Devlet bütçesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Devlet bütçesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Nisan 2024 Salı

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / COTTARELLİ'NİN VERDİĞİ İKİ MESAJ

Cahit UYANIK 

IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli'nin olaylı Türkiye ziyaretinin ardından Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'le düzenlediği basın toplantısı bahar havasında geçti. Ancak Cottarelli, ekonomi yönetimine satır aralarında bazı mesajlar da verdi.

Cottarelli'nin üstü kapalı şekilde dile getirdiği ilk endişesi, 2001 bütçesiyle ilgiliydi. Demiralp, Cottarelli'nin ziyaret gündemini anlatırken 2001 bütçesine hiç değinmedi. Oysa Cottarelli, daha ilk cümlesinde sebeb-i ziyaretlerinden birisinin 2001 bütçesi olduğunu söylemekten çekinmedi. 

Doğrusu Cottarelli'nin ziyaretinden önce, bürokratların da ajandasında 2001 bütçesine özel bir bölüm ayrılmıştı. Ancak IMF ile ilişkiler konusunda aksak bir ritm tutturan Maliye'nin tavırları hesaba katılmamıştı. İhtimaldir ki Maliye Bakanlığı da 60-65 katrilyon aralığına oturmuş 2001 yılı ödenek taleplerini nasıl edip de 45-50 katrilyon bandına çekeceğini henüz hesaplayamamıştı. Hal böyle olunca 2001 bütçesi görüşmelerde fazla ele alınmadı.

1 Nisan 2024 Pazartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ SAMİMİ BÜTÇEYE ELVEDA

Cahit UYANIK 

Tüm kamu maliyesi veya bütçe ders kitaplarında yazılı: Bütçe, samimi olmalıdır. Buna 'Bütçede samimiyet ilkesi' denilir. Türkiye'nin çok uzun yıllardır bütçeyle ilişkisi gayri samimi. Bunun en son örneğini 1997 yılı bütçesini 'sıfır açık' ile Meclis'ten geçiren Refahyol Hükümeti vermişti. 

Ancak bu garabet bütçenin uygulama sonuçlarını gizlemek için, dönemin Maliye Bakanı Abdüllatif Şener elinden gelen herşeyi yapmıştı. İş o kadar büyük komediye dönüşmüştü ki, biz gazeteciler yılın ilk 4 ayına ilişkin bütçe açığını Ankara'da incelemelerde bulunan IMF Masası Şefi Martin Hardy'den rica ederek öğrenmiştik. Siz varın bu bütçenin samimiyetini kendiniz değerlendirin.

Türkiye yine büyük krizler geçirerek bir bütçe hazırlıyor. Başlangıçta öngörülen 19 katrilyonluk açıkla, enflasyonu yüzde 25'e düşürme konusunda kimse ikna edilemediği için ortaya yeni rakamlar atıldı. Bütçe açığındaki artış, yüzde 42'lik ortalama enflasyon (deflatör) düzeyine indirildi. Ancak bu indirim yapılırken bütçenin samimiyet ilkesi yine unutuldu.

28 Mart 2024 Perşembe

YENİLİKLERİYLE TÜRK BÜTÇE TARİHİNDE BİR DÖNÜM NOKTASI: 2006 YILI BÜTÇE YASA TASARISI

2006 BÜTÇESİNİN DEĞİŞEN VE DEĞİŞMEYEN YÖNLERİ 

Cahit UYANIK 

2006 Yılı Bütçe Yasa Tasarısı siz bu dergiyi okurken Meclis'ten geçmiş olacak. 2006'nın bütçesi, 'değişen' ve 'değişmeyen' özellikleriyle ilginç bir görünüm veriyor. Bütçenin değişen özellikleri daha çok 'hazırlanma tekniği' üzerinde yoğunlaşıyor. Değişmeyen özellikler ise bütçenin finansman yapısı, bütçe harcama ile gelir kalemlerinin dağılımının hemen hemen aynı şekilde sürmesi.  Şimdi bunları birer birer ele alalım.

2006 Yılı Bütçe Tasarısı, 2004 yılında kabul edilen ve uygulaması 2 yıl ertelenen Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ilkelerine göre hazırlandı. Yani bütçe, kamu sektörünü daha geniş bir şekilde kavrayan ve daha ayrıntılı harcama ile gelir bilgileri sunan bir yapıya sahip. Bütçe ayrıca 2007 ve 2008 yılına ilişkin temel verileri de kapsadığı için, 'Türkiye'nin ilk 3 yıllık bütçesi' oldu. 

Söz gelimi devlet, önümüzdeki yıl 29 milyar 71 milyon YTL gelir vergisi toplamayı planlarken, bu rakam 2007 için 31 milyar 624 milyon, 2008 için de 33 milyar 961 milyon YTL olarak ilan edildi. Bütçeye açıp bakıldığında her kalemin 3 yıllık perspektifi hemen görülebiliyor. Eskiden Türkiye'de bütçeler, bırakın 3 yıllığı 8-9 aylık hazırlanıyordu. Yani yılbaşında ilan edilen bütçe rakamları Ağustos-Eylül ayında dolduruluyor ve sonbaharda Meclis açıldığında ek bütçe kanunu çıkarılıyordu.

Rakamları ilan etmek kolay. Elbette 3 yıllık bütçenin uygulaması da önemli olacak.  Bunların tutturulma düzeyini veya daha iyi rakamlara ulaşma hedefinin sağlanıp sağlanmadığını en erken 2 yıl sonra görebileceğiz. Ancak o zamana gelmeden uygulamanın gidişatı da bize bir fikir verebilecek. Aynı şekilde 2007 Yılı Bütçesi gelecek yıl Meclis'e sunulurken 2007 ve 2008 rakamları gelişmelere göre revize edilebilecek ve listeye 2009 rakamının da eklenmesi gerekecek. Eğer Avrupa Birliğindeki gibi 3 yıllık bütçelere benzer bir uygulamaya alışkanlık kazanırsak, geçmişte yaşadıklarımız 'acı ve uzun sürmüş birer hatıra' olarak hafızalarımızda kalacak.

2006 Bütçesi ayrıca kamuya ilişkin daha geniş verileri kapsıyor. Önümüzdeki dönemde ve yıllarda sık sık 'merkezi bütçe' kavramını duyacağız. Yani eskiden olduğu gibi 'genel ve katma bütçeli kuruluşlar' ile 'konsolide bütçe' kavramları tarihe karıştı. Eskiden bütçe rakamlarının dışında kalan özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumların bütçeleri de artık Meclis'in görüşmesine ve onayına açılıyor. 

6 Şubat 2024 Salı

EĞİTİM, SAĞLIK VE YENİ BÜTÇE SİSTEMİ

Cahit UYANIK 

Türkiye'de uzun zamandır tartışma gündeminden düşmeyen sorulardan birisi devletin yeniden yapılanması. Bazılarına göre devletin sosis, postal, basma, iplik, içki vb. malları üretmemesi anlamına gelen devletin yeniden yapılanması, geri planına bakıldığında çok daha karmaşık problemleri barındırıyor. Globalizasyon sonrasında oluşan yeni dünyada devleti dönüştürme görevini sadece özelleştirmeye indirgemek büyük bir hata gibi görünüyor. Özelleştirme, artık olsa olsa devletin yeniden yapılanmasında sadece bir boyut olarak ortaya çıkıyor, o kadar...

Devletin yeniden yapılanması denilince toplanan vergilerin toplumun gelişimi yolunda nasıl harcandığı daha büyük önem kazanıyor. Özellikle Türkiye gibi geniş nüfusa sahip ülkelerde eğitim ve sağlık alanında bir ara moda olan özelleştirme eğilimleri rafa kalktı. Devletlerin insani gelişim açısından büyük önem taşıyan bu iki alandaki eylem planları, toplum tarafından çok yakından takip ediliyor. Aslında bu 1950'lerden sonra eğitim ve sağlık alanlarına büyük yatırım yaparak, bunların piyasa ekonomisiyle bağını kurabilmiş ABD ve Japonya gibi devletlerin modellerinin başarıya ulaştığının kanıtı. 

Bugün ABD ve Japonya'da öğretmenler ve doktorlar toplumda çok büyük itibar sahibi kimseler. Japonya'da öğretmen yetiştiren üniversiteler, üniversite seçme sınavlarında en yüksek puanları almış kişileri bünyelerinde topluyorlar. Öyleyse Türkiye'de devletin yeniden yapılanmasının nereye gitmekte olduğu üç aşağı beş yukarı kestirilebilir:  Türkiye insanlarını iyi eğiterek ve sağlıklarını koruyarak üretim kapasitesini artıracak. İnsan zenginliği haricinde başkaca büyük bir doğal kaynağı olmayan Türkiye'nin çıkış yolu buna dayanıyor. Türkiye'nin 1998 yılında yaptığı 8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Reformu da bu yönde atılmış en önemli adım. Artık devletin bu noktadaki kilit rolünün yadsınmaması gerekiyor.

9 Ağustos 2023 Çarşamba

BAYKAL, 1998'DE "YENİ SOL YENİ CHP" SLOGANINI ORTAYA ATMIŞ VE EKONOMİK SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE ÖNCELİK TANIYACAĞINI AÇIKLAMIŞTI

Yeni CHP'nin İktidar Programı

Cahit UYANIK

Avrupa ülkekerinde muhafazakar iktidarların birer birer devrilerek yerlerine sosyal demokrat partilerin gelmesi, CHP'yi de sevindirdi. CHP Lideri Deniz Baykal, tüm dünyada esen sol rüzgarların Türkiye'yi de etkileyeceğini düşünüyor. Baykal'ın 1999 ilkbaharında seçim ısrar etmesinin geri planında biraz da bu rüzgardan yararlanma isteği yatıyor. Açıkça dillendirilmese de seçimdeki gecikmenin Avrupa'dan esen umut rüzgarını zayıflatacağından çekiniliyor.

CHP'nin önümüzdeki yıl Nisan ayında yapılacak seçimde yayınlayacağı seçim bildirgesinin temelini "Yeni Yaklaşımlar Yeni Çözümler" adlı çalışma belirleyecek. "Dünyada Yeni Sol Türkiye'de Yeni CHP" sloganı ile lanse edilen bu çalışmada klasik sosyal demokrat söylemin terkedildiği görülüyor. Türkiye'de klasik sosyal demokrat anlayış geçmişte insan hakları ve özgürlükler çerçevesinde dönüp duruyordu. Ancak "Yeni CHP"nin seçim bildirgesinde öncelik ekonomide olacak. "Daha Fazla Büyüme, Daha Hakça Paylaşım" sloganı CHP'nin ilk çıkış noktası. CHP topluma artacak üretim miktarının sosyal demokrat ilkeler çerçevesinde hakça dağıtımını taahhüt ediyor. 

11 Temmuz 2023 Salı

KAPAK HABERİ / 1. YILINDA 5 NİSAN KARARLARI / NE GETİRDİ, NE GÖTÜRDÜ? / YENİ DEVALÜASYON GÜNDEMDE Mİ?

Bu çarşamba 5 Nisan Kararlarının birinci yıldönümü. Ekonomideki tüm denge ve oluşumları alt-üst eden bu kararlar, Türkiye'yi nereye doğru götürüyor? 5 Nisan'a nasıl gelindi? İşadamı ve politikacılar bu kararları nasıl değerlendiriyor?

Cahit UYANIK (Ankara)

Alaattin ÇİFTÇİ (İstanbul)

"Bu programın amacı enflasyonu hızla düşürmek, Türk Lirasına istikrar kazandırmak, ihracat artışını hızlandırmak, ekonomik ve sosyal kalkınmayı, sosyal dengeleri de gözeten sürdürülebilir bir temele oturtmaktır."

Başbakan Tansu Çiller, Yardımcısı Murat Karayalçın ile birlikte 5 Nisan 1994 öğle saatlerinde 'Ekonomik Önlemler Uygulama Planı'nın amacını böyle açıklıyordu. Aslında 5 Nisan'a giden yol 26 Ocak 1994 akşam üzeri açılmıştı. Aylardır faiz düşürme inadıyla borçlanamayan Hazine ve Merkez Bankası, o gün döviz piyasalarının ipini elden kaçırmıştı. Serseri para, önce borsayı 20 binden 29 bine sıçratmış, kar realizasyonunun peşinden dövize yönelip piyasayı allak bullak etmişti. 

Gelenekselleştiği üzere her gün saat 16 civarında açıklanan ertesi günün döviz kurları bir türlü ajans telekslerinden dökülmüyordu. Gazete büroları, "Devalüasyon mu yapıyorlar?" diye soran vatandaşların telefonlarından felç olmuştu. Eh, ne de olsa evden otomobile, tüketici kredisinden ev kirasına dövizle borçlanmaya alışılmıştı. Devalüasyon, borç ve ödemelerin bir anda kabarmasına yol açacaktı.

Başbakan Çiller, alelacele ekonomi bürokratlarını Konut'ta topladı. Piyasayı sakinleştirmek için gece yarısı yüzde 13,9'luk devalüasyon açıklandı. Devalüasyona rağmen piyasanın inisiyatifi devletin eline geçemedi. Dövizle oynamayı seven bazı bankalar, sıcak odalarında oturup telefonla parasını yöneten spekülatörler biçilen bedeli yetersiz buldular. Dövizi sakinleştirmek için yapılan müdahalelere 2 ayda yaklaşık 4 milyar dolar harcandı. Şubat ayı ortasından itibaren Hazine ve DPT'de "Bu krizden nasıl çıkabiliriz?" konulu birçok araştırma yapıldı. 

Mart ayı başlarında Başbakan Çiller ve Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın sonu gelmezmiş gibi görünen gece toplantıları başladı. 5 Nisan Paketi'nin ilk hatları burada belirginleşti. Paketin ismi başlangıçta Ekonomik Aksiyon Planı idi. Fakat sonradan ne olduysa oldu, ismi değiştirildi. Paketin ayrıntıları kamuoyundan ciddi bir şekilde gizlenebildi.

25 Ocak 2023 Çarşamba

IMF'NİN ÇIKARILMASINI İSTEDİĞİ 'KAMU MALİ YÖNETİMİ VE MALİ KONTROL KANUNUNU'NDA 15 İLKE VAR

YENİ BÜTÇE 15 İLKELİ

Cahit UYANIK

Seçimler nedeniyle zamanında çıkarılamayacak olan 2003 bütçesi, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde 15 yeni bütçe ilkesi ışığında kanunlaşacak.

Ankara - Türkiye, 2003 yılı bütçesini kabul edilecek 15 yeni bütçe ilkesi ışığında belirleyecek. IMF'ye sunulan Ek Niyet Mektubuna giren Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol Kanun Tasarısının önümüzdeki yıl Mart ayına kadar kanunlaştırılacağı sözü verildi. Bu durumda seçimler nedeniyle çıkarılamayacak olan 2003 Bütçesi, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde yasalaştırılacak Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol Kanunundaki ilkelere göre Meclis'ten geçirilecek. Tasarı Meclis'ten geçtiği taktirde kabul edilen ilkeler arasında en çarpıcı olanı ise 'bütçe gelir ve giderlerinin denkliği' olacak. 

Bütçeye fayda-maliyet analizi

Tasarıda devletin hazırlaması gereken 7 çeşit bütçe sayıldı. Genel bütçe, katma bütçe, özel bütçe, sosyal güvenlik kurumu bütçesi, yerel idare bütçesi, döner sermaye bütçesi ve fon bütçeleri; bütçe gelir ve giderlerlerinin denkliği ilkesine göre hazırlanacak. Devlet, bütçeleri hazırlarken ve uygularken makro ekonomik istikrarla birlikte sürdürülebilir kalkınmayı esas alacak. Bütçelerle kamu idarelerine verilen harcama yetkisi, mevzuatta düzenlenen görev ve hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılacak. Bütçeler öncelik sırasına göre kalkınma planı, yıllık program, stratejik plan ve politikaları ile fayda- maliyet değerlendirmeleri göz önünde tutularak, verimlilik ve tutumluluk ilkeleriyle hazırlanacak.

18 Ocak 2022 Salı

BOTAŞ'A ARALIK-2021'DE AKTARILAN 59 MİLYAR TL UCUZ DOĞAL GAZ SATIŞIYLA İLGİLİ GÖREV ZARARI OLABİLİR

Cahit UYANIK

Son 3 ayki açıklamalara bakıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşa daha ucuza doğal gaz satıldığını söylüyor, aradaki farkın devletçe karşılandığını anlatıyordu. Son bütçe verilerine göre bu görev zararı BOTAŞ'a ödenmiş. BOTAŞ da MB'den döviz alıp Gazprom'a borç yatırmış.

Geçen hafta yapılan açıklamada Kasım ayında BOTAŞ'a 2,2 milyar dolar satış yapıldığı ifade edilmişti. Kuru 14 TL'den alırsak bu yaklaşık 32 milyar TL'lik satış anlamına geliyor. BOTAŞ'ın Gazprom'a borcunun 4 milyar dolardan fazla olduğu düşünüldüğünde aynı kurdan bütçe aktarımı yani 59 milyar TL de 4 milyar doları biraz geçiyor. Öte yandan BOTAŞ'a yüksek kurdan yapılan yüklü satışın, MB'nin 2021 karında önemli bir pay oluşturması gerekiyor.

16 Haziran 2020 Salı

TÜRKİYE'DE İHALE YOLSUZLUĞU NASIL YAPILIR? 90 TEKLİF MEKTUBU DA AYNI KİŞİLERCE YAZILINCA...

İhale Yasasına Selam, Yola Devam...

Cahit UYANIK

Türkiye'de bir türlü düzene sokulamayan konuların başında kamu ihaleleri geliyor. Yıllardır yanlış uygulana uygulana kangrene dönüşmüş olan mevcut ihale sisteminin reorganize edilmesi 10 yıldır Türkiye'nin gündeminde. Konuyu yakından takip edenler, 80'li yılların sonunda Meclis'te bu konuda kurulmuş olan komisyonlardan dem vuruyor. İhale sistemi Türkiye'de siyasetin finansmanında önemli bir rol oynuyor. İktidar partileri ve belediyeler; inşaattan gıdaya temizlik hizmetlerinden taşımacılığa kadar göstermelik ihalelerle kendi yandaşlarına iş alanı açıyorlar.

2 Şubat 2020 Pazar

BÜTÇEDE GENELLİK İLKESİ, DEPREM VERGİLERİ VE HARCAMALARI...


"Devlet Bütçesi" diye bir ders vardır üniversitelerin bazı bölümlerinde... Mesela Maliye bölümlerinde...
Ne öğretilir bu derste?
İlk olarak devlet bütçesi yapmanın ilkeleri...
Bunlardan biri "Bütçede Genellik İlkesi"dir...
Yani devlet konulan vergileri ve çeşitli gelirlerini bir havuzda toplar ve
Toplumun ihtiyaçlarına göre dağıtır.
Yani "şu vergiyi şuradan aldık, o zaman aynı yere harcamalıyız" demez ki öyle derse,
söz gelimi düşük gelirlilere yardım edemez, Hazine desteği ile emekli maaşı ödeyemez veya haksız da olsa bazı müteahhitleri kurtaramaz... Yani maliye politikası diye bir şey kalmaz ortalıkta...
Bu bilgiyi neden verdim?
"Deprem vergileri, depreme hazırlığa harcanmadı" lafı
Tamamıyla boştur.

Ancak "Deprem vergileri nereye harcandı?" diye sormak doğrudur ki bütçe ilkelerinden biri de hesap verilebilirliktir.

6 Şubat 2017 Pazartesi

DEVLETTE TORBA HESAPLARIN DİBİ YOK: 605 TRİLYON LİRA KAYIP

Cahit UYANIK

Devlet, özel sektörü kayıt dışı olmak ve düzgün bir muhasebe sistemi kuramamakla suçlarken, kendisinin de sık sık kayıt dışı işlemlere başvurduğu belirlendi. Devlet muhasebesinde bazı giderlerin gizlenmesi amacıyla "torba hesaplar" tutulduğu belirlendi. Sayıştay'ın 2000 Yılı Raporuna göre torba hesaplar, gizlenmek istenen giderler, kur farkları ve çeşitli nitelikte kayıtlar için işletiliyor. Ancak hesaplar muhasebe ilkelerine aykırı olarak tek taraflı işlendiği için, teknik deyimle devir vermiyor. Sonuçta hiç bir anlam ifade etmeyen bu hesaplar, her yıl başında otomatikman sıfırlanıyor. Üstelik bu tür hesapların açılmasına ilişkin yetki de, her yıl Meclis'te kabul edilen Bütçe Kanunları ile alınıyor.

22 Ocak 2016 Cuma

HANİFE ŞENYÜZ'ÜN KALEMİNDEN: BİR BÜTÇE BÖYLE GEÇTİ


Hanife ŞENYÜZ-Dünya Gazetesi Ekonomi Muhabiri

Bir ay boyunca, milletvekillerinin deyişiyle "modern hapishane" olan TBMM'deyim. 1993 mali yılı bütçe tasarısını, küçücük, şimdi bana daha da sevimli görünen büroma bile gelemeden Plan ve Bütçe Komisyonunda izledim. Bir gazeteci arkadaşıma göre "naklen yayın" yaptım. Ama, okurlar hakkımı teslim edeceklerdir ki, TRT'nin yayınlarından daha iyiydi.