BİR YAZ SICAĞI SAVAŞÇISI YORGAN: CÜDELE

Cahit UYANIK

Bu yaz sıcaklarında...

Size ilginç ve benim çok sevdiğim bir sözcükten bahsedeceğim: Cüdele.

Bu sözcük bana nedense, çocuk dilinden büyüklerin diline geçmiş gibi bir duygu verir her söylediğimde...

Ondan severim belki...


Cüdele, Gaziantep'te 'yazlık yorgan' demektir.

Bu yorganın içine tabii ki 'koyun yünü' konulmaz; pamuk konulur. 

Bu pamuk, tarlalardan toplanmış ham pamuğun, yıkanıp temizlenip çırçırlanmış yani ıslah edilmiş  halidir. Yumuşacıktır. 


Cüdele, klimanın filan olmadığı; insanların yaz sıcağında evlerin damlarında veya eski Antep evlerinin hayatlarında (avlu) yattıkları zamanlarda en stratejik malzemelerden biriydi.

Şöyle cüdeleyi boğazına kadar çekip, gökyüzündeki yıldızlara baka baka uykuya dalmak gibisi yoktur pek...

Cüdele özellikle sabaha karşı çıkan hafif esintiden güzelce korur. Pamuklu olduğu için de terletmez. 

Tabii ki alttaki döşek de pamuklu olmalı ki, rahat bir gece geçirebilesin...


Cüdelenin güzelini yorgancılar yapar.

Yorganın üstüne geçirdikleri atlas veya saten kumaşı, çok güzel şekiller vererek köpürler. 

(Köpümek: Yorgan dikmek, yorgan işlemek)

Şimdi internette okudum: 

"Antep'te genç kızların çeyizlerinin en güzel parçaları cüdeledir. Sayısı ne kadar çoksa çeyiz o kadar zengin sayılır" yazmışlar.

Doğrudur, ulaşım imkanları zor olduğu için eskiden yatılı misafir daha çok olurdu evlerde...

Yaz gelince misafir hareketliliği artardı

O nedenle cüdele sayısı fazla olmalıydı çeyizlerde...


Çocuklar için de küçük cüdeleler köpünür ki, pek sempatiktir.

Doğum hazırlıklarının oldukça güzel bir aşamasıdır.

Benim çocukluk cüdelem yeşildi. Onunla yatarken kendimi daha mutlu hissederdim nedense...

Kolumu-elimi cüdelenin dışına çıkarıp, işlenmiş satenin serinliğiyle arkadaş; kaygısız uykular uyuduğum içindir belki...


Cüdele (veya yün yorgan) köpümesi bazen evlerde de yapılırdı.

Ama o zaman cüdele süslü olmazdı. Sadece etrafı dikilirdi cüdelenin...

Cüdeleyi dikmek için uzunca ve kalınca bir yorgan iğnesi, yorganı kavrayabilmesi için de kalınca ip kullanılırdı.

Çocukluğumdan anımsarım, cüdelelerimizi köpümesi için yaşlıca ve uzaktan bir akraba kadın -günler önceden rica-minnet-  Şehreküstü'den Akyol'a çağrılır; sıcak yaza girmeden, güzel bir öğle yemeği (Etli kuru dolma, Antep usulü et paçası vb.) eşliğinde cüdeleler (Kış ağzında ise yün yorganlar) köpütülürdü.


(Yün yorganların içindeki yünler yaz sıcağında evlerde yıkanabilir, çubukla çırpılıp kabartılabilirdi. Ama kullanıla kullanıla kabarıklığı bozulmuş cüdelenin pamuğu, yıkanıp kurutulduktan sonra, kabartılması için çarşıda hallaç ustalarına verilirdi diye anımsadım ama umarım doğru aklımda kalmıştır.)


Geçenlerde bir yazı okudum:

Eski usul ağır yorganların psikolojik rahatsızlıklara iyi geldiği, kesintisiz ve derin uykuyu sağladığı, birçok Batı ülkesinde tekrar ağır yorganlar üretilmeye başlandığını anlatıyordu.

Demek ki eski insanlarımızın döşek ve yorgana büyük önem vermelerinin bir sebebi varmış.

Türkiye olarak, son 30-40 yılda yorganları döşekleri hafiflettik ama depresyon vb. psikiyatrik ilaç tüketimini patlattık biz...


Cüdeleler ve yün yorganlara yeniden gerek duyacağımız günler yakındır, bilinmez...

Ama gelin görün ki, Gaziantep'te bile kaldı mı bilmiyorum o eski cüdeleler...

Ve elbette...

Onları köpüyecek yorgancı ustaları, maharetli ve yaşlı ev kadınları...

(Bu yazı 06 Ağustos 2023 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder