BEN DEVLETİM, YAYIN ÇIKARMAM...
Devlet, tasarruf bahanesiyle yayın çıkarmamak için elinden geleni yapıyor.
Aydın Güven Gürkan, henüz çiçeği burnunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı idi. Bakanlık yöneticileri ile yapılan toplantılarda herkes kağıt sıkıntısından bahsediyordu. Bırakın kitap basmayı veya bastırmayı, fotokopi cihazlarında kullanılacak kağıt bulmak bile mucizeydi. Bütçedeki ayrıntı kodlarına bakıldı. Kağıt almaları için ayrılan ödenek daha birkaç ay içinde tüketilmişti. Bütçenin '390-Diğer hizmet alımları' ve '410-Kırtasiye, baskı ve yayın giderleri' ayrıntı kodundaki ödenek ise doğru dürüst bir kitap veya yayın bastırmaya yetmiyordu.
Ancak çözüm kısa sürede bulundu. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) bir projesi için satın alınan kağıtlar, bakanlığın deposundaydı. Projeyi yürüten Çalışma Genel Müdürü İsmail Bayer arandı ve kağıtları bakanlık emrine tahsis etmesi istendi. Ancak Bayer, dirençli çıktı. Proje için ayrılan kağıtları günlük sarfiyata veremeyeceğini bildirdi ve olan oldu. Bayer, kızağa alındı ve mutad olduğu üzere uzun bir yıllık izne ayrıldı. Evet kağıt-kitap meselesi, bir bakan ile genel müdürün arasını açmaya yetmişti.
Kitap-yayın istemem...
Günümüzde birçok devlet dairesinde buna benzer manzaralarla karşılaşmak mümkün. Devletteki tasarruf hemen gazete-dergi takımlarının sınırlanması, kağıt tüketiminin baskılanması ve -en dramatik olanı da- üç beş bin adet basılan kitapların rafa kaldırılması şeklinde kendini gösteriyor. 15-20 milyar liralık makam otoları, cafcaflı mobilyalar, seçim bölgesine devlet kesesinden yapılan 'temas ve inceleme gezileri' ise tasarruf gündeminde yok.











