SAKIP SABANCI'NIN YAŞAM FORMÜLÜ

Cahit UYANIK

Daha 5 yaşındaki çocukların bile ismini ezbere bildiği iki-üç iş adamından birisi olan Sakıp Sabancı dün toprağa verildi. Sakıp Sabancı acaba küçük çocukların bile o minicik dimağlarında  yer etmeyi nasıl başarmıştı? Bu sorunun en basit cevabı herhalde şöyle olmalı: Sıcak kanlı davranışlarla güven yaratarak, etrafına sevgi yayıp kendisi gibi davranmak. O kadar basit. Türkiye, dün Sabancı ile birlikte belki bir daha hiç göremeyeceğimiz iş adamı misyonunu da toprağa verdi. Ben iş adamları arasında bu hasletlere sahip bir başkasını göremiyorum.

Ne yazık ki Türkiye'deki iş adamı profili çok değişti ve bozuldu. Bu değişimi en güzel ortaya koyan cümleyi geçtiğimiz günlerde Alarko Holding'in patronu İshak Alaton söylemişti. Alaton'a göre portföyünde ve banka hesaplarında milyarlarca doları bulunan ama insan içine çıkamayan iş adamları çoğunluktaydı. İstanbul'dan tanıdığım bir gazeteci dostum da bu cümleye yeni bir boyut getirdi: "Bu türedi iş adamlarının çocukları dört gözle babalarının ölmesini bekliyor. Çünkü babaları sayesinde onlar da aynı kaderi paylaşıyor. Babaları ölürse kendilerinin itibarlı şekilde ortaya çıkabileceklerini düşünüyorlar" diyordu. Ama hayattaki en acımasız kurallardan birisi yine işledi ve "İyiler erken öldü".

Peki Türkiye'de bu kötü gelişmeler neden yaşanıyor? Türkiye neden 1920'lerde temelleri atılan Koç Grubu ile 1950'lerde temeli atılan Sabancı Grubunun yenilerini yaratamıyor? Bu kadar teşvik dağıtılıyor, insan malzememiz o yıllar göre daha iyi eğitilmiş, bankacılık sistemimiz oldukça gelişmiş. Türk iş adamları dış dünyada çok daha üst noktalarda kabul görüyor oysa... Bunun da basit bir cevabı var: Çünkü Türkiye'de kimse zengin olmak için uğraşmıyor, aksine zengin ediliyor. Bul kendine ensesi kalın birkaç siyasi, saklan arkasına, sonra Hazine kaynaklarından çöplenerek zengin ediliver. Üretim mi? Göstermelik birkaç fabrika kurarsın o kadar... Ne ihracat yapabilmesi umrundadır, ne işçi hakları, ne de bankadan siyasetçiler kanalıyla aldığın krediler. Nasıl olsa sıcak para döviz getirir, işçinin hakkını vermezsin kimse hesap sormaz, banka kredisini ödemezsin ama yine de vergi rekortmenleri listesine girebilirsin. Sorarım size böylesi bir ortamdan yeni bir Sakıp Sabancı doğar mı? Koç Holding başarısında yeni bir grup çıkar mı? Bugün Sakıp Sabancı'nın cenazesinde hüngür hüngür ağlayan işçilere şahit olacağız. Acaba kaç iş adamının cenazesinde bu manzaraları görebiliriz? "Kul hakkı yemedim, daha terleri alnında iken haklarını sonuna kadar ödedim" diyen kaç iş adamı kaldı ki Türkiye'de? 

İktisatta bir kanun var: Kötü para, iyi parayı kovar. Yani bir para otoritesi maden değeri itibarıyla  birbirinden farklı olan iki parayı aynı anda piyasada barındıramaz. Böyle bir şey yapmaya kalkarsa, daha düşük maden değerindeki para yüksek olanı siler. İnsanlar, iyi parayı eritip satmaya başlarlar. Şu anda ortalık kötü ama itibarı sıfırın altında seyreden iş adamından geçilmiyor. Umarım Sakıp Ağa'nın vefatı, iyi iş adamlarının eritilme sürecinin sonu değildir. Sakıp Sabancı'ya Allah rahmet eylesin. 

 (Bu yazı, Finansal Forum Gazetesinin 13.04.2004 tarihli sayısında Başkentten Yansımalar köşesinde yayınlanmıştır.) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder