31 Mart 2017 Cuma

VARLIK FONU NEDİR, NASIL KURULDU: EKONOMİDE DEVLETÇİLİĞİN YENİDEN CANLANMASI MI?


Cahit UYANIK

Bir kanunla kurulan ve bünyesine birçok kamu iktisadi teşebbüsünün kanun hükmünde kararnamelerle dahil edildiği Türkiye Varlık Fonu’nu (TVF) nasıl yorumlamalıyız? Lafı dolaştırmadan söyleyelim; ülkemizin 200 yıla yaklaşan modernleşme geçmişini dikkate aldığımızda TVF’nin, 'ekonomide devletçiliğin yeniden ve farklı bir şekilde canlandırılmaya çalışıldığı bir döneme girişin işareti' olduğunu ifade edebiliriz.

Yeni girilen dönem; “Devletin elindeki varlıkları ve hakları özelleştirme yoluyla satmadan, kamu mülkiyeti devam edecek şekilde, kamu şirketlerinin gelirlerinin satıldığı veya bu şirketlerin teminat gösterilerek borçlanıldığı bir anlayışa geçilmesi olarak” tanımlanabilir.  Devlet, TVF üzerinden bu şekilde elde edeceği fonları da büyük alt yapı yatırımlarının finansmanı ile reel sektörün desteklenmesinde kullanmayı planlıyor. Belki de TVF ile; ülkede kamu finansmanı zor durumda iken haraç-mezat satılan bazı stratejik kamu şirketlerinin hisselerinin yeniden devralınması da, yani açık deyimle ‘devletleştirme’ de mümkün olabilecek. Bütün bunların pratikte nasıl hayata geçeceğini birkaç yıl içinde görebileceğiz.

27 Mart 2017 Pazartesi

2009'DA YENİ TÜRK LİRASI'NDAN (YTL) TÜRK LİRASI'NA (TL) DÖNÜLECEK


Cahit UYANIK 

Artık eskiyen bir yılı geride bırakıyoruz. Aralık ayı, geride kalan 11 ayda neler olup bittiğinin sıkça tartışıldığı bir zaman dilimi. Bu konuda tüm yayın organlarında bol bol yazılar, değerlendirmeler, analizler okuyacaksınız. Ama ben bu noktada dikkatlerinizi 2008'in önemli bir gündem maddesine çekmek istiyorum. Öyle bir gündem maddesi ki, hemen hemen herkesi yakından ilgilendiriyor. Daha fazla merakta bırakmadan anlatalım o zaman... 2008 yılı, 2009'da hepimizin cebindeki paranın bir kez daha değiştirilmesi için hazırlıkların yapıldığı bir dönem olacak. Gelecek yıl bu zamanlar ise birkaç hafta sonra cebimize girecek yeni paraların heyecanı hepimizi saracak. 2005 yılında yapılan 6 sıfır atma operasyonundan 4 yıl sonra, bu sefer de para birimimizdeki 'yeni' ifadesi çıkarılacak ve normal para birimimiz Türk Lirası'na dönüş yapacağız. 

25 Mart 2017 Cumartesi

MERCEDES'İN ŞOFÖRÜ MUHSİN YAZICIOĞLU'YDU..



Akşam gazetesinin Ankara Bürosundaydık...
Sanırım 1994'tü...
Tunus Caddesindeki büro...
Hani alt kat komşusu ünlü kabadayılardan İnci Baba'nın olan...
Ankara Temsilcimiz Metin Işık...
Ünlü bir siyasiyi apartmanın kapısında 
karşılama görevi verdi bana...

O ismi şimdi anımsamıyorum...
Neyse...
İnip beklemeye başladım
Eskort arabalı, çakar lambalı adamı....


Derken...
Uzaktan bir Mercedes belirdi.. 
Tek başına; eskortsuz, çakar lambasız....
Gelip apartmanın önünde durdu...
İçinden, beklediğim o siyasi kişi indi...
Beklediğim misafir arabadan inerken dikkat ettim...
Mercedes'i süren şoför: Muhsin Yazıcıoğlu'ydu...
Arkadaşını bırakan Yazıcıoğlu...

Gülümseyerek gazladı... 
Geleceğine doğru...
(Bu yazı, 25.03.2017 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

24 Mart 2017 Cuma

GALATA BORSASI, PAYİTAHT ABDÜLHAMİT DİZİSİNDE...

Payitaht Abdülhamit dizisinde...
Dikkatimi çeken bir sahne...
Galata'daki ilk istanbul Borsası 
Mizanse ediliyor...
Kitaplarda okuduğum bu borsayı
iyi canlandırmışlar...
Kara tahtaya yazılan fiyatlar... 
Ortada dolaşan, alım-satımı emri taşıyan
Borsa simsarları...
Mahmut paşa (dizinin haini) Hicaz Demiryolu hattının
Hisselerini almaya çalışıyor...


Dersaadet Tahvilât Borsası İşlem Salonu. Bu gravür, modern BİST'in Ana Fuayesindedir. (Çini ustası Sıtkı Olçar’ın eseridir)

Yahudilerden gelen parayla...
Borsa simsarı diyor ki:
"Efendim bütün paranızı aynı şirkete yatırmayın...
Çok sayıda şirkete yatırın."
Mahmut Paşa dinlemiyor tabii...
Ekonomi muhabirinin Abdülhamit dizisi izlemesi de bu kadar olur...
(Bu yazı Facebook sayfamda 24.03.2017 tarihinde yayınlanmıştır.)

19 Mart 2017 Pazar

ESKİŞEHİR'DE ÖLEN BİR ESNAF LOKANTASININ ARDINDAN...



Eskişehir (F: Cahit Uyanık)



Eskişehir'de...

Porsuk Çayının en civcivli yerinde
Çarşıda
Bir esnaf lokantası keşfetmiştim
Geçen sene...
Adı Göksu'ydu...
Sıcak ve temiz bir atmosferi vardı
Tıpkı yemekleri gibi
Bugün yine gittim oraya
Ama yerinde yeller esiyordu
Anladım ki
Memlekette esnaflıkla beraber
Ĺokantaları da ölüyor.
(Bu yazı 17 Mart 2017 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)


15 Mart 2017 Çarşamba

OMBUDSMANLIK İSVEÇLİLERİN DEĞİL OSMANLININ BULUŞU

Cahit UYANIK

Önümüzdeki haftalarda Meclis'te görüşülmesi beklenen Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Yasa Tasarısının genel gerekçesinde bu kurumun dünyada ilk kez İsveçliler değil Osmanlılar tarafından kurularak uygulandığı ileri sürüldü. Osmanlı Devletinde idari yargı sisteminin olmaması nedeniyle, halkın idareye yönelik şikayetlerini incelemek üzere "Kadıûl Kudat" adıyla özel görevli  kadı (hakim) tayin edildiği anlatılan gerekçede "Bu kişiler, padişah da dahil idarenin işlem, eylem, tutum ve davranışlarına karşı halkın yaptığı başvuruları değerlendirerek etkin bir denetim sağlamıştır" denildi.

İsveç Kralı 12. Charles'ın Osmanlı Devletinde bulunduğu 18. yüzyılın başlarında bu kurumu incelediği ve ülkesine döndüğünde "ombudsman" adıyla oluşturduğuna dikkat çekilen gerekçede, diğer Avrupa ülkelerinin de bu uygulamadan esinlenerek "ombudsman" kurumu kurdukları ifade edildi. 

14 Mart 2017 Salı

-HUZUR ÜLKESİ TUNUS'TA TÜRK OLMAK KOLAY (2)

Cahit UYANIK


Tunus'ta bulunduğum günlerde kapıldığım bir his şuydu: Tunus, 1970'lerin masumane Türkiyesine çok benziyordu.

Sidi Bou Said, Tunus'un başkenti Tunus'a biraz yukarıdan bakıyor. Kente 20-25 kilometre kadar uzaklıktaki bir tepenin üstüne kurulmuş.  Otobüsler sizi bir meydana bırakıyor. O meydanda küçük dükkanlar sıra sıra dizilmiş, her türlü turistik eşyayı satıyor. Biraz uzakta ise bu turistik beldenin dar sokaklara sıralanmış mavi kapılı, beyaz boyalı restore edilmiş eski evleri insana huzur vermek için sessizce bekleşiyor; sizi içine doğru çekiyor. Adeta, odalarından ve bahçesinden hiç çıkılmadan uzun haftalar boyunca yaşayabilirmiş hissi uyandırıyor.  Her ev küçük bir dünya... Bazı evlerin kapıları, bir dehlizin içinde gizlenmiş. Önce dehlize girip birkaç metre yürüyor ve bir evin kapısına gelince duruyorsunuz. Bu dehlizler ilk bakışta çıkmaz sokakları andırıyor. Sokak sanıp dalıyorsunuz ama sadece bir evin kapısıyla burun buruna gelip, gerisin geri çıkıyorsunuz. 

12 Mart 2017 Pazar

BİR "ÜNİVERSİTE SINAVINDAN DÖNÜŞ" HİKAYESİ


Gaziantep
Bundan 34 yıl önce 1983'te Gaziantep'te Karşıyaka İsmet Paşa  Lisesinde üniversite sınavının ilk aşamasına girmiştim. Karşıyaka, o zaman uzak mahalleydi bizim için... Caddelerindeki çok sayıdaki kahvehaneler dikkatimi çekmişti.

Sonra... İkinci aşama için Adana'ya gitmiştik birkaç lise arkadaşı... Seyhan Nehri kıyısına yakın bir otelde kalmıştık. Atatürk Parkında polaroid makine ile çektirdiğim fotoğraflar hala duruyor.
Sınava girdiğim okulun ismini hatırlamıyorum ama bahçesindeki dev gibi kauçuk ağacı hala aklımda... Oysa Antep'te kauçuk, evlerde saksı içinde yetişen bir çiçekti benim gözümde...

Ramazandı o sene.. Antep'e döndüğümüzde top atılmıştı. Toplu taşım aracı bulamamıştım ve o zaman Sanko Hastanesinin yanında olan terminalden Konak Mahallesindeki eve yürüyerek dönmüştüm. Kavaklık üzerinden... Sokaklarda müthiş bir sakinlik ve huzur vardı... Eve girdiğimde, damda oruçların tike kebabı ile açıldığını görüp, yumulmuştum açık ekmeğe şöyle güzelce yatırıp; anne babamın elinden çıkmış o enfes yiyeceğe... 

"Gün olur, hayali bile cihan değer" dememişler boşuna...
Zaman makinesi icat olursa, ilk gideceğim akşam üzeri o olur...
(Bu yazı, 2017 YGS'nin yapıldığı 12 Mart 2017 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır)


8 Mart 2017 Çarşamba

İSTATİSTİKLER "KADINLAR İÇİN YAPMAMIZ GEREKEN ÇOK ŞEY VAR" DİYOR


8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olsun...

Sizlerle Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) dün yayınladığı "İstatistiklerle Kadın, 2016" bültenini paylaşıyorum. Bu istatistiklerden çıkardığım sonuç şu: Kadınlar için; hepimizin daha yapmamız gereken çok şey, almamız gereken çok fazla mesafe var...

Türkiye nüfusunun %49,8’ini kadın nüfus oluşturdu

Türkiye’de 2016 yılında, erkek nüfus 40 milyon 43 bin 650 kişi olurken, kadın nüfus 39 milyon 771 bin 221 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle nüfusun %50,2’sini erkekler, %49,8’ini ise kadınlar oluşturdu. Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle 65 ve daha yukarı yaş grubunda kadınların lehine değişmektedir. Bu yaş grubundaki nüfusun %43,9’unu erkekler, %56,1’ini ise kadınlar oluşturmaktadır.

7 Mart 2017 Salı

TÜRKİYE'DE SAĞLIKLI, KALICI, İSTİKRARLI DÖVİZ KAZANMA YOLLARINI BULMALIYIZ

Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi-2017 (F: Cahit Uyanık) 
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın Yayın Bölümü Öğrencisi Tamer ATAÇ'ın hazırladığı bir ödev-haber için yönelttiği sorulara verdiğim cevaplar: 

ATAÇ: Dolar ve Euro kuru neden değişir?

UYANIK: Dolar ve Euro, tıpkı TL gibi konvertibl (kolayca birbiri ile değiştirilebilir) olan paralardır. Öyleyse bu paraların değişim değerleri ne olacaktır? Bu paraların değeri ‘dalgalı kur’ dediğimiz bir döviz fiyatı belirleme rejimine tabidirler. Dalgalı kur rejiminde döviz fiyatları, piyasalarda serbestçe alıcılar ve satıcılar tarafından anlık olarak belirlenir. Bu nedenle değerleri çeşitli faktörlere bağlı olarak sürekli değişirler. Bu dövizler, ağırlıklı olarak bankalardan oluşan piyasalarda işlem görürler ve kıymetleri tespit edilir. Türkiye de, 2001 yılından bu yana döviz kurlarını ve dolayısıyla TL’nin başka ülke paraları karşısındaki değerini dalgalı kur rejimi ile tespit etmektedir.


4 Mart 2017 Cumartesi

4 YILDA 200 PROFESÖR VE DOÇENT ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDEN AYRILDI


Cahit UYANIK  

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Sağlık ve Maliye Bakanlığının uygulamaları nedeniyle üniversite hastanelerinin hem kadro hem de mali açıdan büyük bir krizin eşiğine geldiğini açıkladı. YÖK'ün 2003-2007 dönemini kapsayan Faaliyet Raporu'na göre 4 yıldır sürdürülen ücret politikaları nedeniyle tıp fakültelerinde görev yapan 206 profesör veya doçent, Sağlık Bakanlığı kadrolarına veya özel sektöre geçti. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan yardımcı personele uygulanan performans ödemeleri üniversite hastanelerinde uygulanmadığı için hemşireler de istifa ederek bakanlığın ilan ettiği 32 bin hemşire kadrosuna geçmeye başladılar.

2 Mart 2017 Perşembe

TÜRKİYE'DE CARRY TRADE'LER SEÇİM VE ENFLASYONA ENDEKSLİ


Cahit UYANIK 

Son günlerin en ciddi tartışma konularından olan ve düşük maliyetli para ile borçlanıp yüksek getirili piyasalara yatırım olarak nitelendirilen "carry trade" işlemleri dış koşullardan çok, o ülkenin iç koşullarına bakılarak belirleniyor. 

Merkez Bankası (MB) carry trade işlemlerinin Türkiye'deki durumu ve hangi şartlarda, nasıl hareket ettiğini araştırdı. MB uzmanları Faruk Aydın ve Vuslat Us tarafından Türkiye'nin yanı sıra Brezilya'daki veriler de değerlendirilerek yapılan araştırmada, carry trade stratejilerinin dış koşullardan çok, o ülkenin iç koşullarına bakılarak belirlendiği tespit edildi.