28 Aralık 2022 Çarşamba

DAHA KOLAY İŞ BULABİLEN MEZUNLAR İÇİN, İLETİŞİM FAKÜLTESİ MÜFREDATI VE EĞİTİM SİSTEMATİĞİ NASIL DEĞİŞTİRİLMELİ?

Anadolu Üniversitesi iletişim Bilimleri Fakültesi-Eskişehir
(F: Cahit Uyanık)

Cahit UYANIK

Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümü Liderlik, Yönetim ve Kalite Kurulunun dış paydaşlara yönelik olarak düzenlediği Zoom toplantısına Prof. Dr. Erkan Yüksel, Prof. Dr. İncilay Cangöz, Araştırma Görevlileri Funda Erzurum, Mehmet Anıl Ünal ve Ferhat Yasav; Öge Demirkan (Oksijen Gazetesi Haber Araştırma Müdürü), Hakkı Kutlu (MedyaMidas A.Ş. Sahibi-Eskişehir) ile birlikte 24 Kasım 2022 tarihinde katıldım.

Toplantıda şu sorulara cevap arandı:

1) İletişim fakültelerinin gazetecilik bölümlerinde verilen eğitimi genel olarak nasıl  değerlendiriyorsunuz?

2) Kurumunuzda/ işletmenizde gazetecilik bölümü mezunlarını istihdam ediyor musunuz?

3) Kurumunuzda/işletmenizde Anadolu Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunlarını istihdam ediyor musunuz?

4) Mezunlarımızı dikkate alırsanız olumlu ve olumsuz bulduğunuz yönler genel olarak nelerdir?

5) Halen eğitim almakta olan öğrenciler ve daha sonraki öğrenciler için sizce yapılması gerekenler nelerdir?

6) Üniversite-sektör işbirliği konusundaki beklentileriniz nelerdir?

7) Bölümümüzün eğitim-öğretim süreçlerine katkı vermek ister misiniz?

8)  Daha başka kimlerle görüşmemizi tavsiye edersiniz?

Aşağıdaki yazı; bu toplantı dolayısıyla dile getirdiğim ve getiremediğim düşüncelerimi derli-toplu paylaşabilmek ve ileride yapılabilecek benzer başka çalışmalara katkı sunmayı amaçlamaktadır:

Bilfiil gazetecilik yaptığım 22 yıllık meslek yaşamımda (1988-2010) genç muhabirlerin ve stajyer muhabirlerin yetişmesine çok önem verdim. Halen önemli yayınlarda gazetecilik çalışmalarını sürdüren; artık usta muhabir veya usta medya yöneticisi olan pek çok isme meslek yaşamlarının ilk dönemlerinde yol gösterdim, iş başındaki eğitimleriyle bizzat ilgilendim. Yetiştirdiğim ve yetişmesine katkı yaptığım bazı isimler ise özgül koşullarımız gereği bazen medya sektörü dışına çıkmak zorunda kaldılar. Ama yine de, basın sektöründe bulundukları süreçte öğrendiklerinin üzerine koyarak, diğer sektörlerdeki medya ve iletişim bağlamlı görevleri üstlendiler ve halen de bu görevlerini yürütüyorlar. Gençlere bu mesleği öğretmek adına daha sonra 2016 ve 2017 yıllarında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve Yayın Bölümünde seçmeli 'Ekonomi ve Finans Gazeteciliği' dersini verdim. Genç gazeteci adaylarıyla, mesleğimizin bu önemli uzmanlık alanıyla ilgili temel bilgileri paylaştım.

YAZ STAJLARI SİSTEMİ REFORME EDİLMELİ: Yazımın başında şunu hemen belirteyim: Gerek gazetecilik gerekse başka lisans dalları eğitimi bağlamında, öğrenci yaz stajlarının bu haliyle verimli olmadığını düşünüyorum. 18-20 iş gününü kapsayan, toplamda 1 aylık stajda; staja gelen öğrenci de, onu kabul eden iş yeri de -kalıcı olunmadığını bildiği için- davranışlarında tutuk ve çekingen oluyor. Fakat gazetecilik eğitimi açısından yaz stajının tek faydası şu: Gazetecilik bir yaşam tarzı mesleği ve gönül işi. Staja gelen öğrenci bu kısa sürede, gazetecileri görev başında ve iş yeri ortamında gözlemleme imkanı bulabiliyor. Ders kitaplarında okuduğu, konferanslarda dinlediği bir mesleği pratik biçimde izleyebiliyor ve bazı şeyleri paylaşabiliyor. Bu süreç öğrenciye belki de, ileride iş hayatına girdiğinde yapacağı tercihleri belirlemede yardımcı olabilir. 

21 Aralık 2022 Çarşamba

ASGARİ ÜCRET ARTIŞI NEDEN ENFLASYONA SEBEP OLMAZ?

Cahit UYANIK

Kim ki asgari ücret zammı enflasyonu artırır der. O yalan söylüyordur, inanmayın lütfen... Çünkü;

1) Doğrudur, Türkiye'de 'talep enflasyonu' değil, 'maliyet enflasyonu' hüküm sürmektedir. Doların hızlı ve ani artışı tüm maliyetleri (Hammadde, enerji, lojistik vb.) ve dolayısıyla mal satış fiyatlarını yükseltmiştir. Sorun, devletin sağladığı enerji vb kalemlere yaptığı astronomik zamlardır, kuru çığrından çıkarmasıdır. İşçiliğin ise toplam maliyetler içindeki payı, hemen hemen tüm işletmelerde oldukça düşüktür. Mesela tekstilde işçilik payı 2015 yılında yüzde 25'ti. Ancak bu payın, son 7 yılki gelişmelerle (2018 ve 2021'deki iki büyük kur şoku sebebiyle) yüzde 10-15'e düştüğünü tahmin ediyorum. Asgari ücrete yapılacak zam, maliyetleri işçilik yönünden oransal olarak fazla yükseltmez. 

2) Yapılan zam, işçilerin iş verimliliğini ve dolayısıyla üretimi artırır. İşyerlerindeki üretim artışı, yapılan zammı karşılar ve enflasyon yaratmaz.

3) Asgari ücret o kadar düşük ki (295 $), işçiler birçok tüketiminden vazgeçmiş durumda. Gıda, barınma-ısınma, ulaşım fiyat artışları felaket boyutlarda... Yapılan zam işçileri sadece düşük tüketim kalıbından doğal tüketim kalıbına  yaklaştırır. Yani ekstra talep doğurup, talep bazlı enflasyon yaratmaz.

4) Tarihsel olarak bakıldığında da; DİSK'in 2023 Yılı Asgari Ücret Gerçeği raporuna göre asgari ücret 2015 yılında 348 $ iken, 2016 senesinde yüzde 24 artışla 430 $'a yükseltilerek oldukça yüklü bir zam yapılmış ancak manşet enflasyonda bir yükseliş görülmemiştir. Asgari ücrete $ bazında yüzde 24 zam yapıldığı ortamda; 2015/12'de yüzde 8,81 olan yıllık enflasyon, 2016/12'de yıllık yüzde 8,53 olmuştur. Yani enflasyon yükselmek bir yana, bir miktar gerilemiştir. Demek ki artırılan asgari ücret enflasyona sebep olmamıştır. 

19 Aralık 2022 Pazartesi

HABER-ANALİZ / TÜRKİYE’NİN ‘PERSPEKTİF PLAN’ GEÇMİŞİ VEYA EKONOMİDE ‘REEL BİR PLANLAMA’YA DÖNÜŞ YAŞANACAK MI?

Ankara-Necatibey Caddesindeki DPT binası

Cahit UYANIK

2022 yılı Haziran ayı, Türkiye’nin 1960 yılında yani 62 yıl önce resmen başlayan ‘ekonomik planlama serüveni’nde ilginç bir dönemeç oluşturdu. Çünkü bu tarih, siyasette iktidar ve muhalefet kanatlarının ekonomik planlama için harekete geçtikleri bir zaman dilimiydi. 

09 Haziran 2022 günü Resmi Gazeteyi açanlar, Cumhurbaşkanlığının 2024-2028 yıllarını kapsayacak  “On İkinci Kalkınma Planı Hazırlıkları” konulu üç sayfalık genelgesi ile karşılaştılar. Bu genelge; kamu, özel sektör ile sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşleri ve Meclis’in nihai inisiyatifiyle (TBMM Kararı olarak) hazırlanacak olan ve yaklaşık 14-15 aylık hummalı çalışmanın ilk yazılı dokümanı olma özelliğini taşıyordu.

Bu genelgeden 4 gün sonra ise “6’lı Masa” olarak adlandırılan 6 muhalefet partisinin oluşturduğu ‘Kurumsal Reformlar Komisyonu’ haftalar süren bir çalışmanın ardından; iktidara gelmeleri halinde yapacakları ilk ve acil yapısal reformları kamuoyu ile paylaştılar. Bu komisyonun; 11 yıl önce kapatılarak Kalkınma Bakanlığına, daha sonra 2018 yılında Strateji ve Bütçe Başkanlığına dönüştürülen Devlet Planlama Teşkilatını (DPT); Strateji ve Planlama Teşkilatı (SPT) olarak yeniden kuracaklarını açıklaması hayli ilginçti.

12. Plan 2023’te Meclis’te görüşülebilecek mi?

Böylece muhalefet düzeyinde de olsa ülke kamuoyu, uzun zamandır ilk kez ekonomik planlama ve Cumhuriyetin 100. Yıldönümü sonrasında planlamanın yeni vizyonunun ne olabileceği hakkında enerjik bir görüş açıklaması ve net bir vaatte bulunulmasına şahitlik etti. Türkiye, ekonomik planlama konusunda böylesi yoğun talep ortamını en son Demokrat Parti iktidarının son yıllarında yaşamıştı. Aradan 70 yıla yakın süre geçtikten sonra muhalefetin yinelenen bu tavrı, yüzlerce sayfalık metinlerin hazırlandığı ancak kimsenin pek uymadığı bürokratik bir planlama anlayışı yerine; ortak akıl ve katılımcı bir anlayışla, vizyon belirleme boyutu daha ağır basan, kısa ve öz metinlerin hazırlandığı stratejik bir ekonomi planlamasına geçiş yönündeki beklentileri de canlandırdı.

12. Plan hazırlıkları başlatıldı ama gelecek yıl bu zamanlarda Meclis’te görüşülememe olasılığı da bulunuyor. Çünkü 2023 Haziran ayında gerçekleşecek seçimlerin ardından oluşacak yeni siyasi tablo belirsizliğini koruyor. Seçimleri muhalefetin kazanması halinde 12. Plan’ın yeniden kurulacak olan Strateji ve Planlama Teşkilatı tarafından gözden geçirilip değiştirilmek üzere ertelenme olasılığı mevcut. Çünkü muhalefet 2011-2022 arasındaki dönemin planlamada boşa harcandığını ve ekonomide reel bir planlamaya yeniden dönülmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyor.     

Türkiye ‘Perspektif Plan’ın süresine karar veremedi gitti!

Planlamaya büyük umutların bağlanmaya başlandığı bu ortamda; Türkiye’nin ekonomik planlama konusundaki geçmişinin pek ele alınmayan bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum. Bunun için sizi 1960’ların başından 2020’lere 60 senelik bir yolculuğa çıkarmalıyım. Türkiye, 1963 yılında yani 1. Beş Yıllık Kalkınma Planı’yla birlikte “Perspektif Plan” kavramıyla da tanışmıştı. Perspektif burada, ‘geleceğe yönelik bakış açısı’ anlamında kullanılmaktaydı. 1. Plan’da perspektif planın neden gerekli olduğu; “Perspektif plan, plan dönemleri arasında bütünlüğü ve devamlılığı gözetir; ileride düzeltilmesi güç hatalı kararlar alınmasını önleyerek kaynak israfına sebep olmadan ana hedeflere en kısa yoldan ulaşılmasını sağlar” denilerek anlatılmıştı. 

18 Aralık 2022 Pazar

ASGARİ ÜCRET VE/VEYA ASKERİ ÜCRET TOPLUMU...

Cahit UYANIK

Tv haber bültenlerinde izliyorum...

Sokak röportajlarında çoğu insan

Asgari ücreti, "askeri ücret" diye telaffuz ediyor


İlk bakışta bir dilbilgisi hatası gibi görünse de...

Ülkemizdeki 30 milyon çalışanın 15 milyonunun asgari ücret

Ve etrafında (artı-eksi %10) bir ücret kazanabildiğini,

Emeklilerin çoğunun da asgari ücreti uzaktan dahi göremediğini düşünürsek...


Sokaktaki yurttaşların bazılarının 

Tek tipleşen kazançlarını, büyük kitlelerin tek tip davranış kalıplarına uyabilmesine

Büyük önem verilen askerlikle benzeştirmesinin geri planında; 'asgari ile askeri aynı şeydir nasıl olsa' gibi

Daha derin kabullenmeler ve adlandırmalar bulunduğunu

düşündürtüyor bana...

16 Aralık 2022 Cuma

BU, ASGARİ ÜCRETİN 8.250 TL OLMASI DEMEK. ASGARİ ÜCRETTE TARİHİ 442 $'LIK ZİRVE YENİDEN GÖRÜLEBİLİR

Cahit UYANIK

Yarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2023 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını yapacak. Tespit edilecek asgari ücret ise büyük ihtimalle, gelecek yılın ilk 6 ayında uygulanacak. 2023'te kim kazanırsa kazansın; seçimlerden sonra, ikinci 6 ay için yeni bir asgari ücret belirleneceğini düşünüyorum. Çünkü TR'de oldukça yüksek enflasyon ortamı hüküm sürüyor ve bu ortamın gelecek sene de yaşanacağı herkesin kabulü.

TR'de asgari ücret çok geniş bir kitleyi ilgilendiriyor. Bu konuda DİSK'in "Asgari Ücret Gerçeği" adlı raporları oldukça güzel bilgiler veriyor. Bu rapora göre TR'de asgari ücret ve altında ücretlerle çalışanların oranı %33,8. Yani 30 milyon çalışanın yaklaşık 10 milyonu asgari ücret ve altında maaşlar alıyor. Asgari ücretin %10 fazlası kadar maaş alanları da buna eklediğimizde, toplam oran yüzde 49'a geliyor. Yani asgari ücretle doğrudan ilgili çalışan sayısı 15 milyon kişiye yaklaşıyor. Bu sebeple asgari ücret geniş kitlelerin yaşam standartları açısından oldukça önemli bir göstergedir. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı birkaç gün önce, asgari ücretin 2023 yılında hükümetin enflasyon hedefi kadar artırılmasını istemiş ve böylece geçmişte kalan bir uygulamadan bahsetmişti: Enflasyon hedeflemesi. Hedef enflasyon kadar artırım, enflasyon hedeflemesinde kullanılan bir araç. Buna göre hükümet ve TCMB ortaklaşa bir enflasyon hedefi belirleyerek ilan ediyor ve bu hedefi tutturmak için de elinden gelen yapıyor; ekonominin diğer unsurlarından da buna uygun davranmasını bekliyor. TR'de enflasyon hedeflemesinin çok güzel uygulandığı yıllar yaşandı ve hatta bu model sayesinde tek haneli, %8 rakamlarına inmiş enflasyonları da gördük.

8 Aralık 2022 Perşembe

2023'TE İŞSİZLİK İÇİN 4 PUAN ARTIŞ UYARISI YAPILIRKEN, CHP 'MALİ KURAL' İLE EKONOMİYE PUSULA ÖNERDİ

Cahit UYANIK

CHP'nin 03 Aralık 2022'de açıkladığı İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi bence yoğun, çok boyutlu ve çok sesli. Neden böyle? 28 Ekim '22 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Yüzyılı adlı vizyon konuşmasını yapmıştı. Bu 2 belge kıyaslandığında CHP'nin belgesinin daha vizyoner olduğunu söyleyebilirim. Erdoğan'ın açıkladığı belgede de geleceğe ait bir çok yönlendirme var ancak o belgenin ucu açık bırakılmış; olgunlaşma süreci ileriye atılarak 1 yıl boyunca tartışılması ve geliştirilmesi istenmiş.

CHP'nin vizyon belgesi nasıl bir ortamda açıklandı, ona da bakmak lazım. TÜSİAD ve TÜRKONFED'in ortak toplantısında açıklanan  çalışmaya göre; 3 işverenden 2'si 2023 senesinde işçi çıkarmayı düşünüyor. Bu bize enflasyondaki başarısızlığın, istihdam alanına da yayılabileceğini gösteriyor. İşsizlik, halen %10-11 arasında dalgalanırken, öngörü gerçek olursa işsizliğin %13-14 civarlarına yükseleceğini söyleyebiliriz. Yani insanlar, yüksek enflasyon ortamında yoğun şekilde iş arar hale gelebilirler. TOBB'un 1,5 milyon üyesi var. Bunlardan 1 milyonu işçi çıkarmayı düşünüyorsa; 1 işçi çıkarılması 1 milyon, 2 işçi çıkarılması 2 milyon daha işsiz olacağı ve işsiz sayısının 4-5 milyona yükselebileceği anlamına gelir. 

CHP'nin vizyon belgesi kapsamında Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Jeremy Rifkin'in iklim bazlı ekonomik düşünceleri eleştirildi. Rifkin, Endüstri 4.0 denilen dönüşümde, iklim değişikliklerini dikkate alan ve önceliklendiren politikalar izlenmesi gerektiğini  yıllardır savunuyor. Bu düşünceleri kapsamında Almanya ve Çin'e danışmanlık yaptı. Dünya, Endüstri 4.0'a geçtiğinde bundan olumsuz etkilenecek bir ülkeyiz. Robotların yönettiği ve üretimi robotların gerçekleştirdiği Endüstri 4.0; maliyetleri hayli aşağı çekeceği için, bizim gibi emek-yoğun üretim yapısına sahip ülkeleri dış rekabette kötü yönde etkileyecek. Bu etkilenme, iklim bazlı olumsuz etkilerle iç içe yaşanacak.

İşte Rifkin'in bu değişim ve dönüşümün yanı sıra olumsuz etkilerle baş etme konusunda TR'ye danışmanlık yapması öngörülüyor. Vizyon belgesinde TR endüstrisinin, Endüstri 4.0 kapsamında iklim değişimine ayak uydurabilmesi için yeşil ekonomiye uygun üretim yapan bir yapıya dönüştürülmesi amaçlanıyor. Rifkin'in vizyon belgesi kapsamındaki rolünü, bunun nasıl olacağını, uygulamanın içinden gelen ve en iyi bilen isimlerden biri olması açısından değerlendirmek gerekiyor.

Kılıçdaroğlu konuşmasında "Mali Kural (MK) uygulamasını başlatacağız" dedi. MK, gelişmiş ve gelişmiş ülkelere sürekli yakınsayan bazı ülkelerin kullandıkları bir ekonomi politikası aracı. MK devlete; ekonomi daraldığında genişletici politikalar; sağlıksız bir şekilde genişlediğinde ise daraltıcı-sıkılaştırıcı politikalar izlemesi görevi veriyor; bunun hangi şartlarda olacağını kağıt üzerine yazarak formüle ediyor. 

7 Aralık 2022 Çarşamba

CHP'NİN DANIŞMANI JEREMY RIFKIN KİMDİR?

Jeremy Rifkin (d. 26 Ocak 1945), Amerikalı ekonomik ve sosyal kuramcı, yazar, konuşmacı, siyasi danışman ve aktivisttir. Bilimsel ve teknolojik değişikliklerin ekonomi, iş gücü, toplum ve çevre üzerindeki etkisi hakkında yirmi iki kitap yazmıştır. Küresel ekonomik kriz, enerji güvenliği ve iklim değişikliğinin zorluğunu ele alan uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik planı olan "Üçüncü Sanayi Devrimi"nin baş mimarıdır. Üçüncü Sanayi Devrimi, 2007'de Avrupa Parlamentosu tarafından resmen desteklendi.

Jeremy Rifkin, 2009

Pensilvanya Üniversitesi ve Tufts Üniversitesi mezunudur.

Rifkin, Teksas'a göç eden Rus Yahudilerinin kızı Vivette Ravel Rifkin ve plastik torba üreticisi Milton Rifkin'in çocuğu olarak Denver, Colorado'da dünyaya geldi. Chicago'nun güneybatı yakasında büyüdü. Wharton Finans ve Ticaret Okulu'nda ekonomi alanında lisans derecesi aldığı Pennsylvania Üniversitesi'nde 1967 mezuniyet sınıfının başkanıydı. Rifkin aynı zamanda Pennsylvania Üniversitesi Genel Mezunlar Derneği'nin 1967 Liyakat Ödülü'nün de sahibiydi.

1967'de bir gün Vietnam Savaşı'nı protesto eden ve yönetim binasında eylem yapan bir grup öğrencinin yanından geçerken bir aydınlanma yaşadı ve hatırladığı kadarıyla "okul arkadaşlarımın onları feci şekilde dövdüğünü" görünce şaşırdı. Çok üzülmüştüm." Ertesi gün bir ifade özgürlüğü mitingi düzenledi. O andan itibaren Rifkin hızla barış hareketinin aktif bir üyesi haline geldi. Tufts Üniversitesi'ndeki Fletcher Hukuk ve Diplomasi Okulu'na katıldı (Yüksek Lisans, Uluslararası İlişkiler, 1968) ve burada savaş karşıtı faaliyetlerine devam etti. Daha sonra Amerika'ya Hizmet Gönüllüleri'ne (VISTA) katıldı.

(Kaynak: Vikipedi Türkçe)


JEREMY RIFKIN Ekonomi bilimci, yazar ve aktivist. Foundation on Economic Trends in başkanlığını yapmaktadır. Birçok ülke ve kuruma danışmanlık da yapan Rifkin özellikle bilimdeki ve teknolojideki değişimlerin toplum, ekonomi ve çevre üzerindeki etkileri hakkında çalışmaktadır. Kitapları birçok dile çevrilen yazarın Türkçe'deki diğer kitapları: Darwin'in Çöküşü (çev. Ali Köse, Ufuk Yayınları, 2002), Biyoteknoloji Yüzyılı (çev. Celal Kapkın, Evrim, 2009), Avrupa Rüyası (çev. Buket Okucu Özbay, Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010), Entropi-Dünyaya Yeni Bir Bakış (Ted Howard'la birlikte, çev. Hakan Onay, İz Yayıncılık, 2010). 

(Kaynak: İletişim Yayınları tarafından Türkçe'ye çevrilerek 2014 yılında yayınlanan Üçüncü Sanayi Devrim adlı kitabın sunuş bölümündeki özgeçmişi)


Jeremy Rifkin, 28 Kasım 2022 tarihindeki Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi tanıtım toplantısına 'CHP Genel Başkanı Başdanışmanı' sıfatıyla katılmıştır. Rifkin şöyle konuşmuştur:

5 Aralık 2022 Pazartesi

FITCH'İN 2023 SENARYOSU: SEÇİMİ YÜZDE 77,5 OLASILIKLA ERDOĞAN KAZANIR AMA MECLİS'TE ÇOĞUNLUĞU ALAMAZ

Cahit UYANIK

Oldukça önemli bir haftaya giriyoruz. 28 Kasım 2022-pazartesi günü 6'lı Masa'nın "Şimdi Demokrasi Zamanı: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi Tanıtım Toplantısı" gerçekleştirilecek. 2018 yılında geçtiğimiz Türk Tipi Başkanlık Sisteminin ülkeyi ağır ekonomik sorunlara taşıdığı artık herkesin kabulü. Bu sebeple 6'lı Masanın anayasa önerisi içinde ekonomiyle ilgili temel hangi düzenleme ve değişiklikler olacağını dikkatle tarayacağız.

6'lı Masa deyince bazılarının aklına hemen, gelecek sene Haziran ayında yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına kimin aday olarak çıkarılacağı geliyor. Fakat bu kişiler, aday kim olursa olsun 6'lı Masanın güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönüşü sağlama vaadi ile seçim kampanyası yürüteceği ve bu şekilde iktidara gelmek isteyeceğini unutuyor. Hazirandaki seçimde ekonomiyle ilgili 2 temel görüş de oylanacak. Bir tarafta faizi düşürmenin ekonomide yapısal bir dönüşüm başlatacağı ve 5 yıllık dönem için daha görev onayı isteyen Ak Parti ve Erdoğan olacak. Diğer tarafta ise faiz düşürmenin büyük problemlere sebep olduğu ve bunun temelinin anayasada 2018 yılında yapılan başkanlık sistemine geçişle ilgili düzenlemeler olduğunu savunan 6'lı Masa...