Dördüncü İslami banka yerli sermayeyle kuruldu. Arap sermayeli kuruluşlarla rekabete girecek olan Anadolu Finans Kurumu, hizmeti müşterinin ayağına götürmeyi hedefliyor.
Cahit UYANIK
Kar payı esasına göre çalışacak dördüncü İslami banka olan Anadolu Finans Kurumu fon toplamaya başladı. Kayserili bir grup iş adamının girişimi ve yüzde 100 yerli sermaye ile kurulan Anadolu Finans Kurumu, şimdilik sadece Ankara'da faaliyet gösteriyor. Toplam sermayesi 30 milyar lira olarak belirlenen Anadolu Finans, önümüzdeki günler içinde İstanbul ve Kayseri'de yeni şubeler açarak Arap sermayeli rakipleriyle sıkı bir rekabete girişecek. Anadolu Finans Kurumu Genel Müdürü Ünal Aslan ile özel finans kurumlarının finans sistemi içindeki yeri üzerine konuştuk:
Panorama: Sizden önce faaliyete geçen üç özel finans kurumunun toplayabildikleri fon oldukça az. Böyle bir ortamda özel finans kurumlarına yeni mevduat gelebilir mi?
Aslan: Bu iş ilk başladığında yapılan araştırmalara göre özel finans kurumlarına kayacak mevduatın 6-7 trilyon lira civarında olacağı tahmin ediliyordu. Fakat bu potansiyelin ancak 1,5-2 trilyon lirası özel finans kurumlarına çekilebildi. Yani piyasaya çıkmamış ve ekonomiye kazandırılması gereken daha 5 trilyon lira civarında bir potansiyel olduğu tahmin ediliyor. Bizim amacımız piyasaya çıkmış olan mevduatın bir kısmının kurumumuza çekilmesi değil. Biz henüz ekonomiye kazandırılmamış olan bu kaynağı ortaya çıkartmak istiyoruz.
- Bunu nasıl yapmayı düşünüyorsunuz?
Aslan: Biz daha önce kurulmuş finans kurumlarıyla aynı kararnameye tabiyiz. Ama çeşitli programlarımız ve projelerimiz var. Öncelikli olarak birebir görüşmek için müşterinin ayağına gideceğiz. Bizim bir diğer özelliğimiz de Anadolu'da kurulmuş olmamız... Genel Müdürlüğümüzün Anadolu'da olması nedeniyle hizmet ağırlığımızı biraz daha buraya vermek niyetindeyiz. Bu şekilde yapacağımız çalışmalarla henüz ekonominin kazanmamış olduğu mevduatı kazanacağız. Önümüzdeki yılda belli bir bütçemiz ve programımız olacak. Bu program gayet tabii ki ortaya çıkmamış kaynağın tamamının 1992 yılında tamamen toparlanması şeklinde olmayacak. Bunu giderek artan bir şekilde yıllara yayarak ekonomiye kazandırmaya çalışacağız.