9 Ocak 2019 Çarşamba

MERKEZ BANKASI NEDEN VE NASIL KÂR VEYA ZARAR EDER?


Cahit UYANIK

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bugün yaptığı konuşmada Merkez Bankasının (MB) 2018 yılında 37 milyar TL. kâr elde ettiğini ve bunu Ocak ayında Hazine'ye devredeceğini açıkladı. Albayrak, geçtiğimiz günlerde MB'nin olağanüstü genel kurul kararı alması ile ilgili çok sayıda asılsız haber ve iddianın olduğunu söyleyerek “Nisan ayında Hazine'ye devredilecek Merkez Bankası karının Ocak ayında Hazineye devredilmesi ile alakalı bu adımın amacı, hedefi çok açık ve nettir. Bütçe kapsamında biz Merkez Bankasından Hazineye devredecek karı bütçede 20 milyar civarı olarak öngörmüştük ama geldiğimiz noktada rakama baktığımızda ortaya çıkan tablo bu rakamın 37 milyar liralar seviyesinde olacağını gösteriyor. Yani bütçede koyduğumuz rakamın çok daha üzerinde ve beklentimizin çok daha üzerinde bir rakam. Bu kaynağın önemli bir kısmı Ocak ayında devreye girecek. Nisan yerine Ocak’ta bu karın Hazineye devredilmesinin amacı, etkin nakit yönetimi kapsamında kamu yatırımları, kamu ödemeleri, piyasa ödemeleri, KDV iade ödemelerinin bu ekonomik koşullarda çok daha hızlandırılarak piyasaya likiditenin çok daha hızlı bir şekilde sunulmasıdır" dedi. 


Peki MB neden ve nasıl kâr veya zarar eder? 

MB, bankaların bankasıdır. Yani biz vatandaşlar bankalarla nasıl ilişki kuruyorsak, bankalar da MB ile öyle ilişki kurar. Elindeki kaynakları bazen yasal yükümlülükler gereği, bazen de elinde tutmamak için MB'deki kendi mevduat hesabına yatırır. 

Bankalar açık vermiş bir kasa ile akşamı kapatamazlar; gidip MB'den borç para alırlar. Tabii ki karşılığında faizini ödeyerek... Veya tam tersi olur ve MB, çeşitli gerekçelerle bankaların ellerinde tuttukları fazla TL'leri (kasası fazla veren banka), ihaleler açarak toplayabilir (TL'yi sterilize eder) ve böylece kendisi için faiz gideri, banka için faiz geliri oluşur.


MB, yasal yükümlülük gereği elinde tuttuğu (mevduat munzam karşılığı vb.) banka kaynakları için de müşterisine faiz öder; o zaman bu, bankanın faiz geliri olur. 

Ayrıca bankalar için MB; dövize ihtiyaç duyduklarında gidip TL verip döviz satın alabileceği bir kaynaktır. Veya tersi de olabilir ki MB banka için; TL'ye ihtiyaç duyduğunda, döviz satıp TL alabileceği bir yerdir.    

İşte bütün bu işlemler MB'de kâr veya zarar yaratır. Söz gelimi MB, zamanında 3 TL'den alıp rezervlerinde tuttuğu dövizi, bir süre sonra, (hele de yüksek devalüasyonun yaşandığı geçen yılda olduğu gibi) 6 TL'den bankaya satarsa ciddi kar elde etmiştir. Veya bankaların MB'den alarak kullandığı TL için ödediği faizin oranı, söz gelimi yüzde 24'e çıkmışsa; MB bu işten daha çok kar elde eder. 

Sonuç olarak MB'nin kar elde ettiği dönemlerde genellikle ekonomi ve bankalarda döviz ve TL talebi oluşmuştur ve bankalar kendilerinin veya müşterilerinin taleplerini gidip MB'den yüksek kur veya yüksek faizden almıştır. Yani MB'nin kar etmesi; (hele hele yüksek kar elde ettiği dönemler) ekonomide bir dalgalanma veya çalkalanma olduğunun, yüksek enflasyonun ve yüksek seyreden kurun işaretidir. 

MB'nin zarar ettiği dönemlerde ise ekonomi daha istikrarlı ve MB bankaların daha az başvurduğu bir mercidir. Bu dönemlerde mesela MB, döviz piyasalarına kurun aşırı düşmesi yani TL'nin aşırı değer kazanmasını önlemek için müdahale edebilir. Bu da daha yüksek kurdan aldığı rezervini, daha düşük kurdan satması anlamına gelir ve tabii ki bilançoya zarar yazar. Bankalar da düşük kurdan aldığı dövizi; söz gelimi, müşterilerine pazarlar; "Döviz ucuz ve kur artmıyor; kredinizi döviz olarak kullanın" der. Buradan faiz geliri sağlar. Üreticilere ithalat yapmaları için ucuz döviz kredisi verir. Dövizin bol olduğu dönemlerde, MB fazla TL'yi toplayıcı-absorbe edici operasyonlar (eskiden buna süpürge operasyonu da deniliyordu ama artık pek kullanılmıyor) yapar. Bu da bankalara faiz ödediği; yani zarar yazdığı anlamına gelir.     

MB Kanunu’nun 61. maddesi gereğince, Türk parasının yabancı paralar karşısındaki değerinin ve uluslararası piyasalarda altın fiyatlarının değişmesi nedeniyle Bankanın aktifindeki ve pasifindeki dövizlerin,  efektiflerin ve yabancı para cinsinden diğer varlık ve yükümlülükler ile altınların değerlemesi sonucu oluşan değerleme farkları ayrı bir hesap olan “Değerleme Hesabı”nda izlenmekte; gerçekleşmemiş giderler bilançonun aktifinde, gerçekleşmemiş gelirler ise pasifinde gösterilmektedir. Bu gelir ve giderlerin gerçekleşmesi halinde, gerçekleşen tutarlar kâr ve zarar hesaplarına aktarılmaktadır. Ticari bankalarda ise gerçekleşmemiş gelir ve giderler; doğrudan kâr ve zarar hesaplarına aktarılmaktadır. 

MB'nin yayınladığı “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bilançosu ve Analitik Bilanço – Örnek Uygulamalar ve Bilanço Yansımaları” adlı çalışmaya göre: Kâr amaçlı bir kurum olmayan MB, MB Kanunu’nun 4. maddesine istinaden kendisinin doğrudan belirlediği para politikası araçlarını kullanarak, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlamayı amaçlar. Bu amaçlar doğrultusunda hareket ederken, kur ve faiz gibi değişkenlerin seyrine ve bu değişkenlerin bilanço kalemleri üzerinde etkilerine bağlı olarak kâr ya da zarar edebilir.

MB kârının dağıtımına ilişkin esaslar MB Kanunu'nun 60'ıncı maddesi ile düzenlenmiştir. Buna göre Bankanın yıllık safi (net) karı, aynı kanunla belirlenmiş çeşitli kesintilerden sonra Hazineye devredilmektedir.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder