28 Kasım 2023 Salı

TÜRK BORSASININ (İMKB) GELECEĞİ VE KÜÇÜK YATIRIMCILAR

TÜRK BORSASININ GELECEĞİ VE KÜÇÜK YATIRIMCILAR

Cahit UYANIK 

Türkiye'de artık herkes İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı (İMKB) yakından tanıyor. Gazetelerdeki boy boy tablolarda borsada oluşan fiyatlar yayımlanıyor. Yüksek tirajlı gazeteler haftalık ekonomi ekleri vererek okuyucularına borsaya ilişkin bilgi sunuyor. Sayıları 10 'u geçen haftalık ekonomi ve borsa dergisi, yatırımcılara yön göstermeye çalışıyor, yorumlar yapıyor, tavsiyelerde bulunuyor. Borsada hisseleri işlem gören şirketlerin sayısı hızla 300'e doğru çıkıyor. İMKB giderek daha fazla şirketin işlem gördüğü bir yapıya bürünüyor. Bu sayının yakın bir gelecekte 400'ü geçeceği tahmin ediliyor. Firmalar yeni yatırım kararları öncesinde kaynak maliyetini en aza indirgemek için halka açılmayı ciddi bir alternatif olarak değerlendiriyor.

Peki Türkiye'de borsayı ve dolayısıyla borsaya yatırım yapmaya başlayan yatırımcıları nasıl bir gelecek bekliyor? Borsada yeni endeks patlamaları yaşanabilir mi? Borsa orta ve uzun vadede yatırımcısına enflasyon oranı ve alternatif yatırım araçlarına göre daha fazla kar ettirir mi? Her şeyden önemlisi borsada yatırım yapmak isteyen yatırımcı bu işin içine nasıl girmeli? Girdiği dünyada kendisini neler bekliyor? Bu yazıda borsanın geleceği ve borsa yatırımcılığı konusunda 'tüyo' vermeden, "şu hisseyi alın" veya "filanca hisseyi elden çıkarın" demeden genel konuları dile getirmeye çalışacağım.

26 Kasım 2023 Pazar

SOSYAL MEDYA FENOMENLERİ, 27 YILLIK KARA PARA DOSYAMA İLGİYİ ARTIRDI


Cahit UYANIK 

1996 yılında yayınlanan kara para konulu kapak haberim, o günlerde büyük ilgiyle karşılanmış, bir çok gazetede alıntı yapılarak geniş kitlelere ulaşmıştı. 

Birçok bilimsel makalede de atıf verilen ve blogumda halen yayında bulunan bu dosyam, şimdilerde yine en çok tıklanan yazılar arasına girdi. 

Sebep: Kara para aklayan ve bazıları da hapse atılan sosyal medya fenomenleri... 

(TIKLAYIN) KAPAK HABERİ: 32 KISIM TEKMİLİ BİRDEN KARA PARANIN MACERASI

23 Kasım 2023 Perşembe

TCMB 32 AY SONRA NİHAYET PRO-AKTİF; YEREL SEÇİME YAKLAŞMADAN FAİZDE 5 PUAN ARTIŞA GİTTİ

Hafize Gaye Erkan-TCMB Başkanı 

Cahit UYANIK 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Kasım-2023 toplantısında beklentilerin aksine politika faizini 2,5 değil 5 puan artırarak yüzde 40'a yükseltti. Böylece TCMB, 2021-Mart ayından sonra yani 32 ay sonra pro-aktif bir davranış sergilemiş oldu. 

Şahinlesen MB'nin, faizi beklentilerden yüksek belirlemesi doğrudan doğruya yerel seçimlerle ilgilidir. Bu aksiyon, MB'nin 2024 boyunca yüzde 42,5 civarında bir faizle yürümek yani uygun düzeyde bir pozitif reel faizle gitmek istediğinin göstergesidir. 

BORÇLANMADA 'SENARYO' DÖNEMİ

Cahit UYANIK 

Borç, günümüz yaşamının bir gerçeği. İnsanoğlunun parayı icat etmesiyle birlikte, bu kavram yaşamımıza girmiş oldu. Paranın Anadolu toprakları üzerinde icat edildiğini kesin olarak biliyoruz. Para icat olunca borç da onu takip etti. Eskiden kağıt olmadığı için borç-alacak senetleri taş veya kilden tabletler üzerine kazınıyordu. Özellikle Orta Anadolu Bölgesi'ndeki arkeolojik kazılarda böylesine yüzlerce borç-alacak senedi açığa çıkarıldı. Bu tabletler şimdi müzelerde meraklı ziyaretçileri bekliyor. 

Günümüz orta yaş kuşağı ise borç kavramını veresiye defterleri ile tanıdı. Her bakkalın, manifaturacının, konfeksiyoncunun, terzinin veya dişçinin bir veresiye defteri mutlaka vardı. Hangimiz çocuklumuzda kulağının arkasından aldığı mürekkepli kurşun kalemi diline dokundurarak, büyük bir dikkat içinde, veresiye defterinin bir sayfasındaki anne veya babamızın isminin karşısına rakamları sıralayan esnafı meraklı gözlerle izlemedi? Artık veresiye defterleri maziye karışmak üzere. O güzelim defterlerin yerini kredi kartı pos aletleri, küçük alışveriş slipleri, kredi kartı hesap ekstreleri aldı. 

22 Kasım 2023 Çarşamba

111 YIL SONRA TÜRKİYE'DEN ÇIKMA KARARI ALAN 'BP TÜRKİYE' KENDİSİNİ NASIL TANITIYOR?

"Dünyada 1908 yılında faaliyete başlayan bp olarak, sahip olduğumuz küresel tecrübe ve güçle Türkiye’de bir asrı aşkın süredir çalışıyoruz. Dünya dinamikleri ile enerji sektörünün talep ve ihtiyaçlarını yakından takip ediyor ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda geleceği şekillendiren teknolojiler üzerine yıllardır faaliyetlerimizi yürütüyoruz.
Dünyanın ihtiyacı olan ısı, ışık ve hareketi sağlayabilme misyonuyla; çalışanlarımız, bayilerimiz ve iş ortaklarımızla birlikte bu ülkede çok önemli yatırımlara imza attık ve toplum ve geleceğimiz adına projeler yapmaya devam ediyoruz. 

bp'nin Türkiye öyküsü

bp’nin kuruluşuna öncü olan “Anglo-Persian Oil Company” şirketi, 1912 yılında İstanbul’da bir ofis açarak Lion & Sun ve Palm Tree markalarını tescil ettirdi. İlerleyen dönemlerde Türkiye pazarında 1949 yılına kadar “Steaua Romana” adı altında faaliyetlerini sürdüren bp, ülkemize yaptığı yatırımları bu dönemde artırarak genişletti. 1957 yılında “bp Petrolleri Anonim Şirketi” olarak değişen ünvanımızla, Türkiye’de iz bırakan çalışmalarımızı bir üst seviyeye taşıdık. Ülke ekonomisi için büyük öneme sahip olan, bp’nin de hissesinin bulunduğu Mersin Rafinerisi’nin devreye alınması sayesinde 3,2 milyon ton ham petrol işleme kapasiteli işletmemiz ile Türkiye ekonomisine katkılarımızı sürdürdük.

21 Kasım 2023 Salı

WARREN BUFFETT'TAN PARA TASARRUF ETTİREN 12 HAYAT TAVSİYESİ

Dünyanın en başarılı yatırımcılarından biri olan Warren Buffett, verdiği basit ama derin finansal tavsiyelerle ünlüdür. GOBankingRates’in haberinde ise Buffett’ın kariyeri boyunca dikkat çektiği finansal tuzaklar derlendi.

Kişisel gelişimi ihmal etmek

Buffett'a göre, kişinin yapabileceği en iyi yatırım kendine yatırım yapmaktır. Becerileri ve eğitimi geliştirmek, kazanç potansiyelini önemli ölçüde artırabilir. Üstelik bilgi ve yetenekler, kimsenin sizden alamayacağı varlıklardır.

Kredi kartlarına güvenmek

Kredi kartları kullanışlı olabilir, ancak yüksek faiz oranları, bakiyenin tamamını aylık olarak ödemezseniz, avantajlar hızlı bir şekilde kaybolabilir. Buffett, kredi kartı borcuna yol açabilecek gereksiz harcamalardan uzak durulmasını tavsiye ediyor.

Sık sık bar ve pubların ziyaret edilmesi

Barda içki içmek gibi sosyal aktivitelere yapılan harcamalar hızlı bir şekilde birikebilir. Ev buluşmaları gibi daha uygun fiyatlı sosyal etkinlikleri tercih etmek önemli ölçüde tasarruf etmenize yardımcı olur.

19 Kasım 2023 Pazar

ACILARIN EKONOMİ YÖNETİMİ

Cahit UYANIK 

Acıların ekonomi yönetimi...

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ve

FED Başkanı Jerome Powell...

Ekonomiyi adam etmek için saçını süpürge etmiş Janetiye ile..

Bindelik fiyat artışlarını izlemekten helak olmuş acıların çocuğu Küçük Jeromecik...

18 Kasım 2023 Cumartesi

TEBESSÜMÜ VE AZİZ HATIRASI ANKARALI MUHABİRLERE EMANET: METİN UCA KİMDİR?

Ankaralı gazetecilerin ve Türk ulusunun başı sağolsun...

Kendi 'muzip' anlatımıyla; Metin Uca kimdir?

"1961 yılında Hakkarili bir baba ve Söğütlü bir annenin büyük çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Küçük bir bürokrat ailesinin çocuğu olarak ömrünün büyük bölümünü Ankara ve İstanbul’da geçirdi. İlk, Orta ve Lise eğitimini Ankara’da tamamlayan Uca, Kimya Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği, Tiyatro ve gazetecilik eğitimi aldı. Van Erciş’te askerliğini tankçı asteğmen olarak yapan Uca, 1987 yılında Anadolu Ajansı’nın sınavını kazanarak muhabirlik hayatına başladı. Çok sayıda gazetecilik ve televizyonculuk ödülünün sahibidir. 

1999 – 2000 yıllarında TRT’ de televizyoncu olarak çalışmaya başladı ve kuruluşundan itibaren Kanal D Ankara bürosunda muhabir olarak görev yaptı. Anadolu Ajansı, TRT, Kanal D, Milliyet EP Dergisi, Show TV, ATV ve Star televizyonlarında muhabir ve programcı olarak çalıştı.1999 yılından itibaren kendi özgün sabah programları, yarışma programları ve sahne gösterileri ile İstanbul’da çalışmaya başladı. 

16 Kasım 2023 Perşembe

GENÇ NÜFUS VE TÜRKİYE'NİN FIRSAT PENCERESİ

Cahit UYANIK 

Hani insan hayatında bazen öyle anlar gelir ki, ayağına bağ olduğunu sandığı bir özelliği büyük avantaja dönüşebilir. Ülkeler için de böyle bir nokta var mı acaba? Soruyu bize, yani Türkiye'ye uyarlayıp sorarsanız nasıl bir tablo ortaya çıkabilir?  Merak etmeyin hep olumsuzluk yazacak değilim ya... Türkiye'nin genç nüfusu kendisine ekonomide ve dünyanın geleceğinde büyük fırsatların kapısını açabilir. Bunu ben söylemiyorum. Türkiye'ye Avrupa Birliğine (AB) tam üyelik konusunda bahane üzerine bahane çıkaran Avrupalılar söylüyor. Üstelik bilimsel bir araştırmaya dayanarak...

Araştırmayı AB'nin bir alt kuruluşu olan Avrupa Eğitim Vakfı yaptırmış. Mesleki ve teknik eğitim sistemiyle ilgilenen bu vakıf AB üyesi, AB'ye aday ülkeler, Bağımsız Devletler Topluluğu'na üye devletler, Akdeniz ülkeleri ile Moğolistan'da birer gözlemevi kurdu. Bu gözlemevleri bir ağ şeklinde birbirine bağlı. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) bünyesinde geçen yıl faaliyete başlayan Türkiye Ulusal Gözlemevi, ilk ülke raporunu çıkarttı. Rapor, AB'nin TACIS ve PHARE adlı programları tarafından desteklendi. Yaklaşık 275 sayfadan oluşan rapor Türkiye ekonomisi, nüfus, işgücü, işsizlik, eğitim ile teknik eğitim konularını bütünsellik içinde inceliyor.

14 Kasım 2023 Salı

TÜRKİYE'DE BU YIL (2009) SUYUN VE PARANIN ULUSLARARASI KADERİ KONUŞULACAK

Cahit UYANIK

Türkiye ve İstanbul, bu yıl oldukça önemli toplantılara ev sahipliği yapacak. Toplantılarda yaşamın temel unsuru suyun ve ekonominin temel unsuru paranın kaderi konuşulacak. Toplantılardan ilki 16-22 mart tarihleri arasında yapılacak 5'inci Dünya Su Forumu. İkinci önemli toplantı ise 6-7 Ekim'deki Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası Yıllık Toplantısı. Su sorunlarına çözüm bulmak için, küresel işbirliğine doğru atılan en önemli adımlardan biri olarak tanımlanan 5'inci Dünya Su Forumunun ana teması "Su İçin Farklıkların Birleştirilmesi” başlığını taşıyor.

Bu ana tema Avrupa ile Asya, Orta Doğu ile Afrika, Güney ve Kuzey arasındaki coğrafi kavşak noktalarının altını çizmesinin yanında dünyanın zengin ve fakir, gelişmiş ve gelişmekte olan bölgeleri gibi çeşitli su kültürleri arasındaki kavramsal ayrılıklara gönderme yapıyor. “Farklılıkların Birleştirilmesi” kavramı aynı zamanda yerel, ulusal, bölgesel ve küresel çapta su kullanıcıları, karar-alıcılar, su uzmanları ve çalışanları arasında ileri seviyede bir bilgi alışverişi ve gelişkin bir anlayış oluşturma hedefini de ifade ediyor. Bu farklı bakış açıları arasında bir alışveriş sağlamak amacıyla köprüler inşa etmek, farklılıkların üzerine çıkma ve çeşitli taraf ve sektörleri bir araya getirme fırsatları yaratacak.

13 Kasım 2023 Pazartesi

AMAN "PİYASALAR" ÖFKELENMESİN...

Cahit UYANIK

Ne zaman masamızdan başımızı kaldırıp televizyona baksak, bir "piyasalar" edebiyatıdır gidiyor. Borsa endeksi düşünce suratımız asılıyor, yükselince her şey daha toz pembe geliyor gözümüze... Faiz denilince artık kimsenin aklına mevduat faizi gelmiyor. Varsa yoksa devletin iç borçlanma ihalelerindeki faiz düzeyini izliyoruz. Anlayacağınız "piyasalar" denilen kavram yaşantımıza öyle girdi ki, işin nereye kadar gidebileceğini kimse kestiremiyor. 

Piyasalar öylesine bir güç ki, zaman zaman ülkenin iç siyasetine bile müdahil oluyor. Üst düzey politikacıların istifa etmesine veya göreve davet edilmesine sebep olabiliyor. Büyük ekonomik ve mali operasyonlarda da zaman zaman piyasaların baskısı ve izini bulmak mümkün. Piyasa denilince "senaryo" kavramı da öne çıkıyor. Kar ve zarar güdüsü ile hareket eden piyasa oyuncularının başarısını (karını artırmasını) ancak başarılı senaryolar sağlayabiliyor. Sonuçta birçok insanın bilgisayar ekranları ve klavyeleri üzerinde oluşturduğu gizli ittifak ve koalisyonlar, hepimizin hayatını yakından ilgilendiren kararlarda etkin hale geliyor. 

10 Kasım 2023 Cuma

SEZER, ATATÜRK’ÜN MİRASINI ARAŞTIRIYOR

Cahit UYANIK 

Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanı seçilmesinin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçti. Sezer bu süreçte geniş kitleler tarafından tanındı ve sevildi. Sezer, kamuoyunda daha çok hukukçu kimliği ile desteklediği siyasi kararları ile puan topladı ama 10'uncu Cumhurbaşkanının faaliyetleri bu kadarla sınırlı değil. Mesela Sezer, Atatürk Arşivi Projesi başlattı. Buna göre Atatürk ve dönemine ait belge, bilgi, eşya, fotoğraf, makale, tez, araştırma gibi yazıların genel bir envanteri çıkarılacak.

9 Kasım 2023 Perşembe

IMF İLE 20'İNCİ DEFA MASAYA OTURURKEN BİLGİLERİ TAZELEYELİM

Cahit UYANIK 

Yeni bir yıla girerken Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Türkiye yeniden masaya oturuyor. Türkiye, IMF ile yeni bir stand by veya ihtiyati stand by anlaşması imzalamak üzere 20'inci defa görüşecek. Türkiye, ilk kez 1961 ve son kez de 2005 yılında olmak üzere toplam 19 defa IMF ile stand by anlaşması imzaladı. Yani 2009 yılı itibarıyla tam 48 yıldır IMF ile masaya oturuyoruz. Ortalama 2,5 yılda bir IMF ile anlaşma yapmak zorunda kalıyoruz. 2009 yılında yapılacak IMF anlaşmasının da asgari 18 ayı kapsaması bekleniyor. Bu ortamda IMF ile ilgili bilgileri tazelemekte fayda var.

IMF, 2008 yılı Eylül ayı itibariyle 185 ülkenin üyesi olduğu uluslararası bir kuruluş. IMF, uluslararası parasal işbirliği ve döviz kuru istikrarını desteklemek, ekonomik büyüme ile yüksek istihdamı teşvik etmek ve üye ülkelerin ödemeler dengesi finansmanında karşılaştıkları sorunların aşılmasını kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştu. 1944 yılı Temmuz ayında ABD’nin New Hampshire eyaletinin Bretton Woods şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Konferansına katılan 45 hükümet temsilcisi, 1930’lu yıllardaki Büyük Buhran ve sonrasında uygulanan korumacı dış ticaret ve döviz kuru politikalarından kaçınılmasını, uluslararası finansal sistemin istikrarlı işleyişini ve İkinci Dünya Savaşından zarar gören ülkelerin hızlı bir şekilde yeniden imarını sağlamak amacıyla bir ekonomik işbirliği çerçevesi üzerinde mutabakata vararak ve IMF ve Dünya Bankasının kurulmasına karar verdi. IMF’nin kurucu ülke temsilcileri, uluslararası para sistemini izleyecek, mal ve hizmet ticaretiyle ilgili döviz kısıtlarını kaldıracak ve döviz kuru istikrarını koruyacak uluslararası bir kuruluşun anlaşma maddelerinin ana hatlarını bu konferansta belirledi.

IMF, kuruluş anlaşmasının 27 Aralık 1945 tarihinde yürürlüğe girmesi ile resmen kuruldu. Türkiye ise IMF’ye “19 Şubat 1947 tarih ve 5016 sayılı Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası’na Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanun”un verdiği yetkiye dayanarak 11 Mart 1947 tarihinde üye oldu.

7 Kasım 2023 Salı

HAM PETROL İTHALİNDE 15-20 MİLYAR DOLARLIK FATURAYA DOĞRU GİDİLİYOR

Cahit UYANIK

Türkiye'de daha birkaç yıl önce gündemde bulunan "Ham petrol faturası 10 milyar doları geçer mi?" sorusu yerini, faturanın 15-20 milyar dolara ulaşıp ulaşmayacağına bıraktı. Ham petrolün varil fiyatının dış piyasalarda 90 dolarlar seviyesini geçmesi, Türkiye'nin önümüzdeki yıl ham petrol ithalatına 15 milyar dolar düzeyinde bir ödeme yapabileceği ihtimalini doğurdu. 2008'de ham petrol fiyatlarının ortalama 85 dolardan oluşması halinde, yıllık tüketimi 175 milyon varil düzeyinde bulunan Türkiye'nin ödeyeceği fatura 14 milyar 875 milyon dolara çıkacak. 90 dolarlık ortalama fiyatta ise Türkiye'nin ham petrole ödeyeceği tutar 15 milyar 750 milyon dolara ulaşacak. 100 dolarlık ortalama fiyat 17,5 milyar dolar, 120 dolarlık 'kabus senaryosu' ise 21 milyar dolarlık ithalat faturası oluşturabilir.  

Daha bundan 1 yıl önce ham petrol fiyatlarının 100 dolar düzeyine yaklaşıp yaklaşmayacağı sorulduğunda, çoğu kimse buna inanmıyordu. 70 dolarlık fiyatın 'psikolojik bir sınır' olduğu, bu rakamdan sonra petrol talebi azalacağı için otomatikman fiyatın bu düzeyde dengeleneceği düşünülüyordu. Bu tahminler tutmadı. Şimdilerde 120 dolarlık varil fiyatı için benzeri değerlendirmeler yapılıyor. Ancak 120 dolarlık fiyatın psikolojik sınır olduğunu düşünen uzmanların sayısı giderek azalıyor. 

6 Kasım 2023 Pazartesi

ÇOK ULUSLU YATIRIM DEVLERİNİN TÜRKİYE'DEN İSTEKLERİNİ NASIL YORUMLAMALIYIZ?

Cahit UYANIK

Türkiye'de zaman zaman iç siyasi gündem o kadar yoğunlaşıyor ki, üzerinde uzun uzun çalışılan ve ayrıntılı organizasyonlar için uğraşılan ekonomi toplantılarında çıkan sonuçlar bile dikkatli biçimde değerlendirilemiyor. Türkiye bundan 5 yıl önce "Türkiye Yatırım Danışma Konseyi" toplantısının ilkini düzenlemek için büyük çaba sarf etmişti. Çünkü tüm dünyada, doğrudan yabancı sermaye çekmek isteyen ülkelerin hemen hepsinde bu tip organizasyonlar yapılıyordu. Bu toplantılarda hükümet yetkilileri ile büyük mali güce ve yatırım portföyüne sahip çok uluslu şirketlerin üst düzey yöneticileri bir araya geliyordu. Toplantıda hükümetin yapmak istedikleri ile o şirketlerin ülkeyi nasıl gördükleri ve yatırım ortamının sürmesi için neler yapılması gerektiğini tartışmaları bekleniyordu. Türkiye, ilk toplantıyı düzenledikten sonra devamını getirdi ve geçtiğimiz 18 Haziran tarihinde bu zirvenin beşincisini gerçekleştirdi. Maalesef; oldukça yüksek seyreden iç siyasi gündem ve belki de kanıksandığı için toplantıdan çıkan sonuçlar, yeteri kadar tartışılmadı ve değerlendirmelere konu olmadı.   

"Türkiye Yatırım Danışma Konseyi Beşinci Toplantısı Sonuç Bildirisi" 18 uluslararası şirketin üst düzey yöneticisinin Türkiyeyi 2008 yılı itibarıyla nasıl gördüğü ve geleceğe yönelik beklentilerinin çok ayrıntılı bir özeti gibiydi.  Bildiride YDK üyeleri olarak, Türkiye’de yatırım ortamına ilişkin kaydedilen gelişmeleri değerlendirmek ve bundan sonra belirlenecek öncelikler hakkında tavsiyelerde bulunmak üzere davet edilmiş olmaktan onur duyulduğu belirtiliyordu. Beşinci Konsey toplantısının 2004 yılında yapılan ilk Konsey toplantısından bugüne kadar Türkiye'nin yatırım ortamının iyileştirilmesi kapsamında katettiği aşamanın teyit edilmesi bakımından uygun bir zemin yarattığına dikkat çekilen bildiride, "Türkiye 2004 yılına kadar, uzun yıllar boyunca  yıllık yaklaşık 1 milyar ABD Doları tutarında uluslararası doğrudan yatırım çekmiştir. Bugün, Türkiye 2007 yılında çektiği 22 Milyar ABD Doları tutarındaki uluslararası doğrudan yatırım girişi açısından gelişmekte olan ülkeler arasında beşinci, dünyada ise on altıncı sırada yer almıştır. Bu anlamda hükümeti tebrik ediyoruz. Son altı yıldaki güçlü büyüme performansı sayesinde Türkiye, GSYH açısından dünyanın on yedinci, Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi haline gelmiştir" deniliyordu. Böylece bildiride, kendi çalışmaları ve tavsiyeleri ile artan yabancı sermaye yatırımları arasında doğrudan bir bağlantı kuruluyordu.

4 Kasım 2023 Cumartesi

502 YILLIK STANDART YOLCULUĞU

Cahit UYANIK 

Kanunname-i İhtisab-ı Bursa. Bu üç kelimelik Osmanlıca ibarenin arkasında neler var biliyor musunuz? Şu anda elinizde tuttuğunuz dergiyi yayımlayan kuruluşun yani Türk Standartları Enstitüsünün (TSE)  ilk yazılı belgesi var. Tarih hanesinde ise 1502 senesi yazıyor. Bu belge, Sultan İkinci Beyazıt Han tarafından Bursa şehrindeki üretim ve piyasa standartlarını belirlemek için yayımlanmış. Yani 502 yıllık bir geçmişin son yazılı ve basılı ürünlerinden birisini elinizde tutuyorsunuz. Belki 2504 yılında da bir araştırmacı TSE'nin bu dergisini, elini sürmesine izin verilmeden bilgisayar ekranı üzerinden inceleyebilecektir. 

Peki Kanunname-i İhtisab-ı Bursa nerede diye sorarsanız..? İstanbul Topkapı Sarayı Kütüphanesi Arşivinde... Ama günümüz Türkçesine tam çevirisini TSE'nin internet sitesinden okuyabilir veya TSE'den basılmış haliyle temin edip inceleyebilirsiniz. Biz uzmanların yalancısıyız; Bursa Belgesi dünyadaki ilk yazılı standart olma özelliğini de taşıyor. Geçmişi bilip övünmek güzel elbette, ama dünyada ilk yazılı belgeyi yayımlayabilmişken standart işini neden başkalarına kaptırmışız? İyi düşünüp bundan sonraki adımlarımızı hayli dikkatli atmalıyız. 

Laf buraya nasıl geldi derseniz cevap kısa. 14 Ekim tüm dünyada 'Dünya Standartlar Günü' olarak kutlanıyor. Böylesi günlerin en güzel yanı da şapkayı önümüze koyup düşünme olanağı yaratabilmesi. Her yıl yurt dışına 70 milyar dolarlık mal satan, 110 milyar dolarlık mal alan, 20 milyon kişiye yakın yabancıyı ülkesinde turist olarak ağırlayan bir ülke için standart kavramı çok önemli. Standart, bir yerden sonra ülkelerin değil ilişkilerin pasaportu görevini görüyor çünkü.