SEVİM MAĞAZASI

Cahit UYANIK 

Benim doğduğum yıl 1965'te,

Gaziantep Ticaret Odasının yayınladığı bir katalogtan;

Tanıdığım bir simanın gençlik fotoğrafı çıktı:

Sevim Mağazası sahibi Kamil Samlı.

Ben ona 'Kamil Amca' diyordum 13-14 yaşlarımda...


Rahmetli babam beni yaz aylarında boş kalmayayım diye dükkan komşusu Sevim Mağazasına çırak, Antep deyimiyle şeert (şakirt) koymuştu.

Metre tutmayı, kumaş ölçmeyi, ölçülmüş kumaşı kesmeyi, kumaş türleri ve özelliklerini, paket yapmayı, hangi müşteriye nasıl davranılacağını, personel arası ilişki ve dengeleri, patronla nasıl konuşulacağını, cam silmeyi, toz almayı, paspas yapmayı vb. birçok şeyi orada öğrendim. Cumartesi akşamları saat 7 gibi aldığım haftalıklar aklımda ama tutarını unuttum. 

Mağazanın başında Kamil Amcanın büyük oğlu İhsan Samlı duruyordu. 3-4 ayda bir İstanbul'a mal bakmaya gider, 'Yahudi Mercedesi' diye bilinen beyaz bir Pejo marka araba kullanırdı. O arabası eskiyince satıp en sıfırından uçuk yeşil renkte bir gerçek Mercedes almıştı ve Gaziler Caddesinde büyük sükse yapmıştı.

Kataloga göre 1965 yılında Samlı Ailesi mağazanın üstündeki evde oturuyormuş. Ama ben 1970'lerin sonunda çalışırken öyle değildi artık... Ordu Caddesi üzerinde 3-4 katlı bir aile apartmanı yaptırıp oraya taşınmışlardı. İşte o Ordu Caddesi üzerindeki evinde artık dinlenmeye çekilen Kamil Amca, elinde bastonuyla, yıllarını verdiği mağazaya iki-üç haftada bir uğrardı. Uğrayınca da beni yanına çağırır, Devlet Hastanesinin karşısındaki fırına gönderip 'francala' aldırırdı.

Bir gün fırına gittiğimde francala zamlanmıştı. Farkını ben cebimden ödedim ve 'Bu kadar küçük bir parayı istemek ayıp olur' diye bunu Kamil Amcaya söylemedim. Bir sonraki seferde;   eski fiyata göre parasını verip francala almaya göndereceği zaman, zam geldiğini Kamil Amcaya izah ettim. 

Akıllı adam tabi, hemen durumu kavradı ve "Nereden biliyorsun bunu sen? Bir önceki gidişinde bu zam gelmiş miydi?" diye sordu. 'Evet' cevabını öğrenince cebinden o farkı çıkarıp bana ödedi ve "Tekrar zam gelirse yine cebinden öde ama bana bunu söyle. Sen, benden zengin misin oğlum?" dedi. 'Ismarlama alışveriş' adabı açısından küçük ama önemli bir hayat dersiydi bu benim için...

Uzun yıllar sonra Kamil Amcanın öldüğünü duydum. Çocukları mirasta anlaşamayıp o büyük mağazayı 3-4 parçaya bölüp, ayrı ayrı ama küçük dükkanlar halinde satışa çıkardılar. Babam Mehmet Uyanık 2006'da ölmeden önce gördüğümde kuyumcular, konfeksiyoncular vardı o büyük mağazanın yerinde... Üstündeki ev de kafe olmuştu. Zaten babam öldükten sonra Gaziler Caddesinin o kısmına hiç gitmedim, gidemedim. Belki o dükkanları Suriyeliler ele geçirmiştir şimdilerde kim bilir?

Hala çok üzülürüm Sevim Mağazasının yok olmasına... Yüzlerce çeşit en kaliteli ve markalı kadın ve erkek kumaşının yanı sıra döşemelik kadife, perdelik vb. kumaşlar da satardı. O yıllarda 'indirim ayı' kavramı vardı; yaz sonu ve kış sonunda yapılırdı. 15 Ağustos'ta Sevim Mağazasının gerçek ve namuslu indirimi başlardı. İndirimin ilk haftası fırsat kollayan müşteriler kumaşları adeta yağmalardı. Öyle ki öğle yemeğimizi yarım saatliğine kepenkleri içeriden çekip ancak öyle yiyebilirdik. Bonkör İhsan Bey (Samlı), bir hafta boyunca yemekleri İmam Çağdaş'tan getirtirdi; personelini motive etmek için...

Sevim Mağazası, Gaziantep'in köklü bir ailesinin işlettiği modern bir işyeriydi ve halk için bir ayrıcalıktı. Yazık oldu; anılarda kaldı😪😢

Not: 1965 tarihli katalogun Sevim Mağazası sayfasını aldığım Sayın Asım Mıhcıoğlu'na teşekkür ederim.🙏

(Bu yazı 31 Mayıs 2004 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder