Cahit UYANIK
Türkiye'de yoksulluğun boyutları artık iyice büyüdü. Devletin resmi rakamlarına göre 25 milyonu aşkın kişi günlük yiyecek ihtiyacını bile karşılayabilecek gelir düzeyine sahip değil. Son yılların en ağır kış koşulları acı gerçekleri suratımıza şamar gibi indirdi. Merdiven altları, kapı girişleri, dükkan depoları, kömürlükler, kuytu köprü altlarına sığınarak eksi 15-20 derece soğukla mücadele etmeye çabalayan insanların ölüleri, önce çapalı sonra dalgalı kura geçişin zayiat defterine yazıldı.
Türkiye'de deprem, yangın, su baskını gibi afetler sonrası halkın yerleştirildiği spor salonları, ilk kez evsiz-barksız insanlara açıldı. İçişleri Bakanı bile genelge yayınlayarak başını sokacak bir çatı altı bulamayan insanlara polisin sahip çıkmasını istedi. Anlaşıldı ki ekonomideki kötü yönetimin sonuçları önce toplumsallaşmış, şimdi de polisiye hale dönüşmüştü.
İstanbul'daki Alibeyköy Kapalı Spor Salonu, Türkiye'nin Arjantin olmadıysa bile onun kıyısında dolaştığının canlı bir fotoğrafı olarak karşımızda duruyor. Devletin 'bir yatak-bir battaniye' vererek çatı altına topladığı evsiz-barksızlar nedense televoleci medyanın ilgisini fazla çekmedi. Alibeyköy'den birkaç kilometre uzaklıktaki süper lüks eğlence mekanlarındaki çıtır mankenlerin aşk oyunları daha önemli idi çünkü...