30 Haziran 2017 Cuma

TÜRKİYE’DE ETKİLİ BİR YOLSUZLUKLA MÜCADELE STRATEJİSİNE İHTİYAÇ VAR

Cahit UYANIK


Yolsuzluk, insanlık tarihi kadar eski bir olgu. M.Ö. 4000 yıllarına ait bir Sümer tableti dünya tarihindeki yolsuzluklar hakkında ilk belge olarak biliniyor. “Sümer Okul Günleri” adlı bu tablette okulunda başarısız bir öğrenciden bahsediliyor ve ailenin çocuğun derslerinde başarılı olmasını istediği ifade ediliyor. Bu amaçla çocuğun öğretmenini evlerine davet ediyorlar. Öğretmeni yedirip içiriyor, hatta türlü hediyeler de veriyorlar. Bütün gecenin bu şekilde geçtiği yazılan tablette, başarısız öğrencinin birden bire sınıfın en başarılı öğrencisi oluverdiği anlatılıyor. Hatta tembel öğrencimiz, sınıf başkanı bile yapılıyor.

Günümüzde ise yolsuzluklar artık bu kadar “masumane” değil. Söz gelimi Türkiye’de iktidara gelip de yolsuzluğa bulaşmayan veya yolsuzluk suçlamasında bulunulmayan bir iktidar ve sorumlu mevkide yönetici bulmak çok zor. Sokaktaki vatandaş, hafızasını hiç zorlamadan birkaç adet büyük boyutlu yolsuzluk skandalının ismini hemen sayabilir. İSKİ Skandalı, Otoyol İhaleleri, Türkbank Satış İhalesi, Enerji Santralleri İhaleleri yakın tarihimizden akla gelen büyük yolsuzluk ve yolsuzluk iddiası içeren olaylar…

İşin ilginç yanı, vatandaşların günlük yaşamın bir çok alanında yolsuzluk ve usulsüzlükleri kabullenerek, bunların gerçekleştirilmesinde rol sahibi olmaları. Aklınıza neresi gelirse gelsin; adliyede, gümrükte, sağlık kuruluşlarında, trafikte, karakolda, okullarda, camilerde, askeriyede küçük, orta veya büyük çaplı yolsuzluklara rastlamak mümkün. Vatandaşlar bazen odağında bulunarak, bazen şahit olup görmezden gelerek yolsuzluk olayları iç içe yaşıyorlar.


Türkiye, bir süredir yolsuzluk araştırmaları açısından adeta bir mezarlık gibi sessiz. Bu sessizlik geçtiğimiz aylarda Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) yayınladığı “Türkiye’de Yolsuzluk: Yasalar, Uygulamalar ve Riskli Alanlar” adlı raporla bozuldu. Raporda sıralanan çarpıcı sonuçlara değinmeden önce Uluslararası Şeffaflık Örgütü hakkında bilgi verelim.

6 Haziran 2017 Salı

MUHTEŞEM PİRAMİTLERİN YÜKÜ ALTINDA İKİ BÜKLÜM HAYAT: KAHİRE



Cahit UYANIK


O koskoca Keops Piramidi'nin kapısı küçücük: Eğer girer girmez iki büklüm olup, dakikalarca taş merdivenlerden yuvarlana yuvarlana aşağıya doğru yani yerin altına inmeyi (ve dönüşte de tırmanmayı) göze alamıyorsanız hiç "piramidin içinde ne var ki?" sevdasına kapılmayın. Bir de 2 milyon 300 bin adet taş blokun çöküp altında kalma tehlikesini gözünüzden büyütmeyin derim. Çünkü bu piramit 4 bin 500 yıldır yerli yerindeyse, siz içeride iken çökme tehlikesi oldukça düşük. Demedi demeyin yalnız: Piramitlere dışarıdan tırmanmak yasak. Daha bir kaç taş tırmanınca, güvenlik görevlileri gelip sizi toprağa indiriyor. 

Keops Piramidi ismini içine gömülü olan 4. Sülale Devri Hükümdarı Keops'tan alıyor. Keops'un vakti zamanında gömülü olduğu, kapkaranlık mezar odasında ise hiçbir şey yok. Hepsi müzeye götürülmüş. Piramidin içindeki diğer odaların girişleri ise kapatılmış. Kaçak da olsa girip bakınmak mümkün değil. Tekrar Keops'un mezar odasına dönersek...