31 Aralık 2023 Pazar

COVID VİRÜSLÜ, "FAİZ SEBEP, ENFLASYON NETİCE"Lİ 2022 YILI KUTLAMA MESAJIM

2022 YILI HEPİMİZE ASPAVA GETİRSİN

Cahit UYANIK 

Hatırlıyorum;

2021'e, 2020 gibi bir zorlu seneyi yolcu etmenin 

Ağızda kekremsi  tat bırakan mutluluğu ancak tazelenen umutlarla girmiştik.

Virüs belasına,  hem de iki Türk'ün bulduğu aşıyla tamamen veda edeceğimizdi beklentimiz...

İlk deneme dozları yapılmıştı bazı ülkelerde...

Sonrasında yıl boyu aşı üzerine aşı olduk,

4 doza bile ulaştık ama gelin görün ki virüsten kurtulamadık

Oysa varyantlara isim verilen Latin alfabesini bitirmek üzereydik

Şimdilerde görüyoruz ve anlıyoruz ki, virüs, 2022'de de tüm haşmeti ve hıncıyla yaşamımızda olmaya devam edecek...

2021'in en önemli ikinci olayı ise 'faiz sebep enflasyon neticedir' gibi altı boş ve bilimsel gerçeklikten uzak bir söylem sebebiyle dolar kurunun iyice gemi azıya almasıydı.

28 Aralık 2023 Perşembe

PETROL FİYATI YÜZDE 10 ARTARSA, BENZİN FİYATI 2 YILDA 3,2 PUAN ZAMLANIYOR

Cahit UYANIK

Türkiye'deki enflasyonla mücadele süreci maalesef, uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatlarının yükselmeye başladığı döneme denk geldi. Petrol fiyatları 2003 yılına kadar akıllı-uslu giderken, 2004 yılından itibaren yükselmeye başladı. Türkiye'de enflasyonla mücadelede 'ince ayar' dediğimiz, önce yüzde 10'un altına daha sonra da yüzde 5'in altına indirme süreci, işte bu petrol fiyatlarının sürekli yükseldiği döneme denk geldi. 

Türkiye'nin enflasyon hedeflerini son 3 yıldır bir türlü tutturamamasının en önemli sebeplerinden birisi ham petrol ve ona dayalı olarak üretilen ürünlerdeki (başta elektrik ve akaryakıt olmak üzere) fiyat artışları. Söz gelimi bu yıl eylül ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 11,13 olmuştu. Oysa Merkez Bankası (MB) eylül ayında yıllık enflasyonun yüzde 8,5 olacağını öngörmüştü. Yani hedef tutturulamadı. MB'nin açıklamasına göre yüzde 11,13'lük enflasyonun 3,8 puanlık bölümü tek başına enerji fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı. Enerji fiyatlarının çok ağırlıklı olarak petrol fiyatlarından etkilendiğini biliyoruz. Çünkü Türkiye'deki elektrik üretiminin yarısı doğal gaz yakılarak elde ediliyor. Doğal gazın fiyatı ise petrole endeksli...     

Peki uluslararası piyasalarda fiyatı oluşan ham petroldeki artışlar, bizim cebimizi ne zaman ve ne oranda yakıyor? MB, yaptığı araştırmalarda petrol fiyatları ve bunun Türkiye ekonomisine ve ekonomik hedeflere etkilerini ortaya koyuyor. MB'nin 'Petrol Fiyatları Üzerine Ampirik Bulgular' başlıklı araştırmasında döviz kuru, ham petrol ve akaryakıt fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki ilişki sorgulandı. Yani akaryakıt fiyatlarının artışın sebepleri anlaşılmaya çalışıldı. MB'nin araştırmasına göre ham petrol fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki artış, yurt içi akaryakıt fiyatlarını 24 aylık bir dönem sonunda 3,2 puan artırıyor. Yani uluslararası petrol fiyatlarındaki bir artışın ancak üçte biri yurt içi akaryakıt fiyatlarına yansıyor.

26 Aralık 2023 Salı

KREDİ KARTLARINA ÇEKİ-DÜZEN

Cahit UYANIK 

Günümüzde kredi kartları artık yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Hepimizin cüzdanlarında renk renk kredi kartları arz-ı endam ediyor. Kredi kartı, özellikle son 4-5 yıldır gündelik hayatımıza çok daha fazla girdi. "Neden böyle oldu?" sorusunun ise herkesin bilmediği ancak anlatıldığında kolayca anlaşılabilecek bir sebebi var.

Bankaların önce normal, daha sonra da taksitli alışverişe imkan veren kartları yoğun bir şekilde pazarlamasının sebebi, bankacılıktaki deyimiyle 'aktif-pasif uyumsuzluğu'ndan kaynaklanıyor. Bankalar müşterilerinden ancak 1 ile 3 ay vadelerde mevduat toplayabiliyor. Bu, bankanın bilançosunun pasif tarafıyla ilgili. Ancak banka topladığı mevduatı klasik yöntemlerle yani sanayici ve tüccar kredi müşterilerine pazarlayamıyor. Çünkü bu müşteri grubu, genelde 1-5 yıl arasında kredi vadesi talep ediyor. Bu da bilançonun aktif tarafındaki beklentiyi oluşturuyor. 

Ancak bankaların en fazla 3 ay vade ile topladığı mevduatı 1 yıl, 3 yıl vade ile ticari veya sınai kredi olarak kullandırması mantığa aykırı. Bu nedenle tıpkı mevduatın kısa vadeli yapısına benzeyen kredi kartı müşterilerine doğru yöneliyorlar. Çünkü kredi kartı müşterisi 1 ay sonra ödemesini yapmak zorunda. Bu da aktif-pasif uyumsuzluğunu ortadan kaldırıyor. Bankaların zaten kredi kartı düzenlemesi konusuna hep bir ağızdan karşı çıkmalarına rağmen; 12 hatta zaman zaman 24 ay vadeye kadar çıkan taksitli kredi kartları konusunda ayrı ayrı düşünmeleri de buradan kaynaklanıyor. Pasif yapısı yani özkaynağı güçlü bankalar, genelde uzun vadeli kredi kartı taksitlendirmesine gidebiliyor. Ancak pasif yapısı daha zayıf bankalar, az önce anlattığımız uyumsuzluk sorunu yine ortaya çıkacağı için uzun vadeli taksitlendirme istemiyor. 

23 Aralık 2023 Cumartesi

NASRETTİN HOCA VE RİSK YÖNETİMİ

 Uydurma bir ekonomi fıkrasıymış ama iyiymiş!


Nasrettin Hocaya sormuşlar,

- "Neden eşeğe tersten biniyorsun?"

- "Arkadan gelen riskleri görebilmek için" demiş... 

-" Peki ya önden gelen riskler?"

- "Onları eşek de görür" demiş!

22 Aralık 2023 Cuma

ÖZELLEŞTİRME PSİKOZU AŞILABİLECEK Mİ?

Cahit UYANIK 

Dünyada ve Türkiye'de özelleştirmenin tarihi çok eski değil. Avrupa ülkelerinde klasik sol politikaların aşınmaya başlamasıyla ortaya atılan özelleştirme, devletin yeniden tanımlanması sürecinin en etkili aracı olma özelliğini taşıdı. 

Türkiye hep Avrupa'daki gelişmeleri 10-15 yıllık gecikmelerle takip ederken 1980'in başında bu kez aynı hatayı yapmadı. 24 Ocak 1980 Kararları ile girilen ekonomideki liberalleşme eğilimi, 1983'te ortaya atılan özelleştirme kavramı ile yeni bir boyut kazandı. İngiltere'de 1979'da başlayan özelleştirme uygulamaları 3 yıllık bir gecikme ile Türkiye'de yankılandı. 1982 yılı sonunda yapılan milletvekili seçimleri öncesinde televizyonda yayımlanan bir tartışmada -şimdi ikisi de hayatta olmayan- Turgut Özal ve Necdet Calp'in "Boğaz Köprüsünü satarım-sattırmam" tartışması hala zihinlerdeki tazeliğini koruyor. Biri liberal ekonomiyi savunan diğeri geleneksel ithal ikameci ekonomiye taraftar iki politikacının seçim performanslarını belirleyen Boğaz Köprüsü örneğinin aslında özelleştirme ile uzaktan yakından ilgili olmadığı daha sonra anlaşıldı.

21 Aralık 2023 Perşembe

"FAİZ ARTAMAZ" DENİLMİŞTİ; ANCAK TCMB FAİZİ 8 AYDA 34 PUAN YÜKSELTTİ

Cahit UYANIK 

Cumhurbaskanı Erdoğan seçim kampanyası esnasında, 21 Nisan 2023 tarihinde "Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez. Faiz devamlı düşecektir. Amerika'da faiz yükselebilir, Avrupa'da yükselebilir. Ama Türkiye'de faiz düşecek. Ve göreceksiniz enflasyon da faizle beraber düşecek. Türkiye Yüzyılı gibi bir tarihi vizyonu üç-beş karaborsacının hırsının kurbanı etmeyeceğiz" diye konuşmuştu. 

Videosu için tıklayınız

Ancak aradan geçen 8 ayda tam tersi oldu ve TCMB faizi yüzde 8,5'tan yüzde 42,5'a yükseltti. Artışın büyüklüğü 34 puan oldu.

18 Aralık 2023 Pazartesi

TÜRKİYE, DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE ÇEKEBİLMEK İÇİN İKİ ÖN ŞARTI SAĞLAMALI

YABANCI SERMAYE GÜNLERİ BAŞLIYOR 

Cahit UYANIK 

Türkiye'de son zamanlarda sıkça tartışılan konuların başında yabancı sermaye geliyor. Bu konuda Türkiye'nin izlediği politikaların başarısız olduğu belirtildikten sonra, yapılması gerekenler sıralanıyor. Tıpkı Avrupa Birliği (AB) gibi yabancı sermayenin de korkulacak, çekinilecek birşey olmadığı konusunda yavaş yavaş bir toplumsal uzlaşma noktasına doğru gidilmeye başlandığı anlaşılıyor. Türkiye, eğer büyük bir aksilik olmazsa yaz başından itibaren bu konuyu çok daha fazla konuşacak. 

Şimdilerde kendi içimizde geçen tartışmalara pek yakında, cezbetmeye çalıştığımız yabancı sermaye de bilfiil katılacak. Mesela Temmuz ayı ortasında dünyanın dört bir yanından gelecek önemli yabancı yatırımcılarla Türkiye'nin neden yabancı sermaye çekemediği sorusuna cevap aranacak. Toplantıyla Dünya Bankasının üst düzey yöneticileri bizzat ilgileniyor. Dünyanın en önemli iş adamlarının katılacağı toplantının yaratacağı tartışma ortamının, yabancı sermayenin geleceği açısından büyük önemi var. 

Aslına bakılırsa hükümet, IMF ile ortaklaşa yürüttüğü ekonomik programda yabancı sermayenin dikkatini çekebilmek için gerekli adımları yılbaşından itibaren atmaya başladı. Ocak ayında kabul edilen 'Türkiye'de Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Reformu Programı'nda 9 ana reform alanı belirlenmişti. Bunlardan ikisi yabancı sermaye yatırımlarını ilgilendiriyor. Programa göre uygulanmakta olan 1954 tarihli doğrudan yabancı sermaye mevzuatı, zaman içinde yapılan değişiklik ve düzeltmelerle işlevini kaybetmiş durumda. Yani Türkiye'de halen yabancı yatırımları düzenleyen tek ve kapsamlı bir mevzuat yok. Bu çerçevede Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanununun Türkiye'deki yatırım ortamının liberal niteliğini yansıtacak daha uygun bir yasa ile değiştirilmesi hedefleniyor. Yeni yabancı sermaye yasa tasarısının önümüzdeki Mayıs ayı sonuna kadar Meclis'e sunulması IMF'ye verilen niyet mektubunda da kabul edildi. Tasarı, Türkiye'nin Dünya Bankası ile birlikte daha önce yaptığı kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarına göre dizayn edilecek. 

15 Aralık 2023 Cuma

KARA PARA 3 AŞAMADA AKLANIR: YERLEŞTİRME, AYRIŞTIRMA, BÜTÜNLEŞTİRME

 

KARA PARA AKLAMANIN AŞAMALARI

Suç gelirinin aklanması genelde üç aşamadan oluşan bir süreç içinde gerçekleştirilmektedir. Bu aşamalar kirli bir çamaşırın makinede yıkanmasına benzetilerek açıklanmaya çalışılmıştır:

Birinci aşamada çamaşır makineye atılmakta – [Yerleştirme (Placement)]
İkinci aşamada çamaşır makinede yıkanmakta – [Ayrıştırma (Layering)]
Üçüncü aşamada ise temizlenmiş halde makineden çıkarılmaktadır [Bütünleştirme (Integration)].
Her aklama olayında bu aşamaların üçünün de ayrı ayrı gerçekleşmesi zorunlu değildir. Bazen bu aşamaların ikisi veya üçü tek işlemde gerçekleştirilebilir veya bazı aşamalar gerçekleştirilmeden suç gelirinin aklanması tamamlanabilir. Bu durum para aklanacak ülkeye, finansal olanaklara, aklayıcıların diğer faaliyetlerine kadar pek çok değişkene bağlı olabilir.

Yerleştirme (Placement) Aşaması

Bu aşama suçtan elde edilen gelirin nakit formundan kurtarılarak finansal sisteme sokulması aşamasıdır. Başta uyuşturucu ticareti olmak üzere suçgeliriniı doğuran suçlarda para, genelde nakit olarak el değiştirmektedir. Nakit formundaki paradan neden kurtulmak ve bu para finansal sisteme sokulmak istenmektedir?

14 Aralık 2023 Perşembe

MUTLU SONLA BİTEN YILAN HİKAYESİ: MERNİS

Cahit UYANIK 

Biz çocukken hepimizin evinde nüfus deftercikleri vardı. Halen kullandığımız pasaportlara benzeyen nüfus deftercikleri, gri kapağındaki kırmızı ay-yıldızla çoğumuzun belleğine kazındı. Bu deftercikler, kimi zaman annemizin çeyiz sandığında, kimi zaman bir valizin en ücra köşesinde, bazen de evin en güzel yerini işgal eden elektrikli radyoların üzerindeki sağlam ve tartışılmaz yerini yıllarca korudu. Daha sonra bu deftercikler ortadan kayboldu. Yerine kadınlar için pembe, erkekler için mavi renkli 'kart' tipi nüfus cüzdanları verildi. 

Bu yeni nüfus cüzdanlarıyla biraz daha 'birey' olduk. Sandıktan, valizden,  radyonun üzerinden inen kimliğimiz cebimizdeki cüzdanlara sığdı. Nüfusumuzu ve vatandaşlığımızı ispatlayan bu belgenin kendisi değişti ama Nüfus İdaresi korkusunu üzerimizden bir türlü atamadık. Tozlu büyük defterler, pullu dilekçeler, yazışmalara günler sonra verilen resmi ve anlaşılmaz cevaplar ile uzayıp giden başvuru kuyrukları bizim için hep korkulu rüya oldu. Oysa bir devletin vatandaşıyla ilk ve koparılması mümkün olmayan en güçlü bağını simgeleyen nüfus kayıtlarının sağlıklı, düzgün, anlaşılır şekilde tutulması gerekmez miydi? Bu kayıtlar, değiştirilmesi en zor ama ulaşılması en kolay bilgiler niteliği taşımalıydı değil mi?

İşte kısaca MERNİS diye bildiğimiz 'Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi' 1972 yılında bu düşüncelerle doğdu. Yani tamı tamına 31 yıl önce Türkiye nüfus kayıtlarındaki karmaşanın azaltılması ve nüfus hizmetlerinin kolaylaştırılması için bu projenin temelini attı. Aradan geçen 31 yılda sistem ancak oturtulabildi ve geçen aydan itibaren tam olarak hizmet vermeye başladı. Artık nüfus cüzdanınızı kaybettiğinizde, yeni bir çocuğunuz doğduğunda, bir yakınınız vefat ettiğinde gerekli nüfus işlemleri birkaç dakika içinde bitirilebiliyor.

SEN DE AKLINI KULLAN, TL'Yİ KORU!

Cahit UYANIK 

Ahaber TV'nin internet sitesi FED'in faiz artışını "skandal" diye yorumlamış...

Herkes kendi türküsünü söyler. FED kendi parasını koruyup kollamakla yükümlüdür.

Ne demişti 71'de ABD Hazine Bakanı: Dolar bizim paramız ama sizin probleminiz...

Beyaz saçlı kadın Yellen'in umurunda mı TL, Türkiye, Tayyip veya Trump...

Merkez Bankası bağımsızlığının bedelini çok ağır şekillerde ödemiş ABD ne yapacaktı?

Bize mi soracaktı?

5 Aralık 2023 Salı

AVRUPA'DAKİ TÜRK LOBİSİ GÜÇLENİYOR

Cahit UYANIK 

Eskiden yaz ayları daha şenlikliydi. Yabancı plakalı arabalarıyla sokakları dolduran "Alamancılar", yeni kıyafetleri ve ellerindeki radyo veya kasetçalarları ile hepimizde başka bir dünyadan gelmiş duygusu uyandırırdı. Türkiye'nin dışa açıldığı 1980 sonrasında büyü bozuldu. Alamancıların valizlerinden ve bagajlarından çıkarak içimizdeki yenilik duygusunu okşayan küçük sürprizler, dükkan vitrinlerine boylu boyunca serildi. Para ve güç yettiği kadar, istenildiği zaman satın alınabilen birer metaya dönüştüler. Geçen zaman içinde Alamancılar, yaz gelince sokakları yine doldurdu ama olan olmuştu. Modern zamanı yakalamak için Alamancıları bekleme dönemi bitmişti. 

Aksine toplumun tıpkı 'meslek' gibi algıladığı Alamancılık'tan, içine duygu katılan bir söyleme dönüşen bu ilişkide yeni bir boyuta geçilmişti. Artık gurbetçi vatandaşlarımız, Türkiye'ye geçmiş zaman hatıralarını yad etmek için gelir olmuştu. Valizler küçülmüş ve arabaları ortadan yok olmuştu. Çünkü çoğu artık havayoluyla Türkiye'ye geliyorlardı. Çünkü 1960'lı ve 70'li yıllarda geri dönmek amacıyla gidilen birçok Avrupa ülkesi, onlar için 'ikinci vatan' haline dönüşmüştü. Çünkü Türkiye'nin 1990'lı yıllarda Avrupa Birliği (AB) ile geliştirdiği ilişkiler, Alamancılık ve gurbetçilik çizgisinden bu insanlara yeni bir misyon daha yüklemişti: AB toprakları üzerinde gönüllü ve istekli Türkiye lobiciliği.

4 Aralık 2023 Pazartesi

"KARA PARA AKLAMA" SUÇU NEDİR? TÜRKİYE'DE UYGULAMASI NASILDIR?

 

AKLAMA SUÇU

Aklama sürecini kavramak için konu, “öncül suç” ve “suç geliri” kavramları ile birlikte değerlendirilmelidir. Genel olarak aklamadan bahsedebilmek için;

  • Bir suç işlenmiş (Öncül suç),
  • Bu suç sonucunda herhangi bir ekonomik değer elde edilmiş (Suç geliri),
  • Bu ekonomik değerleri yasadışı nitelikten çıkarıp bunlara yasal görünüm kazandırmaya yönelik fiillerin işlenmiş

Olması gerekmektedir.

Aşağıda aklama ile ilgili temel kavramlar açıklanmıştır:

Öncül suç

Öncül suç suç gelirinin elde edilmesini mümkün kılan suçtur. Hukuki olarak suç gelirine kaynak teşkil eden bu suçlar, benimsenen yaklaşıma göre ülke mevzuatlarında farklı şekillerde belirlenmişlerdir. Öncül suç belirlemede kullanılan yaklaşımlar şu şekilde belirtilebilir:

  • Tüm ağır suçların öncül suç olarak kabulü,
  • Tüm suçların veya belirli kategorideki ağır suçların veya belirli hapis cezası sınırını aşan suçların öncül suç olarak kabulü,
  • Öncül suçların sayma suretiyle belirlenmesi,
  • Karma yaklaşım.

Ülkemizde 4208 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde öncül suçlar sayma yöntemi ile belirlenmişken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun aklama suçunun düzenlendiği 282. maddesinde “alt sınırı altı ay ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar” şeklinde eşik yaklaşım benimsenmiştir.

3 Aralık 2023 Pazar

'PONZİ OYUNU'NU İCAT EDEN CHARLES PONZİ KİMDİR? "POSTA CEVAP KUPONU", PONZİ'YE NASIL ALET EDİLDİ? (EN BASİT ANLATIMLA...)

Cahit UYANIK

"1920 yılı yazında Charles Ponzi ve kurduğu Boston merkezli posta cevap kuponu girişimi, ABD'nin en çok konuşulan yatırımıydı. Ponzi, yatırımcılara 45 günde yüzde 50, 90 günde yüzde 100 getiri vaat ediyordu. Bu işin finansal bir mucize değil, iyi tasarlanmış bir dolandırıcılık olduğu ancak 10 bin yatırımcıdan toplanan 9,5 milyon dolarlık balon söndüğünde ortaya çıktı.  

Ponzi, 'International Reply Coupons' adı verilen posta pulu ticaretiyle yüzde 400 kar ettiği bir ticaret yaptığını ve yatırımcılara bundan kar payı dağıttığını iddia ediyordu.