Genç Yönetici etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Genç Yönetici etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Şubat 2015 Çarşamba

2008 KRİZİNDEN SONRA 'DAHA YERLİ' BİR BANKACILIK BİZİ BEKLİYOR




 Cahit UYANIK

Türkiye, son 4-5 yılda bankacılık sektöründe hızlı bir 'yabancı sermaye pratiği' yaşadı. Bu süreçte yabancı bankaların Türk iş dünyası ile aralarının pek sıcak olmadığı biliniyor. Başta müteahhitler olmak üzere işadamları, yabancı bankaları 'toleransı az' buluyor. Belki bunu, Bankacılık Kanunu'nun hayli sıkı düzenlemeleri içermesi ile açıklamak mümkün. Ama aynı kanuna dayalı olarak çalışan yerli bankalar için benzeri şikayetler duyulmuyor. O zaman diyebiliriz ki; yabancı bankalar, Türkiye'ye yatırdıkları sermayeden hızlı bir biçimde geri dönüş sağlamak için, zaman zaman büyük kredi müşterilerine tavizsiz bir tutum takınabiliyorlar. Yerli bankalar ise müşterisini daha iyi tanıyor ve kredi geri dönüşlerinde -yasal limitleri zorlamadan- daha sabırlı davranıyor. Bankacılık yapma süreçleri yerli bankalarda, müşterisinin psikolojisini daha iyi kavrıyor.

13 Şubat 2015 Cuma

DÜNYADAKİ KRİZ TÜRKİYE İÇİN 'HENÜZ' FIRSAT YARATMAZ

Cahit UYANIK

Bugünlerde herkesin kafasındaki soru şu: ABD ve İngiltere'deki finans sektöründe yaşanan finansal krizin sonuçları ne olur? Türkiyeyi nasıl etkiler? Her şeyden önce şunu kabul edelim ki, finansal sektörde yaşanan krizler, ileride reel sektöre bulaşacak bir krizin ön habercisi. Bu bulaşmanın olumsuz etkisi ve yaygınlığı ise ekonomi yönetimlerinin becerikliliği veya beceriksizliğine bağlı. Eğer bu iki ülkedeki ekonomi yönetimleri basiretli biçimde davranıp sistemin sağlığına kavuşması için gerekli önlemleri almazlarsa, belki birkaç aylığına biraz yatışacak olan kriz, bir daha geldiğinde çok daha ağır faturalar ortaya koyacaktır. Bunu nereden mi biliyorum?

30 Ocak 2015 Cuma

SİYASETÇİNİN EKONOMİYİ OLUMSUZ ETKİLEMESİ NASIL ÖNLENİR?



Cahit UYANIK

Hafızalar yoklanırsa, Türkiye'nin 2001 Krizi sonrasında tartıştığı önemli konulardan birisi siyaset ile ekonomi yönetiminin birbirinden nasıl ayrılacağı idi. Türkiye, bu sorunu çözmek için kriz sırasında iki önemli adım attı. Birincisi Merkez Bankası'na bağımsızlık tanınmasıydı. Aslında 1994 Krizinden sonra adımları atılmaya başlanan Merkez Bankasının bağımsızlık kazanma süreci, 2001'de değiştirilen kuruluş kanunu ile iyice perçinlendi. Hükümetin Merkez Bankasından avans çekerek kamu harcamalarında kullanabilmesi imkanı kaldırıldı, bankanın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve korumak olduğu kabul edildi, Banka bünyesinde Para Politikası Kurulu kurularak faiz oranlarının belirlenme sürecinde teknik boyut daha çok öne çıkarıldı. Bütün bunlar, siyasetin Merkez Bankası üzerindeki etkisini iyice asgariye indirmek amacını taşıyordu.

27 Ocak 2015 Salı

TÜRKİYE'DE EKONOMİK KRİZ DÖVİZ CEPHESİNDEN BAŞLAR




Cahit UYANIK

Son haftaların en çok ilgi çeken ekonomik tartışma konusu şu: Ekonomi adı konulmamış bir krize mi girdi? İnsanlar işsizlikten, firmalar iş yapamamaktan, devlet vergi toplayamamaktan şikayetçi. Türkiye, yoksa daha önce hiç görmediği biçimde sessiz bir kriz mi yaşıyor, yoksa bu 'fırtına öncesi sessizlik' gibi, büyük bir ekonomik krizin ön işaretleri mi?

21 Ocak 2015 Çarşamba

İŞSİZLİK SİGORTASINA EL ATMAK, SSK'DA 30 YIL ÖNCE DÜŞÜLEN HATAYI TEKRARLAMAKTIR

Cahit UYANIK

Türkiye'de değişmeyen kötü siyasi geleneklerden birisi de hazır ve yıllardır biriktirilen kaynakları fütursuzca tüketmek. Türkiye bu siyasi pratiği 1970'li yıllardan sonra Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) üzerinden yaşadı. Kurulduktan sonra işçi ve işverenlerden kesilen primlerle SSK, büyük bir kaynak gücüne ulaşmıştı. 1970'li yıllardaki çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum;  SSK hastanelerine gıpta ile bakılırdı. Bir kentte eğer SSK'ya bağlı bir hastane varsa ve siz SSK'lı iseniz şanslı bir vatandaş sayılırdınız. O kentin en iyi doktorları SSK hastanesinde çalışır, en modern tedaviler orada uygulanırdı.  Ama maalesef 1980'li yılların sonu ve 1990'lı yıllar boyunca SSK hastaneleri yeni yatırımlar yapılmadığı için en kötü sağlık kurumları olarak ünlendiler.