Kulis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kulis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2024 Cumartesi

ERDAL İNÖNÜ, TÜRKİYE'NİN NEDEN BİR TÜRLÜ GELİŞEMEDİĞİNİ AÇIKLAMIŞTI

Cahit UYANIK 

Önceki gün yaşama veda eden Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Erdal İnönü'nün vasiyet niteliğindeki sözlerinden birisi "Gözlerimi yummadan Türk bilim adamlarının bir Nobel ödülü kazandığını görmek istiyorum" olmuştu. Ama İnönü'nün vasiyeti yerine gelemedi. Türk bilim adamları Nobel almayı bırakın, henüz bu ödüle aday bile gösterilemediler. Bunun sebebi hakkında çok şey yazılıp söylenebilir. Ama madem yazı konumuz İnönü; yaşamının yaklaşık 50 yılını bilime adamış bir insanın düşünceleri daha fazla ilgiyi hak ediyor. 

300 yıllık gecikme

İnönü uzun yıllarını bilime verdiği için dünyadaki gelişmişlik yarışında Türkiye'nin neden geri kaldığını "Üç Yüz Yıllık Gecikme" adlı bir  kitapta kendi penceresinden analiz etmeye çalışmıştı. İnönü, onlinefizik.com adlı sitenin muhabirleriyle yaptığı söyleşide de bu kitapta neler anlatmaya çalıştığını açıklamıştı.

(Tıklayınız) ERDAL İNÖNÜ: SOLUN EN BAŞARILI BİRLEŞME PROJESİNİ YÜRÜTÜP BİLİM ADAMI OLARAK VEDA ETTİ

3 Mart 2024 Pazar

NÜFUS, ADRESE DAYALI BELİRLENDİ; FAZLADAN YAZILAN 3,3 MİLYON KİŞİ SİLİNDİ. BELEDİYELER TÜİK'E DAVA YAĞDIRDI

NÜFUS SAYIMI İÇİN KİŞİ BAŞINA 1 YTL HARCANDI

Cahit UYANIK 

Haftanın ilk gününe 2007 yılı nüfusumuzun 70 milyon 586 bin 256 kişi olduğunu öğrenerek başladık. Eve son olarak kapandığımız 2000 yılı sayımı rakamlarına dayanılarak yapılan projeksiyona göre 3,3 milyon kişi daha az çıkan nüfus, kişi başına düşen milli geliri ise 308 dolar civarında arttırmıştı.

Peki Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bu sayım için kaç lira harcamıştı? Sayım sonuçlarının açıklandığının ertesi günü görüştüğümüz TÜİK Başkanı Ömer Demir, net 70 milyon 859 bin YTL harcadıklarını bildirdi. Bu durumda kişi başına yapılan sayım harcaması ise 1 YTL olarak belirlendi. Demir'in verdiği bilgiye göre Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) çalışmaları sırasında tam veya part-time 87 bin 684 kişi çalışırken, bunu tam çalışmaya çevirdiğimizde 56 bin 649 kişi/ay mesai harcanmıştı.

Belediyeler 40'a yakın dava açtı 

Yapılan çalışmaların gün açısından dökümüne göre ise 1 milyon 699 bin 475 kişi/günlük bir çalışma ortaya konulmuştu. Demir, yapılan çalışmanın bir başka açıdan da önemli olduğunu, çünkü 2000 yılı sayımı sonrasında 'fazladan yazıldığı' belirlenen 3,5 milyon kişiyi silmek zorunda kaldıklarını ama sonradan belediyelerin kendilerine 40 civarında dava açtığını ve yarısının sürdüğünü anlattı. 

Nasreddin Hoca gibi mi yapalım?

Demir, istatistiklerde zaman zaman yaptıkları yenilikler konusundaki eleştirilere ise bir Nasreddin Hoca fıkrası ile cevap verdi.

Nasrettin Hocaya "Kaç yaşındasın?" diye sormuşlar, "40" cevabını vermiş. Aradan 10 yıl geçmiş ve arkadaşları yine aynı soruyu yöneltmişler. Hoca hiç duraksamadan yine "40" demiş. Arkadaşları bu cevaba şaşırınca da "Ben sözümün eriyim. Sözümden dönemem" diye lafını tamamlamış. 

TÜİK Başkanı Demir de eleştiri yöneltenlere "Biz de Nasreddin Hoca gibi mi yapalım?" diye soruyor. Bizden bu soruyu iletmesi, sizden doğruyu bulması...

(Bu kulis haberi, günlük ekonomi gazetesi Referans'ın Başkent Kulisi köşesinde 25 Ocak 2008 tarihinde yayınlanmıştır.) 

2 Mart 2024 Cumartesi

KULİS / SÜREYYA SERDENGEÇTİ, KENDİ EL YAZISINI OKUYAMADI

Cahit UYANIK

Merkez Bankası'nın (MB) geçen hafta açıkladığı Finansal İstikrar Raporu, kamuoyuna Başkan Süreyya Serdengeçti tarafından tanıtıldı. Serdengeçti, raporla ilgili uzun ve teknik bir konuşma yaptı. Öyle ki bu konuşma metni, ertesi gün gazetelere doğru dürüst girmedi. Serdengeçti daha sonra ise gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. 

Toplantı sırasında hayli neşeli olduğu gözlenen Serdengeçti, soruları unutmamak için not etti. Sırası gelen soruyu cevaplandıran Serdengeçti, bir ara duraksadı ve "Kendi el yazımı okuyamıyorum. Soruyu bir daha alayım" demekten kendini alamadı. 

12 Ağustos 2023 Cumartesi

"NEREDEN BULDUN?" DİYE BİLİNEN VERGİ REFORMU, ÖNEMLİ BİR BANKAMIZCA NİYE VE NASIL BALTALANDI?

Sümer Oral

VERGİDEKİ TAVİZLER VE BİR BANKAMIZ

Cahit UYANIK

Türkiye geçen yıl yaz aylarında çok uzun zamandır tartıştığı vergi reformunu hayata geçirmenin keyfini yaşıyordu. Aradan 1 yıl geçti, şimdi keyfi yaşanılan şey, geçen yılki düzenlemelerin delik deşik edilmesi.

Bu duruma nasıl geldik? Vergi reformunun nasıl nakavt edildiğine ilişkin çok şey yazılıp çizilebilir. Rusya ekonomik krizinden tutun da seçim sonrası kurulan hassas dengeleri korumaya kadar geniş bir yelpazede sebepler sıralanabilir. Ancak ben bu noktada münferit ama önemli bir faktörü size aktarmak istiyorum.

Yer: Başkent Ankara'nın önemli iş merkezlerinden birisinde, büyük bir bankanın genel müdürlüğü. 

Zaman: Bu yılın ilk ayları. 

9 Ağustos 2023 Çarşamba

MB, PARA KURULU KORKUSUNDAN KURTULDU

Cahit UYANIK

Uzakdoğu ve Rusya'da hüküm süren kriz, bazılarını da sevindiriyor. Türkiye'de de bu krizden dolayı mutlu ve mutsuz olanlar var. Mesela bavul ticareti yapanlar, tam "Bu iş bitti artık" derken yeniden hayata dönmenin keyfini yaşıyorlar. Önümüzdeki zorlu kış ayları, Rusya'dan Türkiye'ye akın edecek bavul tacirlerinin de habercisi. 

Krizden dolayı sevinenlerden bir başka grup da Merkez Bankası  (MB) yönetimi. MB yöneticileri son zamanlarda Para Kurulu tartışmalarından hayli rahatsız görünüyorlardı. Hatta IMF ile yapılan görüşmelerde bu konu iki taraf arasında sık sık tartışmalara da zemin yaratıyordu. 

28 Şubat 2021 Pazar

BORSADA AÇIĞA SATIŞ NEDİR VE NEDEN YASAKLANIR?

Borsada açığa satış nedir ve neden yasaklanır?

Açığa satış işlemleri, sahip olunmayan sermaye piyasası araçlarının satılmasını ya da satışına ilişkin emrin verilmesini ifade eder. Açığa satış işlemi hem borsada hem de forex piyasasında yapılan bir işlemdir.

Bir hisse senedini açığa satmak aslında sahip olmadığınız ama siz satış işlemini yaptıktan sonra fiyatının düşmesini beklediğiniz hisse senedini satmak anlamına gelir. Fiyatı düşmeden satış yaparsanız, fiyatı düştüğünde aynı hisse senedini daha ucuza geri alarak aradaki fiyat farkından kar edersiniz.

Normal işlemlerde önce alıp, sonra satarak kar ya da zarar ederken; açığa satış işleminde önce satıp, geri alırken oluşan farktan kazanırsınız.

Bugün beklendiği gibi; borsadaki tüm fiyatlar düşüşe geçeceği için (yapay şekilde) açığa satışa çok elverişi bir ortam oluşur. Herkes düşük fiyattan açığa satış yazacağı için fiyatlar daha da aşağı iner. Bunu önlemek için açığa satış yasağı getirilir.

Bir örnekle anlatayım.

6 Haziran 2020 Cumartesi

KULİS: MERKEZ BANKASI BİR ZAMANLAR KENDİNİ 'PARA KURULU'NA BENZETMİŞTİ!


MB'nin Para Kurulu Sömürgeci Mirası

Cahit UYANIK

Merkez Bankası (MB), Ocak ayının ilk haftası içinde 'Para Politikası Uygulaması'nı açıkladı. Bu konudaki haberler uzun uzadıya gazete sayfalarında yerini buldu. Başkan Gazi Erçel, toplantı sonunda gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, MB'nin yaklaşık 2 yıldır 'Para Kurulu' gibi çalıştığını belirtti. Erçel, Para Kurulu'nun nasıl görev yaptığını ise "Piyasaya para sürülürken karşılığında  döviz alınması veya piyasadan para çekilirken, karşılığında döviz pompalanması" olarak açıkladı. 

Biraz hafızaları tazelemek için anlatıyorum; Erçel'in 'Para Kurulu' diye dilimize çevirdiği bu kavram, Türkiye'nin 1995'ten sonra sıkça tartıştığı 'Currency Board'la aynı. O dönemde Para Kurulu konusunda her kafadan bir ses çıkması üzerine Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV), MB Eski Başkanı Bülent Gültekin ve Koç Üniversitesinden Dr. Kamil Yılmaz'a  bir rapor hazırlatarak 1996 ortalarında yayınlatmıştı. 

22 Ocak 2019 Salı

KULİS: "MÜDÜRÜ NAYLON FATURA KESTİ, 3 YIL HAPİSLE YARGILANIYOR"

Fatura kestiler, hayatı değişti 

Cahit UYANIK

Bir iş adamı aradı. Derdi, yine o meşhur naylon fatura problemi... Yanında bir zamanlar 600 kişi çalıştırdığını ve devlete ayda 180-190 milyar SSK primi ödediğini anlatan iş adamı, 420 kilometre ötedeki bir tesisindeki müdürün kestiği 1 milyar liralık naylon fatura yüzünden 3 yıl hapis cezası ile yargılandığını yana-yakıla anlattı. 

Devletin katilleri, hırsızları, dolandırıcıları, karşılıksız çek kesenleri hapisten af yoluyla çıkardığını, kendisi gibi dürüst iş adamlarını ise içeriye atmaya çalıştığını ileri sürdü. Bu konuşma, bazı iş adamları tarafından dile getirilen "Esnaf hapishaneleri açılacak" iddiasını aklıma getirdi. Gerçekten de devlet şu kriz ortamında, sigortasını ve  vergisini son kuruşuna kadar ödeyerek adam çalıştıran girişimcileri dikkatle dinlemeli.

8 Ocak 2019 Salı

ZİRAAT'TE "DAĞITMAK" SÖZCÜĞÜ YASAKLANDI



Cahit UYANIK

Türkiye'nin en büyük bankası olan Ziraat Bankası yeniden sahaya çıkıyor. Uzun zamandır kendi kabuğuna çekilip yeniden yapılanmakla uğraşan Ziraat, Bu defa ekonominin tüm alanlarını kredilendirmek üzere harekete geçti. Çiftçilerin yanı sıra müteahhitler, ihracatçılar, genç girişimciler ve tüm tüketiciler de bankanın ilgi alanına giriyor. 

Banka yöneticileri artık Ziraat şubelerinde kalemle masaya "tık tık" vurup müstahdem çağırmanın, vezneye girerken ele tutuşturulan para çekme pullarının, bir köşede esneyen memurların döneminin kapandığını ifade ediyorlar. Ancak Ziraat Bankası yöneticilerinin bir hassasiyeti var ki, önümüzdeki günlerde siz de kulak misafiri olabilirsiniz.

26 Aralık 2018 Çarşamba

KULİS: MEĞER RÜŞVET, "KUYUDAN SU ÇEKMEYE YARAYAN URGAN" ANLAMINA GELİYORMUŞ


RÜŞVETİN ADI VAR

Cahit UYANIK

Yolsuzluk ve rüşvet Türkiye'nin son yıllarda adeta baş belasına dönüştü. Gün geçmiyor ki yeni bir hayvan ismiyle özdeşleştirilmiş yolsuzluk ve onunla bağlantılı rüşvet operasyonu yapılmasın. Ama bu sorun sadece Türkiye'nin meselesi değil. Daha geçen ay Fransa, eski Savunma Bakanı ve Anayasa Mahkemesi Başkanı bir politikacıyı 6 ay hapse mahkum etti. Almanya'nın güçlü adamı Şansölye Helmuth Kohl de hala yolsuzluk iddialarından paçasını kurtarabilmiş değil.

Geçenlerde elime bir rapor geçti. MHP Grup Başkan Vekili İsmail Köse tarafından hazırlanmış olan raporun tam adı "1980'den 2000'e Yolsuzluk Olayları-Nedenleri ve Çözüm Önerileri"... Raporda rüşvetin tarihi ve rüşvetin tüm dünya ülkelerindeki karşılıkları hakkında ilginç bilgilere yer veriliyor. Söz gelimi rüşvetin bilinen anlamının dışında "Kuyulardan su çekmekte kullanılan urgan" veya "Kuş yavrusunun kendisine yem veren annesine boynunu uzatması" anlamına geldiğini biliyor muydunuz? Zaman içinde bu sözcük, devletle ilişkilerde "Tıpkı kuyudan su almak için urgan gerektiği gibi, bir işi yapabilmek için verilen gizli menfaat" manasında kullanılmaya başlanmış.

22 Aralık 2018 Cumartesi

KULİS: OKTAY YENAL, YOZLAŞMIŞ SİYASAL DÜZEN VE OKUMUŞ CEHALETİ...


'Görünen köyün klavuzu'

Cahit UYANIK

Oktay Yenal'ı bilenler bilir. Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli iktisatçılardan biri olan Yenal, özellikle kur çapasına dayalı ekonomik programın çökmesinden sonra, ünlü Financial Times gazetesinin okuyucu mektupları sayfasında Uluslararası Para Fonu (IMF) ile büyük kapışmaya tutuşmuştu. 

Uzun yıllarını Dünya Bankasının çeşitli kademelerinde çalışarak geçiren ve bu tip uluslararası kuruluşları çok iyi tanıyan Yenal, o kadar sağlam düşünceler ileri sürmüştü ki, Türkiye ziyaretlerinden hatırladığımız IMF Avrupa İcra Direktörü Michael Deppler'e IMF'nin hatalarını kabul ettirmişti. Aslında Yenal, 5 Nisan 1994 Kararları öncesinde de hükümete ve Tansu Çiller'e danışmanlık etmiş; bu kararların alınmasında önemli tavsiyelerde bulunmuştu. Yani Türkiye'nin krizler içinde geçen son 8-9 yılına yakından tanıklık etmişti. Bu tanıklıkta, Yenal ne söylediyse çıkmıştı.    

24 Kasım 2018 Cumartesi

KULİS: MHP, KÜBA'YI SANAYİ ÜSSÜMÜZ YAPACAK


Cahit UYANIK

Beylik bir laf olacak ama Türkiye'de yargılar ve değerler sistem sürekli değişiyor. Toplumdaki değişimi bazen herkes hissediyor ve buna ilişkin olaylar gazete manşetlerinden, televizyon ekranlarından eksik olmuyor. Nasıl mı? Aralık ayı başında herkes, kendisini Merkez Bankası tarafından açıklanan para ve kur programını okuyup yorumlamaya adamışken; Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in bir yurt dışı gezisi gözlerden kaçtı. 

Gökalp, Küba'ya resmi bir ziyaret yapmıştı. O Küba ki halen komünizmin kalesi. Liderleri Fidel Castro, herkes alttan alırken ABD'ye en sert eleştirileri yönelten isim. MHP ise geçmişinde en ılımlısından en sertine kadar sol hareketlerin hepsiyle dişe diş göze göz mücadele etmiş bir siyasi oluşumun çatısı.   

7 Haziran 2018 Perşembe

KULİS: BİR BÜROKRASİ EFSANESİ-İL SINIRLARINIZDAKİ YABAN DOMUZLARININ HESABINI VERİN



"Devlet nasıl istatistik yapar? Alın size Aziz Nesin hikayelerini aratmayacak, eski zamanlardan bir cevap. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nda bir bürokrat bize devletin eskiden nasıl istatistik yaptığını ve bürokrasinin işleri takip etmesindeki duyarlılığı çok güzel bir örnekle anlattı. 

Bürokratın anlattığına göre bir dönem Tarım Bakanlığı, İl Müdürlükleri'ne bir yazı yazar ve 'İlinizin bulunduğu bölgedeki karga, yaban domuzu, üveyik gibi tarımsal üretime zarar veren yabani hayvanların sayısını çıkartın bize yollayın' der. İl müdürlerini alır bir düşünce... Adı üstünde zararlı ve yabani hayvan bunlar. Nasıl sayacaksın?

Sonunda kendi aralarında 'istişare' ederek bir formül bulurlar. Buna göre bölgenin büyüklüğüyle orantılı olarak her il müdürü bir rakam yazıp bakanlığa yollar. Kimi 30, kimi 20 yaban domuzu olduğunu bildirir. Aradan 1 yıl geçer, "Ses seda çıkmadı Bakanlık'tan..." diye sevinirlerken biz yazı daha...




'Bölgenizdeki yaban domuzlarının son durumu nedir? Şayet sayıları 150'yi aşarsa 'sürek avı' başlatın.' Sürek avı başlaması için gerekli bürokratik işlemler ve nasıl ekipler oluşturulacağı, vurulan domuzların kuyruklarının kesilerek ispatlanması gerektiği gibi formaliteler sıralanır.

14 Şubat 2018 Çarşamba

KULİS: BANKAZEDELERDEN CLINTON VE BLAIR'E MEKTUP


Cahit UYANIK

Türkiye, Gümrük Birliğine girdi girmesine ama şimdilerde yeni oluşacak hükümetin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor. Türkiye'nin çözüm bekleyen sorunlardan birisi de bankazedeler...

Yani TYT, Marbank ve Impexbank'ta 150 milyonun üzerinde parası bulunan, ancak mevduat sigorta kapsamına alınmayan mudiler. Yaklaşık 5 trilyonluk bir yekûn tutan kendi paralarını alabilmek için başlarını vurmadıkları taş bırakmayan bankazedeler, şimdilerde Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulundan çıkacak kararı bekliyorlar. Buradan olumsuz bir sonuç çıkması durumunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gitmeyi deneyecekler. 

5 Şubat 2018 Pazartesi

NİJERYALI DOLANDIRICILARA DİKKAT...


Cahit UYANIK

Bugünlerde size Nijerya'dan bir mektup gelirse çok dikkatli okuyun. Hele hele mektupta size, Nijerya'dan yurt dışına çıkarılacak bir para konusunda yardım etmeniz karşılığında yüklü bir komisyon teklif ediliyorsa, hiç ama hiç dikkate almayın. Çünkü bu konuda iş adamlarının ABD'de uğradıkları zarar 5 milyar doları geçti. Olay basitçe şöyle:

Nijerya'daki bazı dolandırıcılık çeteleri, oradan buradan edindikleri şirket adreslerine mektuplar gönderiyorlar. Mektupta, Nijerya'daki bazı olaylar sonucunda üst gelir grubuna sahip insanların mal ve paralarını devletten kaçırmak zorunda kaldıkları, bu malların sanki ticaret yapılırmış gibi yurt dışına çıkarılabileceği ifade ediliyor. Ve iş adamına bu işleme aracılık yapması karşılığında önemli bir komisyon teklif ediliyor.

5 Ocak 2018 Cuma

KULİS: İLK AĞIZDAN BANKNOT BASMA VE SAHTE PARAYLA MÜCADELENİN SIRLARI


Cahit UYANIK

Sonunda 7 sıfırlı parayı da gördük. Merkez Bankası, yeni 10 milyon liralık banknotu bir basın toplantısı ile tanıttı. Paranın özellikleri ve yetkililerin en güncel sözlerini gazete sayfalarında okudunuz.

Merkez Bankası uzmanları, normal zamanlarda para hazırlama ve baskı teknikleri üzerine konuşmayı pek sevmezler. Belki de bu konulara bir tür "meslek sırrı" gözüyle bakıldığı için ketumiyet içinde davranırlar. 10 milyon liralık banknotun tanıtıldığı basın toplantısında bu geleneğin dışına çıkıldı. Para basma ve sahtecilik konusunda oldukça ilginç bilgiler edindik. Gazetelerde pek yer almayan bu bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.

4 Ocak 2018 Perşembe

KULİS: 18 YIL ÖNCESİNDEN BİR 'TAŞERON İŞÇİ' ÖYKÜSÜ... ÖZELLEŞTİRME İDARESİNİN 'TEMİZLİKÇİ GİBİ' GÖSTERİLEN SEKRETERLERİ...


Cahit UYANIK

Zaman zaman bu sayfada Türkiye'deki garip özelleştirme öykülerini okuyorsunuz. Bunlara bakıp da benim özelleştirmeye karşı olduğum için böyle yaptığıma hükmetmeyin. Ben sadece "böyle" özelleştirme istemiyorum. Bu konuda kulağıma gelen son öyküyü birazdan size aktaracağım; işte o zaman "böyle" sözcüğünün ne anlama geldiğini öğrenmiş olacaksınız.
...........

Efendim, Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Köşküne komşu sokaklardan birinde faaliyet gösteren Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) diye bir kurumumuz var. Malumunuz bu kurum son zamanlarda siyasi içerikli atamalar sebebiyle eleştiriler alıyor. Muhalefet partileri KİT'leri özelleştirmesi için kurulan ÖİB'i, KİT'leşmekle suçluyor. 

Her ne kadar özelleştirmeye ilişkin görevleri bittikten sonra kendi kendini lağvedeceği belirtilse de, ÖİB eninde sonunda bir kamu kuruluşu ve yürütülen hizmetler de kamu hizmeti. Anayasamız ve onunla bağlantılı  devletin personel kanunları kamu hizmetinin devlet memurlarınca yürütüleceğini belirtiyor. Oysa ÖİB, özellikle devletin "GİH" yani Genel İdare Hizmetleri sınıfından hizmetlerini özelleştirmiş...! Açık söyleyelim, doğrudan doğruya kamu hizmetleri özelleştirilmiş.

18 Aralık 2017 Pazartesi

KULİS: 78 YIL ÖNCE DE SANAYİCİNİN DERDİ AYNIYDI

78 yıl geçip kuşaklar değişse de, sanayiciler Türkiye'de benzer sorunlardan muzdarip. 

Cahit UYANIK 

Bugün herhangi bir sanayiciyle sohbet etseniz şikâyetlerinin başında yüksek girdi maliyetlerinin geleceği tartışmasızdır. Hele yeni yapılan zamdan sonra, elektrik girdisi ya da vergiler bu şikâyetlerin başındadır şüphesiz... 

Ankara Sanayi Odası yeni hizmet binasının açılışı anısına "1930 Sanayi Kongresi: Raporlar Zabıtlar" başlıklı bir kitap yayımladı. Türkiye Cumhuriyetinin ilk sanayi kongresi olmasının yanı sıra ilk sanayi envanteri olma özelliğini de taşıyan kitapta, tartışmalar ise neredeyse bugünü yansıtıyor. 

5 Aralık 2017 Salı

KULİS: ÖZELLEŞTİRME VE "BURDUR'UN İNEKLERİ"...


Bir tesis özelleştirildi ve Burdur'da hayvancılık ölüm döşeğine düştü... Traji-komik bir özelleştirme deneyimi... 

Türkiye'de özelleştirme giderek "bitmeyen şarkı"ya dönüşüyor. DSP Azınlık Hükümeti de bu analizi doğru çıkarmak için elinden geleni yapmaya başladı. Bugüne kadar her yıl ilan edilmesine rağmen, hiç bir zaman tutturulamayan özelleştirme hedefi tuzağına DSP de düştü. Oysa DSP'ye yakışan "Özelleştirmede hedef ilan etmiyoruz. Yapabildiğimiz kadarını yaparız. Önemli olan sattığımız şirketlerin emin ellerde olmasıdır" demesiydi.  Ama DSP, büyük ihtimalle IMF ile ilişkileri tehlikeye düşürmemek için yasak savma kabilinden bir hedef açıklanmasına göz yumdu.

Türkiye'de özelleştirme denilen kavramın arkasına neler gizlendiğini öğrenmek için Ankara'dan veya İstanbul'dan bakarak ahkam kesmemek gerekiyor. Çünkü Anadolu'nun değişik köşelerinde "özelleştirme yağma ve talana dönüşmüştür" sloganını haklı çıkaracak bir sürü olay yaşanıyor. 

Bunun son örneklerinden biri Burdur'da gelişti. Ege'de bulunmasına rağmen hayvancılığa dayalı ekonomiye sahip olan Burdur'da, hayati öneme sahip süt fabrikası bir süre önce özelleştirilmişti. Burdur'da özelleştirmenin yarattığı sanal cennet 1 yıl sürdü. Fabrikayı satın alan firma, tesisi kapatıp Gönen'e taşıyacağını açıkladı. Aslında bu son karar yaklaşık 1 yıldır yaşanan olumsuzluklar zincirinin son halkası niteliğindeydi. 

Taşıma kararını başlatan süreçte fabrika günlük süt işleme kapasitesini 200 tondan 20 tona kadar düşürmüştü. Bunun doğal sonucu olarak da fabrikada çalışanların sayısı 250'den 102'ye düşürüldü. Ardından fabrika süt tankları satıldı. Satılan 70 tanktan 180 milyar lira kazanıldı. Oysa fabrika 121 milyar liraya özelleştirilmişti. Kısa günün karı yaklaşık 59 milyar lira oldu. Burdurlulara bakılırsa fabrikanın 150 dönümlük arazisinin bedeli 1,5 trilyon lira. Burdurlular tesisin taşınmasından sonra fabrikanın yerine lüks villaların yapılacağına kesin gözüyle bakıyor. Eskiden kentte günlük 600 ton süt üretildiğini belirten Burdurlular, hayvanlarını mezbahaya göndermekten başka bir çözümleri kalmadığını düşünüyorlar. 

Evet Türkiye bir yandan hayvancılık reformu yapmak için çırpınıyor. Bir yandan da 'özelleştirmeye kurban' inek manzaraları yaşıyor. Dua edelim de Türkiye'deki (bu haliyle) özelleştirmeye sadece inekler kurban olsun...     

5 Şubat 2017 Pazar

2,5 DOLAR İÇİN VERGİ AFFI ÇIKARTILIYOR

Cahit UYANIK

Yanlış anlamayın, rakamla değil yazıyla ifade ediyorum: 2,5 dolar için yani yaklaşık 4 milyon TL için vergi affı çıkartılıyor. Çünkü bu satırlar yazılırken hükümetin Meclis'e sunduğu Vergi Barışı Yasa Tasarısının bir maddesi var ki evlere şenlikti. 4 milyon TL'lik vergi borcunun affı için çıkartılan yasa maddesinin öyküsü şuydu: