16 Haziran 2024 Pazar

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / BANKALAR NASIL KURTULACAK?

Cahit UYANIK 

Türkiye, geçen hafta uzun zamandır üstüne koskoca bir şal örtülmeye çalışılan sorununu tartışarak geçirdi. Kısaca '64'lük banka' denilen sorunlu mali kurumlardan bazılarının, 11 Haziran öncesinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildiğine ilişkin haberler ortalığı karıştırdı. 

Hazine elinde 64 ve 65'inci maddeler silahı varken bile bir türlü söz geçiremediği haylaz çocuklarının hukuksuzlaşan ortamda iyice gemi azıya alabileceklerinin korkusuyla açıklama üstüne açıklama yaptı. Hazineden Sorumlu Devlet Bakanımız Hikmet Uluğbay ise eğer bu maddeler iptal edilirse ellerinde başka başka önlemler alma yetkisinin bulunduğunu söyledi. Acaba Uluğbay bununla neyi kastetti? Bazı bankaların faaliyetine devam etmesine izin verilmesine rağmen, mevduat toplama yetkilerinin kaldırılabileceğini mi söylemek istedi? Yani 'örtülü iflas' yoluna gidilebileceğini mi kastetti?

Doğrusu bu açıklamalar bir yandan içimizi ferahlattı ama bir yandan da endişeye sevk etti. Çünkü Uluğbay'ın açıklamalarını yaptığı aynı günlerde, son yılların en büyük banka hortumculuğunun odaklandığı tekstil kenti Bursa'da haciz memurları harıl harıl çalışıyordu. Ancak; 1,5 milyar dolardan dem vurulan zararın binde birinin bile kurtarıldığına inanmıyorum. Bu haciz çalışmaları olsa olsa göz boyamaktan ibaretti. 

Arkasında sadece Merkez Bankası'nın belli belirsiz desteği bulunan, Ankara'da iken beyefendiliği ile ünlü bürokrat Kadir Günay'ı bile isyan ettirecek olaylar gelişmişti bir bankamızda... Günay'ın cesareti ve yaptığı dürüst açıklamalar içimizi ferahlattı. Ama bu bankamızın, bir koalisyon hükümeti zamanında hortumlama mekanizmasına alet edildiğini düşündüğümüzde endişeye kapıldık. Çünkü sistemde daha böyle bir düzineden fazla bankanın bulunduğu ve iktidarda da koalisyon hükümetinin bulunduğu aklımıza geldi.

Bütün subjektif değerlendirmelerin ötesinde rakamlarla konuşmakta fayda var. Yapılan açıklamalara göre Türk bankacılık sektörünün aktifleri geçen yıl sonu itibariyle 120 milyar dolara yeni ulaştı. Son operasyonlarla TMSF'ye devredilen İnterbank ve Bank Ekspres'in sisteme zararının 2 milyar doları geçtiği hesaplanıyor. Birisi küçük öteki orta ölçekli bu iki bankadaki yönetim zaaflarının sistemin aktiflerinin yüzde 1,8'ini yiyip bitirdiğini söylemek mümkün. 

Daha böyle 15 banka varsa sistemin 15 milyar dolar civarında yeni zarar dalgası ile karşılaşması mümkün görünüyor. Rakamlar alt alta konulup toplandığında toplam zarar 20 milyar dolara yaklaşıyor. Bu ortamda Türkiye'nin IMF'den istediği taze kaynağın 10 milyar dolar düzeyinde olduğuna dikkatlerinize çekerim. Bundan birkaç hafta önce Finansal Forum'un bir manşetinde yılların bankacısı Hamit Belli, bankacılık sisteminin ıslah edilmesi için gerekli paranın sırf 5-10 milyar dolar düzeyinde olduğunu söylüyordu. Böyle giderse IMF'den istediğimiz rakamı 20 milyar dolara çıkarmamız gerekecek. IMF ile görüşmelere hazırlanan sayın bürokratlara duyurulur.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 07 Haziran 1999 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder