Şıhıcan Kavşağı mı? Yaşam Öyküsünden Küçük Bir Parça Kavşağı mı?
İsmini bu mıntıkada bir şıhın yatırı olmasından alıyor diye biliyorum. Adı Şeyh Muhammed Bican'mış. Bir Hintli derviş olduğu da söyleniyor, Antep'te yaşamış ve ölmüş... Ama şimdilerde bu yatır, binaların altında kalmış. İnanırım bu söylenenlere... Antep evliyalar şehridir; toprağa dikkatli basmak lazım...
Dayım Mehmet Sarıbaş'ın bu kavşakta lastik kaplama-yenileme üzerine çalışan iş yeri vardı. Fotoğrafın en sağında bir adam duruyor; onun durduğu yerin az ilerisi olmalı o iş yeri...
Diğer dayım Ali Sarıbaş'ın iş yeri de buraya çok yakındı. Ankara Sigorta acentalığı, Wolkswagen yedek parçası satışı ve muhasebecilik yapıyordu o da...
Fotoğraf 1970'lerin başında çekilmiş olmalı. Otobüs; (sürekli sağından-solundan fas-fus diye hava alma-boşaltma sesi geldiği için 'havalı' lakabı takılan) havalı Apollo olabilir ama sol taraftaki kesinlikle Murat-124; nam-ı diğer Hacı Murat.
Otobüsün arkasına iki mobilet motosikletli takılmış. Sonraki yıllarda binlercesi yayıldı kentin sokaklarına bu Fransız malı taşıttan... Ucuz ve az yakıt tükettiği için... Sabiha halamın oğlu, devrimci abim Necdet Aşar da üniversite sınavına hazırlanırken 17-18 yaşında bir mobilet kazasında vefat etti maalesef... Oğuzeli Yolu mobiletlilerin buluşma ve akrobatik hareket sergileme yeriydi. Akrobatik hareketten değil, oradan dönerken bir başka aracın sebep olduğu kazada kaybettik onu... Anteplinin motosiklet aşkı son sürat sürüyor ama bu kurye furyası ile tüm ülkeye yayıldı motor işi...
Ufuktaki kireç topraklı, Antep evlerinin inşa edildiği havara taşının ham maddesi beyaz kayalık tepeler bomboşmuş. Şimdilerde adım atılacak yer yok oralarda...
O yıllarda Gaziantep ekonomisinin kalbi buralarda atardı. Lastik kaplamacılar, kasacılar, yedek parçacılar, gıda ve eşya toptancıları vs. içiçe yaşardı. Gaziantep Belediyesi sonra buralara bir yere ek bina da yaptı. Şimdilerde turistik bir bölge olmaya doğru gidiyor burası... Ama yine de içinden çıkılmaz bir insan ve araç trafiği ile altüst vaziyette çoğu zaman... Suriyelilerin, boğucu insan kalabalığının en baskın rengi olduğunu da ihmal etmeden yazayım buraya...
(Fotoğraf için Sn. Asım Mıhcıoğlu teşekkürler)
(Bu yazı 31.12.2022 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder