan geçiş yapan tırlar ve kamyonlar. Bu araçlardan yılda 300 milyon dolarlık nakit gelir sağlayan Barzani yönetiminin gelirleri, Şanlıurfa-Akçakale'de açılacak Akçakale Sınır Kapısı ile azaltılmaya çalışılacak.

21 Ocak 2015 Çarşamba

İŞSİZLİK SİGORTASINA EL ATMAK, SSK'DA 30 YIL ÖNCE DÜŞÜLEN HATAYI TEKRARLAMAKTIR

Cahit UYANIK

Türkiye'de değişmeyen kötü siyasi geleneklerden birisi de hazır ve yıllardır biriktirilen kaynakları fütursuzca tüketmek. Türkiye bu siyasi pratiği 1970'li yıllardan sonra Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) üzerinden yaşadı. Kurulduktan sonra işçi ve işverenlerden kesilen primlerle SSK, büyük bir kaynak gücüne ulaşmıştı. 1970'li yıllardaki çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum;  SSK hastanelerine gıpta ile bakılırdı. Bir kentte eğer SSK'ya bağlı bir hastane varsa ve siz SSK'lı iseniz şanslı bir vatandaş sayılırdınız. O kentin en iyi doktorları SSK hastanesinde çalışır, en modern tedaviler orada uygulanırdı.  Ama maalesef 1980'li yılların sonu ve 1990'lı yıllar boyunca SSK hastaneleri yeni yatırımlar yapılmadığı için en kötü sağlık kurumları olarak ünlendiler.

20 Ocak 2015 Salı

ÇOK SEVDİĞİMİZ AMA PEK TANIMADIĞIMIZ BİR YATIRIM ARACI: ALTIN

Cahit UYANIK



Altın, Türk halkının çok ama çok sevdiği; neredeyse hiç tanımadığı yegane yatırım aracı. Mesela 'karat' ve 'ons' nedir? Altının ayarları neye bağlıdır? Altın fiyatları nasıl artar veya azalır, bunları biliyor muyuz? Oysa diğer yatırım araçları öyle mi? Banka mevduatı ve döviz hakkında birçok bilgisi olan halkımız, bir zamanlar rağbet ettiği borsadan ise çok fazla teknik bilgi ve sürekli takip gerektirdiği için soğumuş görünüyor. Mevduattan ne kadar vergi alındığı, mevduat garantisinin limiti, hangi bankanın mevduata ne faiz verdiği gibi bilgilerin yanı sıra, doların, sterlinin veya euronun geleceğine yönelik düşünce ve beklentiler çoğu kişinin bilgisi dahilindedir. Altında ise 'güven' hissi, çoğunlukla altın hakkında bilgi sahibi olma çabasına baskın çıkar. Altında fiyat takibinin ötesine pek geçmeyiz. Altın belki de; somut, elle tutulabilen, değerini yitirmeyen, kriz dönemlerinde de nakite kolayca dönüştürebilen özellikler taşıdığından Türkler'in gözdesi. Altın aynı zamanda bir ziynet eşyası olarak çok rağbette. Türkler olarak, altınla süslenmeyi çok seviyoruz. 


19 Ocak 2015 Pazartesi

MB: HAM PETROLDE FİYAT ARTIŞININ ÜÇTE BİRİ AKARYAKITA YANSIYOR

Cahit UYANIK

Merkez Bankası (MB), ham petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye'deki akaryakıt fiyatlarını ne yönde etkilediğini araştırdı. MB'nin yayımladığı son enflasyon raporundaki verilere göre ham petrol fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki artış, yurt içi akaryakıt fiyatlarını 24 aylık bir dönem sonunda 3.2 puan artırıyor. Yani uluslararası petrol fiyatlarındaki bir artışın ancak 1/3'ü yurt içi akaryakıt fiyatlarına yansıyor.

ALARKO VE AKENERJİ SANTRAL KAPATIYOR





Cahit UYANIK 

Yüksek doğal gaz fiyatları nedeniyle zararda olduklarını ve elektrik üretiminden vazgeçme noktasına geldiklerini belirten özel sektör elektrik üreticileri santral kapatmaya başladı. Alarko Holding iştiraklerinden Alarko Elektrik Santralları Tesis, İşletme ve Tic. A.Ş.'ye (Altek) bağlı Kırklareli Doğal Gaz Çevrim Santralında bu ay sonunda üretim duruyor. Akkök Grubu'na bağlı Akenerji de, Bilecik-Bozhöyük’teki santralin birinci ünitesini 15 Temmuz, ikinci ünitesini 30 Temmuz’da üretim durdurma kararını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na iletti. Akenerji, mayısta 5 MW gücündeki Bursa-Orhangazi santralini kapatmıştı. Kapatılan son iki santralin kurulu gücü 81 (Altek) ve 127 (Akenerji) olmak üzere toplam 208 MW düzeyinde bulunuyor. Türkiye'deki toplam kurulu güç ise 39 bin MW düzeyinde. 

16 Ocak 2015 Cuma

TÜPRAŞ ÖZELLEŞTİRMESİ: 37.3 DOLARLIK MASRAFLA 3.6 MİLYAR DOLAR KAZANILDI



Cahit UYANIK 

Türkiye, 20 yılı aşkın zamandır süren özelleştirme macerasında mahkeme kararlarına saygı göstermeye başlamasının ödülünü Tüpraş özelleştirmesindeki ek 3 milyar 625 milyon dolarlık kazançla aldı. Hükümet, Tüpraş'ın yüzde 65.76'sını 2003-2004 yıllarında yapılan özelleştirme ihalesinde 1 milyar 302 milyon dolara Efremov-Zorlu Ortaklığı'na satmıştı. Ancak Petrol-İş Sendikası tarafından Ankara 10. İdare Mahkemesi'ne açılan davada mahkeme, işlemin iptaline karar verdi. 2 Haziran 2004'te verilen bu karar, daha sonra Danıştay tarafından da onaylanınca hükümet ihaleyi iptal etmek zorunda kalmıştı.

İŞSİZLERİN MESLEK ÖĞRENİRKEN TERCİH ETTİĞİ KURSLAR: TEKNOLOJİ YOĞUN MESLEKLER

İŞSİZLER, İŞ BEĞENMİYOR
İŞSİZLERE, İŞ BEĞENDİRMEK ZOR
İŞSİZLER, İŞ ÖĞRENMEYE GÖNÜLSÜZ
MESLEKSİZ İŞSİZLER, MESLEK EDİNMEK İSTEMİYOR (MU?)
BATIDA İŞSİZLER İŞ BEĞENMİYOR, DOĞUDA YETERİ KADAR İŞ YOK!
İŞSİZLER, TEKNOLOJİ YOĞUN MESLEK KURSLARINA İLGİ GÖSTERİYOR 

TOBB ETÜ Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SPM) Direktörü Prof. Dr. Serdar SAYAN, meslek edinmek isteyen işsizlerin en çok hangi alanlardaki kursları tercih ettiğini açıkladı. Buna göre işsizler, kurs bitip işe girdiğinde daha yüksek kazanç beklentisi, bu işlerin gelecekte de önemini koruyacağı ve kendilerini geliştirebilecekleri düşüncesiyle ‘teknoloji yoğun’ sektörlere yönelik mesleki eğitimlere daha çok ilgi gösteriyor.
Buna göre işsizler, en çok sırasıyla;
-‘elektrik, elektronik, makine ve beyaz eşya’,
- ‘enerji üretimi ve işletme’ ile
- ‘otomotiv ve taşımacılık’
sektörlerindeki meslek edindirme kurslarıyla ilgileniyor.



15 Ocak 2015 Perşembe

TÜRKİYE’DE HER 10 ÜNİVERSİTE MEZUNUNDAN 3’Ü YAPTIĞI İŞE GÖRE ‘AŞIRI EĞİTİMLİ'


Bu araştırmanın sonuçları üniversite tercihini yapan gençlerin moralini bozabilir  

TÜRKİYE’DE HER 10 ÜNİVERSİTE MEZUNUNDAN
3’Ü YAPTIĞI İŞE GÖRE ‘AŞIRI EĞİTİMLİ’…

TÜRKİYE’DE HER 10 ÜNİVERSİTE MEZUNUNDAN
3’Ü ALDIĞI EĞİTİMDEN DAHA DÜŞÜK BİR İŞTE ÇALIŞIYOR

Türkiye’de yüz binlerce gencin yaşamları boyunca yürütecekleri mesleklerine ilişkin üniversite tercihlerini henüz yeni yaptığı bugünlerde, ilginç bir araştırmanın sonuçları açıklandı. Buna göre, Türkiye’de halen istihdam edilen her 10 üniversite mezunundan 3’ü, yaptığı işe göre ‘aşırı eğitim’ almış durumda. Lise veya daha az düzeyde eğitimli mezunların yürütebileceği işleri, üniversite mezunlarının yapması anlamına da gelen ‘aşırı eğitimlilik oranı’;  Türkiye’deki üniversite mezunları arasında yüzde 31.8 olarak belirlendi.

PETROLDEKİ DÜŞÜŞ, 73 MİLYAR DOLARLIK CARİ AÇIK KABUSUNDAN UYANDIRDI



Cahit UYANIK 
Türkiye, ham petrol ithalatına bu yılın ilk 6 ayında 2007 yılının tümüne ödediği kadar para ödedi. Türkiye'nin ilk 6 ayda ödediği yüksek fatura, yılın son 5 ayındaki oluşması beklenen düşük fiyatlara rağmen petrol faturasını 20 milyar dolara çok yaklaştıracak. Yapılan hesaplamalara göre ham petrolün ortalama fiyatı 120 dolar olsaydı cari açık 63, 140 dolar olsa 73 milyar dolara kadar çıkabilecekti.

14 Ocak 2015 Çarşamba

TATLI UYKU, ANTEP BAKLAVASINA FEDA OLSUN


Cahit UYANIK

Coğrafi işaretle tescillenen ve uluslararası tescil alma konusunda önemli bir adım atan Antep baklavasının, Antepliler için anlamı çok daha yaşamsal. Antep'te baklava, mesleğin ustalarının sabaha karşı saat üçte "tatlı uykulardan uyanarak tatlı yapmaya gittiği" bir yaşayış ve üretim biçiminin öznesi. Müşterisine bu lezzet harikasını taze taze sunabilmek için sabahın erken saatlerinde tatlı uykular bölünüyor. O nedenledir ki, uykusunu bölemeyenden baklavacı olmaz. Uyanmak sırf ustaların işi değil tabii. Ustalar uyanır da çıraklar (şakirtler), kalfalar (halfeler) uyuyakalır mı? Sabahın üçünde, bütün dükkân tepsi tepsi baklava pişirmek için sabırla çalışmaya başlar. Baklavacı ustası olabilmek için ise uzun yılları art arda sıralamak gerekir. Bu unvana ulaşmak, o kadar kolay değil. Getir-götür işleri ile daha 11-12 yaşlarında başlayan bu serüven, yıllarca açılan yufkalarla devam eder. Yufkaya fıstık koymak, tepsiye yerleştirmek, tepsiye yerleştirilmiş malzemeyi kendi geometrisi içinde bir estetik barındıran baklava dilimi şeklinde kesmek, pişirme süresini hesap etmek ve şerbeti dökmek adeta saç ağartacak kadar uzun bir yaşam dilimini kapsar.

REKABET İHLALİNDE GIDA SEKTÖRÜ BAŞI ÇEKİYOR

Cahit UYANIK

Rekabet Kurulu, Türkiye'de rekabet kurallarını en fazla ihlal eden sektörün ‘gıda ürünleri ve içecek' sektörü olduğunu açıkladı. Kurulun, ‘2009 Yılı Faaliyet Raporu'nda yaptığı değerlendirmeye göre ilk inceleme, ön soruşturma ve soruşturma süreçleri sonucunda nihai karara bağlanan rekabet ihlallerinde ikinci sırayı ise ‘ulaştırma sektörü' alıyor. Ulaştırmayı, telekomünikasyon ve posta ile petrol ürünleri sektörü takip ediyor. Rekabet Kurulu, sürekli olarak rekabet ihlali görülen sektörlerde yapısal tedbirler alınması için kanun koyucu ile bu sektörlerin düzenlenmesinden sorumlu kamu otoriteleri arasında işbirliği mekanizmaları kurulması gerektiğine dikkat çekiyor.

12 Ocak 2015 Pazartesi

2015'TEKİ KRİZ TARTIŞMALARINA IŞIK TUTABİLİR: EKONOMİMİZ İTHALATLAŞTI, ASYALILAŞTI, ULUSLARARASILAŞTI

Cahit UYANIK

Türkiye ekonomisi çok uzun yıllardır bir türlü rahatlayamıyor. Enflasyon düşürülüyor ama döviz dengesi bozuluyor. Derken işsizlik, giderek büyüyen ve önü bir türlü alınamayan bir sorun olarak çıkıyor. Ekonomik göstergelerdeki bir çok başarı öyküsü, sokaktaki insan açısından çok fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü sokaktaki insan, sonuçta bir işi olup olmadığının yanı sıra, iyi para kazanmak ve kazandığı paranın değerini kaybetmemesini istiyor. Peki neden böyle oluyor? İnsanlar neden  bir türlü kendisini ekonomik açıdan rahat hissedemiyor. Bunun iç olduğu kadar bir çok dış sebebi de var. Çünkü Türkiye ekonomisi 26 yıldır, kendisine yol olarak dışa açık veya ihracata dayalı büyüme modelini seçmiş durumda. Son 15 yılda dünya ekonomisindeki küreselleşme eğilimi de, zaman zaman istemesek de bizi olumlu veya olumsuz yönde etkiliyor. 1990'ların ortasında Avrupa Birliği ile uygulamaya giren Gümrük Birliği de genel ekonomik dengelerimizi etkileyen bir başka unsur. Yani son çeyrek yüzyılda ekonomimizde dış etkenler de, iç etkenler kadar önemli rol oynuyor.

YOKSULLAR DEVLETİN RAPORLARINA 2001'DE GİRMİŞTİ: 25 MİLYON KİŞİ 1.5 DOLARA MAHKUM VE ÇALIŞANLAR DAHA YOKSUL...



Cahit UYANIK

Türkiye'de ekonomik kriz sonrasında gündemden düşmeyen yoksulluk sorununun sayısal boyutları devlet tarafından ilk kez dillendirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan "Türkiye Ekonomisinin Durumu-Sorunlar ve Öneriler" raporunda, Türkiye'de yoksulluk sınırı günde 1 dolar kabul edildiğinde yoksulların nüfusa oranının yüzde 15; 1.5 dolar kabul edildiğinde yüzde 38 olduğu tespiti yapıldı. Bakanlığın yüzde 38'lik tahmini dikkate alındığında Türkiye'de yoksul sayısının 25.2 milyon kişi düzeyinde bulunduğu hesaplandı. Uluslararası sınıflandırmada Türkiye'nin de dahil edildiği Doğu Avrupa ülkelerinde yoksulluk sınırı günlük 4 dolar.

11 Ocak 2015 Pazar

GÜL'DEN SADDAM'A MESAJ: ÜLKENİ JAPONYA YAPMAK ELİNDE






Cahit UYANIK 

Başbakan Abdullah Gül'ün Irak Lideri Saddam Hüseyin'e değişik zamanlarda ve şekillerde gönderdiği mesajların ayrıntıları kamuoyuna sızmaya devam ediyor.  Gül'ün Saddam'a gönderdiği mesajlardan en önemlisi, Irak Birinci Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'la Ankara'daki görüşmesinde dile getirildi. Gül'ün Saddam'a "Ülken ve halkın yıllardır savaşıyor. İnsanlar çok yorgun ve yıpranmış. Birleşmiş Milletler kararına uyun. Silah denetçileriyle işbirliği yapın. Irak'ı bir Japonya, bir Almanya gibi refah ülkesine dönüştürmek veya savaşmak senin elinde" mesajını gönderdi. 

10 Ocak 2015 Cumartesi

MALİYE VE TÜPRAŞ AKARYAKITTA TÜKETİCİYE ACIMADI




Cahit UYANIK

Rafineri çıkış fiyatlarına ağustos ayında ikinci defa zam yapılması, Türkiye'de akaryakıt ürünlerinin fiyatlarının belirlenme yönteminin kimin karına, kimin zararına işlediğini yeniden tartışmaya açtı. Tüpraş Genel Müdürü Hüsamettin Danış, dün herkesi petrol kullanımında tasarrufa davet ederken, akaryakıt fiyatlarına enflasyonun çok üzerinde yapılan zamların günahını çıkarmaya çalışıyor gibiydi. Çünkü dolar kuru istikrarlı seyrettiği için, çoğunlukla uluslararası piyasalardaki ham petrol fiyatlarındaki artışlar öne sürülerek yapılan zamlar aslında Tüpraş ve Maliye'ye yaradı.

KIBRIS'TA EKONOMİK MÜZAKERELERE DİKKAT

Cahit UYANIK

Kıbrıs'ta ilk aşama bitti. Bu hafta sonuna doğru iki kesim arasındaki pazarlıklar başlayacak ve yaklaşık 1 ay sürecek. Bu süreçte iki toplumun Annan Planı çerçevesinde bir arada nasıl yaşayacağının ayrıntıları ortaya konulacak. Bu amaçla oluşturulacak komitelerden birisinin de ekonomiyle ilgili görev yapacağı belirtiliyor. Kıbrıs'ta ortaya konulan çözümün zamana karşı dayanıklılığını belirleyecek en önemli unsurlardan birisi ekonomi. Çünkü ekonomik ilişkiler iki toplum arasındaki çatışmaları törpüleyip, gelecek nesillerin birbirine daha güvenle bakmasını sağlayabilir.

(Tıklayınız) KIBRIS'A "BİLİNÇSİZ GÖÇ" ÖNLENMELİ - ANNAN PLANI REFERANDUMUNUN ARDINDAN...

9 Ocak 2015 Cuma

'PİYASA MUHALİFİ' İBRAHİM TURHAN, APAR TOPAR KURUL ÜYESİ OLDU

Cahit UYANIK

Para Politikası Kurulu'na (PPK) dün toplantı öncesi apar topar 6'ncı üye olarak İbrahim Turhan atandı. Banka meclisi kontenjanından atanan Turhan'ın ismi mart ayında başkan yardımcılığı için de geçmiş, ancak "piyasa muhalifi" düşünceleri olduğu ortaya çıkınca şansı kalmamıştı. PPK'da halen 1 üyelik boş bulunuyor. Emekliliğini isteyerek izne ayrılan Başkan Yardımcısı Şükrü Binay'ın, emeklilik işlemlerinin resmen başlamasının ardından son üyenin de atanması gerekiyor.

SİNOP VE MERSİN-AKKUYU'DA NÜKLEER İÇİN TEKNİK HAZIRLIKLAR HIZLANDI

Cahit UYANIK


Türkiye, Sinop ve Mersin-Akkuyu'da kuracağı iki nükleer tesisin teknik hazırlıklarını hızlandırdı. Sinop'ta kurulacak santralın tsunami ve fırtına dalgaları karşısındaki etkilenme durumuna ait rapor bitirilirken, Mersin-Akkuyu için ise soğutma suyu deşarj modeli oluşturuldu. Türkiye, Sinop'taki santralı Güney Kore'ye, Mersin-Akkuyu'daki santralı ise Ruslara yaptırmayı planlıyor.

KÜRESEL KRİZ SALGINA DÖNDÜ, BDDK DENETİMDE GAZA BASTI

Cahit UYANIK

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK), ekonomik krizin tüm dünyaya yayıldığı 2008 yılında sektöre yönelik denetimlerini artırdığı belirlendi. Geçen yıl denetim kapsamındaki kuruluş sayısında azalma olmasına rağmen, denetimler sonucunda düzenlenen rapor sayısı fazlalaştı. 2008 yılında denetim kapsamındaki kuruluş sayısı 313'ten 291'e inerken, denetimlere bağlı olarak düzenlenen rapor sayısı 493'ten 630'a yükseldi. Böylece BDDK'nın denetimdeki mali kuruluş sayısı yüzde 7 azalmasına karşın, denetimler sonucunda düzenlenen rapor sayısı yüzde 28 arttı. BDDK'nın geçen yıl hazırladığı 630 denetim raporunun 114'ünün banka dışı mali kuruluşlar, 14'nün şube denetiminden oluştuğu bildirildi. BDDK denetimlerinin büyük çoğunluğu banka yönetimleri üzerinde yapıldı.

8 Ocak 2015 Perşembe

DÜNYANIN YENİ GÜÇ ODAĞI G-20’LER; G-8’LERİN ESAMESİ OKUNMUYOR

Cahit UYANIK
 
İnsanın “Hey gidi günler” diyesi geliyor. Bir zamanlar dünyanın patronu olan G-8 ülkelerinin toplantı yapıp yapmayacağını, en son ne zaman bir araya geldiklerini kimse merak etmezken, dünyanın yeni patronlarını oluşturan G-20 ülkelerinin toplantıları adım adım izleniyor. G-20’den çıkacak veya çıkmayacak kararların dünya siyaseti, finansal piyasalar, yabancı sermaye akımları, ekonomik korumacılık eğilimleri ile ilgisi kurulmaya çalışılıyor. G-20 içindeki ülkelerin konumları, pozisyonları inceden inceye değerlendiriliyor. Ve ne mutlu bize ki Türkiye de G-20 üyesi.

7 Ocak 2015 Çarşamba

MERKEZ BANKASI'NIN FAİZ SÜRPRİZİ PİYASALARI ETKİLİYOR

Cahit UYANIK
 
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) işlem gören hisse senetleri, hazine bonosu ve devlet tahvili gibi menkul kıymet araçları, Merkez Bankası'nın (MB) beklentiler doğrultusunda çıkan faiz kararlarından etkilenmiyor. Menkul kıymetler ancak MB'den sürpriz faiz kararı çıktığında tepki veriyor.

MB'nin yaptığı faiz ayarlamaları ve bunların menkul kıymet getirileri üzerindeki etkisi araştırma konusu oldu. Araştırmadan, MB'nin beklentiler doğrultusunda aldığı faiz indirim kararlarının menkul kıymet getirilerini hiç etkilemediği, "sürpriz" olarak değerlendirilen bölümlerinin ise getirileri çeşitli oranlarda değiştirdiği sonucu çıktı. MB, son iki ayda faiz oranlarını yüzde 0,50 (beklenti 0.25'ti) ve yüzde 1,25 (beklenti 0,50) indirerek iki defa sürpriz yapmıştı.

5 Ocak 2015 Pazartesi

100 SÜNNET TAKIMI VE ZAVALLI DEMOKRASİMİZ

Cahit UYANIK

Bu yazı başlığını okuyunca içinizden bazıları "Fesuphanallah! Sünnet takımı ile parlamenter, çoğulcu ve temsili demokrasimizin ne ilgisi olabilir ki?" diyebilir. Hiç acele etmeyin, ilgisi var. Hem de Anayasa Mahkemesi düzeyinde var. 100 sünnet takımı ve demokrasi ilişkisinin içinde, halihazırda iktidarın büyük ortağı olan Anavatan Partisi de bulunuyor. Nasıl mı? Buyrun sünnet düğününe...

4 Ocak 2015 Pazar

NÜKLEER SANTRAL TARTIŞMASI TAM 38 YILDIR DEVAM EDİYOR



Cahit UYANIK

Türkiye, bugünlerde yine nükleer santral inşa edip etmemeyi tartışıyor. Hükümet, önümüzdeki yıllarda elektrik enerjisi açığı yaşamamak ve birim başına enerji maliyetlerini aşağıya çekmek için ilk nükleer santrali 2012-2014 yılları arasında işletmeye almayı planlıyor. Bu sayı, daha sonra 3 nükleer santrale çıkacak. Türkiye'de bu sefer nükleer santral tartışmaları ulusal ve uluslararası konjonktür açısından hayli ilginç bir döneme denk geldi.  Petrol fiyatlarının yakın gelecekte 50-60 dolar düzeyinden düşmesinin beklenmemesi, Türkiye'nin 2010 yılından itibaren ciddi bir enerji krizine girme tehlikesi, Türkiye'nin diğer kaynaklardan ürettiği elektriğin hayli pahalı bir ortalama maliyetinin olması, Türkiye'nin çevresindeki bazı ülkelerde nükleer teknolojiye sahip olma hevesi gibi etkenler  nükleer santralin şansını artırıyor. Ancak biz bu yazıda, Türkiye'deki nükleer santral tartışmalarının geçmişi ve şu anda gelinen noktayı ele alacağız.

3 Ocak 2015 Cumartesi

RUSYA'NIN ANTALYASI SOÇİ:145 KİLOMETRE KIVRILA KIVRILA UZAYAN BİR ŞEHİR




Soçi, komünist rejim döneminde tüm Ruslar'ın gelip tatil yaptığı, tatil yaparken sağlık kontrolünden geçirildiği bir yermiş. O dönem Soçi'de 250'yi aşkın sanatoryum bulunuyormuş. 

Cahit UYANIK

Yılan gibi kıvrıla kıvrıla tam 145 kilometre uzayan bir şehir... Sırtını dağlara vermiş, yüzünü Karadeniz'e çevirmiş sanki Amazon Ormanları gibi sık bitki ve ağaç dokusuyla barışık bir yapılaşma... İnsan iradesinin ve aklının doğayı tahrip etmeden, planlı bir şekilde, çirkin beton yığınları yaratmadan daracık bir kıyı bandını nasıl imar ve ıslah edebileceğinin yaşayan örneği... İşte burası Rusya'nın sayfiye kenti Soçi. Sert kuzey rüzgarlarına doğal set oluşturan dağların eteğinde kurulmuş ve tıpkı bizim Akdeniz iklimine sahip Soçi, kuşkusuz eski şaşaalı günlerinde değil. 

'KIZARTILMIŞ HİNDİ ÜLKESİ'NİN VATANDAŞLARI

Cahit UYANIK


Bugün yine 1999 yılı sonundan beri alıştığımız günlerden birisi. Koştura koştura yapılan, bir kaç güne sıkıştırılan ve amiyane tabirle her birisi 'deve dişi' büyüklüğündeki yasal düzenlemelerin ardından gözümüzü IMF Merkezi'ne dikip bekleme günü. IMF'nin 24 icra direktörü sabah uyanıp, kahvaltılarını yapıp, dişlerini fırçalayıp makam arabalarına atlayıp toplantıya girecekler. Masalarına konulan gündemin ilk maddesi "Turkey" olacak. 

2 Ocak 2015 Cuma

GÜNEŞ ÜLKESİ MISIR'DA VE BAŞKENT KAHİRE'DE YAŞAM...

Kahire'de sayıları binlerle ifade edilen otel var. Ancak 5 yıldızlı oteller Nil Nehri kenarına tesbih tanesi gibi dizilmişler. Nil üzerinde gece yarısına kadar büyük gemilerde yemek yenilebiliyor.

Cahit UYANIK



Mısır'ın başkenti Kahire 20 milyon nüfuslu dev bir kent. Trafiği gece gündüz demeden işliyor. Caddelerden ve sokaklardan sürekli otomobil seli akıyor. Trafik bu kadar sıkışık olunca, çözüm alt ve üst geçitlerin inşasında bulunmuş. Caddelerde trafik lambalarının yerini, binaların 2-3'üncü katına kadar yükselen üst geçitler almış. Bu kadar büyük bir trafik akımı, beraberinde Nil'in iki yakası ve Nil'in oluşturduğu adacıkların ana hatlara bağlanması sorununun da köprülerle çözülmesi sonucunu doğurmuş. Halk, köprülerin yoğunluğu nedeniyle Mübarek'in cumhurbaşkanlığını "köprüler dönemi" olarak tanımlıyor. 

Kahire trafiğinden birkaç not daha: Bu kentte doğru dürüst otobüs durağı yok. İsteyen istediği yerde otobüse binip iniyor. İnilirken ve binilirken otobüslerin fren yapmadığını, insanların hoplayıp zıplayarak bu işi hallettiğini gözlerinizle görüyorsunuz. Trafikteki birçok araç yamuk yumuk. Çarpışmalardan sonra vurulan birkaç çekiç darbesi, kaportayı düzeltmeye yetiyor anlaşılan.... Anlayacağınız Kahire'de ciddi bir kaporta ve oto boyası tamirat pazarı bulunduğu söylenebilir! Ama önce bu işleri yaptıracak müşterileri bulmak gerekiyor.

(Tıklayınız) MUHTEŞEM PİRAMİTLERİN YÜKÜ ALTINDA İKİ BÜKLÜM HAYAT: KAHİRE

1 Ocak 2015 Perşembe

ÖZELLEŞTİRME, CALP VE SOSYAL DEMOKRASİ



Cahit UYANIK


Sosyal demokrasinin "sat-sav-kurtul" mantığıyla yürütülen özelleştirme çalışmalarına en ciddi eleştiriyi yönelten ismi Necdet Calp öldü. Ekranın siyah-beyaz aydınlandığı günlerdi. Bir gece televizyona 4 adam çıktı. Açık oturumu yöneten gazeteci Hüsamettin Çelebi, Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) Genel Başkanı Turgut Sunalp, ANAP Genel Başkanı Turgut Özal, Halkçı Parti (HP) Genel Başkanı Necdet Calp. Herkes "askerin adamı" Sunalp'in gecenin yıldızı olacağını beklerken, tartışma Özal'la Calp arasında geçti. 

IMF'YE BORCUNU TAMAMEN ÖDEYEN ÜLKELER VE TÜRKİYE



Cahit UYANIK


Türkiye'de olumlu ekonomik gelişmelerle birlikte, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilişkiler yeniden tartışılmaya başlandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 13 milyar doları aşan borcun istenirse bir kaç taksitte kapatılabileceğine, ancak bunun yapılmayacağına ilişkin sözleri "IMF ile ilişkilerde yeni bir döneme mi girilmek isteniyor?"değerlendirmelerine sebep oldu. Bu tartışmaların zamanlaması belki tartışılabilir. Çünkü bu konudaki görüşlerin açıklandığı tarihler, aynı zamanda dünya piyasalarında gelişmekte olan piyasalardan fon çıkışlarının yaşanmaya başlandığı bir döneme denk geldi. Çünkü gelişmiş ülkelerin merkez bankaları ya faiz artırıyorlardı ya da enflasyon korkusuyla faiz artırımını ciddi ciddi düşünüyorlardı.