Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) resmi logosu...
"P" harfine tersten baktığınızda savaş baltasını andırıyor...
OPEC, hep petrolü silah olarak kullanmakla suçlanmıştır...
(Bu yazı 05 Ocak 2019'da Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) resmi logosu...
"P" harfine tersten baktığınızda savaş baltasını andırıyor...
OPEC, hep petrolü silah olarak kullanmakla suçlanmıştır...
(Bu yazı 05 Ocak 2019'da Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)
Cahit UYANIK
Bu dergiye yazı yazmaya başladığımdan bu yana; zaman zaman petrol, petrol fiyatları, yüksek petrol fiyatlarının Türkiye ekonomisi üzerine olumsuz etkilerine değiniyorum. Ama şimdiye kadarki yazılar içinde en endişe verici olanını birazdan okuyacaksınız. Çünkü petrol fiyatlarının 100 dolarlık psikolojik sınırı geçmesi ve kendisine yeni psikolojik sınırı 200 dolar olarak belirlemesi, Türkiye'deki ekonomik dengeleri ve göstergeleri 'kökten' değiştirebilecek bir etkiye sahip. Neden mi?
Çünkü Türkiye, yüksek ekonomik büyüme hızları sebebiyle zaten cari açıkta bıçak sırtı bir denge üzerinde seyrediyor. Petrol fiyatları ise bu cari açık eğilimini, neredeyse baş edilemez bir yapıya çevirmek üzere. Yüksek cari açıklar, Türkiye'de her zaman Merkez Bankası ve dolayısıyla ekonomideki genel faiz dengesi üzerinde ciddi baskı yaratıyor. Faiz yüksek tutulmazsa, cari açığı finanse etmemize yarayan yabancı kaynak akışı azalıyor. Bu akışta yaşanan bir dengesizlik ise kurun aniden yükselmesi ve ekonomideki tüm dengeleri etkilemesi sonucunu doğurabilme potansiyeline sahip. İşte yüksek petrol fiyatları, deyim yerindeyse şimdi bu olumsuzluğun 'nirengi noktası'nda bulunuyor. Şimdi bu korkutucu tablonun ayrıntılarını verelim.
Eğer uluslararası piyasalardaki yüksek fiyatlar devam ederse, Türkiye'nin ham petrol faturası bu yıl kesinlikle 20 milyar doları geçecek. Türkiye 2007 yılında 173 milyon varil düzeyinde petrol ithal etti. Bu ithalat düzeyinin korunduğu varsayımıyla ve ham petrolün ortalama varil fiyatı 135 dolar olarak kabul edilirse, 2008 yılında toplam fatura 23,4 milyar dolar olacak. 2007 yılındaki toplam fatura 11,8 milyar dolar olduğu için Türkiye'nin ödeyeceği ek büyüklük, 11,6 milyar doları bulacak. Ham petrol fiyatlarının 200 dolar olması halinde ise -maalesef- Türkiye'nin ödeyeceği fatura 34,6 milyar dolara çıkacak.
Cahit UYANIK
Türkiye, petrol fakiri bir ülke. Çevresindeki pek çok ülkede verimli petrol kaynakları bulunmasına rağmen, Türkiye'de geniş petrol yataklarına bir türlü rastlanamıyor. Türkiye, bu nedenle artık karadan çok denizlerde petrol aramaya başladı. Halen Doğu Karadeniz kıyılarında oldukça önemli bir petrol sondaj faaliyeti sürüyor. Doğal gaz aramaları ise Batı Karadeniz kıyılarında derinleştirilmiş durumda. Bu arayışların mutlu sonla bitmesi hepimizin ortak dileği. Çünkü giderek Türkiye'nin petrol faturası büyüyor. Türkiye, binbir zahmetle kazandığı veya dış borç bularak elde edebildiği döviz kaynaklarını petrol ithalatı için yurt dışına transfer ediyor.
Dile kolay, Türkiye'nin petrol faturası daha 2001 yılında 3,9 milyar dolardı. Bu yılın ilk 6 ayındaki ödemeleriniz ise 3,8 milyar doları geçti. Yani Türkiye, 2001 yılına göre petrole çok daha fazla para ödemeye başladı. Peki Türkiye'nin petrole yaptığı ödemelerin büyüklüğü nerelere ulaşabilir? 10 milyar dolar sınırını geçebilir mi? Eğer bu rakamlara ulaşılırsa bunun Türkiye'nin genel ekonomik dengelerine etkisi ne olur? Bu yazıda bu soruların cevaplarını bulmaya çalışacağız.
Bu yılın ilk aylarında petrol fiyatları ve Türkiye'ye etkisi konusunda öngörülen senaryolar 7 milyar dolardan 10 milyar dolar yelpazesine doğru genişliyordu. En iyimser tahmin petrolün ortalama varil fiyatının 40-41 dolar olacağını gösteriyordu. Ancak yılın ilk aylarında ham petrol ithalat faturası konusunda Türkiye için öngörülen 9 milyar dolarlık en kötümser ikinci senaryo gerçek olmaya doğru gideceği anlaşılıyor.
Yılın ilk 6 ayındaki gelişmeler ve şartların ikinci yarıda da geçerli olması durumunda Türkiye'nin ham petrol faturası 7,6 milyar dolar olarak kesinleşecektir. Ancak ikinci yarının 1,5 ayındaki gelişmeler (1 Temmuz-15 Ağustos) petrol fiyatlarının 70 dolar düzeyine çıkabileceği yönünde güçlü sinyaller veriyor. Bu durum Türkiye'nin halen 45-50 dolar aralığında bulunduğu varil başına ithalat maliyetini, 50-55 dolar aralığına çıkarabilecek. Bu durumda Türkiye'nin yıllık petrol faturası 9 milyar dolara çok yaklaşacak.
Cahit UYANIK
Türkiye'deki enflasyonla mücadele süreci maalesef, uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatlarının yükselmeye başladığı döneme denk geldi. Petrol fiyatları 2003 yılına kadar akıllı-uslu giderken, 2004 yılından itibaren yükselmeye başladı. Türkiye'de enflasyonla mücadelede 'ince ayar' dediğimiz, önce yüzde 10'un altına daha sonra da yüzde 5'in altına indirme süreci, işte bu petrol fiyatlarının sürekli yükseldiği döneme denk geldi.
Türkiye'nin enflasyon hedeflerini son 3 yıldır bir türlü tutturamamasının en önemli sebeplerinden birisi ham petrol ve ona dayalı olarak üretilen ürünlerdeki (başta elektrik ve akaryakıt olmak üzere) fiyat artışları. Söz gelimi bu yıl eylül ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 11,13 olmuştu. Oysa Merkez Bankası (MB) eylül ayında yıllık enflasyonun yüzde 8,5 olacağını öngörmüştü. Yani hedef tutturulamadı. MB'nin açıklamasına göre yüzde 11,13'lük enflasyonun 3,8 puanlık bölümü tek başına enerji fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı. Enerji fiyatlarının çok ağırlıklı olarak petrol fiyatlarından etkilendiğini biliyoruz. Çünkü Türkiye'deki elektrik üretiminin yarısı doğal gaz yakılarak elde ediliyor. Doğal gazın fiyatı ise petrole endeksli...
Peki uluslararası piyasalarda fiyatı oluşan ham petroldeki artışlar, bizim cebimizi ne zaman ve ne oranda yakıyor? MB, yaptığı araştırmalarda petrol fiyatları ve bunun Türkiye ekonomisine ve ekonomik hedeflere etkilerini ortaya koyuyor. MB'nin 'Petrol Fiyatları Üzerine Ampirik Bulgular' başlıklı araştırmasında döviz kuru, ham petrol ve akaryakıt fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki ilişki sorgulandı. Yani akaryakıt fiyatlarının artışın sebepleri anlaşılmaya çalışıldı. MB'nin araştırmasına göre ham petrol fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki artış, yurt içi akaryakıt fiyatlarını 24 aylık bir dönem sonunda 3,2 puan artırıyor. Yani uluslararası petrol fiyatlarındaki bir artışın ancak üçte biri yurt içi akaryakıt fiyatlarına yansıyor.
bp’nin kuruluşuna öncü olan “Anglo-Persian Oil Company” şirketi, 1912 yılında İstanbul’da bir ofis açarak Lion & Sun ve Palm Tree markalarını tescil ettirdi. İlerleyen dönemlerde Türkiye pazarında 1949 yılına kadar “Steaua Romana” adı altında faaliyetlerini sürdüren bp, ülkemize yaptığı yatırımları bu dönemde artırarak genişletti. 1957 yılında “bp Petrolleri Anonim Şirketi” olarak değişen ünvanımızla, Türkiye’de iz bırakan çalışmalarımızı bir üst seviyeye taşıdık. Ülke ekonomisi için büyük öneme sahip olan, bp’nin de hissesinin bulunduğu Mersin Rafinerisi’nin devreye alınması sayesinde 3,2 milyon ton ham petrol işleme kapasiteli işletmemiz ile Türkiye ekonomisine katkılarımızı sürdürdük.
Cahit UYANIK
Türkiye'de daha birkaç yıl önce gündemde bulunan "Ham petrol faturası 10 milyar doları geçer mi?" sorusu yerini, faturanın 15-20 milyar dolara ulaşıp ulaşmayacağına bıraktı. Ham petrolün varil fiyatının dış piyasalarda 90 dolarlar seviyesini geçmesi, Türkiye'nin önümüzdeki yıl ham petrol ithalatına 15 milyar dolar düzeyinde bir ödeme yapabileceği ihtimalini doğurdu. 2008'de ham petrol fiyatlarının ortalama 85 dolardan oluşması halinde, yıllık tüketimi 175 milyon varil düzeyinde bulunan Türkiye'nin ödeyeceği fatura 14 milyar 875 milyon dolara çıkacak. 90 dolarlık ortalama fiyatta ise Türkiye'nin ham petrole ödeyeceği tutar 15 milyar 750 milyon dolara ulaşacak. 100 dolarlık ortalama fiyat 17,5 milyar dolar, 120 dolarlık 'kabus senaryosu' ise 21 milyar dolarlık ithalat faturası oluşturabilir.
Daha bundan 1 yıl önce ham petrol fiyatlarının 100 dolar düzeyine yaklaşıp yaklaşmayacağı sorulduğunda, çoğu kimse buna inanmıyordu. 70 dolarlık fiyatın 'psikolojik bir sınır' olduğu, bu rakamdan sonra petrol talebi azalacağı için otomatikman fiyatın bu düzeyde dengeleneceği düşünülüyordu. Bu tahminler tutmadı. Şimdilerde 120 dolarlık varil fiyatı için benzeri değerlendirmeler yapılıyor. Ancak 120 dolarlık fiyatın psikolojik sınır olduğunu düşünen uzmanların sayısı giderek azalıyor.
Cahit UYANIK
05 Eylül 2022 pazartesi günü açıklanan Ağustos-2022 enflasyonu beklentilerim (Yüzde 1,5-2 arası) doğrultusunda geldi. Oysa piyasalarda yüzde 2 üzerinde bir rakam bekleniyordu. Yüzde 1,46 olarak açıklanan Ağustos-2022 enflasyonu ile birlikte yıllık enflasyon da yüzde 80,21 oldu. Bu gelişmede bence iki faktör etkiliydi:
Cahit UYANIK
G-7 ülkeleri (ABD, İngiltere, Fransa, Japonya, Almanya, İtalya, Kanada+AB) Maliye Bakanları; 02 Eylül 2022 tarihinde, Rusya'nın elde ettiği petrol gelirini azaltarak Ukrayna ile giriştiği savaşı finanse etmesini sınırlandırmak için ilginç bir karara imza attı. Buna göre Rus ham petrolü ve işlenmiş petrol ürünleri alımlarında bir üst fiyat sınırı (tavan) belirlenecek. Söz konusu önlem, tavan fiyat tespiti yapılmasının ardından ham petrol için 5 Aralık 2022'de, rafine ürünler için ise 5 Şubat 2023'te uygulamaya konulacak.
Ham petrolün varilinin 1 dolara düşmesini kafasinda canlandirmak isteyenler için: 159 litre ham petrol 1 dolar. Yani 7 TL'ye...
(Bu yazı 20 Nisan 2020 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır)