İstanbul Finans Merkezi (İFM) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İstanbul Finans Merkezi (İFM) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Kasım 2023 Salı

TÜRK BORSASININ (İMKB) GELECEĞİ VE KÜÇÜK YATIRIMCILAR

TÜRK BORSASININ GELECEĞİ VE KÜÇÜK YATIRIMCILAR

Cahit UYANIK 

Türkiye'de artık herkes İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı (İMKB) yakından tanıyor. Gazetelerdeki boy boy tablolarda borsada oluşan fiyatlar yayımlanıyor. Yüksek tirajlı gazeteler haftalık ekonomi ekleri vererek okuyucularına borsaya ilişkin bilgi sunuyor. Sayıları 10 'u geçen haftalık ekonomi ve borsa dergisi, yatırımcılara yön göstermeye çalışıyor, yorumlar yapıyor, tavsiyelerde bulunuyor. Borsada hisseleri işlem gören şirketlerin sayısı hızla 300'e doğru çıkıyor. İMKB giderek daha fazla şirketin işlem gördüğü bir yapıya bürünüyor. Bu sayının yakın bir gelecekte 400'ü geçeceği tahmin ediliyor. Firmalar yeni yatırım kararları öncesinde kaynak maliyetini en aza indirgemek için halka açılmayı ciddi bir alternatif olarak değerlendiriyor.

Peki Türkiye'de borsayı ve dolayısıyla borsaya yatırım yapmaya başlayan yatırımcıları nasıl bir gelecek bekliyor? Borsada yeni endeks patlamaları yaşanabilir mi? Borsa orta ve uzun vadede yatırımcısına enflasyon oranı ve alternatif yatırım araçlarına göre daha fazla kar ettirir mi? Her şeyden önemlisi borsada yatırım yapmak isteyen yatırımcı bu işin içine nasıl girmeli? Girdiği dünyada kendisini neler bekliyor? Bu yazıda borsanın geleceği ve borsa yatırımcılığı konusunda 'tüyo' vermeden, "şu hisseyi alın" veya "filanca hisseyi elden çıkarın" demeden genel konuları dile getirmeye çalışacağım.

8 Kasım 2021 Pazartesi

İFM ARAYIŞLARINDA İLGİNÇ BİR DÖNEM: FRANKFURT-İSTANBUL-MOSKOVA ÜÇLÜ FİNANS MERKEZİ


Prof. Dr. Selçuk ABAÇ (1946-2001)

MERKEZ BANKASI, İSTANBUL'U FİNANS MERKEZİ YAPACAK

Cahit UYANIK

1992 yılından beri konuşulup tartışılmasına rağmen bir türlü somut sonuç elde edilemeyen İstanbul'un finans merkezi yapılması hedefine, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) el attı. MB Başkanı Gazi Erçel ve Başkan Yardımcısı Selçuk Abaç; İstanbul'un Frankfurt ve Moskova ile birlikte oluşturulması düşünülen "Üçlü Finans Merkezi" yapılanmasına dahil olması için yoğun çaba sarf ediyorlar.

İstanbul, gerekli ulaşım ve iletişim alt yapısı sağlandığı taktirde, Orta Doğu ve Balkanlar'a hitap eden bir finans merkezi haline gelecek. Frankfurt merkezli bu yapılanmanın 1999'dan itibaren Avrupa Merkez Bankasına dönüşecek olan Avrupa Para Enstitüsünün (EMI) bu kentte bulunması nedeniyle kritik önem taşıdığı ifade ediliyor.

Avrupa Merkez Bankası, 1999'dan itibaren tedavüle girecek olan Avrupa Birliği para birimi Euro'dan sorumlu olacak. TCMB, bu projeyi hayata geçirmek için Alman Merkez Bankası Bundesbank ile Frankfurt'taki çeşitli kent örgütleriyle temas haline geçti.

7 Haziran 2020 Pazar

İSTANBUL'UN BÖLGESEL VEYA ULUSLARARASI FİNANS MERKEZİ OLMASI İÇİN 7 ŞART YERİNE GETİRİLMELİ


İstanbul'un Bölgesel veya Uluslararası Finans Merkezi Olmasının Koşulları 

Cahit UYANIK

Geçen ayın en ilginç tartışma başlıklarından biri Merkez Bankasının (MB) İstanbul'a taşınması idi. Devlet Bakanı Ali Babacan, hükümetin bu yöndeki isteğini ortaya koydu. MB ise bu konuda bir yasa değişikliği gerektiğini belirtti. Tartışmalar halen sürüp gidiyor. Tartışmaları bir tarafa bırakıp, İstanbul'un bölgesel veya uluslararası finans merkezi olup olamayacağını tartışmakta fayda var. Çünkü MB'nin İstanbul'a taşınması kararını; ancak böyle bir unvanı kazandıktan sonra isabetli bir şekilde tartışmak mümkün olacakmış gibi görünüyor. Peki neden böyle? Yazımızda bunu anlatmaya çalışacağım. 

Her şeyden önce söze şunu belirterek başlamakta fayda var. İstanbul, Türkiye'nin finans merkezidir. Çünkü bankaların genel müdürlükleri, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), borsa aracı kurumları, sigorta şirketlerinin genel merkezleri hep İstanbul'dadır. Türkiye'nin reel sektör üretiminin, ithalat ve ihracatının önemli bir kısmı da İstanbul'dan gerçekleşir. Bu nedenle finans kuruluşlarının bu şehirde toplanması sürpriz değildir. İkinci aşamada ise İstanbul'un bölgemizdeki başka ülkelerin finans akımlarını kendisine çekecek biçimde bir bölgesel finans merkezi olup olamayacağını ele almalıyız. Üçüncü aşamada ise İstanbul'un New York, Londra, Milano, Frankfurt, Tokyo gibi uluslararası bir finans merkezi olup olamayacağını konuşmalıyız. En son aşamada ise Merkez Bankası İstanbul'a taşınmazsa veya taşınma kararı verilirse ne zaman taşınmasının bölgesel ve uluslararası finans merkezi olmasına etki edip etmeyeceğini ortaya koymalıyız. 

1 Ekim 2019 Salı

İFM'DE NEDEN ATAŞEHİR SEÇİLDİ? 2009'DA İFM İÇİN ŞEHRİN BELİRLİ BİR BÖLGESİNE ODAKLANILMAYACAĞI KABUL EDİLMİŞTİ



İSTANBUL'UN FİNANS MERKEZİ OLMASI İÇİN STRATEJİ VE EYLEM PLANI HAZIR   

Cahit UYANIK

Bu sayfaları geçmişten beri izleyenler, İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi olup olamayacağı konusu üzerinde titizlikle durduğumuzu hatırlayacaklardır. Bu konuda yaptığımız araştırmalar veya yapılmış araştırmaları dikkatle incelediğimizde İstanbul'un 'bölgesel ölçekli' bir finans merkezi olabileceği sonucuna ulaşmıştık. Bu bir anlamda Londra veya New York gibi dünyanın dört bir yanından sermaye akımlarını çekebilen 'uluslararası finans merkezi' olabilme yolunda bir 'aşama' gibi görülüyordu. Yani İstanbul'un öncelikle 'bölgesel ölçekte bir finans merkezi olabilmeyi başarması', bunun ardından 'uluslararası finans merkezi olmaya gözünü dikmesi gerektiği' sonucuna ulaşmıştık.

(Tıklayınız) İSTANBUL GLOBAL DEĞİL, BÖLGESEL BİR FİNANS MERKEZİ OLABİLİR

Hükümetin de yıllardır, İstanbul'un bir finans merkezi olup olamayacağı, böyle bir merkez olmak için ne gibi çalışmaların ortaya konulması, neler yapılması gerektiği üzerinde durduğu yakından biliniyor. Bu hedeften hareketle 9. Kalkınma Planı'nda İstanbul’u uluslararası bir finans merkezi haline getirme yönündeki politika açıkça yer almıştı. Bunun ardından ise 2009-2011 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da bu politikayı gerçekleştirme yönünde adımlar atıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat verdiği talimatla Türkiye Bankalar Birliği (TBB), İstanbul’un uluslararası finans merkezi olma potansiyelinin değerlendirilmesi ve bu dönüşümü sağlayacak yol haritasının hazırlanması için kapsamlı bir rapor hazırlatmıştı. Daha sonra 2008 yılında, özel sektör temsilcileriyle İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) konusunda çeşitli toplantılar yapıldı. Bu görüşmelerin sonucunda 2009 Yılı Ekonomik Programı'nda “Finansal Sistemin Geliştirilmesi” başlığı altında İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) projesinin uygulamaya konulması bir 'öncelik' olarak yer aldı.

28 Kasım 2018 Çarşamba

İSTANBUL GLOBAL DEĞİL, BÖLGESEL BİR FİNANS MERKEZİ OLABİLİR


İSTANBUL BÖLGESEL BİR
FİNANS MERKEZİ OLABİLİR

Cahit UYANIK

'İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi olması' tartışma gündeminin zaman zaman canlanan önemli bir maddesi. Çoğu kez temel bilgi ve araştırmadan yoksun bir şekilde tartışılmaya çalışılan bu mesele, geçen yıl ekim ayında bu köşede de ele alınmıştı. O yazımızda bir kentin bölgesel veya uluslararası finans merkezi olması için, oldukça uzun bir listedeki şartları yerine getirmesi gerektiği anlatılmıştı. Bu çerçevede ilk bakılan kriterlerin ülke ekonomisinin istikrarlı bir görünüm vermesi, serbestliğe dayanan ve sık sık değişmeyen bankacılık düzenlemelerinin olması, verginin finansal işlemlerden değil kazançlardan alınıyor olması, bankacılık üzerindeki aracılık maliyetlerinin çok az olması veya hiç olmaması, yetişmiş insan birikiminin bulunması, yabancıların yaşayabileceği güvenlikli bir ortama sahip olunması, trafik ve hava kirliliği gibi yaşamı zorlaştıran sorunların bulunmaması gerektiğini söylemiştik.      


Merkez Bankası (MB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ile Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) merkezlerinin Ankara'dan İstanbul'a taşınması tartışması ile oluşan ortam, şu günlerde yerini bazı ciddi araştırmalara bırakmış gibi görünüyor. Araştırmalarda, daha önce bölgesel veya uluslararası finans merkezi olma çabası göstermiş kentlerin durumları ve bu kentlerin içinde bulunduğu ülkelerin durumları araştırılıyor. Vergi Konseyi ve Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) uzmanları tarafından hazırlanan "Global Finans Merkezleri ve İstanbul" adlı rapor, bu konuda oldukça değerli bilgi ve görüşlerin toplandığı bir görünüm veriyor. 60 sayfayı aşan raporda İstanbul'la ilgili ulaşılan sonuç ise şu: 
İstanbul, global değil bölgesel bir finans merkezi olmayı hedeflemeli. 

6 Haziran 2018 Çarşamba

İSTANBUL'A TAŞINACAK MERKEZ BANKASININ KOMŞUSU DUBAİ TOWERS OLACAK


Cahit UYANIK/Neşe KARANFİL
Dubai Towers-İstanbul

Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınması tartışmaları sürerken taşınma yönünde alınacak karar Merkez'i Dubai Prensi El Maktum'un şirketinin inşa edeceği Dubai Towers'a komşu yapacak. Bankanın, Levent-Büyükdere Caddesi üzerindeki arsası, burgu formunda inşa edilecek 94 ve 70 katlık Dubai Towers'ın üzerine kurulacağı İETT Garajı'nın çaprazında bulunuyor. 


Edinilen bilgiye göre Merkez, 1996 yılında göreve başlayan ve 2001 krizi sırasında istifa eden eski Başkan Gazi Erçel döneminde, bu arsaya 36, 8 ve 10 katlı 3 bina yaptırmak üzere proje çizdirdi. MB, 36 katlı gökdeleni "finans merkezi" yapmayı, diğer iki binayı ise kendi faaliyetlerinde kullanmayı planlıyordu. MB, binalar bittiğinde büyük olasılıkla İstanbul'a taşınacaktı. 


Ancak MB'nin üstyapı ruhsatı almak için başvurduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde sorunlar çıktı ve Erçel bizzat dönemin Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ı ziyaret ederek sorunları çözdü. Anıtlar Yüksek Kurulu'ndan binaların İstanbul'un siluetini bozup bozmayacağı konusunda görüş ve Beşiktaş Belediyesi'nden izin alma süreci de 2 yıl sürdü. Bu uğraşlar 2001 yılını buldu. Ancak son aşamada ise Genelkurmay Başkanlığı inşaat yapılacak yerin füze atış menzilinde bulunduğu gerekçesiyle projede değişiklik istedi ve gökdelen inşaatı 24 kata indirildi. Proje, 5 yıldır buzdolabında tutuluyordu.