11 Temmuz 2024 Perşembe

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / BÜYÜK SİYASİ KAVGA KORKUSU

Cahit UYANIK 

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, beklenen kaynak müjdesini verdi. Adı kaynağa çıkan dış borcun miktarı 14,3 milyar dolar. Bu borcun beraberinde ne gibi ön şart, uygulama şartı, performans kriteri, endikatif hedef,  politik sonuç ve ulusal taviz getireceğini yakında hep birlikte göreceğiz.

Bu konudaki ilk belirti, ABD Hazine Bakanının bu ülkenin en etkin gazetesine sızdırdığı haberle ortaya çıktı. ABD, Türkiye'ye bir daha böylesi bir yardımın yapılmayacağını açıkladı. Bu haber hemen ertesi gün Derviş tarafından doğrulandı. Peki neden böyle oldu?

Ankara'da alttan alta yayılan korku şu: Türkiye, 14,3 milyar dolarlık kaynağın en acil olan 4-5 milyar dolarlık kısmını kullandıktan sonra büyük ve kısır bir siyasi kavgaya tutuşabilir mi? 4-5 milyar dolarlık kaynağın Haziran ayı içinde hesaplara girebileceği Derviş tarafından açıklandı. Haziranda hükümet ikinci yılını dolduracak. Bu öyle bir 2 yıl ki, aslında 4 yıla bedel gibi... Çünkü bu döneme büyük yolsuzluk operasyonları, yeni vergi yasaları, iki büyük deprem, bir cumhurbaşkanı seçimi ve hepsinden önemlisi 2 büyük ekonomik kriz sığdı. Bu süreçte bir stand by imzalandı, birisi de imzalanmak üzere. SRF Kredi Anlaşması da cabası. Yani ekonomik açıdan tam bir dağınıklık ve keşmekeş söz konusu. 

Öte yandan Ankara'da yaşayan hemen hemen herkes, siyasetin bölünmüşlüğünden muzdarip. Zaten üç parçadan oluşan hükümet, Derviş'in girmesiyle dörde bölünmüş bir görünüm arz ediyor. Buna Başbakan Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasındaki uyumsuzluk da eklendiğinde siyaset 5 başlıya dönüşüyor. Derviş henüz 3-4 tane Bakanlar Kuruluna katıldı. İlkini tanışma deyip toplantıdan saymazsak geri kalan ikisinde kavga çıktı. Üstelik Derviş gözden kaybolur olmaz "Vallahi, billahi aynı zamanda tillahi görev zararı yapmayacağım" diye söz veren hükümet, güçlü bir lobinin etkisine hemen teslim oldu. 

Bütün bunlar Ankara'daki siyasetin giderek incelmeye başlayan bir çizgi üzerinde yürümeye başladığını gösteriyor. Çizgi ne zaman kesilecek, rivayet muhtelif. Bu ortamda yabancıların kafasında "Vereceğimiz bu para yine nereye gidecek?" diye şüphe uyanması normal karşılanmalı.

Şu anda ülkeyi yöneten siyasi güçlerin kendi geleceklerine ilişkin ana hedefleri de kısaca şöyle özetlenebilir: DSP, alttan alta yeni bir lider arıyor ki bir dahaki seçimde ayakta kalabilsin. MHP, oy alırken verdiği sözleri tutamadığı için popülizme kaymak istiyor ve kabinede kavga çıkartıyor. ANAP ise harcındaki yolsuzluk belasından kurtulmaya çabalarken baraj altına düşmemenin hesabını yapıyor. Anlayacağınız kimsenin vatan-millet kaygısı pek yok. Bakalım bu ortamda Haziranda alınacak 4-5 milyar doların arkası gelebilecek mi? 

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 30 Nisan 2001 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder