31 Aralık 2014 Çarşamba

'UNUTULMAZ' 2001'E GİRERKEN FİNANSAL FORUM'A YAZDIĞIM YENİ YIL MESAJI

Cahit UYANIK



Türkiye'nin yakın dönem ekonomi geçmişinde en önemli yıl olan ve ekonomisinde büyük yapısal dönüşümlerin başladığı 2001 yılına girerken, gazete yönetiminin görevlendirmesi ile yazdığım ve 31.12.2000 tarihinde yayınlanan yeni yıl mesajı aşağıda yer alıyor. 

Ben, aradan geçen 14 yıla rağmen hala bu güzel dileklere ulaşamadığımızı düşünüyorum. Bilmem siz ne düşünürsünüz?

"YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN

Anlam ve önemlerini giderek daha fazla hissettiğimiz IMF, Dünya Bankası ve bilumum yabancı kredi derecelendirme şirketleri ile kol kola geçireceğimiz şimdiden belli olan 2001 yılında;

- Ekonominin sırf  'ana para ve faiz' demek olmadığı, 
- Bütçenin sosyal refah yaratma aracı olduğu,
- Ulusal ekonominin adaletli paylaşarak güçleneceği,
- Ekonomi yönetiminin nihai hedefinin insanı mutlu etmek olduğunun iyice anlaşıldığı

sağlıklı, neşeli ve başarılı günler geçirmenizi dileriz.

TÜRKİYE, YAPTIĞI İTHALATI İYİ ANALİZ EDİP ÖNLEM ALMALI

Cahit UYANIK


Türkiye ekonomisi, 1980 sonrasında dışa açılarak ihracata dayalı büyüme modelini seçti. Yapılan bu tercih, 1960'tan sonraki yaklaşık 20  yıllık ithal ikameci modelin hemen ardından yapılmıştı. Daha doğrusu "yapılmak zorunda" kalınmıştı. Çünkü Türkiye ekonomisi, ithal ettiği ürünleri içeride üretmeye yönelik modelle yeteri kadar döviz kazanamıyordu. Hal öyle kötüleşmişti ki, Türkiye'nin tüm ihracat gelirleri, petrol ithalatı faturasını bile karşılayamaz durumda idi. Türkiye'nin acilen bir şeyler yapması gerekiyordu ve ihracatçı ülke olmaya karar verildi.  

30 Aralık 2014 Salı

'ESKİ DOST' FISCHER, 2001'DE DOLARIN KAÇ LİRAYA ÇIKTIĞINI UNUTTU



Cahit UYANIK


Stanley Fischer, gelmiş geçmiş IMF Birinci Başkan Yardımcıları arasında Türkiye'de en fazla tanınanı...  19 Şubat 2001'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan arasındaki tartışma sonrası ülke ekonomik krize yuvarlanmıştı. Doların 1 gün içinde neredeyse yüzde 100 artması üzerine o dönemki IMF Birinci Başkan Yardımcısı Fischer, apar topar Türkiye'ye gelmişti. Fischer'le gece yarılarına kadar süren toplantıların ardından, Türkiye teknik deyimle "Lirayı dalgalanmaya bırakmıştı".

29 Aralık 2014 Pazartesi

ERDOĞAN-TÜZMEN ARASINDAKİ 6 ÇATLAK

Cahit UYANIK
Rusya'ya karşı gümrüklerde 'kırmızı hat' kurulması önerisine Bakanlar Kurulu'nun verdiği ret cevabı, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in siyasi yaşamında bir kırılma noktası mı, yoksa son 2 yıldır alttan alta sürüp giden bir huzursuzluğun iyice su yüzüne çıkması mı? Bu sorunun doğru cevabı ikinci cümlede gizli. Tüzmen'in son iki yılda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la siyasi deyimle 'kafa kafaya' geldiği ilk olay, Meclis Akaryakıt Kaçakçılığını Araştırma Komisyonu Raporu'ndaki suçlamalardı.

28 Aralık 2014 Pazar

YERİ DEĞİŞSE BİLE MERKEZ BANKASININ BASINLA MESAFESİ DEĞİŞMEZ

Cahit UYANIK

Ekonomi muhabirliğine ilk başladığım 1988 Nisan ayında, tecrübeli gazeteci büyüklerimle izlediğim ilk toplantı Merkez Bankası Genel Kurulu idi. O zaman Rüşdü Saracoğlu Merkez Bankası Başkanıydı. Şimdi Ankara Şubesi olarak kullanılan Ulus'taki taş binanın birkaç kat altına inip bir toplantı salonuna girdik. Tıka basa doluydu. Genel Kurul divan üyelerinin oturacağı uzun masanın arkasına iki taraflı Türk bayrağı ile Atatürk posteri asılmıştı. Okuldan yeni mezun bir genç olarak o ortam (İstanbul'daki deyimle ambians) bana bir film setini andırmıştı. Bir sürü ciddi ve asık suratlı insan, kendi aralarında bile konuşmadan saatin 14.00 olmasını bekliyordu.

27 Aralık 2014 Cumartesi

'GOOGLE'LAMAK VE HORTUMLAMAK



Cahit UYANIK 

Dünyaca ünlü ekonomi dergisi Fortune'da geçtiğimiz günlerde "güç" üzerine yayımlanan bir araştırma ilginç sonuçlar verdi. Güç; değişik ortamlarda, değişik şekillerde tanımlanıp sürdürülebilse bile, en kalıcı güç bir ismin, bir fiil gibi kullanılmasında ortaya çıkıyormuş.   Bunun en son örneği ise 'Google' isimli internet arama motorunun, artık evrenselleştiği kabul edilen İngilizce'de bir fiil gibi kullanılmaya başlamasıymış. Yani İngilizce'de artık 'internette arama yapmak' yerine 'googling' fiili tercih ediliyormuş. Yeni baskı İngilizce sözlüklerde bu kavram kendine yer buluyormuş. Türkçe'de de yakında 'gugullasana bir abi' terimi yerleşirse şaşmamak gerekir.

BAKIN ŞİMDİ NE OLDU?

Cahit UYANIK


Sanki ağızlarından köpük saça saça "Biz de oraya gidelim" diyenler onlar değildi. Meclis'te milletvekillerini kulislerde sıkıştırıp işgalin ne kadar güzel bir şey olduğu konusunda ikna etmeye çabalayanlar sanırsınız ki uzaydan gelmişti. Irak haritasını önlerine çekip Türk askerine gidecek yer araya araya ölenler onlar değil, başkasıydı. Askerden daha asker analizler yapanları mı ararsın, işgal acısı yaşamış bir milletin çocukları olmamıza rağmen bu haksız ve insafsız istilayı tarihi, toplumsal ve uluslararası politikanın realiteleri ile açıklamaya soyunanlara mı bakarsın.. Bir Laz fıkrasından çıkarılan kısadan hisse kadar aklını kullanamayanlar -belki özel sektörde belki kamuda- koskoca kurumların ve kuruluşların başında üst perdeden atıp tutuyordu: "Iraklılar'a özgürlük getirelim abi... Amerikalılar'a yardım edelim, ihaleleri alıp paraları cebe atalım". Oysa neymiş o Laz fıkrası? Temel hep hastaymış. Aksırıp tıksırıyormuş. Arkadaşları bir türlü ona inanmıyormuş. "Geçer geçer" diyorlarmış. Temel bir gün hastalıktan dünya değiştirmiş. Ama Temel bu... İntikamını mutlaka alacak. Mezar taşına aynen şöyle yazdırmış: Hastayum, hastayum dedim, inanmadınız. Pakın şimdi ne oldi?

3 PARTİ, GENEL MERKEZLERİ İÇİN 80 MİLYON YTL HARCADI

Cahit UYANIK 


Başkent Ankara'nın olmazsa olmazlarından siyasi partilerin yeni genel merkez binaları için milyonlarca YTL harcanıyor. Yeni yerine 19 Mayısta taşınan CHP, 25 milyon YTL harcadı. Ak Parti ise inşaatına yaklaşık 2 ay önce başlanan yeni merkeze 30 milyon YTL harcayacak.  Yeni genel merkez binasına 2004'te taşınan MHP ise bugünkü fiyatlarla 25 milyon YTL harcamıştı. 

26 Aralık 2014 Cuma

SAKIP SABANCI'NIN YAŞAM FORMÜLÜ

Cahit UYANIK


Daha 5 yaşındaki çocukların bile ismini ezbere bildiği iki-üç iş adamından biri olan Sakıp Sabancı dün toprağa verildi. Sakıp Sabancı acaba küçük çocukların bile o minicik dimağlarında  yer etmeyi nasıl başarmıştı? Bu sorunun en basit cevabı herhalde şöyle olmalı: Sıcak kanlı davranışlarla güven yaratarak, etrafına sevgi yayıp kendisi gibi davranmak. O kadar basit. Türkiye, dün Sabancı ile birlikte belki bir daha hiç göremeyeceğimiz iş adamı misyonunu da toprağa verdi. Ben iş adamları arasında bu hasletlere sahip bir başkasını göremiyorum.

25 Aralık 2014 Perşembe

BİR IMF UZMANININ HATIRA DEFTERİ: VER HESABINI EMEKLİ ZAMMININ...

Cahit UYANIK

IMF Türkiye Masası Heyeti bugün İstanbul'da temaslarına başlıyor. Öncelikli olarak iş dünyası ve bankacıların nabzı tutulacak. İş dünyası eminiz dalgalı kurdan, bankacılar da yeni Bankalar Kanunu değişikliğinden şikayet edecek. Herkes kırk gözü kırk çeşme ağlayacak. Rapor üstüne raporlar verilecek, nutuk üstüne nutuklar patlatılacak. Eminiz IMF'nin yarı diplomatik ve halkla ilişkiler konusunda giderek ustalaşan yöneticileri, "Haklısınz, doğru söylüyorsunuz, vah vah..." deyip, içlerinden daha farklı düşünceler geçirecekler. Nasıl mı? Mesela Doğu kültürüne hayli yatkın olan İranlı Rıza Moghadam, "Sanki bütün bunları bizim için yapıyorsunuz. Kendi burnunuzun dikine gittiğinizde neler olduğunu hep birlikte görüyoruz. Bir türlü ekonominin gerekleri ile toplumun ihtiyaçlarını aynı potada eritemiyorsanız bize ne ki..."  diye içinden geçirecek. 

24 Aralık 2014 Çarşamba

CUMALARA DİKKAT...



Cahit UYANIK


Recep Tayyip Erdoğan, bir Cuma namazı sonrasında başbakan oldu. Yaptığı ilk icraat ise İş Güvencesi Yasasını rafa kaldırmaktı. Vebali, günahı, sevabı onun boynuna... Elbette Allah'ın Cuma'ları bitmiyor. Bu cuma günü ise 59'uncu Hükümet'in Programı tartışmaya açılacak. Hiç şüpheniz olmasın ki, bu tartışmalarda hükümet programından çok olası Irak Operasyonu, tezkere, hükümetin ABD ile ilişkilerde takınacağı tavır halkın gözü önünde açıkça görüşülecek. Herhalde program görüşmeleri için de AKP'nin kapalı oturum isteyecek hali yok. Erdoğan'ın geçmişten bu yana gelen siyasi çizgisinde bu Cuma oldukça kritik. İlk kez Meclis'in ve milletin önünde, ertesi sabah uyanıp da yapabilecekleri konusunda fikirlerini açıklayacak. Yeni bir Menderes, yeni bir Özal olup olmadığının ilk izleri, CHP'nin yapacağı sert eleştirilere cevap verirken anlaşılabilecek. 

23 Aralık 2014 Salı

İNGİLİZ VE TÜRK GAZETECİLERİ

Cahit UYANIK


Dünyada bağımsız yayıncılığın en önemli kalelerinden birisi olarak gösterilen İngiliz Yayın Kuruluşu BBC geçen hafta ilginç olaylar yaşadı. İstifa üzerine istifa geldi. Hatırlayanlar çıkacaktır BBC, Muhafazakar Parti dönemindeki Falkland Savaşında da "İngiliz Ordusu, Arjantin'le savaşa girdi" diye haber yapınca, ortalık fena karışmıştı. BBC kendi ülkesinin ordusunu neden "Ordumuz" diye yazmadığı sorulduğunda bunu haberci tarafsızlığı ile açıklamıştı.

MANDA YUVA YAPMIŞ VATANDAŞIN CEBİNE.50 DOLAR SATIN ALAMAMA MACERAM...


Cahit UYANIK


Geçenlerde küçük bir ödeme için yolum Ankara'daki döviz büfelerine düştü. Zavallı bendeniz 50 Amerikan Doları satın alabilmek için büfe büfe dolaştım ama başarılı olamadım. Sebebi şuymuş: Memurların hepsi maaşlarını alır almaz dolara çeviriyorlarmış. 30, 50, 100, 500 fark etmez, ne bulurlarsa silip süpürüyorlarmış. Büfecinin biri "Elimde hiç bozuk döviz kalmadı. Ayın 20'sinden sonra memurlar yavaş yavaş sattıkça istersen sana 10 dolar vereyim" dedi.

22 Aralık 2014 Pazartesi

HUZUR ÜLKESİ TUNUS'TA TÜRK OLMAK KOLAY (1)



Tunus, yaklaşık 300 yıl Osmanlı egemenliği altında kalmış bir ülke. Tunus'ta insanlar, Türk soyundan gelmekle gurur duyuyorlar ve bunu her fırsatta söylüyorlar.


Cahit UYANIK

Tunus, çoğumuzun kafasında "Bayrağı bizim bayrağa çok benzeyen ülke" olarak yer etmiştir. Orta yaşı geçkinler ise Tunus'a Fransızlar'dan bağımsızlığını kazandıran ilk cumhurbaşkanı karizmatik lider Habib Burgiba'yı da anımsarlar. Bundan aylar önce tanıdığım Tunuslu bir muhabir ise ülkesini "Bizim ülke çok huzurludur" diye övdüğünde içime tereddüt düşmüştü. İlk bakışta, Tunus'un yanı başındaki Libya'nın malum durumu ve Cezayir'de sık sık yaşanan terör insanın kafasını karıştırmaya yetiyordu çünkü... Tunus'a İstanbul'dan 2 saat 40 dakikalık uçak yolculuğu ile kolayca ulaşılıp, vizesiz ve bir turizm ülkesine giriş yaparken yaşanan standart ve yorucu olmayan prosedürleri geçince 'huzur ülkesi'nin ilk emareleri ortaya çıkmaya başlamıştı.

21 Aralık 2014 Pazar

SÖZE BAKILDI, SEKA BALIKESİR İŞLETMESİ ALBAYRAKLARA VERİLDİ




Cahit UYANIK

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Albayrak Grubu tarafından satın alınan Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikasına yapılacak yenileme yatırımlarının yazılı sözleşmeye bağlanmadığını ve alıcının şifahen söz vermesi üzerine devrin gerçekleştirildiğini bildirdi.

DDK'nın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın (ÖİB) 2001, 2002, 2003 yılları eylem ve işlemlerinin araştırılıp denetlenmesine ilişkin raporunda "Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararına dayanarak oluşturan alıcı tarafından 15-20 milyon dolar civarında olan gerekli yatırımın yapılacağı, yeni bir sistem kurulacağı ve kalitenin artırılacağı konuları sözleşmede yer almamış, karar eki 'gerekçede' bu konuları alıcının ifade ettiği belirtilmiştir" denildi.

20 Aralık 2014 Cumartesi

PETROL ENFLASYONU ZORLUYOR: PETROL FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN EKONOMİYE ETKİLERİ

Cahit UYANIK

Türkiye, petrol fakiri bir ülke. Boğaz kıyılarında beklenen petrol tankerleri, ellerde bidon yüzlerce metrelik benzin istasyonu kuyrukları ve nihayetinde Süleyman Demirel'in tarihe geçen o unutulmaz sözü: "Benzin vardı da içtik mi kardeşim?".

1970'li yıllardan başlayarak petrol fiyatlarındaki artış veya azalışları çok yakından izleyen Türkiye, son dört yıldır oldukça sert bir enflasyonla mücadele programı yürütüyor. Dış piyasalarda artan ham petrol fiyatları, durduk yerde enflasyonla mücadele programını "dışarıdan" olumsuz yönde etkiliyor.

18 Aralık 2014 Perşembe

ERDAL İNÖNÜ: SOLUN EN BAŞARILI BİRLEŞME PROJESİNİ YÜRÜTÜP, BİLİM ADAMI OLARAK VEDA ETTİ

TÜRK SİYASETİ ZARAFETİNİ YİTİRDİ

Cahit UYANIK

Halkın, 'İsmet Paşa'nın oğlu' ve 'Solun en başarılı birleşme projesini yürüten adam' olarak tanıdığı Erdal İnönü, dün yaşamını kaybetti. Nüktedan, nazik, konuşmaktan çok dinlemeyi tercih edebilen Erdal İnönü, 81 yıllık yaşamının sadece 12 yılını siyasete ayırdı. Tüm ömrünü siyasete adayanlarla kıyaslandığında, bu kısa süreye önemli ve cesur kararlar, sonuç alabildiği mücadeleler ve hepsinden önemlisi 'siyaseti zamanında bırakabilmenin erdemi'ni sığdırdı. İnönü'nün yaşam çizgisi bilim adamlığı ile başlamıştı, bilim adamı olarak son buldu. Yakalandığı hastalıkla ilgili olarak eşi Sevinç İnönü'ye söylediği "Ölürüm diye düşünüyorsan, bir gün hep öleceğiz işte. Bunun bir nedeni de olacak. Ya kalp olacak, ya lösemi, ya başka bir şey. Bundan daha doğal bir şey var mı? Hangisinden olacak, bakalım göreceğiz" sözleri, en zor anında bile bilim adamı mantığı ve soğukkanlılığını kaybetmediğini gösteriyordu.

BÜLENT ECEVİT: EKONOMİDE DEVLETÇİLİKTEN, ÖZEL SEKTÖRÜ ANLAMAYA UZANAN ÇİZGİ


Ecevit Davos'ta-2000 yılı
Cahit UYANIK

Türk siyasi yaşamının son 50 yılına damgasını vuran Bülent Ecevit, ekonomide de önemli kararların altına imza attı. Tarihi süreç içinde Ecevit'in bu kararlarından bazıları hatalı bulundu ve eleştirildi, bazı kararları ise aradan onlarca yıl geçmesine rağmen önemini ve ağırlığını yitirmedi. Ecevit'in siyasi yaşamında, ekonomi ile ilgili dönüm noktalarını 4 başlıkta toplamak mümkün. 1961-65 döneminde işçilere sendikalaşma hakkı tanıması, 1970'li yıllarda Kıbrıs Harekatı öncesi ve sonrasında karşılaştığı petrol şokları, 1978-1979'daki derin ekonomik kriz ve devalüasyonlar, 2001 ekonomik krizi ve ardından uygulamaya koyduğu Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı.


17 Aralık 2014 Çarşamba

MİSTER CONİ NİYE GELMEDİ?

Cahit UYANIK

Mister Coni, o sabah keyifle uyandı. Nedense içinden dünyanın en belalı coğrafyalarından Ortadoğu'ya yatırım yapası geldi. Tesadüf bu ya, kahvesini yudumlarken şöyle bir göz attığı WSJ'de de hoş bir 'Turkey' eki vardı. Yaşlı, gözlüklü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı olduğunu söyleyen kişi yabancı yatırımcıları Avrasya'nın kapısı Türkiye'ye davet ediyordu. Zaten gazetenin ön sayfalarında da Dünya Bankası'nın Türkiye'deki misyon şefi Hintli bürokrat, Türkler'e "Artık bizden borç filan beklemeyin, yabancı sermayeyi çekmeye bakın" dememiş miydi? İsmini bazı toplantılardan bildiği ve şimdilerde Türkiye'de ekonomi bakanı olmuş eski Dünya Bankası yöneticisi de aynı ekte, uygulamaya koyduğu Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nı övüp duruyordu. Mister Coni, o gününü Türkiye için ön araştırma yapmaya ayırdı.  

KAPAK HABERİ / 32 KISIM TEKMİLİ BİRDEN KARA PARANIN MACERASI

Cahit UYANIK

Kara para ve kara paranın aklanması, insanoğlunun 21. yüzyıla doğru yol alırken karşılaştığı yepyeni bir suç türü. Kara paranın anası bilgisayarlaşma, babası da globalizasyon. Ortaya çıkan ucube ise tüm dünya ekonomik sistemini tehdit ediyor. Suç kaynaklı gelirler, yıkanıp pir-ü pak hale geldikten sonra yasal işlere doğru akıyorlar. Kapitalizm'in ruhunu oluşturan yasalara saygılı iş adamları yerine, çekmecesinden silah çıkarabilecek yaradılıştaki modern gangsterler tüm yöneticileri tedirgin ediyor. Sakinliği ve oturaklı yorumları ile tanınan The Economist Dergisi'ne "Kara paraya karşı önlem alınmazsa 2020 yılında ABD Başkanı'nı mafya seçtirecek" bile dedirtebilecek kadar hacimli bir sorun olan yıkama-aklama-kurutma işlemleri, bazılarına göre 1 trilyon dolar sınırını zorluyor. 

Uyuşturucu kullanımıyla kendisine sağlıklı kaynaklar yaratan, dünyadaki terör dalgasıyla birlikte organize suç örgütlerinin vesayeti altına giren kara para aklanması işlemlerinden Türkiye de muzdarip. Muzdarip ama kimse halinden şikayetçi değil. Çünkü ülkenin kronik döviz çıkmazına, her dönem aranan çare kara parayla şu veya bu şekilde bağlantılı. Türkiye, tıpkı insan hakları konusunda olduğu gibi kara para konusunda da Batı'nın baskısıyla aksak-topal bir yasa çıkarabildi. Yoksa Batı'dan ABD'nin Kolombiyası gibi muamele görmekten kurtulamayacağı gibi, döviz akışı da kesintiye uğrayabilecekti. Yaklaşık 5 yıllık bir savsaklamadan sonra çıkan yasanın birçok eksikliği var. Buna rağmen yasaların ne kadar etkin olduğu uygulayıcıların performanslarıyla ölçülür diyerek kendimizi sakinleştirebiliriz. Ama yine de Türkiye'de yargının tam bağımsız olmadığı düşünüldüğünde, bu yasanın etkinliği konusunda iyimser olmak için bir sebep de ortada görünmüyor. İşte size, tüm dünyada ergenlik çağını süren kara paranın 32 kısım tekmili birden macerası...  

(Tıklayınız) UYUŞTURUCU EKONOMİSİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM) GÜNDEMİNDE

16 Aralık 2014 Salı

DAVUTOĞLU'NUN YARIM TRİLYON DOLARLIK YANILGISI: 2018 YILI İÇİN 1,3 TRİLYON DOLARLIK EKONOMİ OLMA SÖZÜ VERMİŞTİ



YENİ YAPISAL REFORM PROGRAMI,  TÜRKİYE’Yİ  YÜZDE 5’LİK BÜYÜME BANDINA YÜKSELTEBİLECEK Mİ?

Cahit UYANIK


Türkiye’de yaklaşık 7 yıldır süren “yeni yapısal reformlar gerçekleştirilmesi gerektiği” yönündeki tartışmalar, Kasım ayı başında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun düzenlediği basın toplantısıyla yeni bir aşamaya geçti. Davutoğlu, kabinede görev yapan 11 bakanı yanına alarak ''Güçlü ve Dengeli Büyüme İçin Yapısal Dönüşüm Programı”nın ilk ayağını açıkladı; yeni yapısal reformlar gerçekleştirme yönünde hükümetin kararlılığını ilan etti. Davutoğlu Hükümeti’nin amacı, son yıllarda iyice tökezleyen ekonomik büyüme performansını yeni yapısal reformlarının desteği ile önümüzdeki 3 yılda yüzde 5 bandına oturtmak. Bu beklenti ve hedef, programın ismine de ‘güçlü ve dengeli’ sözcükleriyle yansıdı zaten...

TÜRKİYE, 2015 YILINDA ÜSTLENECEĞİ G-20 DÖNEM BAŞKANLIĞINA HAZIRLANIYOR

Cahit UYANIK

Türkiye, önümüzdeki yıl dünyanın en önemli üretici ülkelerini bünyesinde toplayan, dünya nüfusunun büyük bölümünün yaşadığı G-20’nin (Group of 20)  dönem başkanlığını üstlenmeye hazırlanıyor. Küresel ekonomik ve finansal sistem açısından büyük önem taşıyan G-20 ülkeleri, dünya ekonomisinin yaklaşık  yüzde 90’ını; dünya ticaretinin yüzde 80’ini ve dünya nüfusunun üçte ikisini temsil ediyorlar. G-20, 1999 yılında kurulmuş ve dünyada ekonomik krizin patlak vermesinden sonra, 2008 yılından itibaren küresel ekonominin koordinasyon ve işbirliğinde büyük umutlar bağlanmış bir organizasyon.

15 Aralık 2014 Pazartesi

IMF, TÜRKİYE’DEN DAHA KARARLI EKONOMİ YÖNETİMİ VE YENİ YAPISAL REFORMLAR GERÇEKLEŞTİRMESİNİ İSTEDİ

Cahit UYANIK

Türkiye halihazırda, 13 yıl önce Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ortaklaşa tasarlanmış bir ekonomik program izliyor ve uyguluyor.  IMF’nin bu ekonomik programdaki resmi ortaklığı bundan 6 yıl önce bitti. Ancak IMF, kendi kuruluş sözleşmesinin 4’üncü Maddesi gereği her yıl sonbahar aylarında Türkiye’ye bir heyet göndererek genel ekonomik gidişat hakkında kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının bilgi ve düşüncelerini ilk elden alıp, bir değerlendirme raporu yayınlıyor.

DAVUTOĞLU HÜKÜMETİ VE EKONOMİDE KRİTİK 9 AY

Cahit UYANIK 

Yerel yönetimler ile cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlanmasının ardından, 2015 yılı Haziran ayında yapılacak genel seçimlere kadar geçecek 9 aylık süreç ekonomi açısından hayli kritik. Bu öyle bir 9 ay ki, Türkiye’nin 2023 yılı için belirlediği iddialı ekonomik hedefleri yakından ilgilendiriyor.  Bu iddialı hedefleri yeniden hatırlatalım:
- 2 trilyon dolar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH),
-  25 bin dolar kişi başına milli gelir,
-  500 milyar dolarlık ihracat…

Ancak 2014 yılı itibarıyla Türkiye bu hedeflerin oldukça gerisinde bulunuyor. 
- 850 milyar dolar GSYH,
- 10 bin 500 dolar kişi başına milli gelir,  
- 160 milyar dolar ihracat düzeyindeyiz.