BİR 'ARAP' DAHA VEDA ETTİ: ERBİL TUŞALP

Ankara'da 70'li yıllarda gazeteciliğe başlayıp

12 Eylül zulmünü onurlu bir şekilde göğüsleyen kuşaktan gazeteciler... 

Sebebini bilmiyorum ama

Birbirlerine hep "Arap" diye seslenirler.

Belki bir tür dayanışmanın kod adıdır bu "Arap"...

(Bilen varsa yoruma yazabilir)

Bu "Arap"ların en kalemi keskinlerinden Erbil Tuşalp maalesef hayata gözlerini yumdu.

Ögrencilik yıllarımızda 'Bin İnsan' ve 'Bin Tanık' adlı kitaplarını adeta hatmettiğimiz bir isimdi Tuşalp...

12 Eylül'ün işkence mekanizmalarını gözler önüne seren bu kitaplar, ülkemizde geçmişte bir devlet politikası olan  işkence uygulamaları ile mücadelede yazılmış anıt eserlerdir.

Erbil Tuşalp'in Saddam Hüseyin'in kimyasal silah atarak gerçekleştirdiği Halepce katliamıyla ilgili bu kitabını ise yeni öğrendim. İlk fırsatta bulup okuyacağım.

Işıklarda uyusun Sn. büyüğümüz Tuşalp...

(Not: Arap seslenişinin kökeni için yorumları okumanız gerekmektedir.)

‐---‐-----‐-------------

Sn. Hıdır Göktaş'ın "Varlık Özmenek bağlantılı bir araştırma yapmam gerektiği" yönlendirmesi üzerine ulaştığım sonuç:

"Osman Saffet Arolat'ın merhum Varlık Özmenek'in vefatı üzerine Dünya Gazetesindeki 25.08.2020 tarihli yazısının girişinde 'Arap' seslenişinin kökeni şöyle anlatılıyor: 

"Gazeteci Varlık Özmenek’in ölüm haberini duyunca 50 yıl önceden başlayan sıkı dostluğumuzu hatırladım. Bir grup gazeteci arkadaş, onun benzetmesiyle birbirimize 'Arap' derdik. 'Arap'lık o dönemler TRT’den atılanları simgelemek içindi, 'yanmış' anlamında kullanılıyordu."

(Bu yazı 05 Eylül 2020 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder