4 Haziran 2024 Salı

BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ MEMLEKETİMDEN BİLDİRGE MANZARALARI-1

Cahit UYANIK 

"Senin ülken nice devlete mezar olmuştur. Dizi titreyenler bu coğrafyada tutunamaz. Senin dizin titremeyecek. Düşmanlarından korkun, dostlarından kuşkun olmayacak. Çünkü sen ordu-milletsin."

Bu cümleler Doğru Yol Partisinin (DYP) seçim bildirgesinden alındı.  Altında Genel Başkan Tansu Çiller'in imzası var. Demokrasi mücahidi Tansu Çiller, aynı bildirgenin bir başka yerinde de 'ordu-millet'e, bireylerin kurumlara kurban edilmeyeceği yönünde söz veriyor..!

Çiller bununla da yetinmiyor; hukuk devletinde özgürlük, bağımsız şahsiyet yaratmaya yönelik eğitim, borçsuz doğacak bebekler de vaat ediyor. Çiller, bir yandan yüksek disiplin öngören ve bireysel özgürlüklerin geri plana itileceği 'ordu-millet' söylemine sarılmış; öbür yandan liberalizm satmaya çalışıyor. Üstelik Çiller daha geçen Ağustos'ta düşürülen vergi oranlarının bir kez daha düşürüleceğini iddia ediyor. 'Diz titreme' edebiyatı da işin cakası... Ben bu seçim bildirgesini ancak 'siyasi mesir macunu' olarak adlandırabilirim.

"Enflasyonu 2 yılda tek haneli rakama indireceğiz. 2 yıllık İstikrar ve Acil Onarım Programı'nı uygulamaya koyacağız. Şok program uygulamasıyla enflasyonu ilk yıl yüzde 20'ye, ikinci yıl sonunda tek haneli rakama indireceğiz."

Bu cümleler de Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) 'Çözüm 2000' adlı seçim bildirgesinden alıntı. CHP'nin ekonomi kurmayları acaba 'şok program'ın anlamını hiç düşündüler mi? Türkiye bugün 5'inci yıldönümünü idrak edeceğimiz 5 Nisan 1994 Kararları ile bir şok program uygulamıştı. O zaman Türkiye'de yaklaşık 1 milyon emekçi işsiz kalmıştı.

Yani yaklaşık 5 milyon kişinin gelecek ümitleri sararmıştı. Türkiye, kıyısından dokunup geçen global krize bile 250-300 bin kişiyi kurban verdi de günlerce sızlanıp durdu. Acaba Atatürk'ün partisi CHP'nin ekonomi kurmayları hangi akla hizmet, faturası yoğun ve yaygın işsizlik olan şok programı uygulayacak?

Bir de özelleştirilecek kuruluşların hisse senetlerinin iç borç stokunun azaltılmasında 'takas edilerek kullanılması' yöntemine akıl sır erdiremedim.  Yıllardır özelleştirme karşıtı sol blok, özelleştirme gelirlerinin stratejik KİT'lerin rehabilite edilmesinde ve alt yapı yatırımlarında kullanılmasını savunurken, şimdi nereden çıktı bu dahiyane fikir? Acaba bu absürt yöntem, önerdiğiniz KİT Reformunun neresinde? Yoksa CHP'nin seçim bildirgesinde 'Blairizm üzeri Thatcherizm' kokusu mu buğulanıyor? Anlayacağınız CHP'nin seçim bildirgesinde ekonomi, her an patlayabilecek bir silah gibi duruyor. Aman şeytan doldurmasın..!

"Toplu konut kavramını Türkiye'ye kazandıran Anavatan, 2. Toplu Konut Seferberliği ile önümüzdeki dönemde her yıl 500 bin konut yapımını sağlayacaktır." 

Bu cümle de Anavatan Partisinin (ANAP) seçim bildirgesinin en göz alıcı vaatlerinden birisi olarak siyasi tarihteki yerini alıyor. Dikkatinizi çekerim 500 bin konut Türkiye'nin 1 yıllık konut ihtiyacına karşılık geliyor. Burada birazcık geriye dönelim. ANAP'ın 1998 yılında başlattığı 30-35 bin konutluk toplu konut hamlesinin hali ortada. Bu projeleri üstlenen müteahhitler kapı kapı dolaşıp istihkak arıyorlar ama nafile. 

TOKİ'nin yıllık açığı 50-60 trilyon lirayı geçmiş. TOKİ'yi siyaset arkadaşlarıyla birlikte darmadağın eden bürokrat hakkındaki soruşturma hala sürüyor. Yeni konut talebinin sıfırın altında seyrettiği Samsun'a, 150-200 metrekarelik lüks konut inşa etmeye çalışmanın seçimlerde bu bölgeden aday adayı olmakla yakından ilgisi var mı acaba? TOKİ şimdi arsa satıp belini doğrultmaya çalışıyor. Bu ortamda hala yılda 500 bin konuttan bahsetmenin rasyonelliği var mı? ANAP'ın seçim bildirgesi boş lafın ve safsatanın imza atılabilen hali değil de nedir acaba?

Haftaya: FP ve DSP.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 05 Nisan 1999 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder