Cahit UYANIK
Bir
kanunla kurulan ve bünyesine birçok kamu iktisadi teşebbüsünün kanun hükmünde
kararnamelerle dahil edildiği Türkiye Varlık Fonu’nu (TVF) nasıl
yorumlamalıyız? Lafı dolaştırmadan söyleyelim; ülkemizin 200 yıla yaklaşan modernleşme
geçmişini dikkate aldığımızda TVF’nin, 'ekonomide devletçiliğin yeniden ve
farklı bir şekilde canlandırılmaya çalışıldığı bir döneme girişin işareti' olduğunu
ifade edebiliriz.
Yeni
girilen dönem; “Devletin elindeki varlıkları ve hakları özelleştirme yoluyla
satmadan, kamu mülkiyeti devam edecek şekilde, kamu şirketlerinin gelirlerinin
satıldığı veya bu şirketlerin teminat gösterilerek borçlanıldığı bir anlayışa
geçilmesi olarak” tanımlanabilir.
Devlet, TVF üzerinden bu şekilde elde edeceği fonları da büyük alt yapı
yatırımlarının finansmanı ile reel sektörün desteklenmesinde kullanmayı
planlıyor. Belki de TVF ile; ülkede kamu finansmanı zor durumda iken haraç-mezat
satılan bazı stratejik kamu şirketlerinin hisselerinin yeniden devralınması da,
yani açık deyimle ‘devletleştirme’ de mümkün olabilecek. Bütün bunların
pratikte nasıl hayata geçeceğini birkaç yıl içinde görebileceğiz.