EKONOMİ MUHABİRLERİ DERNEĞİ (EMD) 9. GENEL KURULUNDAKİ KONUŞMAM (2004)

Sayın Başkan, Sayın Üyeler; 

EMD'nin 9. Olağan Genel Kuruluna hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. 

EMD, bundan 17 yıl önce binbir zahmet ve güçlük içerisinde kurulmuştu. Aradan geçen sürede EMD, tüm basın meslek kuruluşları içinde kendisine saygın bir yer edindi. EMD'nin üzerinde yükseldiği ilkeler, bu saygın örgütlenmenin geleceği konusunda bizi hayli umutlu kılmaktadır. Burada EMD kurucularını, daha sonra görev almış tüm yöneticileri ve bu yönetimleri en iyi şekilde seçerek görev başına getiren tüm üyelerimizi kutluyorum. EMD, Türkiye'de hep eksikliği hissedilen, ortak akıl ile rasyonel ve pozitif düşüncenin bir örgüte dönüşmüş nadir örneklerinden birisidir.

Sayın Üyeler,

EMD'nin Genel Kurulu vesilesi ile Türk basın sektöründeki son gelişmelere kısa bir şekilde değinmek istiyorum. Basın, yeni deyimle medya sektörümüz tarihinin en kritik günlerinden geçmektedir. Basındakı sektörel yoğunlaşma ile yaşanılan ekonomik kriz, medyanın içinde bulunduğu sorunların çözümünü güçleştirmektedir. Medyada gerek tekelleşme, gerekse ekonomik krizin etkisiyle rasyonel kararlar alınamamaktadır. Basın, zaman zaman dördüncü güç değil birinci güç olmaya soyunarak kararlarındaki akıl açığını kapatmaya çalışmaktadır. Basında acilen akılcılığın ön plana çıktığı, basının esas işlevine uygun bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç vardır. 

Bu çerçevede son günlerde yoğun şekilde medya sahiplerinin banka sahibi olup olamayacağı tartışılmaktadır. EMD, daha önce TBMM Medya Sorunlarını Araştırma Komisyonuna sunduğu yazılı raporda, bu konuya dikkat çekmiş ve bu kararın 25 yıl gecikmeli de olsa verilmek zorunda olduğunu ifade etmişti. EMD'nin sorunun özünü her zaman doğru tespit eden yaklaşımı; 2 yıl önce, şimdilerde herkesin kafasını meşgul eden bu soruya dikkat çekmişti. 

Peki bu konudaki düzenleme nasıl olmalıdır? Muhabirler açısından bakıldığında sorun, sırf medya sahiplerinin banka sahibi olup olmaması açısından çözülemez. Bu düzenleme hangi yönde olursa olsun, muhabirin ihtiyacı olan asıl şey yazı işleri bağımsızlığıdır. Türkiye'de bu alanda ciddi bir açık vardır ve giderek de büyümektedir. Muhabirler artık devlet sansürü ile karşı karşıya değildir. Aksine kendi zihinlerinde oluşturdukları sansür odacıkları arasında gezinerek gerçeğe ulaşmaya çalışmaktadır. Beyindeki sansürün devlet sansüründen daha tehlikeli ve mücadele edilmesinin zor olduğunu unutmayalım.

Hükümetin basın özgürlüğünün temel taşı olan muhabirlerin yazı işleri bağımsızlığını bir kanunla düzenlemesi gereklidir. Yazı işleri bağımsızlığı sağlandıktan sonra, medya sahiplerinin banka sahibi olup olamayacakları veya başka sektörlerde çalışıp çalışamayacaklarını belirlemek, devlet ihalelerine girip giremeyeceklerini düzenlemek daha isabetli olacaktır.

Kendi mesleğimizle ilgili gelişmelere baktığımızda ise şu tablo ortaya çıkmaktadır: Ekonomi muhabirleri, uzun zamandır hapsolup kaldıkları borsa, faiz, döviz haberciliği üçgeninden,  enflasyonun düşüşe geçmesiyle sıyrılmaya başlamıştır. Gazete sayfalarında reel sektörle ilgili haberler giderek artmaya başlamıştır. Ancak bu noktada ise habercilerin reel sektörün aktörleri ile aralarında ayarlamaları gereken mesafe sorunu ortaya çıkmıştır. Bu konuda dikkatli olunmasında fayda vardır. 

Basın sektöründe ekonomi haberciliğinin önemi artmasına rağmen EMD örgütsel gücünü artıramamaktadır. Bunun için mesleğe yeni giren arkadaşlarımızın dernek üyeliğine özendirilmesi, mevcut üyelerin ise EMD faaliyetlerine daha etkin şekilde katılımı gerekmektedir. Üyelerimizin Dernek merkezine daha sık gelip gitmesi, burada yaptığımız faaliyetlere ilgi gösterilmesi yöneticilerin motivasyonunu artıracaktır.

EMD'nin kendi sorunlarını çözüm yoluna koyması ve güçlenmesinin; geçmişte olduğu gibi gelecekte de mesleğin esas sahibinin biz muhabirler olduğunu göstermesi açısından büyük önem taşıdığına inanıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (08.05.2004)

Cahit UYANIK

Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Genel Başkanı 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder