Cahit UYANIK
2016 yılına
girildiğinde Türkiye’deki görünen gündem maddelerinin çoğu Orta Doğu kaynaklı. Terörle
mücadele, Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD), Suriye sorunu, Suriyeli mülteciler ve başkanlık sistemine
geçiş tartışmaları akla ilk gelenler… Ama Türkiye’nin bir yandan da Avrupa
Birliği (AB) bağlamında bir gündemi var
ki, odağında Orta Doğu’daki gelişmelerin
bulunduğu kolaylıkla söylenebilir.
Bir
kaç yıl geriye dönüp baktığımızda, Türkiye-AB ilişkileri adeta buzdolabına
konulmuştu. Türkiye, belki de AB ile ilişkilerde yaşanan boşluğu değerlendirmek
adına, belki de ileride yaşanabilecek gelişmelere daha önceden vakıf olduğu
için; son 4-5 yılda Orta Doğu kökenli sorunlarla daha çok haşır-neşir olmaya başladı. AB’nin
bir tarafa, Türkiye’nin bir başka tarafa baktığı bu manzara, geçen yıla kadar
sürdü. Bu manzara, Türkiye’nin bir kaç kentindeki ve Paris’teki terör saldırılarının yanı sıra,
Aylan bebeğin cansız bedeninin kıyıya vurmasıyla değişti.