19 Haziran 2024 Çarşamba

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / FİNANSÇILAR LOBİ YAPMAYI ÖĞRENMELİ

Cahit UYANIK 

Başbakan Mesut Yılmaz'ın geçen Cuma günü açıkladığı 4 ekonomik tedbir, finansçıların yaklaşık 1 aydır çığırtkanları andıran bir çabayla sürdürdüğü çalışmaların amacına tam anlamıyla ulaşamadığını gösterdi. Koparılabilen tek ciddi taviz, Haziran başında yasaklanan forward işlemlerine yeniden izin verilmesi oldu. 

Finansçılar yılbaşında müşteri repolarına yüzde 6 vergi konulmasından sonra mal bulmuş magribi gibi forward işlemlerine yeniden sarılmışlardı. Amaç, eski deyimle vergiden içtinap (kaçınmak) imkanı yaratıp müşterilerini rahatlatmaktı. Bu tavır erken fark edildi ve cezalandırıldı. Forward cazibesini yitirdi.

Ama olay bununla da bitmedi: Vergi Yasası'yla bankaların kendi aralarındaki repo işlemlerine de vergi getirilince vavela koptu. Cuma günü açıklanan mini paket sonrasında forward tavizi alındı ama bankalar arası repoya verginin devam etmesi bunun önemini azalttı. 

Bundan sonra bankalar, kendi aralarındaki repoya konulan vergiyi yansıtmak için normal müşteri repolarına daha fazla asılacaklar. Böylece forward işlemleri de gerçek seyrini bulabilecek. Hükümetin açıkladığı bankalar arası mevduat faiz vergisinin sıfırlanması ise bir süredir durgunlaşan mevduat toplama yarışını yeniden canlandırabilir. Bu gelişmeleri bekleyip hep birlikte göreceğiz. 

Finansçıların güçleriyle orantılandığında sesleri en fazla çıkan bölümü ise borsacılar... Borsa, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de en manipülatif piyasa. Yalanla gerçeğin, dostla düşmanın çıkarlar söz konusu olduğunda kol kola gezdiği borsamız; 2 yıl sonra ilk tarhiyatın yapılacağı vergileme için şimdiden gürültü koparıyor. Borsaya giren paranın yarısının yabancı kaynaklı olduğu bilinmezmiş gibi, Rusya Krizinin yarattığı dumanlı havadan vergiden de sıyrılarak çıkmayı amaçlıyorlar. 

Borsanın yarısı yabancı, endeks de yarı yarıya düştü. O zaman diyebiliriz ki borsaya giren Türk yatırımcısı, yerli yerinde duruyor. Borsacıların kurtuluşunun piyasalarına daha fazla yatırımcı çekmek olduğunu söylersek yanlış yapmış olmayız. Borsacıların piyasalarını geliştirici her türlü çabanın içinde olmaları taktire şayandır. Bu çerçevede yapılması gereken şey, Türk kurumsal yatırımcılarını seans salonuna çekmektir. Eğer ki muhtemel Türk kurumsal yatırımcılar, borsaya girmeme nedenleri arasında 2000 yılında uygulanacak vergiyi gösterirlerse ne ala... O zaman harcanan bu çabaya şapka çıkarılır. Yoksa borsamız, dün tarihli bir günlük gazetemizdeki "Deveye boynun neden eğri demişler. Aman susun borsa düşmesin demiş" duvar yazısı gibi yerlere malzeme olmaya devam eder.

Rusya Krizinin yeni hatalar yapılmazsa ancak önümüzdeki 1 ila 1,5 yılda yavaşlayabileceğini artık herkes biliyor. O zaman Rusya Krizi ile birlikte Türk Borsasından kaçan yatırımcıların da kolay kolay geri dönmeyeceğini söyleyebiliriz. Buradan çıkan sonuç, borsacıların endeksi yükseltmek için artık 'reel' gerekçeler ileri sürmeleri gerektiğidir. Borsacıların cevabını düşünmesi gereken bir soru da Moskova Borsasından 5-6 yıl önce faaliyete geçmelerine rağmen, neden yabancılar tarafından yeni yetme bir borsa ile aynı kefeye konulduklarıdır.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 31 Ağustos 1998 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder