28 Aralık 2022 Çarşamba

DAHA KOLAY İŞ BULABİLEN MEZUNLAR İÇİN, İLETİŞİM FAKÜLTESİ MÜFREDATI VE EĞİTİM SİSTEMATİĞİ NASIL DEĞİŞTİRİLMELİ?

Anadolu Üniversitesi iletişim Bilimleri Fakültesi-Eskişehir
(F: Cahit Uyanık)

Cahit UYANIK

Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümü Liderlik, Yönetim ve Kalite Kurulunun dış paydaşlara yönelik olarak düzenlediği Zoom toplantısına Prof. Dr. Erkan Yüksel, Prof. Dr. İncilay Cangöz, Araştırma Görevlileri Funda Erzurum, Mehmet Anıl Ünal ve Ferhat Yasav; Öge Demirkan (Oksijen Gazetesi Haber Araştırma Müdürü), Hakkı Kutlu (MedyaMidas A.Ş. Sahibi-Eskişehir) ile birlikte 24 Kasım 2022 tarihinde katıldım.

Toplantıda şu sorulara cevap arandı:

1) İletişim fakültelerinin gazetecilik bölümlerinde verilen eğitimi genel olarak nasıl  değerlendiriyorsunuz?

2) Kurumunuzda/ işletmenizde gazetecilik bölümü mezunlarını istihdam ediyor musunuz?

3) Kurumunuzda/işletmenizde Anadolu Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunlarını istihdam ediyor musunuz?

4) Mezunlarımızı dikkate alırsanız olumlu ve olumsuz bulduğunuz yönler genel olarak nelerdir?

5) Halen eğitim almakta olan öğrenciler ve daha sonraki öğrenciler için sizce yapılması gerekenler nelerdir?

6) Üniversite-sektör işbirliği konusundaki beklentileriniz nelerdir?

7) Bölümümüzün eğitim-öğretim süreçlerine katkı vermek ister misiniz?

8)  Daha başka kimlerle görüşmemizi tavsiye edersiniz?

Aşağıdaki yazı; bu toplantı dolayısıyla dile getirdiğim ve getiremediğim düşüncelerimi derli-toplu paylaşabilmek ve ileride yapılabilecek benzer başka çalışmalara katkı sunmayı amaçlamaktadır:

Bilfiil gazetecilik yaptığım 22 yıllık meslek yaşamımda (1988-2010) genç muhabirlerin ve stajyer muhabirlerin yetişmesine çok önem verdim. Halen önemli yayınlarda gazetecilik çalışmalarını sürdüren; artık usta muhabir veya usta medya yöneticisi olan pek çok isme meslek yaşamlarının ilk dönemlerinde yol gösterdim, iş başındaki eğitimleriyle bizzat ilgilendim. Yetiştirdiğim ve yetişmesine katkı yaptığım bazı isimler ise özgül koşullarımız gereği bazen medya sektörü dışına çıkmak zorunda kaldılar. Ama yine de, basın sektöründe bulundukları süreçte öğrendiklerinin üzerine koyarak, diğer sektörlerdeki medya ve iletişim bağlamlı görevleri üstlendiler ve halen de bu görevlerini yürütüyorlar. Gençlere bu mesleği öğretmek adına daha sonra 2016 ve 2017 yıllarında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve Yayın Bölümünde seçmeli 'Ekonomi ve Finans Gazeteciliği' dersini verdim. Genç gazeteci adaylarıyla, mesleğimizin bu önemli uzmanlık alanıyla ilgili temel bilgileri paylaştım.

YAZ STAJLARI SİSTEMİ REFORME EDİLMELİ: Yazımın başında şunu hemen belirteyim: Gerek gazetecilik gerekse başka lisans dalları eğitimi bağlamında, öğrenci yaz stajlarının bu haliyle verimli olmadığını düşünüyorum. 18-20 iş gününü kapsayan, toplamda 1 aylık stajda; staja gelen öğrenci de, onu kabul eden iş yeri de -kalıcı olunmadığını bildiği için- davranışlarında tutuk ve çekingen oluyor. Fakat gazetecilik eğitimi açısından yaz stajının tek faydası şu: Gazetecilik bir yaşam tarzı mesleği ve gönül işi. Staja gelen öğrenci bu kısa sürede, gazetecileri görev başında ve iş yeri ortamında gözlemleme imkanı bulabiliyor. Ders kitaplarında okuduğu, konferanslarda dinlediği bir mesleği pratik biçimde izleyebiliyor ve bazı şeyleri paylaşabiliyor. Bu süreç öğrenciye belki de, ileride iş hayatına girdiğinde yapacağı tercihleri belirlemede yardımcı olabilir. 

21 Aralık 2022 Çarşamba

ASGARİ ÜCRET ARTIŞI NEDEN ENFLASYONA SEBEP OLMAZ?

Cahit UYANIK

Kim ki asgari ücret zammı enflasyonu artırır der. O yalan söylüyordur, inanmayın lütfen... Çünkü;

1) Doğrudur, Türkiye'de 'talep enflasyonu' değil, 'maliyet enflasyonu' hüküm sürmektedir. Doların hızlı ve ani artışı tüm maliyetleri (Hammadde, enerji, lojistik vb.) ve dolayısıyla mal satış fiyatlarını yükseltmiştir. Sorun, devletin sağladığı enerji vb kalemlere yaptığı astronomik zamlardır, kuru çığrından çıkarmasıdır. İşçiliğin ise toplam maliyetler içindeki payı, hemen hemen tüm işletmelerde oldukça düşüktür. Mesela tekstilde işçilik payı 2015 yılında yüzde 25'ti. Ancak bu payın, son 7 yılki gelişmelerle (2018 ve 2021'deki iki büyük kur şoku sebebiyle) yüzde 10-15'e düştüğünü tahmin ediyorum. Asgari ücrete yapılacak zam, maliyetleri işçilik yönünden oransal olarak fazla yükseltmez. 

2) Yapılan zam, işçilerin iş verimliliğini ve dolayısıyla üretimi artırır. İşyerlerindeki üretim artışı, yapılan zammı karşılar ve enflasyon yaratmaz.

3) Asgari ücret o kadar düşük ki (295 $), işçiler birçok tüketiminden vazgeçmiş durumda. Gıda, barınma-ısınma, ulaşım fiyat artışları felaket boyutlarda... Yapılan zam işçileri sadece düşük tüketim kalıbından doğal tüketim kalıbına  yaklaştırır. Yani ekstra talep doğurup, talep bazlı enflasyon yaratmaz.

4) Tarihsel olarak bakıldığında da; DİSK'in 2023 Yılı Asgari Ücret Gerçeği raporuna göre asgari ücret 2015 yılında 348 $ iken, 2016 senesinde yüzde 24 artışla 430 $'a yükseltilerek oldukça yüklü bir zam yapılmış ancak manşet enflasyonda bir yükseliş görülmemiştir. Asgari ücrete $ bazında yüzde 24 zam yapıldığı ortamda; 2015/12'de yüzde 8,81 olan yıllık enflasyon, 2016/12'de yıllık yüzde 8,53 olmuştur. Yani enflasyon yükselmek bir yana, bir miktar gerilemiştir. Demek ki artırılan asgari ücret enflasyona sebep olmamıştır. 

19 Aralık 2022 Pazartesi

HABER-ANALİZ / TÜRKİYE’NİN ‘PERSPEKTİF PLAN’ GEÇMİŞİ VEYA EKONOMİDE ‘REEL BİR PLANLAMA’YA DÖNÜŞ YAŞANACAK MI?

Ankara-Necatibey Caddesindeki DPT binası

Cahit UYANIK

2022 yılı Haziran ayı, Türkiye’nin 1960 yılında yani 62 yıl önce resmen başlayan ‘ekonomik planlama serüveni’nde ilginç bir dönemeç oluşturdu. Çünkü bu tarih, siyasette iktidar ve muhalefet kanatlarının ekonomik planlama için harekete geçtikleri bir zaman dilimiydi. 

09 Haziran 2022 günü Resmi Gazeteyi açanlar, Cumhurbaşkanlığının 2024-2028 yıllarını kapsayacak  “On İkinci Kalkınma Planı Hazırlıkları” konulu üç sayfalık genelgesi ile karşılaştılar. Bu genelge; kamu, özel sektör ile sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşleri ve Meclis’in nihai inisiyatifiyle (TBMM Kararı olarak) hazırlanacak olan ve yaklaşık 14-15 aylık hummalı çalışmanın ilk yazılı dokümanı olma özelliğini taşıyordu.

Bu genelgeden 4 gün sonra ise “6’lı Masa” olarak adlandırılan 6 muhalefet partisinin oluşturduğu ‘Kurumsal Reformlar Komisyonu’ haftalar süren bir çalışmanın ardından; iktidara gelmeleri halinde yapacakları ilk ve acil yapısal reformları kamuoyu ile paylaştılar. Bu komisyonun; 11 yıl önce kapatılarak Kalkınma Bakanlığına, daha sonra 2018 yılında Strateji ve Bütçe Başkanlığına dönüştürülen Devlet Planlama Teşkilatını (DPT); Strateji ve Planlama Teşkilatı (SPT) olarak yeniden kuracaklarını açıklaması hayli ilginçti.

12. Plan 2023’te Meclis’te görüşülebilecek mi?

Böylece muhalefet düzeyinde de olsa ülke kamuoyu, uzun zamandır ilk kez ekonomik planlama ve Cumhuriyetin 100. Yıldönümü sonrasında planlamanın yeni vizyonunun ne olabileceği hakkında enerjik bir görüş açıklaması ve net bir vaatte bulunulmasına şahitlik etti. Türkiye, ekonomik planlama konusunda böylesi yoğun talep ortamını en son Demokrat Parti iktidarının son yıllarında yaşamıştı. Aradan 70 yıla yakın süre geçtikten sonra muhalefetin yinelenen bu tavrı, yüzlerce sayfalık metinlerin hazırlandığı ancak kimsenin pek uymadığı bürokratik bir planlama anlayışı yerine; ortak akıl ve katılımcı bir anlayışla, vizyon belirleme boyutu daha ağır basan, kısa ve öz metinlerin hazırlandığı stratejik bir ekonomi planlamasına geçiş yönündeki beklentileri de canlandırdı.

12. Plan hazırlıkları başlatıldı ama gelecek yıl bu zamanlarda Meclis’te görüşülememe olasılığı da bulunuyor. Çünkü 2023 Haziran ayında gerçekleşecek seçimlerin ardından oluşacak yeni siyasi tablo belirsizliğini koruyor. Seçimleri muhalefetin kazanması halinde 12. Plan’ın yeniden kurulacak olan Strateji ve Planlama Teşkilatı tarafından gözden geçirilip değiştirilmek üzere ertelenme olasılığı mevcut. Çünkü muhalefet 2011-2022 arasındaki dönemin planlamada boşa harcandığını ve ekonomide reel bir planlamaya yeniden dönülmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyor.     

Türkiye ‘Perspektif Plan’ın süresine karar veremedi gitti!

Planlamaya büyük umutların bağlanmaya başlandığı bu ortamda; Türkiye’nin ekonomik planlama konusundaki geçmişinin pek ele alınmayan bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum. Bunun için sizi 1960’ların başından 2020’lere 60 senelik bir yolculuğa çıkarmalıyım. Türkiye, 1963 yılında yani 1. Beş Yıllık Kalkınma Planı’yla birlikte “Perspektif Plan” kavramıyla da tanışmıştı. Perspektif burada, ‘geleceğe yönelik bakış açısı’ anlamında kullanılmaktaydı. 1. Plan’da perspektif planın neden gerekli olduğu; “Perspektif plan, plan dönemleri arasında bütünlüğü ve devamlılığı gözetir; ileride düzeltilmesi güç hatalı kararlar alınmasını önleyerek kaynak israfına sebep olmadan ana hedeflere en kısa yoldan ulaşılmasını sağlar” denilerek anlatılmıştı. 

18 Aralık 2022 Pazar

ASGARİ ÜCRET VE/VEYA ASKERİ ÜCRET TOPLUMU...

Cahit UYANIK

Tv haber bültenlerinde izliyorum...

Sokak röportajlarında çoğu insan

Asgari ücreti, "askeri ücret" diye telaffuz ediyor


İlk bakışta bir dilbilgisi hatası gibi görünse de...

Ülkemizdeki 30 milyon çalışanın 15 milyonunun asgari ücret

Ve etrafında (artı-eksi %10) bir ücret kazanabildiğini,

Emeklilerin çoğunun da asgari ücreti uzaktan dahi göremediğini düşünürsek...


Sokaktaki yurttaşların bazılarının 

Tek tipleşen kazançlarını, büyük kitlelerin tek tip davranış kalıplarına uyabilmesine

Büyük önem verilen askerlikle benzeştirmesinin geri planında; 'asgari ile askeri aynı şeydir nasıl olsa' gibi

Daha derin kabullenmeler ve adlandırmalar bulunduğunu

düşündürtüyor bana...

16 Aralık 2022 Cuma

BU, ASGARİ ÜCRETİN 8.250 TL OLMASI DEMEK. ASGARİ ÜCRETTE TARİHİ 442 $'LIK ZİRVE YENİDEN GÖRÜLEBİLİR

Cahit UYANIK

Yarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2023 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını yapacak. Tespit edilecek asgari ücret ise büyük ihtimalle, gelecek yılın ilk 6 ayında uygulanacak. 2023'te kim kazanırsa kazansın; seçimlerden sonra, ikinci 6 ay için yeni bir asgari ücret belirleneceğini düşünüyorum. Çünkü TR'de oldukça yüksek enflasyon ortamı hüküm sürüyor ve bu ortamın gelecek sene de yaşanacağı herkesin kabulü.

TR'de asgari ücret çok geniş bir kitleyi ilgilendiriyor. Bu konuda DİSK'in "Asgari Ücret Gerçeği" adlı raporları oldukça güzel bilgiler veriyor. Bu rapora göre TR'de asgari ücret ve altında ücretlerle çalışanların oranı %33,8. Yani 30 milyon çalışanın yaklaşık 10 milyonu asgari ücret ve altında maaşlar alıyor. Asgari ücretin %10 fazlası kadar maaş alanları da buna eklediğimizde, toplam oran yüzde 49'a geliyor. Yani asgari ücretle doğrudan ilgili çalışan sayısı 15 milyon kişiye yaklaşıyor. Bu sebeple asgari ücret geniş kitlelerin yaşam standartları açısından oldukça önemli bir göstergedir. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı birkaç gün önce, asgari ücretin 2023 yılında hükümetin enflasyon hedefi kadar artırılmasını istemiş ve böylece geçmişte kalan bir uygulamadan bahsetmişti: Enflasyon hedeflemesi. Hedef enflasyon kadar artırım, enflasyon hedeflemesinde kullanılan bir araç. Buna göre hükümet ve TCMB ortaklaşa bir enflasyon hedefi belirleyerek ilan ediyor ve bu hedefi tutturmak için de elinden gelen yapıyor; ekonominin diğer unsurlarından da buna uygun davranmasını bekliyor. TR'de enflasyon hedeflemesinin çok güzel uygulandığı yıllar yaşandı ve hatta bu model sayesinde tek haneli, %8 rakamlarına inmiş enflasyonları da gördük.

8 Aralık 2022 Perşembe

2023'TE İŞSİZLİK İÇİN 4 PUAN ARTIŞ UYARISI YAPILIRKEN, CHP 'MALİ KURAL' İLE EKONOMİYE PUSULA ÖNERDİ

Cahit UYANIK

CHP'nin 03 Aralık 2022'de açıkladığı İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi bence yoğun, çok boyutlu ve çok sesli. Neden böyle? 28 Ekim '22 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Yüzyılı adlı vizyon konuşmasını yapmıştı. Bu 2 belge kıyaslandığında CHP'nin belgesinin daha vizyoner olduğunu söyleyebilirim. Erdoğan'ın açıkladığı belgede de geleceğe ait bir çok yönlendirme var ancak o belgenin ucu açık bırakılmış; olgunlaşma süreci ileriye atılarak 1 yıl boyunca tartışılması ve geliştirilmesi istenmiş.

CHP'nin vizyon belgesi nasıl bir ortamda açıklandı, ona da bakmak lazım. TÜSİAD ve TÜRKONFED'in ortak toplantısında açıklanan  çalışmaya göre; 3 işverenden 2'si 2023 senesinde işçi çıkarmayı düşünüyor. Bu bize enflasyondaki başarısızlığın, istihdam alanına da yayılabileceğini gösteriyor. İşsizlik, halen %10-11 arasında dalgalanırken, öngörü gerçek olursa işsizliğin %13-14 civarlarına yükseleceğini söyleyebiliriz. Yani insanlar, yüksek enflasyon ortamında yoğun şekilde iş arar hale gelebilirler. TOBB'un 1,5 milyon üyesi var. Bunlardan 1 milyonu işçi çıkarmayı düşünüyorsa; 1 işçi çıkarılması 1 milyon, 2 işçi çıkarılması 2 milyon daha işsiz olacağı ve işsiz sayısının 4-5 milyona yükselebileceği anlamına gelir. 

CHP'nin vizyon belgesi kapsamında Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Jeremy Rifkin'in iklim bazlı ekonomik düşünceleri eleştirildi. Rifkin, Endüstri 4.0 denilen dönüşümde, iklim değişikliklerini dikkate alan ve önceliklendiren politikalar izlenmesi gerektiğini  yıllardır savunuyor. Bu düşünceleri kapsamında Almanya ve Çin'e danışmanlık yaptı. Dünya, Endüstri 4.0'a geçtiğinde bundan olumsuz etkilenecek bir ülkeyiz. Robotların yönettiği ve üretimi robotların gerçekleştirdiği Endüstri 4.0; maliyetleri hayli aşağı çekeceği için, bizim gibi emek-yoğun üretim yapısına sahip ülkeleri dış rekabette kötü yönde etkileyecek. Bu etkilenme, iklim bazlı olumsuz etkilerle iç içe yaşanacak.

İşte Rifkin'in bu değişim ve dönüşümün yanı sıra olumsuz etkilerle baş etme konusunda TR'ye danışmanlık yapması öngörülüyor. Vizyon belgesinde TR endüstrisinin, Endüstri 4.0 kapsamında iklim değişimine ayak uydurabilmesi için yeşil ekonomiye uygun üretim yapan bir yapıya dönüştürülmesi amaçlanıyor. Rifkin'in vizyon belgesi kapsamındaki rolünü, bunun nasıl olacağını, uygulamanın içinden gelen ve en iyi bilen isimlerden biri olması açısından değerlendirmek gerekiyor.

Kılıçdaroğlu konuşmasında "Mali Kural (MK) uygulamasını başlatacağız" dedi. MK, gelişmiş ve gelişmiş ülkelere sürekli yakınsayan bazı ülkelerin kullandıkları bir ekonomi politikası aracı. MK devlete; ekonomi daraldığında genişletici politikalar; sağlıksız bir şekilde genişlediğinde ise daraltıcı-sıkılaştırıcı politikalar izlemesi görevi veriyor; bunun hangi şartlarda olacağını kağıt üzerine yazarak formüle ediyor. 

7 Aralık 2022 Çarşamba

CHP'NİN DANIŞMANI JEREMY RIFKIN KİMDİR?

Jeremy Rifkin (d. 26 Ocak 1945), Amerikalı ekonomik ve sosyal kuramcı, yazar, konuşmacı, siyasi danışman ve aktivisttir. Bilimsel ve teknolojik değişikliklerin ekonomi, iş gücü, toplum ve çevre üzerindeki etkisi hakkında yirmi iki kitap yazmıştır. Küresel ekonomik kriz, enerji güvenliği ve iklim değişikliğinin zorluğunu ele alan uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik planı olan "Üçüncü Sanayi Devrimi"nin baş mimarıdır. Üçüncü Sanayi Devrimi, 2007'de Avrupa Parlamentosu tarafından resmen desteklendi.

Jeremy Rifkin, 2009

Pensilvanya Üniversitesi ve Tufts Üniversitesi mezunudur.

Rifkin, Teksas'a göç eden Rus Yahudilerinin kızı Vivette Ravel Rifkin ve plastik torba üreticisi Milton Rifkin'in çocuğu olarak Denver, Colorado'da dünyaya geldi. Chicago'nun güneybatı yakasında büyüdü. Wharton Finans ve Ticaret Okulu'nda ekonomi alanında lisans derecesi aldığı Pennsylvania Üniversitesi'nde 1967 mezuniyet sınıfının başkanıydı. Rifkin aynı zamanda Pennsylvania Üniversitesi Genel Mezunlar Derneği'nin 1967 Liyakat Ödülü'nün de sahibiydi.

1967'de bir gün Vietnam Savaşı'nı protesto eden ve yönetim binasında eylem yapan bir grup öğrencinin yanından geçerken bir aydınlanma yaşadı ve hatırladığı kadarıyla "okul arkadaşlarımın onları feci şekilde dövdüğünü" görünce şaşırdı. Çok üzülmüştüm." Ertesi gün bir ifade özgürlüğü mitingi düzenledi. O andan itibaren Rifkin hızla barış hareketinin aktif bir üyesi haline geldi. Tufts Üniversitesi'ndeki Fletcher Hukuk ve Diplomasi Okulu'na katıldı (Yüksek Lisans, Uluslararası İlişkiler, 1968) ve burada savaş karşıtı faaliyetlerine devam etti. Daha sonra Amerika'ya Hizmet Gönüllüleri'ne (VISTA) katıldı.

(Kaynak: Vikipedi Türkçe)


JEREMY RIFKIN Ekonomi bilimci, yazar ve aktivist. Foundation on Economic Trends in başkanlığını yapmaktadır. Birçok ülke ve kuruma danışmanlık da yapan Rifkin özellikle bilimdeki ve teknolojideki değişimlerin toplum, ekonomi ve çevre üzerindeki etkileri hakkında çalışmaktadır. Kitapları birçok dile çevrilen yazarın Türkçe'deki diğer kitapları: Darwin'in Çöküşü (çev. Ali Köse, Ufuk Yayınları, 2002), Biyoteknoloji Yüzyılı (çev. Celal Kapkın, Evrim, 2009), Avrupa Rüyası (çev. Buket Okucu Özbay, Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010), Entropi-Dünyaya Yeni Bir Bakış (Ted Howard'la birlikte, çev. Hakan Onay, İz Yayıncılık, 2010). 

(Kaynak: İletişim Yayınları tarafından Türkçe'ye çevrilerek 2014 yılında yayınlanan Üçüncü Sanayi Devrim adlı kitabın sunuş bölümündeki özgeçmişi)


Jeremy Rifkin, 28 Kasım 2022 tarihindeki Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi tanıtım toplantısına 'CHP Genel Başkanı Başdanışmanı' sıfatıyla katılmıştır. Rifkin şöyle konuşmuştur:

5 Aralık 2022 Pazartesi

FITCH'İN 2023 SENARYOSU: SEÇİMİ YÜZDE 77,5 OLASILIKLA ERDOĞAN KAZANIR AMA MECLİS'TE ÇOĞUNLUĞU ALAMAZ

Cahit UYANIK

Oldukça önemli bir haftaya giriyoruz. 28 Kasım 2022-pazartesi günü 6'lı Masa'nın "Şimdi Demokrasi Zamanı: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi Tanıtım Toplantısı" gerçekleştirilecek. 2018 yılında geçtiğimiz Türk Tipi Başkanlık Sisteminin ülkeyi ağır ekonomik sorunlara taşıdığı artık herkesin kabulü. Bu sebeple 6'lı Masanın anayasa önerisi içinde ekonomiyle ilgili temel hangi düzenleme ve değişiklikler olacağını dikkatle tarayacağız.

6'lı Masa deyince bazılarının aklına hemen, gelecek sene Haziran ayında yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına kimin aday olarak çıkarılacağı geliyor. Fakat bu kişiler, aday kim olursa olsun 6'lı Masanın güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönüşü sağlama vaadi ile seçim kampanyası yürüteceği ve bu şekilde iktidara gelmek isteyeceğini unutuyor. Hazirandaki seçimde ekonomiyle ilgili 2 temel görüş de oylanacak. Bir tarafta faizi düşürmenin ekonomide yapısal bir dönüşüm başlatacağı ve 5 yıllık dönem için daha görev onayı isteyen Ak Parti ve Erdoğan olacak. Diğer tarafta ise faiz düşürmenin büyük problemlere sebep olduğu ve bunun temelinin anayasada 2018 yılında yapılan başkanlık sistemine geçişle ilgili düzenlemeler olduğunu savunan 6'lı Masa...

26 Kasım 2022 Cumartesi

BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİ BUGÜN OLSA EKONOMİYE MALİYETİ 130 MİLYAR DOLAR. ÖNLEM İÇİN HAREKETE GEÇİLMELİ

Cahit UYANIK

Düzce-Gölyaka'da 23 Kasım 2022 tarihindeki 5,9 şiddetindeki deprem, muhtemel İstanbul Depremini ve ülke ekonomisine yükleyebileceği büyük maliyeti akıllara getirdi. Çünkü 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ve 12 Kasım 1999 Düzce Depremi; yaşadığımız 19 bin kişiye yakın can kaybının yanı sıra, ekonomimizi de hayli sarsmıştı. Bu depremlerin ekonomiye maliyeti konusunda Hazine Müsteşarlığı ile 2 yabancı kurum tarafından yapılan çalışmalarda ortalama maliyetin 15 milyar $ olarak tespit edildiğini söyleyebiliriz.

Bu iki yıkıcı depremin 20. yılında yani 2019'da yeni bir maliyet çalışması yapılarak ilan edilmişti. TR’deki işletmeleri deprem, yangın, sel ve mülteci krizi başta olmak üzere doğal afetler ile karmaşık acil durumlara karşı hazırlamak üzere TÜRKONFED ve UNDP tarafından kurulan 'CBi Türkiye Platformu'; "KOBİ'lerde Dayanıklılık: Yeni Riskler, Yeni Öncelikler Raporu"nu açıklamıştı. Raporda, 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminde 30 binden fazla işletmenin zarar gördüğü ve ekonomik kaybın bugünün parasıyla 200 Milyar TL düzeyinde olduğu vurgulanırken, geçtiğimiz 20 yılda Türkiye ekonomisindeki büyümeye paralel, olası bir depremin ekonomi üzerindeki vurucu etkisinin de büyüdüğüne dikkat çekilmişti. 2019 yılında ortalama dolar kurunun 5,68 TL olduğu düşünüldüğünde; depremin 200 milyar TL'lik maliyetinin 35,2 milyar $ olduğunu söyleyebiliriz. Bu, 1999 depremi sonrası hesaplanan ortalama maliyetin ikiye katlanması anlamına da geliyor. 1999 yılında Türkiye'nin GSYİH'sı 248 milyar $'dı. Biz bu 35,2 milyar $'lık maliyeti ulusal gelirimize oranladığımızda depremin ekonomiye maliyeti GSYİH'nın yüzde 14'üne yükseldi. Şu anda Türkiye'nin GSYİH'sı 850 milyar $. Beklenen İstanbul Depremi bu yıl içinde gerçekleşse yüzde 14'lük oranı kullandığımızda, demek ki depremin ekonomiye faturası 120-130 milyar $ olabilir.

24 Kasım 2022 Perşembe

OKUDUĞUM KİTAPLAR / UÇURUM İNSANLARI / JACK LONDON

Jack London (1876-1916)

'UÇURUM İNSANLARI' İLE 40 YIL SONRA YENİDEN TANIŞMAK...

Cahit UYANIK

Bugün...

En sevdiğim yazarlardan

Jack London'ın 106. ölüm yıldönümüymüş

Jack London'la sanırım

Ortaokul yıllarımda tanışmıştım.

O günlerde 3 romanı okumayanı adam yerine koymuyorlardı bizim cenahta:

1) Maksim Gorki-Ana

2) Uçurum İnsanları-Jack London (veya Demir Ökçe-Jack London)

3) İnce Memed-Yaşar Kemal


Geçmişinde muhabirlik de bulunan Amerikalı Jack London...

Vefatından 14 yıl önce, daha 26 yaşındayken...

1902 yılında İngiltere'ye gidip, 

işçi sınıfının yoğun şekilde yaşadığı ve lümpenleşmemek yani uçuruma yuvarlanmamak için çırpındığı 

Doğu Londra'da tebdil-i kıyafet dolaşıyordu 'Uçurum İnsanları' kitabında...

Soru şuydu: Bu emekçiler, bu uçurumun kıyısına ne olmuştu da gelmişlerdi?

Onlardan biri gibi davranarak soruya cevap arıyordu London...

İzlenimlerini kaleme alıyordu sonra...

19 Kasım 2022 Cumartesi

FAİZ İNDİRME POLİTİKAMIZ, İMZA ATTIĞIMIZ G-20 SONUÇ BİLDİRGESİNİN TAM TERSİ. TÜRKİYE, ÇEKİNCE KOYDU MU?

Cahit UYANIK

G-20 Ülkeleri 2022 yılı Endonezya-Bali Zirvesi Sonuç Bildirgesinden bizi doğrudan ilgilendiren iki konu çıktı.

1) Ukrayna-Rusya Savaşı sonrasında yaz aylarında imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşmasında (İstanbul Anlaşması) Türkiye önemli rol oynamıştı. Bildirgede mevcut çatışma ve tansiyonların küresel gıda güvenliğindeki zorlukları artırmasından derin endişe duyulduğu ifade edildikten sonra "Gelişmekte olan ülkelerdeki kırılgan toplumları merkeze alacak şekilde hayatları kurtarmak, açlığı ve besin yetersizliğini önlemek için acil adımlar atmayı taahhüt ediyoruz. Sürdürülebilir dirençli tarım ve gıda sistemlerinin sağlanması için çağrıda bulunuyoruz. Türkiye ve BM'nin aracılık ettiği İstanbul Anlaşmasından memnuniyet duyuyoruz. İlgili tarafların anlaşmayı tam, zamanında ve devam edecek şekilde uygulamasının öneminin altını çiziyoruz" denildi.

Aslında burada bir beklenti dile getirildi. Çünkü bu hafta sonu 19 Kasım 2022 gece yarısı Tahıl Koridoru anlaşmasının süresi bitiyor. Bu anlaşmanın bir süre daha uzatılıp uzatılmayacağı önümüzdeki birkaç gün içinde belli olacak. Rusların bu konuda; Batı'nın ambargosu kapsamında bulunduğu için, ihraç edemediği kimyevi gübre ve tahıllarını bu koridor aracılığıyla satma yönünde isteği bulunuyor. Karadeniz'in Rusya ve Ukrayna kıyıları oldukça ılıman iklime sahip olduğu için bu bölgelerde oldukça geniş bir tahıl ve buğday üretimi yapılıyor. Ukrayna ve Rusya, dünyanın en önemli tahıl ihracatçılarından... Rusya'nın bu bölgedeki üretimi 32 milyon ton civarında ve toplam ülke üretiminin yüzde 40'ı buradan geliyor. Bu rakam, Türkiye'nin yıllık buğday üretiminden 12-14 milyon ton daha fazla. Ukrayna için de benzeri bir durum mevcut. Tahıl Koridoru anlaşması ile 10 milyon tonu aşkın buğday alıcılara ulaştırıldı ki, bu Türkiye'nin yıllık üretiminin yarısından fazla. 2) G-20 Zirvesinden çıkan ve Türkiyeyi doğrudan ilgilendiren ikinci sonuç ise bizdeki meşhur Kandıralı fıkrasını akla getirdi. Komutan askeri birliğe emir verir: "Kıt'a dur!". Fakat Kandıralı asker yürümeye devam eder. Komutan bunun üzerine "Kandıralı sen de dur!" emrini verir. Bu fıkra genellikle, ortamda yaşananları çok önemsemeyip, kendine has davranışlar sergileyen insanlara yönelik anlatılır.

17 Kasım 2022 Perşembe

DOLAR KURUNDA SEÇİME KADAR SINIRLI HAREKET BEKLENİYOR. KKM'DEN ÇÖZÜLEN PARA NERELERE GİDEBİLİR?

Cahit UYANIK

Ekim ayında turizm istatistiklerinde geriye doğru 10 senelik büyük bir revizyon yapılmıştı. Daha önce kayda alınamayan turizm gelirleri kayda alınmıştı. Bu kayıtlar döviz cinsinden olduğu için ödemeler dengemizi, cari açık ile net hata ve noksanı (NHN) yakından ilgilendirdi. TCMB'nin geçen hafta açıkladığı Ocak-Eylül '22 ödemeler dengesinde, yılın ilk 8 ayına ilişkin revize edilmiş rakamları da görebildik. Bu neden önemli? Çünkü TÜİK'in açıkladığı revizyon bilgi notunda yılın ilk 6 ayının rakamları verilmişti. 7 ve 8. aylarda ne olduğu ancak bir trend analizi yapılarak tahmin edilebilmişti. Şimdi bu rakamlar TCMB tarafından resmi olarak ilan edildi.

Ocak-Ağustos döneminde NHN 28,3 milyar $ iken, turizm revizyonunun etkisiyle 22,3 milyar $'a düştü yani 6 milyar $ azaldı. Cari açığımız da 39,7 milyar $'ken, turizm gelirleri revizyonuyla 35 milyar $'a geriledi yani 4,7 milyar $ azaldı. NHN'de %25, cari açıkta da %15'e yakın bir iyileşme oldu.

TCMB Ocak-Eylül '22'de NHN'yi 24 milyar 939 milyon $ olarak açıkladı. Böylece revize edilmiş rakamlarla NHN, 1 ayda 2,6 milyar $'dan fazla artarak 22,3 milyar $'dan 24,9 milyar $'a çıkmış oldu. Eğer bir güncelleme olmasaydı 28,3 milyar $ olan eski rakamlarla NHN'nin, Ocak-Eylül '22'de 30-31 milyar $'a çıkacağını tahmin ediyorum. Bu durumda ilk 9 ayda 31 milyar $'dan 25 milyar $ civarına değiştirilmiş yani azaltılmış bir NHN söz konusudur.

12 Kasım 2022 Cumartesi

IMF, TÜRKİYE'YE YENİ TEMSİLCİ ATADI: AZİM SADIKOV. IMF, HÜKÜMETE FAİZLERİ HEMEN ARTIRMASINI ÖNERDİ

Dr. Azim Sadıkov, 
 IMF'nin 7. Türkiye Temsilcisi oldu

Cahit UYANIK

Türkiye, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile neredeyse 12,5 yıldır 'diplomatik bir ilişki' sürdürüyor. IMF Türkiye Masası her yıl sonbaharda gelip ekonomik verilerimizi topluyor, 2 hafta kalıp yüz yüze görüşmeler yapıyor. Buna '4. Madde Görüşmeleri' veya 'Gözden Geçirme Görüşmeleri' deniliyor. IMF, bu yıl da 14-26 Ekim 2022 tarihlerinde TR'de imiş. Hiç haberimiz olmadı. Haberi olanlar da duyurmadı. Ne Hazine ve Maliye Bakanlığı, ne IMF Genel Merkezi ne de IMF Türkiye Temsilciliği bir açıklama yayınladı. Oysa eskiden bu ziyaretler Hazine'nin internet sitesinde ilan edilirdi. 04 Kasım 2022 tarihinde IMF'nin ABD'deki merkezinden, TR Masası Şefi Donal McGettigan başkanlığındaki heyetin ziyaretiyle ilgili bir basın açıklaması yayınlandı.

Basın açıklamasında 2021 yılı sonlarında yapılan politika faiz indirimlerinin TR'nin mevcut kırılganlıklarına eklendiği, TL'nin değer kaybettiği ve bunu yüksek enflasyonun izlediği anlatılarak, Rusya-Ukrayna Savaşı sonucunda yükselen ithal enerji fiyatları dolayısıyla TR'nin enflasyonist sürece girdiği vurgulandı. Alınan önlemler kapsamında kur korumalı mevduat (KKM) ve kredi büyümesini sınırlamak için BDDK ile TCMB'nin aldığı makro ihtiyati tedbirlere değinilen açıklamada, TR ekonomi yönetimine bırakılan 'tavsiye notu' veya 'ön ülke raporu'ndan ayrıntılar da paylaşıldı. (Toplanan verilerle IMF TR Masası tarafından daha geniş bir ülke raporu da hazırlanıyor. Bu rapor Ocak-2023 tarihinde IMF İcra Kurulunda ele alınıp görüşülecek.)

Tavsiyeler çerçevesinde; öncelikle TCMB üzerinden bir okuma yapılarak merkez bankası bağımsızlığının güçlendirilmesi ve politika faiz oranlarının hemen artırılması istendi. Bu yapılırsa enflasyonun daha kalıcı şekilde azaltılacağı ve TCMB döviz rezervlerinin güçlendirileceği ifade edildi. Açıklamada daha sonra sıkı maliye politikasına geçilmesi gerektiği vurgulanarak; artan mali riskler ve yüksek enflasyon göz önüne alındığında bunun savunmasız kişileri (desteğe muhtaç) hedefleyen yardım sağlama kararlarını da kolaylaştıracağı belirtildi.

11 Kasım 2022 Cuma

ANKARA'NIN GÜN GÖRMÜŞ PASTANESİ AKMAN'IN SERENCAMI (SONU)

Cahit UYANIK

1935'ten bir ilan... Ankara'nın ünlü pastanesi Akman'ın... 

Ulus'taki yeri kapanmıştı sanırım 10 sene kadar önce... Çok üzülmüştüm. İstanbul Yolu (Fatih Sultan Mehmet Bulvarı) üzerinde bir yere gitti diye biliyordum. Modern bir imalat yeri yaptırmış dedilerdi... Acity'nin oralarda bir işyeri sitesine... Aynı zamanda pastanesi de olacaktı girişinde... Ama olmamış, açmamışlar.  

Web sitelerinde "1936’dan beri Ankara’da Boza’nın tek adresi. 2013 yılından itibaren, siz Ankaralılara sadece boza üretmeye karar verdik. Şimdilerde Erciyes İş Merkezlerindeki Ankara’nın ilk ve tek Boza Fabrikasında tüm Ankara’ya Boza üretip 400’den fazla noktaya dağıtımını sağlıyoruz" yazıyor; lisan-ı münasip bir veda olarak... Kızılay-Selanik Caddesinde şubesi vardı. O da kapanmış anlaşılan... 

7 Kasım 2022 Pazartesi

TÜİK YENİ BELİRLEDİĞİ TURİZM GELİRLERİNİ EKLEDİ, NET HATA VE NOKSAN (NHN) 6,4 MİLYAR DOLAR AZALDI

Cahit UYANIK

Ekonomide geçen haftanın en önemli gelişmelerinden biri TÜİK'in açıkladığı turizm gelirleri istatistiğine ait revizyondu. Revizyon, tespit edilen yeni turizm geliri kalemlerinin eklenmesi ve hesaplama yöntemindeki bazı değişiklikleri içeriyordu. Revizyon; hem içeriği hem de yarattığı sonuçlar itibarıyla oldukça önemli bir gelişmeydi. Çünkü ödemeler bilançosuna yazılan "Turizm gelirleri" + "Seyahat gelirleri" denilen kalemleri olumlu yönde etkiledi. (Kısa süreli ülkemizi ziyaret edenlerin harcamalarını turizm gelirleri; 1 yıl ve daha uzun kalan yabancıların harcamalarını da seyahat gelirlerinde izliyoruz.) Daha önce kayıt altına alınamayan bazı turizm ve seyahat gelirleri, uygulanan ve kullanılan yeni yöntemler sayesinde kayda alınmaya başladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, 1 hafta kadar önce Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada yılın ilk 8 ayında 28 milyar doları aşan NHN'nin önemli kısmının kayda alınamayan turizm gelirlerinden kaynaklandığını söylemişti. Yeni gelirler, ödemeler bilançosundaki cari açık ile net hata ve noksan (NHN) kalemlerini de olumlu yönde etkiledi. Şöyle ki:

TÜİK revizyonla, geriye doğru 10 senelik eski ve yeni rakamları tablo halinde açıkladı ki burada 2022 yılının ilk 6 ayına ait eski ve yeni veriler de bulunuyordu. İlk 6 aydaki cari açığımız 32,5 milyar dolardı. Turizm+seyahat gelirlerimiz bu revizyon sonrasında toplam 6,4 milyar dolar artınca, cari açığımız 26,1 milyar dolara geriledi. Eskiden NHN içinde bulunan, bu kayda alınamayan turizm ve seyahat gelirleri; artık kendi kalemlerinde yer alacak. Yani çift kayıt usulü uygulanabilecek. (Eskiden tek taraflı bir kayıt yapılıyor, kaydın karşı tarafı bulunamadığı için NHN'ye yazılıyordu.) Yılın ilk 6 ayında NHN 17,5 milyar dolardı. Kayıt edilebilen turizm+seyahat gelirlerini düştüğümüzde NHN böylece 11,2 milyar dolara geriledi. Yani NHN'de %37 civarında bir azalmayla karşı karşıyayız. Dünya Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, turizm+seyahat gelirleri revizyonu sonrası yılın ilk 8 ayındaki 28,3 milyar dolarlık NHN'nin 21,7 milyar dolara; cari açığın da 39,7 milyar dolardan 33,1 milyar dolara düşeceğini hesapladı.

5 Kasım 2022 Cumartesi

OKUDUĞUM KİTAPLAR / AL YAZMALIM SELVİ BOYLUM / CENGİZ AYTMATOV

SEVGİ NE DEMEKTİ? SEVGİ EMEK DEMEKTİ.

Cahit UYANIK

"Al Yazmalım Selvi Boylum"...

Ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un ölümsüz uzun hikayesini okuma fırsatı buldum

Bizde küçük bir isim değişikliği ile "Selvi Boylum Al Yazmalım" adıyla filme çekilmişti ve çok sevilmişti. 

Herşeyden önce şunu söyleyeyim; Tiyenşan Dağları eteklerinde, Issık Göl kıyısında gelişen hikayeye Aytmatov tarafından "Al Yazmalım Selvi Boylum" diye isim verilmesinin bir anlamı var

Bir akışla ilgili çünkü...

Ama biz bunun sırasını değiştirmişiz.


Size bir başka haberim daha var:

Hepimizin hafızalarına kazınan "Sevgi ne demekti? Sevgi, emek demekti" cümleleri

Uzun hikayenin hiçbir yerinde geçmiyor.

Filmin senaristi Ali Özgentürk tarafından eklenmiş senaryoya...

1 Kasım 2022 Salı

EKONOMİ FIKRALARI / ERDAL İNÖNÜ'DEN FIKRA GİBİ ANEKDOTLAR

 ESPRİ, ZEKA ÜRÜNÜDÜR...


Gittiği restoranda garson: 

-Bir şey almak ister misiniz efendim? 

Deyince Erdal İnönü: 

-"Teşekkürler biz yine birbirimizi yiyeceğiz" cevabını vermişti. 


- "Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek."

Diyen bir gazeteciye

-"Tabi, sinema salonları karanlık oluyor" demişti.

31 Ekim 2022 Pazartesi

FED FAİZ KARARI VE TDİ VERİSİ KRİTİK. AB ENFLASYONU YÜZDE 10'U AŞARSA JUMBO FAİZ ARTIŞI ZEMİNİ GÜÇLENİR

Cahit UYANIK

Ekonomik veriler son aylarda sürekli gündemde. Çünkü ekonomilerin sağlık durumu iyi değil. Bunun en önemli belirtisi enflasyonun sürekli yükselişi ve kontrol altına alınamayışı... Bu hem içeride hem dışarıda böyle. Dışarıda özellikle faiz artışlarına rağmen bu durum yaşanıyor. Yıllık %1-2 enflasyona alışık ülkeler, %10-20 enflasyona kadar çıktılar. Yüksek enflasyonda önemli iki etken yüksek enerji ve gıda fiyatları. Merkez bankaları panik halinde faiz artırıyor ama bir yandan da resesyon kaygıları ile mücadele ediyorlar. İnsanlığın enflasyonla ilgili tecrübesi gösteriyor ki, öncelikli olarak yapılması gereken şey fiyat istikrarının sağlanması. Yani %10-20 civarına yükselmiş enflasyonların %5'e, oradan da %1-3 arasına indirilmesi gerekiyor.

Türkiye'de 3 Kasım 2022-perşembe günü Ekim-2022 enflasyonu açıklanacak. Beklentiler çok iyi değil ve ortalamalar %3,6'lık bir enflasyona işaret ediyor. Yıllık enflasyon beklentisiyse %85,6'da yoğunlaşıyor. Anketlerde yıl sonu enflasyonun ise %70 olması genel bir beklenti. Hükümetin ve TCMB'nin yıl sonu hedefi ise %65 civarında. TCMB'nin Ekim ayı Piyasa Katılımcıları Anketinde ise yıl sonu tahmini %67,8'de... Enflasyonda ilk büyük kırılma Aralık-2022 enflasyon rakamı açıklandığında yaşanacak baz etkisiyle görülecek ve bu etki sonraki 2 ayda da sürecek. Fakat TCMB ve hükümetin %22 ve %25 olarak tahmin ettiği 2023 yıl sonu enflasyonu piyasa uzmanları ve bazı önemli yabancı kuruluşlar tarafından kabullenilmiş değil. Onlar enflasyonu 2023'te %50 olarak tahmin ediyor. Sonuçta enflasyonda düşük çift haneden bile çok uzağız.

02 Kasım 2022-çarşamba günü ise FED faiz kararı var. Beklenti 0,75 puan artış yapılması yönünde. Ancak tartışma 13-14 Aralık 2022'deki son FED toplantısında ne yapılacağında yoğunlaşıyor. WSJ gazetesinde bundan 1 hafta-10 gün kadar önce çıkan haberde bazı FED üyelerinin Aralık toplantısında 0,75 değil 0,50 puan artıştan yana olduğu belirtilmişti. Bu haberin çıktığı günler sessizlik döneminin başlangıcına denk geldiği için, FED üyelerinin kamuoyuna yaptığı açıklamalara bakarak bu haberin kontrolü yapılamadı. Bu sebeple çarşamba günkü FED kararı sonrasındaki karar metni ve FED Başkanı Powell'ın açıklamaları dikkatli şekilde izlenecek. FED'in Aralık ayında 'pivot' yapıp yapmayacağının izleri aranacak. Vadeli işlemciler şu anda Aralık toplantısındaki 0,50 ve 0,75 faiz artışı ihtimallerini neredeyse aynı oranlarda tahmin ediyorlar.

29 Ekim 2022 Cumartesi

ECB FAİZDE BEKLENENİ YAPTI, ABD TEKNİK RESESYONDAN ÇIKTI. TÜRKİYE, TURİZM GELİRİ HEDEFİNİ 9 AYDA YAKALADI

Cahit UYANIK

27 Ekim 2022-perşembenin ilk verisi Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararıydı. Banka faizini beklendiği gibi 0,75 puan artırarak %2'ye yükseltti. Sonraki toplantıda faiz 0,50 puan artırılırsa Euro Bölgesinde faizler yılı %2,5'ten kapatacak demektir. AB ekonomileri resesyon korkusu yaşıyor. Önümüzdeki yıl teknik resesyona girileceğine kesin gözle bakılıyor. Bu ortam bizim açımızdan pek iyi değil. Faiz konusunda çekingen Avrupa, euronun değersizleşmesine sebep oluyor; bizim ihracat gelirlerimiz de azalıyor. ECB yetkilileri bazı açıklamalar yaparak "Enflasyon çok yüksek ve uzun süre hedefin üzerinde kalmasını bekliyoruz" dediler. Faiz artışlarıyla 2023'te enflasyonun %10'dan %5,5'e indirilmesi hedefleniyor. ECB yüksek petrol dışı enerji fiyatları (ağırlıklı olarak doğal gaz) ve yükselen gıda fiyatlarını enflasyona sebep olarak görüyor. Önümüz kış, soğuk günlerde iki kalemdeki fiyat artışları sürerse AB'de enflasyonun kontrol altına alınma süreci uzayabilir. ECB önce ağzına almadığı 0,75 puanlık artışı kabullendi; izleyen toplantılarda yeni 0,75'lik artışları da görebiliriz. ABD ekonomisinin 3. çeyrek büyümesi de 27 Ekim'de açıklandı. ABD ekonomisi bu periyotta %2,6 büyüyerek beklentileri aştı. Beklentiler %2,3-2,4 kadardı. Böylece 1 ve 2. çeyrekte küçülerek teknik resesyona giren ABD ekonomisi buradan çıktı. 3. Çeyrekte de küçülme olsaydı resesyonun oturmaya başlayarak tüm ekonomiyi ele geçirdiği düşünülecekti. Bu gelişme ekonomi açısından pek hoş bir şey olmazdı çünkü enflasyon içinde durgunluk yaşanması anlamına gelen stagflasyona doğru gidilecekti. ABD Hazine Bakanı Yellen, ekonominin kontrol altına alınmaya başladığını belirtti. Çünkü bir önceki çeyrekte kişisel tüketim harcamaları %2,1 artmışken, 3. çeyrekte bunun %1,4'e gerilemesi alınan tedbirlerin (faizlerin yükseltilmesi dahil) işe yaramaya başladığı şeklinde yorumlandı. Fakat FED faiz artışları devam ederek %5'i geçerse ekonominin gelecek sene resesyona gireceği düşünülüyor. Yapılan bir ankette ekonomistlerin tamamı 1 yıl sonra aynı günlerde kesinlikle resesyona girilmiş olunacağını belirtti ki, eskiden böyle düşünenlerin oranı %65'ti. Bu ise 2023 boyunca büyüme olmayabileceği anlamına geliyor.

28 Ekim 2022 Cuma

27 EKİM 2022'DE; ECB FAİZİ, ABD 3. ÇEYREK BÜYÜME, TÜRKİYE'NİN 3. ÇEYREK TURİZM GELİRİ AÇIKLANACAK. SANKİ 'KÜÇÜK KIYAMET' GÜNÜ

Cahit UYANIK

Bu hafta 27 Ekim 2022-perşembe günü Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararını açıklayacak. ECB, Eylül ayındaki toplantısında faizini 0,75 puan artırmıştı. Eylülde geleceğe yönelik yapılan tahminlerde 0,50+0,50 olmak üzere yıl sonuna kadar toplam bir puan faiz artışı yapılacağı ve faizin yüzde 2,25'e çıkarılacağı öngörülmüştü.

Ancak aradan geçen sürede Avrupa'da enflasyon artışını sürdürerek yüzde 10'a çok yaklaştı. Bazı AB ülkelerinde enflasyon yüzde 22'ye çıktı. Bunun üzerine ECB'den faiz artış beklentileri de revize oldu. Şu anda herkes ECB'den 0,50 değil 0,75 puan artış bekliyor. Belki bir şahinleşme, ön alma kaygısıyla 1 puanlık artış da görülebilir.

AB çok milliyetli bir yapı, ancak tek para birimi euro pek çok ülkede kullanılıyor. O nedenle ECB, hareketlerinde FED'e göre daha yavaş davranabiliyor. ECB, ciddi bir resesyona girmekten korkuyor. Ancak önlem almakta gecikirlerse bazı AB ülkelerindeki enflasyon yüzde 25'e doğru yükselebilir. Bu da AB ortalama enflasyonunu yüzde 11-12'ye hareket ettirebilir. Yani bir anda onların pek de alışık olmadığı yüksek enflasyon ortamına girebilirler.

AB'nin faiz kararı, resesyon korkusu ve euro'nun gerilemesi bizi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) yaptığı açıklamaya göre euro/dolar paritesinin son aylarda 1,20'lerden 1'in altına düşmesi sebebiyle ihracatçıların toplam gelir kaybı 10 milyar doları geçti. Yani AB'ye daha fazla veya aynı düzeyde mal satmamıza rağmen, elde ettiğimiz gelir ciddi olarak azaldı.

26 Ekim 2022 Çarşamba

NET HATA VE NOKSAN (NHN) İÇİN İLGİNÇ SORU: 11 MİLYAR DOLARLIK ARTIŞIN NEDENİ RUSYA'DAN BORCA ALINAN DOĞAL GAZ MI?

Cahit UYANIK

Ödemeler bilançosunun 2022 ilk 8 aylık sonuçlarına göre, kaynağı belirsiz döviz girişlerini simgeleyen net hata ve noksan (NHN) kaleminde 28,3 milyar dolarlık rakamla yeni bir rekor kırıldı. 40 milyar dolar düzeyindeki cari açığın büyük bölümünü tek başına finanse eden NHN'nin neden bu kadar şiştiği ise merak konusu oldu. TCMB kendi basın açıklamasında, geçmişten beri bu önemli kalem konusunda açıklayıcı bir bilgi vermiyor. TCMB sadece 4-5 yılda bir kendi uzmanlarına yaptırdığı teknik çalışmayı kamuoyuyla paylaşıyor; bazen de NHN konusundaki rakamsal revizyonları... (Çünkü aylar ilerledikçe yeni gelen kayıtlar dikkate alınarak NHN rakamlarında artış veya azalışlar olabiliyor.)

Bu yılın ilk 6 ayında NHN kalemi 17,5 milyar dolardı. Bu durumda NHN'de 2 ayda yaklaşık 11 milyar dolarlık artışla karşı karşıyayız. Bazı kişilerin belirttiği gibi bu paranın bavullara doldurularak Türkiye'ye getirilmesi mümkün değil. Bu kadar büyük bir efektif akışı ancak tır'lara yüklenerek olabilir. Üstelik bu kadar büyük bir efektif hareketi doların sahibi ABD'lilerin gözünden kaçmaz. 11 milyar dolarlık artış, bence muhasebe kayıtları üzerinde yaşanan bir hareketin belirtisiydi. Muhasebe tekniği gereği bir 'kayıt sıkıntısı' olduğu için bu rakamın oluştuğunu düşünüyordum.

NHN'deki artışla ilgili; bu sabah CHP Parti Sözcüsü ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak'ın Meclis Başkanlığına Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesi elimize ulaştı. Bu önergeyi oldukça teknik bilgiler verip, NHN'deki artışa açıklama getirmek üzere hayli teknik sorular sorduğu için önemsedim. Bu sorulardan 6'ıncısı, son 2 ayda NHN'deki 11 milyar dolarlık artışa bir açıklama sağlayabilir. "Rusya'dan ithal edilen doğal gaz için alternatif bir ödeme mekanizması oluşturulmuş mudur? Oluşturulduysa bunun NHN üzerinde etkisi nedir?" şeklindeki soruyu, az önce bahsettiğim büyük muhasebe kaydı olayının sebebi olarak açıklayabiliriz.

21 Ekim 2022 Cuma

MB'NİN 1,5 PUANLIK SÜRPRİZ FAİZ İNDİRİMİ, YÜZDE 10-12 FAİZLE VERİLECEK KGF KREDİSİNE HAZIRLIĞI AMAÇLIYOR

Cahit UYANIK

TCMB, 20 Ekim 2022 tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizi 150 bp indirip (100 bp beklenirken) yüzde 10,5 olarak belirledi. TCMB yayınladığı karar metninde, yine son aylardaki kararlarının hepsine benzer, çelişkili bir tavır sergiledi. Önce dünya ekonomisindeki olumsuzlukları ardı ardına sıralayan ve bu haliyle ilk bakışta faiz artırımı yapacakmış hissiyatı veren (veya en azından faizi sabit bırakacakmış hissi) TCMB, kararın son paragrafında aniden yön değiştirerek 150 bp indirim yaptığını bildirdi.

TCMB bu kararının gerekçesini ise "Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde, sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdam artışı trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 150 bp düşürülmesine karar vermiştir" diyerek izah etmeye çalıştı.

24 Kasım 2022 tarihli PPK'da 1,5 puan
daha indirim yapılacağı kesinleşti

TCMB kararında ilginç bir cümle daha kurularak, PPK'nın bundan sonraki toplantısında (24 Kasım 2022) benzer bir adım atılarak faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme aldığı bildirildi. Böylece TCMB'nin gelecek toplantıda da en az 150 bp'lık bir indirime giderek faizi yüzde 9'a düşüreceği anlaşılmış oldu. TCMB Eylül-2021/Kasım-2022 arasındaki 14 aylık süreçte, iki ana dilim halinde faizleri toplam 10 puan (1.000 bp) indirmiş olacak. TCMB'nin faiz indiriminde elini neden çabuk tuttuğu ve süreci neden 1 ay öne çektiği merak konusu oldu. Artık fiyat istikrarı yerine kalkınmacı hedefleri önceleyen TCMB, bence önümüzdeki aylarda açıklanacak yeni Kredi Garanti Fonu (KGF) paketine uygun zemin sağlamak için bu adımını hızlandırdı. Yeni KGF paketinin 50 milyar TL büyüklüğe sahip ve yüzde 10-12 arasında bir faizle kullandırılması bekleniyor. Bu durumda KGF paketinin TCMB faizinin yüzde 9'a indikten sonra yani 2022-Aralık ayı içinde uygulamaya girmesini bekleyebiliriz.

14 Ekim 2022 Cuma

YÜKSEK ÇIKAN ABD ÇEKİRDEK ENFLASYONU ORTAMI TOZ-DUMAN ETTİ. AVRUPA DA YÜKSEK FAİZE GÖZ KIRPTI

Cahit UYANIK

ABD'nin Eylül-2022 enflasyon verilerinin açıklanmasıyla beraber ortalık toz-dumana büründü. Çünkü yıllık manşet TÜFE'de (Enerji fiyatlarındaki azalış etkisiyle) gerileme görülmesine rağmen, çekirdek enflasyonun artışını sürdürmesi; FED'in Kasım ve Aralık 2022 aylarındaki faiz artış beklentilerini yüzde 1,25'ten yüzde 1,5'a yükseltti. Hatta Kasım toplantısında 0,75 değil 1 puanlık artış yapılması gerekeceğini söyleyenler bile duyuldu. Her ne olursa olsun ABD'de gıda ve enerji fiyat artışları dışarıda bırakılarak açıklanan çekirdek enflasyon rakamlarının yükselmesi, enflasyonla mücadelede yeterince başarılı olunamadığını gösteriyor. Bu gidişat sürerse ABD'de faizlerin 2023 yılı ilk çeyreğinde yüzde 5'e çıkarılacağı, aynı yıl sonuna kadar da sabit bırakılacağı bile konuşuluyor. Bu aşamadan sonra Avrupa Merkez Bankasının (ECB) 27 Ekim 2022 tarihindeki toplantısı beklenmeye başladı. ECB'nin yıl sonuna kadarki üç toplantısında toplam 1,25 puan daha artışla faizi yüzde 1,25'ten yüzde 2,5'a çıkarması bekleniyordu. Ancak AB'de enflasyon yüzde 10'a yükselirken, bazı AB üyesi ülkelerde bu oran yüzde 22 olarak hesaplandı. Hal böyle olunca ECB yetkilileri faizlerin yıl sonunda yüzde 3'ü bile aşabileceği yönünde demeçler vermeye başladılar. Eğer ECB'den böyle bir tavır değişikliği görülürse faizlerin bundan sonraki toplantılarda 1,75-2 puan kadar artırılması gerekecek. Bu da en az 0,75+0,50+0,50 vb. artış formüllerini gündeme getirebilir. Türkiye'de ise TCMB 20 Ekim 2022-perşembe günü faiz kararını açıklayacak. Tahmin ve beklentiler 1 puanlık daha azaltımla faizin yüzde 11'e indirileceğinde yoğunlaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni yıla tek haneli TCMB faizi ile girmek istediklerini açıkça ifade etmişti.

11 Ekim 2022 Salı

KRİTİK PERŞEMBE. ABD'DE ÇEKİRDEK ENFLASYON ARTIŞI EYLÜLDE DE SÜRERSE, FED DAHA FAZLA FAİZ ARTIRIR

Cahit UYANIK

ABD'de Eylül-2022 TÜFE rakamları 13 Ekim 2022-perşembe günü açıklanacak. Beklenti, manşet enflasyonda bir gerileme yaşanması (yüzde 8,3'ten yüzde 8,1'e), ancak gıda+enerji fiyatlarının dışlandığı çekirdek enflasyonun yüzde 6,3'ten yüzde 6,5'e çıkması yönünde yoğunlaşıyor.

Bu tablo manşet enflasyondaki düşüşün geçici olabileceğini; çekirdek enflasyondaki artış sebebiyle, manşet enflasyonun önümüzdeki aylarda yükselişe geçebileceğini veya düşmeyeceğini gösteriyor. 'Kritik perşembe'de bu tablo resmen oluşursa, enflasyonu kontrol altına alabilmek adına FED'in Kasım ayı başındaki toplantısında 0,75 puanlık faiz artışı yapacağına kesin gözüyle bakılıyor.

ABD'de faiz artışlarının sürdürülerek Aralık ayında yüzde 4,5 düzeyine çıkılacağı, Türkiye'de de faiz indirimlerine devam edilerek aynı ay yüzde 9'a inileceği varsayımıyla, iki ülke politika faizleri 3 ay sonra tek hanede buluşmuş olacak. Bu sebeple Aralık ayında Türkiye'de özellikle kur cephesinde yaşanabilecek gelişmeler hayli önemli olacak. Gözler, Aralık ayında da döviz kurlarına çevrilecek. Hükümet, enflasyonu kontrol altında tutabilmek için; 'dalgalı kur' yerine, 'yönetilen dalgalı kur' politikasında ısrar ederek döviz fiyatlarını enflasyonun gerisinde tutuyor. Böylece enflasyonda nisbi bir kontrol sağlarken, KKM'lerin bütçeye ve Merkez Bankasına parasal yükünü azaltıyor. Ancak düşük kur politikası; ithalatı cazip hale getirerek cari açık ve dış ticaret açığını kontrolden çıkılma noktasına getirmek üzere...

4 Ekim 2022 Salı

TOBB SEÇİMİNE SİYASİ PARTİ MODELİ

Yasa Tasarısı / Oda ve Borsalara Yeni Düzen

TOBB SEÇİMİNE SİYASİ PARTİ MODELİ

TOBB Kuruluş Yasa Tasarısı kanunlaştığında, başkanı delegeler seçecek. Birlik'te seçim kulisleri şimdiden başladı.

Cahit UYANIK

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), yaklaşık 800 bin işletmeyi bünyesinde barındırıyor. Birliğe kayıtlı oda ve borsa sayısı ise şu anda 313. Türk özel sektörünün en geniş biçimde temsil edildiği TOBB'un kuruluş yasası bugünlerde değişmek üzere.

Hükümetin geçen yıl mayıs ayında Meclis'e sevk ettiği yasa tasarısı önce Adalet Komisyonunda görüşüldü ve üzerinde ufak-tefek değişiklikler yapılarak Sanayi, Teknoloji ve Ticaret Komisyonu'na gönderildi. Tasarı, Meclis "sömetr tatili"nden çıktıktan sonra, komisyonda yine görüşülmeye devam edilecek. Son adres ise Meclis Genel Kurulu.

Tek dereceli sistem

Tasarı, Mayıs ayına kadar yasalaştığı taktirde bu yıl yapılacak Seçimli TOBB Genel Kurulunda yeni bir seçim sisteminin uygulanmasını öngörüyor. Buna göre TOBB Yönetim Kurulu ve Başkanı, tek dereceli bir seçim sistemi ile belirlenecek. Açık bir ifadeyle, sayısı asgari 1.000 olarak öngörülen delegeler, tıpkı siyasi partilerin genel kurullarında olduğu gibi "stratejik" bir önem kazanacak. TOBB seçimli genel kurulları ise böylesi bir ortamda daha renklenecek.

Halen uygulamadaki seçim sistemi ise iki dereceli. Türkiye'nin dört bir yanındaki oda ve borsalardan gelen delegeler, Birlik bünyesindeki beş ayrı konsey üyelerini belirliyor. Konsey üyeleri de, daha sonra kendi içinden Odalar Birliği Yönetim Kurulu'nu seçiyor. Burada, delegelerin ifadeleri "dolaylı" biçimde yönetime yansıyor. Üstelik Odalar Birliği Başkanı olmak için, Konsey delegesi seçilmek  şartı da getiriliyor. Bu durum, zaman zaman şikayetlere neden oluyor.

3 Ekim 2022 Pazartesi

BU 2 VERİ TL İÇİN ÖNEMLİ. TÜRKİYE'DE EYLÜL ENFLASYONU YÜZDE 4'Ü, ABD'DE TARIM DIŞI İSTİHDAM (TDİ) 250 BİNİ GEÇERSE DOLAR GÜÇLENİR

Cahit UYANIK

Bu hafta içte ve dışta açıklanacak iki veri TL'nin değeri açısından önemli olacak: Türkiye'de eylül ayı enflasyon verisi ve ABD'de eylül ayı tarım dışı istihdam (TDİ) rakamları...

Enflasyonun eylül ayında yüzde 3'ü geçeceği genel bir beklenti. Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketinde yüzde 2,98; AA Finans'ın anketinde yüzde 3,53 (Yıllık enflasyon yüzde 84,3), Bloomberg HT Anketinde yüzde 3,6 (Yıllık enflasyon yüzde 84,5) artış bekleniyor. Bu görüntüye aykırı tek gösterge rakam ise İTO Ücretliler Geçinme Endeksinin eylülde yüzde 6,06 artması... İTO'nun tüketici fiyat artışı göstergesi olarak da kullandığı bu endeksteki 9 aylık artış yüzde 72,9, yıllık artış ise yüzde 107,4 oldu ve son 24 yılın rekorunu kırdı.

Nisbeten ılımlı bir artışın görüldüğü ağustostan sonra enflasyon beklentilerinde eylüldeki bu ani yükselişin sebebi, elektrik ve doğal gaz fiyatlarına 1 Eylül 2022'de yapılan yüklü zamlar... Son tarife düzenlemeleri ile elektriğe ve doğal gaza konutlarda yüzde 20 zam gelmişti. Diğer abone gruplarındaki zamlar ise yüzde 51'e kadar yükselmişti. Bu zamların TÜFE'yi 0,8 puan doğrudan artıracağı, dolaylı etkiyle elektrik ve doğal gaz zammının eylül ayı enflasyonunu 2-2,5 puan kadar yukarı taşıyacağı hesaplanıyor. (Elektrik fiyatlarının TÜFE içindeki ağırlığı yüzde 2,33, doğal gaz fiyatlarının ağırlığı ise yüzde 1,55'tir).
Bu sebeple TÜİK'in 03 Ekim 2022-pazartesi sabahı açıklayacağı rakamın tahminlere yakın gelmesi bekleniyor. Eğer açıklanacak artış rakamı yüzde 4'ün üzerinde olursa, bu dolar/tl kurunu da yükseltecek yeni bir etken olacaktır. Bu hafta TL'nin değerini etkileyecek ikinci önemli veri ise ABD TDİ olacak. 07 Ekim 2022 tarihinde açıklanacak TDİ'de beklenti 250 bin kişilik artış olması yönünde... Bu artış, Ağustosta 315 bin olarak gerçekleşen TDİ rakamının düşüşe geçtiği yönünde bir beklentiyi yansıtıyor.

2 Ekim 2022 Pazar

MANİSA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ, PROF. DR. SADIK KAKAÇ'I GAZETE İLANIYLA ONURLANDIRDI

Prof. Dr. Sadık Kakaç

Manisa Organize Sanayi Bölgesi, Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Sadık Kakaç’ı Gazetelere Verdiği İlanla Onurlandırdı

Kırk beş yıl önce Türkiye’nin ikinci organize sanayi bölgesi olarak kurulan ve bünyesinde 213 önemli sanayi kuruluşunu bulunduran Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB), Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Sadık Kakaç’ı gazetelere verdiği ilanla onurlandırdı. MOSB, “Bilim ve Teknolojide Türkiye’nin Gücü, Bizim Gücümüz” sloganı ile verdiği ilanda, Prof. Dr. Kakaç’la birlikte 12 bilim insanını sayarak “MOSB olarak bilim ve teknolojide çığır açan araştırmalarıyla Türkiye’nin gelişmesinde önemli katkılar sağlayan tüm bilim insanlarımızı gururla anıyoruz. İnanıyoruz ki; sanayinin öncüleri olarak biz de, sahip olduğumuz bu değerlerin izinde her geçen gün yeni cevherler yetiştirerek büyümeye devam edeceğiz” mesajını kullandı.

1 Ekim 2022 Cumartesi

ANKARA NOTLARI/ VERGİ KAÇAKÇISI İHBARINA İKRAMİYE

Cahit UYANIK

Türkiye'de en hassas ve tartışılan konuların başında vergi adaleti ve vergi kaçakçılığı geliyor. Daha geçen ay başında yasalaşarak yürürlüğe giren vergi reform yasasında, vergi kaçakçılarının yılda bir defa ilan edilebileceğine ilişkin bir madde yer aldı.

Bu konuda uzun yıllardır Maliye'nin ve dolayısıyla siyasilerin üzerinde büyük bir baskı mevcuttu. Şimdi herkes 1994 yıl sonunda ne uzunlukta bir liste açıklanacağını merakla bekliyor.

Şimdi ben size çoğu kimsenin pek haberdar olmadığı ve vergi yüzsüzlerinin tam tersi bir işlev gören bir "müessese"den söz edeceğim: Vergi muhbirliği. Evet devlet vergi kaçakçılığını kendisine ihbar edenlere, belirlenen kaçakçılık tutarının yüzde 10'unu ikramiye olarak vermeyi taahhüt ediyor.

Vergi ispiyonculuğunu düzenleyen kanunun numarası 1905. Tam adı "Menkul ve Gayrimenkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiye Hakkında Kanun". Ulu Önder Atatürk'ün ruhuna bir kez daha Fatiha Suresini okumamızı gerektiren Kanun'un çıkarılış tarihi 26 Aralık 1931.

Binlerce sayfalık mevzuat yığını içinde bu kanundan kaç kişinin haberdar olduğu bilinmez. Ama Maliye Bakanlığı kayıtlarına göre geçen yıl, bu kanun çerçevesinde tamı tamına 1.000 adet dilekçe verilmiş. Ancak bunlardan 762'si işleme konulmuş. Toplam 232 tanesi de "ön inceleme" sonrasında ciddiye alınacak ihbarları içermediği için geri çevrilmiş. 

30 Eylül 2022 Cuma

BİR ENFLASYON SORUNU YOKMUŞ GİBİ KONUŞULUYOR AMA... EYLÜLDE ENFLASYON YÜZDE 4, YIL SONUNDA YÜZDE 72-73 OLABİLİR

Cahit UYANIK

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, bugün düzenlenen "Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi" adlı toplantının açılışında yaptığı konuşmada "Yeni ekonomi politikamızın Türkiye ekonomisinin tüm yapısal sorunlarını çözmeyi amaçladığı aşikar. Eğer yeni ekonomi modelini uygulamaya almasaydık, durgunluk ve buna bağlı birçok sorunla karşı karşıya kalacaktık, enflasyon sorun olmaya devam edecekti" dedi.

Böylece Nebati cümlesinin son kısmıyla, Türkiye'de enflasyon sorunu bitirilmiş gibi konuştu. Oysa yeni model uygulanmaya başladıktan sonra, enflasyon yüzde 16'dan resmi rakamlara göre yüzde 80'e kadar yükseldi. Bazı bağımsız ölçümlere göre ise yüzde 180 oldu. Bu iki rakamın aritmetik ortalaması bile yüzde 120'yi geçiyor. Öyleyse ülkemizde fiilen yüzde 100'ün üzerinde bir enflasyon mevcut. Bu ortamda böyle bir cümle kurulabilmesine doğrusu hayret ettim.

Ünlü sosyalistlerimizden, 60'lı yıllarda Meclis'e ilk giren sosyalist parti özelliğine sahip Türkiye İşçi Partisinin (TİP) kurucularından Prof. Dr. Sadun Aren, Türkiye'de piyasa ekonomisini en iyi anlayan, en basit ve anlaşılır biçimde anlatabilen bir isimdi. 70'li yıllarda yazdığı "100 Soruda Ekonomi El Kitabı" adlı eseri okuyuculardan büyük ilgi görmüş, kolay okunabilen ve basit anlatımıyla baskı üzerine baskı yapmıştı. Aren sanki, 70'li yılların Mahfi Eğilmez'iydi.

27 Eylül 2022 Salı

DÜNYA BANKERLERİNİN KURDUĞU VE TÜRKİYE'YE ILIMLI YAKLAŞAN ULUSLARARASI FİNANS ENSTİTÜSÜ (IIF) BİLE DOLAR KURU TAHMİNİNİ ARTIRDI

Cahit UYANIK

Önemli yabancı finans kurum ve kuruluşları, dolar kurunun yıl sonunda ulaşabileceği düzey hakkındaki tahminlerini yükseltmeye devam ediyor. Bunlardan en sonuncusu Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) oldu. IIF Baş Ekonomisti Robin Brooks, bugün attığı bir tivitle cari açıktaki artış eğilimi sebebiyle, halen 16,5 TL düzeyindeki yıl sonu dolar kuru tahminini 21 TL'ye çıkardıklarını duyurdu. IIF bu yıl mart ayında da, 9,5 TL düzeyinde bulunan yıl sonu dolar kuru tahminini 16,5 TL'ye yükseltmişti. Böylece Türkiye ekonomisine yönelik ılımlı ve muhafazakar tahminleri ile bilinen IIF bile, son 6 ayda dolar kuru tahminini 9,5 TL'den 21 TL'ye çıkararak yüzde 133 artırmış oldu.

IIF nedir ve Türkiye'yi neden yakından izliyor?

IIF nedir ve neden Türkiye ekonomisine yönelik tahminleri daha ılımlı? "Dünya bankerlerinin kurduğu birlik" olarak da tanınan IIF, küresel çapta finans ve ticaret şirketleriyle, bazı kurum ve kuruluşları bünyesinde barındıran bir tür meslek kuruluşu. 1983 yılında, ülkelerin borçlarını ödeyemeyerek temerrüte düştüğünü ilan ettiği 'Latin Amerika Borç Krizi' sırasında 38 önemli uluslararası banka tarafından kurulan IIF, gelişmekte olan ülkelerdeki finans sektörlerini ve dolayısıyla ekonomilerini yakından izliyor.

Zaman içinde 70'den fazla ülkeden 450'ye yakın üyeye oluşan IIF, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalardan çeşitli kurumları da üyeliğe kabul etti. Halen Türkiye'den aralarında bankalar, Türkiye Varlık Fonu ve bazı holdinglerin bulunduğu 17 üyesi olan IIF, yaptığı ekonomik ve finansal tahminlerde ılımlı bir havaya sahip. IIF bu ılımlı davranışıyla; 17 Türk kuruluşundan topladığı aidatların yanı sıra, Türkiye'ye borç veren finansal kurumların faiz ve ana paralarını sorunsuz şekilde tahsil etmek için takınmak zorunda oldukları daha olumlu bakış açısını da temsil ediyor.

26 Eylül 2022 Pazartesi

TOKİ KURASINDA ÇIKMA ŞANSINIZ NASIL ARTAR? 'BAŞVURUDAN TAPUYA' TÜM İŞLEMLER NASIL YÜRÜTÜLECEK?

Cahit UYANIK

TOKİ'nin sosyal konut projesine 31 Ekim 2022 tarihine kadar başvurular sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan başvuru sayısının 5 milyona yaklaştığını bildirdi. Başvuru sayısının 5-6 milyon arasında nihayetleneceğini tahmin ediyorum.

Buna göre TOKİ'nin kasasına başvuru bedeli olarak şu ana kadar yaklaşık 2,5 milyar TL'ye yakın bir para girdi. Ancak yetkililer kurada kazanamayan başvuru sahiplerine, 5 iş günü sonra 500 TL'nin iade edileceğini açıkladı. TOKİ bu durumda yaklaşık 2,5-3 milyar TL'yi 3 ay kadar kullanmanın nemasından karşılıksız olarak yararlanmış olacak. (Kurada kazananlara ise bir iade yapılmayacak ve TOKİ'ye gelir yazılacak)

Kurada kazanıp sözleşme imzalamayanlara ise yani hakkından vazgeçenlere de 500 TL'leri iade edilecek. Şu ana kadarki açıklamalara göre 2023-Ocak ayı içinde sözleşme imzalanabilmesi için, TOKİ kuraları Aralık-2022 içinde çekilmeli. Büyük ihtimalle sözleşme aşamasında peşinat, ilk taksitin de izleyen ayda ödenmesi gerekiyor.


TOKİ, kuraya karı ve kocanın ayrı ayrı başvurması durumunda ikisinin de kura hakkının iptal edileceğini, hanenin küçük çocukları için başvuru yapılamayacağını açıkladı. Ancak TOKİ aynı haneden dedenin veya 18 yaşı geçmiş çocuğun başvurusunun kabul edileceğini bildirdi. Bu durum, yetişkin çocuğa sahip veya aile büyüğü ile beraber oturan hanelerin kurada çıkma şansının daha yüksek olduğunun göstergesi.

23 Eylül 2022 Cuma

FAİZDE HEDEF YÜZDE 9. MB SANAYİ ÜRETİM AZALIŞINI BAHANE EDİP 'EKONOMİYE DESTEK İÇİN' FAİZİ YÜZDE 12'YE İNDİRDİ

Cahit UYANIK

TCMB beklendiği gibi (Ağustosta başlattığı faiz indirme davranışını sürdürerek) Eylül-2022'de 1 haftalık repo ihale faizini (politika faizi) 1 puan indirdi ve yüzde 12'ye getirdi. TCMB'nin yayınladığı karar metninde; jeopolitik risklerde artış, küresel enflasyon ve faizdeki yükseliş, dış pazarlardaki zayıflamanın sonucu olarak ekonominin öncü göstergelerinde gerileme görüldüğü belirtilerek, ekonomik büyümeyi desteklemek adına faiz indirimine gidildiği savunuldu.

TCMB'nin bahsettiği öncü gösterge, daha önce vurguladığımız gibi sanayi üretim endeksindeki (SÜE) Temmuz ayında yaşanan (Biraz da uzun Kurban Bayramı tatilinin etkisiyle) güçlü gerilemeydi. Aceleci TCMB, bu önemli göstergenin Ağustos ayında da bozulmaya devam edeceğini düşünüyor olmalı ki, faiz indirimini gerçekleştirdi.

TCMB'nin kararında yıl sonu enflasyon hedeflerine net bir atıfta bulunulmadı. Bu konuda belki, 5 iş günü sonra açıklanacak tutanak özetlerinde bir ayrıntı yakalanabilir. Ancak TCMB'nin son piyasa katılımcıları anketinde (PKA) yer alan yıl sonu enflasyonundaki 3 puanlık düşüşü de dikkate aldığını düşünüyorum. PKA'daki bu düşüş eğilimi ile ekonomideki yavaşlama emarelerinin önümüzdeki aylarda da sürebileceği varsayımıyla, TCMB'nin faiz indirimlerine devam ederek Aralık ayında yüksek tek hane yani yüzde 9 faize gelebileceğini tahmin ediyorum.

21 Eylül 2022 Çarşamba

MB YARIN KENDİ FAİZİNİ; FED, RUSYA'NIN SERTLEŞMESİ VE SANAYİ ÜRETİMİNDEKİ DÜŞÜŞE BAKARAK BELİRLER

Cahit UYANIK

TCMB yarın açıklayacağı kritik faiz kararını hangi unsurlara bakarak belirleyebilir? Bence burada 3 önemli etken ön plana çıkıyor:

1) RUSYA'NIN UKRAYNA İLE SAVAŞTA SONBAHARDA DAHA SERTLEŞMESİ, JEOPOLİTİK RİSKLERİ VE KÜRESEL FAİZLERİ ARTIRIR: Rusya bugün aldığı kararla kısmi seferberlik ilan ederek 300 bin sivili silah altına alacağını duyurdu. Bu, neredeyse orta büyüklükteki bir ülkenin ordusu kadar asker sayısına denk geliyor. Karar, Rusya'nın sonbaharda savaşı genişletmesi ve sertleştirmesi demek... Bu, jeopolitik risklerin iyice yükselmesi ve savaşın yayılma ihtimalini artırıyor. Böylesi bir savaş ortamında küresel faizler artarken faiz indirme kararı vermek, TCMB için biraz zor olabilir.
2) FED'İN BUGÜNKÜ 0,75 VEYA 1 PUANLIK FAİZ ARTIŞ KARARI, TCMB'Yİ ETKİLEYEBİLİR: FED'in 0,75 puan faiz artırması sonrası, Türkiye'nin faiziyle kıyaslandığında aradaki makas iyice açılacak. Normal bir faiz politikası izlense Türkiye'nin buna (enflasyonu düşük olsa bile) 0,75 puan faiz artışıyla cevap vermesi gerekirdi. Ancak tam tersi yapılıp faiz indirimi ile cevap verilirse, döviz hareketleri açısından hayli zorlanabiliriz. Bu hareket Türkiye ekonomisinin rekabet gücünü de zayıflatır. Merkez Bankasının faiz indirdikten sonra, rekabet gücü endişesiyle döviz kurunun ipini gevşetmesi ihtimali de bulunuyor ki, buna imkanı var. Çünkü TL son aylarda bir miktar değerlenmişti.

TCMB, FED'in yapacağı artırımın olumsuz etkilerini dikkate alarak bu ay pas geçmeyi de düşünebilir. Ancak TCMB'nin faiz kararlarında FED'i dikkate alıp almadığını bilemiyoruz, elimizde veri yok. Çünkü TCMB PPK karar tutanaklarının tamamı, (çoğu ciddi merkez bankasının aksine) kamuoyuna açıklanmıyor. Bunun yerine karardan 5 iş günü sonra tutanaklar özetlenerek duyuruluyor ki buraya bakarak; kararda FED veya ECB gibi küresel merkez bankası kararlarının etkili olup olmadığını anlayamıyoruz.

19 Eylül 2022 Pazartesi

MB 1 PUAN İNDİRME HAVASINDA; BU YAPILIRSA FED'İN 0,75 PUAN FAİZ ARTIŞIYLA BİRLEŞİP EKONOMİYİ ZORLAR

Cahit UYANIK

Bu hafta dünya çapında 25 merkez bankası faiz kararını açıklayacak. Bunlardan TCMB ve FED faiz kararları, Türkiye ekonomisini yakından ve doğrudan ilgilendiriyor. TCMB, faiz kararını FED'den 1 gün sonra, 22 Eylül 2022 perşembe günü ilan edecek. TCMB, (geçen ay beklenmedik şekilde yaptığı gibi) faizleri 1 puan daha indirme arayışında ve havasında... Çünkü TCMB'nin her ay yayınladığı Piyasa Katılımcıları Anketinde (PKA) cari yıl sonu enflasyon beklentisi (TÜFE) ağustosta yüzde 70,6 iken, bu ay 3 puan kadar düşerek yüzde 67,73'e indi. Benzer şekilde 12 ay sonrası TÜFE beklentisi de yüzde 41,99'dan yüzde 36,74'e düştü. İşte beklentilerde yaşanan bu gerilemenin, TCMB'ye "faiz indirimine devam edelim" gerekçesi yaratabileceğini düşünüyorum.

Bu yazıyı podcast olarak Spotify'da dinleyebilirsin

Ancak TCMB'nin bu ay PKA'ya katılan kurum ve uzmanların bir bölümünü değiştirmesi ve katılan kişi ve kurum sayısının 40'a kadar azalması kuşkuları beraberinde getirdi. Piyasalarda TCMB'nin daha yüksek enflasyon tahminleri yapan kişi ve kurumları, daha düşük tahminler yapanlarla değiştirdiğine dair bir endişe oluştu. TCMB'nin bu konuda geniş bir açıklama yapmaması kuşkuları iyice besledi. TCMB'nin bu konuda bir açıklama yapması yerinde olacaktır. FED ise Eylül-2022 faiz kararını 21 Eylül 2022-çarşamba günü açıklayacak. FED'in 0,75 puanlık faiz artışına gittiği Temmuz ayındaki son toplantısının ardından (Faizler yüzde 2,25-2,50 aralığına yükseltilmişti) Başkan Powell, resesyon korkularıyla "Bundan sonra faiz artışlarını yavaşlatmaları gerekebileceğini" söylemişti. Piyasalar da Eylül, Kasım ve Aralık toplantılarını düşünerek en fazla 1,5 puanlık artışla yıl sonunda faizlerin yüzde 4'e yükselebileceğini hesaplamışlardı. Eylül ayı için beklenti ise 0,50 artış oranında oluşmuştu. Ancak Powell'ın Jackson Hole ve Cato Enstitüsü konuşmalarındaki sert tavrı ve şahinleşmesi, Eylül ayı toplantısında 0,50 artış ihtimalini tamamen ortadan kaldırarak 0,75 hatta 1 puan artış (jumbo faiz artışı) tahminlerine kapı açtı.

16 Eylül 2022 Cuma

TOKİ'NİN SOSYAL KONUT PROJESİNDE İKİNCİ PEŞİNAT NİTELİĞİNDEKİ YÜZDE 8 KDV DETAYINA DİKKAT

Cahit UYANIK

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ayrıntıları açıklanan TOKİ'nin sosyal konut projesinde başvurular devam ediyor. Şu an itibarıyla başvuruların sayısı 1,5 milyonu geçti. Bu rakam, TOKİ'nin sadece başvuru formu satışından 2 günde 750 milyon TL topladığı anlamına geliyor. Çünkü vatandaşlardan 500 TL başvuru bedeli alınıyor. Başvurular Ekim ayı sonuna kadar devam edecek.

Bu yazıyı podcast olarak dinleyebilirsiniz

Eğer başvuruların sayısı 4 milyona ulaşırsa TOKİ başvuru formu satışından 2 milyar TL karşılıksız kaynak toplamış olacak ki, bu 422 milyar TL olarak açıklanan toplam proje büyüklüğünün yüzde 0,50'sine karşılık geliyor. Projede 250 bin daire üretileceği dikkate alınırsa, 4 milyon adet başvuru formu satışından sadece yüzde 5-6'sı amacına ulaşmış olacak. Geriye kalan yaklaşık 1,85 milyar TL, sıfır maliyetli ve karşılıksız bir kaynak olarak TOKİ'nin kasasına girmiş olacak.

(Not: Konunun yoğun şekilde tartışılması üzerine TOKİ yetkililerince, 500 TL'lik başvuru bedellerinin kura çekimlerinin ardından, hak sahibi olamayanlara iade edileceği açıklandı.)

Bu noktada uzun vadede TOKİ'nin sosyal konut projesiyle ilgili dikkat edilmesi gereken detayları anlatmak istiyorum.

1) HAK SAHİBİ OLDUĞUNUZ PROJENİN AYRINTILI LOKASYONU HAKKINDA BİLGİ EDİNİN, ÇOK UZAK BİR BÖLGEDEYSE YÜKÜMLÜLÜK ALTINA GİRMEYİN: TOKİ, projede sadece evlerin inşa edileceği bölgeleri açıkladı. Ayrıntılı lokasyonlar verilmedi. TOKİ, konutlarını ucuza getirebilmek için genellikle büyük kentlere 30-40 km. uzaklıktaki bölgelerde Hazine arazilerini kullanıyor. Böylece inşaatın arsa maliyetini sıfırlıyor. Ancak bu evler şehre çok uzak olduğu için ciddi ulaşım sorunlarının yanı sıra; okul, hastane, AVM gibi temel hizmetlere uzun yıllar kavuşamayabiliyor.