31 Mayıs 2018 Perşembe

MERKEZ BANKASI: TÜRKİYE GIDA FİYATLARI ARTIŞINDA DÜNYA BEŞİNCİSİ


Cahit UYANIK 

Türkiye, mart ayı itibarıyla yıllık yüzde 13,4'e varan gıda fiyatları artışı ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında beşinci oldu. Sıralamada ilk basamakta yer alan Bulgaristan'da gıda fiyatları artışı yüzde 23,5 düzeyinde gerçekleşirken, Çin'deki artış yüzde 21,5 olarak belirlendi. Listede üç ve dördüncü sırada ise Şili yüzde 17,5 ile Güney Afrika Cumhuriyeti ise yüzde 14,5 ile yer buldu.

Merkez Bankası (MB), Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde gıda harcamalarının, hane halkı tüketimleri içinde daha büyük pay aldığını belirterek, fiyat artışlarının etkisinin daha şiddetli hissedildiğini bildirdi. Türkiye'de gıda ürünlerinin TÜFE içindeki payı yüzde 28,63 düzeyinde bulunuyor.


Enflasyona katkı 3,8 puan

MB, geçen hafta açıkladığı Enflasyon Raporu'nda "Son Dönem Gıda Fiyat Gelişmeleri" başlığı altında 3 sayfalık bir analize yer verdi. Yüzde 13,4'lük gıda fiyatları artışının yıllık enflasyona katkısının 3,8 puan olduğuna dikkat çekilen analizde, gıdadaki son dönemdeki artışın Türkiye'ye özgü olmadığı, pek çok ülkede gözlendiği ve bunun küresel enflasyonu yukarı ittiği belirtildi. 

30 Mayıs 2018 Çarşamba

‘OLAĞAN ŞÜPHELİ’ KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARININ ÖNEMLERİ GİDEREK AZALIYOR



Cahit UYANIK

“Dünyada son 20 yıldır en ağır şekilde eleştirilen ancak yine de faaliyetlerinden vazgeçilemeyen kurumlar hangisidir?” sorusunun cevabı, bence “Kredi derecelendirme kuruluşları” olmalı. Gerçekten de dünyada borç alsın veya almasın, artık hemen hemen tüm ülkelerin bir kredi notu var. Ancak başta Türkiye olmak üzere, hemen hemen hiçbir ülke kredi derecelendirme kuruluşlarından memnun değil.

Bu kuruluşlardan neden vazgeçilemediğinin sorusu ise basit: Dış piyasalara çıkıp da borçlanmak isteyen ülkeler veya ekonomisini libere ederek dış finansal akımlarına açan ülkelerin mutlaka iki önemli kredi derecelendirme kurumu tarafından notlandırılması gerekiyor. Çünkü bu ülkenin kağıtlarını satın alacak veya para sokacak yatırımcıların baktığı ilk göstergelerden birisi kredi notları… Türkiye de bundan 25 yıl kadar önce, bu şartı yerine getirebilmek için kredi derecelendirme kuruluşlarına kapılarını ve ekonomik verilerini sonuna kadar açmıştı. 

Şikayetler mevzusuna yeniden dönelim. Ülkelerin kredi derecelendirme kuruluşlarından şikayetleri;

·        - not azaltımının haksız ve zamansız yere yapıldığı,
·        - mevcut not durumunun gerçek ekonomik gücü yansıtmadığı,
·        - not artırımının hak edilen kadar ve zamanında yapılmadığı

üzerinde yoğunlaşıyor. Ekonomi gazetelerinin arşivleri, bu tip haberlerle dolu. Söz gelimi bundan 7 yıl önce üç büyük önemli kredi derecelendirme kuruluşunun (S & P, Moody’s ve Fitch) merkezinin bulunduğu ABD bile, kredi derecelendirme kuruluşları ile not azaltımı konusunda sert bir tartışmaya tutuştu. S & P, ABD’nin AAA olan (en üst düzey) kredi notunu AA+’ya indirdi. Sebep olarak ise ABD’nin borçlanmalarda kullandığı tavan hakkında yaşadığı belirsizlik ve kamu harcamalarını disipline edememesini gösterdi. ABD Hazinesi yetkilileri ise S & P’yi çok ağır bir şekilde, hatta hesap-kitap bilmemekle eleştirerek, “Borç tavanımızı 2 trilyon dolar yanlış hesaplayıp, ona göre not düşürmüşler. Hatalılar” şeklinde konuştular. Görüyorsunuz ki eleştiriler sırf finansman ihtiyacı içinde kıvranan gelişmekte olan ülkelerin idarecileri tarafından değil, dünyanın önde gelen ekonomik güçlerinin üst düzey görevlileri tarafından dile getiriliyor.

28 Mayıs 2018 Pazartesi

İTALYA BAŞBAKAN ADAYI COTTARELLİ'Yİ, 18 YIL ÖNCE "TELEVOLE ZULÜMÜ" İLE FENA BUNALTMIŞTIK


BİRAZ CİDDİYET LÜTFEN...

Cahit UYANIK

IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli memlekete intikal etti de, "televole virüsü" etkisi altına giren bazı basın çalışanları rahat ettiler. Cottarelli'ye zulüm, daha Atatürk Havalimanında başladı.  Gayretkeş bazı basın çalışanları soru araya araya, Cottarelli'nin bir Türk sevgilisi olup olmadığını merak etmişler. Adamcağız da gayet ciddi bir şekilde Türkiye'ye sadece çalışmaya geldiğini belirtmiş. Cottarelli'nin medeni durumu hakkında bilgimiz yok. Ancak evli ise vay başına gelenler... Cottarelli'nin böyle bir durumda, İbrahim Tatlıses-Derya Tuna Olayında olduğu gibi televizyon ekranlarında "kalben" boşanmasını sağlasak, acaba stand by anlaşması tehlikeye girer mi?

Cottarelli'ye zulüm, temaslarının ilk gününde de devam etti. Hazine Müsteşarlığının kapısında yapılan ayaküstü basın açıklamasında, televole kültürümüzün en seçkin örnekleri sergilenmeye devam edildi. Günlerdir "IMF bu ziyaretinde acaba nelerin üzerinde ağırlıkla duracak?" diye kafa patlatıp, bürokrasiye telefon üstüne telefon yağdırıp, Niyet Mektubu ve bittabi 2 adet ek niyet mektubunu hatim indiren Orsoy Girgiç arkadaşımızın davudi sesi, daha sorusunu soramadan, Hakan Şükür'ün İnter'deki performansına Cottarelli'nin yorumunu merak eden geveze ve cırtlak seslerin arasında kaybolup gitmiş. 

18 Mayıs 2018 Cuma

ERDOĞAN DEMİRÖREN'İN HÜRRİYET'İ RESMEN DEVİR ALDIKTAN SONRAKİ İLK VE SON MESAJI



Hürriyet, Türkiye’nin demokrasi yolculuğunun en önemli tanığıdır. Aradan geçen 70 yılda Türkiye de, dünya da uzun ve zorlu bir yolculuk geçirdi. Bu yolculuk sırasında sosyal, siyasal ve ekHonomik olarak birçok kavram, olgu ve anlayış değişse de Hürriyet’in başlangıçta konulan ilkeleri değişmedi.

Türkiye’nin 1945-1950 yılları arasında yaşadığı demokrasiye ve çok partili hayata geçiş çabaları beraberinde birçok alanda olduğu gibi basın sektöründe de yeni solukların ortaya çıkmasına yol açtı.

İşte Hürriyet bu demokrasi yolculuğunun en önemli tanığıdır...

17 Mayıs 2018 Perşembe

AKARYAKIT FİYATINA DEVLET BÜTÇESİNDEN DESTEK: ÖTV, PETROL VEYA DÖVİZ KURU ARTIŞI TUTARINDA AZALTILACAK


Türkiye uzun yılların ardından; genel tüketim amaçlı akaryakıt fiyatlarına bütçe desteği vermeye yeniden başlıyor. Destek, akaryakıt fiyatını sabit tutabilmek için vergi gelirinden vazgeçilmesi şeklinde işleyecek. Hedef; akaryakıt fiyatlarının enflasyon üzerindeki baskısını asgariye indirmek... 

Buna göre akaryakıt ürünlerinin yurt içi rafineri çıkış tutarında, uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı artışlarda ÖTV, gerçekleşen artış tutarı kadar düşürülecek. 

Uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı azalışta ise ÖTV, bugün itibarıyla geçerli vergi tutarlarını geçmeyecek şekilde uygulanacak. 

Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 
Buna göre, benzin, motorin, LPG'nin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK) ilan edilen akaryakıt bayi satış fiyatlarına esas alınan yurt içi rafineri çıkış tutarlarında, uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı artışlarda, bu malların tabi olduğu ÖTV, artış tutarı kadar azaltılacak. 
Uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı azalış durumunda ise ÖTV, bugün itibarıyla geçerli vergi tutarlarını geçmeyecek şekilde uygulanacak.
Akaryakıt ürünlerinin ithalat yoluyla temin edilmesi halinde, ÖTV de yeni düzenleme esas alınarak belirlenecek. 
Yurt içi rafineri çıkış fiyatı bulunmayan malların ÖTV'si, EPDK tarafından belirlenen baz fiyatlar esas alınarak tespit edilecek.

EKONOMİ FIKRALARI: PATLICAN DALKAVUĞU...


Padişahın biri patlıcan yemeğini çok severmiş. 
Bir gün yemekte; 

- Şu patlıcan ne güzel sebzedir. demiş. 
Dalkavuğu hemen: 
- Haklısınız Sultanım. Bu patlıcan öyle lezizdir ki, kırk çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur, yemeğe doyamazsınız diye methiyeler düzmüş. 
Derken birkaç gün sonra yemekte yine patlıcan varmış. 

14 Mayıs 2018 Pazartesi

TÜRKİYE YABANCI SERMAYE ÇEKMEK İÇİN PROMOSYON OFİSİ KURUYOR

YABANCI SERMAYEYE 'TASK FORCE'

Cahit UYANIK

Türkiye'de ciddi bir sorun haline gelen yabancı sermaye yatırımı çekilememesi konusuna çözüm arayışlarında yeni bir noktaya gelindi. Hazine Müsteşarlığı bünyesinde kurulacak olan Yabancı Sermaye Promosyon Ofisi'nin, ülke için yabancı sermaye arayacak bir 'task force' tipi örgütlenmeye gitmesi üzerinde duruluyor. 

Buna göre Hazine'de Türkiye ekonomisini çok iyi tanıyan, aynı zamanda dünya ekonomisindeki genel gidişatı çok iyi bilen uzmanlardan bir grup kurulması gündeme geldi. Bu uzmanlar, dünyada yabancı yatırımların hangi alanlara yatırım yapmak istediğini tespit ederek, Türkiye'de bu ortamın oluşturulması için çalışacak. Daha sonra bu yatırımcıların ayağına kadar giderek Türkiye'nin yatırım alanlarını pazarlayacak. Hazine yetkilileri, projeyi Dünya Bankası ve IMF'nin de desteklediğini belirttiler.

13 Mayıs 2018 Pazar

EKONOMİ FIKRALARI: EN BAŞTAKİ KAOSU KİM YARATTI?



Bir operatör doktor, bir fizikçi ve bir iktisatçı dünyanın en eski mesleğinin hangisi olduğunu tartışıyorlarmış. Operatör demiş ki; "En eski meslek operatörlüktür. Çünkü Tanrı, Havva'yı Adem'in kaburgasından yarattı. Bu bir operasyondur. O nedenle de dünyanın en eski mesleği operatörlüktür."

Fizikçi atılmış: "Adem ile Havva'dan önce en başta kaos vardı. Sonra ışık ortaya çıktı. Bu ışık fiziksel bir olaydır. Dolayısıyla dünyanın en eski mesleği fizikçiliktir." 

İktisatçı başını kaşımış, gülmüş ve "O en baştaki kaosu kim yarattı zannediyorsunuz" demiş.

(Anonim) 

11 Mayıs 2018 Cuma

PETROL 100 DOLAR OLURSA CARİ AÇIK 52 MİLYAR DOLARA ÇIKAR


Cahit UYANIK 

Ham petrol 2008 yılı boyunca 100 dolarlık ortalama fiyattan işlem görürse Türkiye'nin toplam faturası 19 milyar dolara çıkacak.
Türkiye'nin geçen yılki toplam ham petrol faturasının ise ortalama 70 dolarlık fiyattan 13-13.5 milyar dolar düzeyinde kesinleşmesi bekleniyor. 
Bu durumda 100 dolarlık ortalama fiyat gerçekleşirse Türkiye'nin fatura artışı 5.5-6 milyar dolar olacak. Ham petrol faturasındaki artış Türkiye'nin cari açığını olumsuz yönde etkileyecek. 

IMF HANGİ ÜLKEYE, NE KOŞULLARDA, NASIL KREDİ VERİYOR?




ULUSLARARASI PARA FONU BİLGİ BELGESİ (2014)

IMF’nin en önemli sorumluluklarından biri ödemeler dengesi ile ilgili gerçek veya potansiyel sorunları olan üye ülkelere kredi sağlamaktır. Bu finansal yardım, ülkelerin uluslararası rezervlerini yeniden oluşturma, para birimlerini istikrara kavuşturma, ithalat ödemelerine devam edebilme ve güçlü ekonomik büyüme için gerekli koşulları yeniden gerçekleştirebilme çabalarına destek olurken bunların altında yatan sorunları düzeltmelerine yönelik politikaları da ele almaktadır. Kalkınma bankalarının aksine IMF, özel projelere kredi sağlamamaktadır.

Bir ülke IMF’den ne zaman borç alabilir?

Bir üye ülke gerçek anlamda veya potansiyel ödemeler dengesi sorunu ile karşı karşıya ise IMF mali yardımı için talepte bulunabilir. Başka bir deyişle, ileriye yönelik yeterli düzeyde rezerv tamponlarını korurken net uluslararası ödemelerini karşılayacak, ödeyebileceği koşullarda yeterli finansman bulamazsa böylesi bir talepte bulunabilir. Bir IMF kredisi, bir ülkenin ödemeler dengesi sorununu düzeltmek için yapması gereken uyum politikaları ve reformlarını yumuşatan ve güçlü ekonomik büyüme için gereken koşulların yeniden oluşmasını sağlayan bir “yastık” gibi düşünülebilir.

IMF kredilerinin değişen doğası

IMF tarafından sağlanan kredilerin hacmi zaman içerisinde önemli dalgalanmalar sergilemiştir. 1970’lerde yaşanan petrol şokunu ve 1980’lerdeki borç krizini IMF kredilerindeki sivri artış takip etmiştir. 1990’larda Orta ve Doğu Avrupa’da yaşanan geçiş süreci ve yükselen piyasa ekonomilerinde görülen krizler IMF kaynaklarına yönelik talepte sıçramalara neden olmuştur. Latin Amerika ve Türkiye’de yaşanan derin krizler IMF kaynaklarına yönelik talebin 2000’lerin başında da yüksek seyretmesini beraberinde getirmiştir. IMF kredileri 2008’den itibaren tekrar yükselişe geçmiştir.

10 Mayıs 2018 Perşembe

AVRUPA BİRLİĞİ'NİN DESTEĞİ İÇİN 'ÇİFTÇİ' İLE 'KÖYLÜ' AYRILDI



Cahit UYANIK

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in bir süre önce tartışmaya açtığı "çiftçi" ile "köylü" kavramının birbirinden ayrılması için ilk adım atıldı. Yüksek Planlama Kurulu (YPK), "Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi"ni kabul etti. Strateji, Türkiye'deki kırsal kalkınma faaliyetlerinin bütüncül bir çerçevede oluşturulmasını hedefliyor. Stratejinin pratik ayrıntılarının netleştirilmesi için ayrıca önümüzdeki aylarda bir "Ulusal Kırsal Kalkınma Planı" da hazırlanarak kısa süre içinde uygulamaya konulacak.

Avrupa Birliğine (AB) uyum ve AB'nin kırsal kalkınma desteklerinden yararlanabilmek için önem taşıyan stratejide ana ilke, kırsal kesimde yaşayanların gelir düzeyinin ve yaşam kalitesinin her açıdan yükseltilerek, kırda yaşamaya devam etmelerini sağlamak olarak belirlendi. Kırsal kesimde yaşayanların sadece tarımsal faaliyet değil, başka faaliyetlere de yönlendirilmesini amaçlayan stratejide kırsal alanlar "Nüfusu 20 bin ve daha fazla olan kentsel yerleşmeler dışındaki yerler" olarak tanımlandı.


Stratejide Türkiye'de halen kentsel ve kırsal alanlar arasındaki gelişmişlik farklarının önemini koruduğu belirtilerek, bunun sonucu olarak çalışma çağına giren nüfusun köyleri terk etme eğiliminde oldukları anlatıldı. Marmara Bölgesi, Ankara, Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunan illerdeki köyler göç alırken, ülkenin kalan kısmının  ağırlıklı olarak göç verdiği anlatılan stratejide, tarım sektörünün istihdamdaki payının 1990'da yüzde 46,9 iken 2004'te yüzde 34'e düştüğü ifade edildi. Göç eğilimlerinin kırsal ekonomide işgücü ve sermaye kaybına  neden olduğu, kırsal istihdamın üçte ikisini tarım sektörü çalışanlarının oluşturduğu anlatılan stratejide bu kesimde çalışanların çoğunun gizli işsiz durumunda bulunduğu belirtildi.      

9 Mayıs 2018 Çarşamba

DOLARIN 4,37 TL İLE TARİHİ ZİRVEYE ÇIKMASININ ARDINDAN YAPILAN TOPLANTIDA ALINAN KARARLAR


"MERKEZ BANKASI ELİNDEKİ ARAÇLARI ETKİN ŞEKİLDE KULLANMAYA DEVAM EDECEK"

CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN BAŞKANLIĞINDA BEŞTEPE’DE YAPILAN EKONOMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
(09.05.2018-Çarşamba)
Toplantıda, hükümetin, para ve maliye politikaları konusundaki hedeflerine ulaşma kararlılığı teyit edilmiştir. Bu çerçevede;
Ülkemiz ekonomisinin en önemli çıpalarından olan mali disiplinden asla taviz verilmeyecektir.
Harcamalarda ortaya çıkan artışları telafi edecek önlemler hayata geçirilmektedir.
Orta ve uzun vadede kamu maliyesinde bozulmaya yol açmayacak bir yaklaşımla hareket edilecektir.
Faiz ve döviz kuru baskısını azaltmak, bununla birlikte enflasyonla daha etkin mücadele etmek için gereken tedbirler alınacaktır. Bunun için Merkez Bankası elindeki araçları etkin şekilde kullanmaya devam edecektir.

EKONOMİ FIKRALARI: DÜNYANIN EN AKILLI ADAMINI ARAYAN KEŞİŞ VE NASREDDİN HOCA

Keşişin biri dünyanın en akıllı adamını bulmak için, diyar diyar gezerken, Nasreddin Hoca’nın köyüne uğramış ve köylülere sormuş:
- Sizin köyün en akıllı adamı kimdir?
- Nasreddin Hoca, demiş köylüler.
Bunun üzerine keşiş köy meydanında Hoca ile hiç konuşmadan görüşmeye başlamış. Zekasını ölçmek için eline bir çomak almış, yere bir daire çizmiş.
Nasreddin Hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş. Keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş. Hoca da dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş. Keşiş elleriyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış. Hoca da yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş.
Olup bitenden bir şey anlamayan halk keşişe ne olduğunu sormuş.

7 Mayıs 2018 Pazartesi

ABDULLAH GÜL, AB İLE MÜZAKERE POZİSYONUMUZU BELİRLEYEN ÜNLÜ LÜKSEMBURG ZİRVESİNDE 2 KRİTİK MADDEYİ KABUL ETMEMİŞTİ

Gül'ün 03 Ekim 2015 tarihinde, yani 10 yıl sonra
Lüksemburg Zirvesiyle ilgili paylaştığı tweet 
GÜL'DEN BİRİNCİ VE BEŞİNCİ MADDELERE VETO

Cahit UYANIK-Ankara

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün (AB ile gerçekleştirilen, Müzakere Çerçeve Belgesinin ele alındığı 03 Ekim 2005 tarihli Lüksemburg Zirvesi) tartışmalı geçen görüşmeler boyunca reddettiği öneriler, Müzakere Çerçeve Belgesindeki 2 madde üzerinde düğümleniyor: 1. ve 5. maddeler. 

Avusturya'nın imtiyazlı ortaklık veya onu çağrıştıracak ifadeleri dahil etmek istediği birinci madde belgede "Müzakere Prensipleri" başlığı altında bulunuyor. Bu madde, ağırlıklı olarak 17 Aralık 2004 tarihli zirve kararının bir tekrarı niteliğinde. Avusturya, bu maddeye imtiyazlı ortaklıkla ilgili bir ekleme yapılmasını istiyordu. 

Ancak bu maddede zaten, müzakerelerin açık uçlu bir süreç olduğu ve sonucunun garanti edilemeyeceği belirtiliyordu. Maddede ayrıca Türkiye, üyelik yükümlülüklerinin tamamını yüklenecek durumda değilse, güçlü bağlarla AB'ye bağlanması üzerinde duruluyordu. 

4 Mayıs 2018 Cuma

EKONOMİ HİKAYELERİ: HER ŞEY ASLINA RÜCU EDER

Hükümdarın biri ülkesini iyi idare etmekten aciz kaldığı günlerde halkını toplayıp istişare eder:
"Dertlerinize bir türlü derman bulamıyoruz, acaba nerede yanlış yapıyoruz? Kimse bir yanlışımızı göstermiyor. Hızır gelse de, hatamızı söylese diye düşünüyorum bugünlerde."
Mecliste bulunanlardan fakir bir adam hemen söze karışır:
"Hükümdarım, ben size Hızır'ı getiririm, eğer beni içine düştüğüm geçim sıkıntısından kurtarırsan..." der. Buna çok sevinen hükümdar, fakir adama:
"Buyur" der, "Sana bir kese altın. Rahatını sağla, huzurunu temin et. Bu ailene ömür boyu yeter. Ancak Hızır'ı da getir. Şayet verdiğin sözde durmaz da bana Hızır'ı getirmezsen vereceğim cezanın da çok ağır olacağını unutma."

2 Mayıs 2018 Çarşamba

ENERJİDE KILIÇLAR ÇEKİLDİ, ELEKTRİK DERNEĞİ BASILIRKEN SANAYİCİ SANTRAL KAPATIYOR



Cahit UYANIK 

Enerjide kesintiyle başlayan, özel santralların üretimi durdurmasıyla devam eden kavga büyüyor. Rekabet Kurulu, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in kesintilerden sorumlu tuttuğu özel üreticilerin derneğine baskın düzenledi. Santral kapatan Akenerji Genel Müdürü Önder Karaduman'ın başkanlığını yaptığı Elektrik Üreticileri Derneği, 10 Temmuz günü baskına uğradı.

RK uzmanları, bazı belgelere ve dokümanlara el koydu. Kurulun baskın gerekçesi ise "piyasadaki arzı sanayicilerin kendi aralarında anlaşarak kısıtlamaları" olarak bilinen uyumlu eyleme gidilmesi. Bu durum rekabet ihlali anlamına geliyor ve Kurul bu suçun işlenip işlenmediğini araştırmak için baskını düzenlediğini açıkladı.