4 Haziran 2024 Salı

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / UFUKTAKİ KRİZ: EKONOMİ YÖNETİMİ

Cahit UYANIK 

Farkında mısınız? Üç pazar sonra sandık başına gideceğiz. Elbette Küskünler destekli Fazilet Partisi, seçimleri erteletmezse... 27 gün kala kaderi hala belli olmayan seçim, sanırım siyasi tarihte hak ettiği yeri bulacaktır. 

Burada uzun uzun siyasi analizler yapmayacağım. Ama Ankara kulislerinde yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlayan gizli bir çekişmeye dikkatinizi toplamanızı isterim. Henüz çok kapalı ortamlarda konuşulsa da seçimden sonra oluşması muhtemel DSP-ANAP Koalisyonunda ekonomi yönetimini kimin üstleneceği şimdiden pazarlık konusu yapılıyor. Bu konuyu derinlemesine incelemek için biraz gerilere gitmek gerekiyor. 

DSP Azınlık Hükümeti kurulduktan sonra iki ilginç gelişme oldu. Birincisi; neredeyse tüm ekonomik birimlerin Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'a bağlanmasıydı. Uluğbay, Turgut Özal'dan sonra 'ekonominin tek patronu' olan ilk isimdi. Bu, ekonomi yönetimi konusunda 1988'den beri değişik kliklerin savaştığı ANAP'ta pek hoş karşılanmadı. 

Ekonomi yönetiminden rahatsızlıkların ikinci boyutunu ise Maliye Bakanı Zekeriya Temizel oluşturuyordu. Temizel, sivil toplum örgütlerinden aldığı destek, karizmatik kişiliği, teknik bilgisinin yüksekliği ve Gelirler Genel Müdürü Nevzat Saygılıoğlu'nun medyatik havası ile Vergi Reformu'nu Meclis'ten çıkartabildi. Ancak Maliye Bakanlığı, özellikle ANAP kanadının ekonomi kurmaylarınca sık sık eleştiri bombardımanına tutuldu. Reform, ekonomik durgunluğa yol açmakla suçlandı. Temizel'in -her ne kadar yalanlansa da- İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylığına gönderilmesinde DSP yönetimi nezdinde girişilen lobi faaliyetleri etkili oldu. 

Anlayacağınız ekonomi yönetimi konusunda gizliden gizliye bir çekişme zaten vardı. Ancak ANAP'ta rahatsızlıklar bitmiş değil. Özellikle Nevzat Saygılıoğlu'nun ANAP'ta sağlam bir listeden aday gösterilmesinin partinin iş dünyası gözündeki imajını zedeleyeceği düşünülüyor. Üstüne üstlük Maliye'de Gelirler Genel Müdürlüğüne yapılan atamanın bakanlık bünyesindeki hesap uzmanı-maliye müfettişi çekişmesini körüklediği her yerde konuşuluyor. Bu çerçevede yeni Maliye Bakanı Nami Çağan'ın büyük umutlar bağlanan vergi reformunun uygulamasında sıkıntıya düşmemek için, daha tavizkar davranacağı beklentisi kulislere hakim.

Bu anlattıklarım şu anda kulislerde konuşulanlar.  Bütün bunlar alt alta toplandığında özellikle ANAP kanadında seçim sonrasına ilişkin hesap ve olumsuz değerlendirmeler yoğunlaşıyor. ANAP'taki bazı isimler ekonominin son iki aydır yani Uluğbay döneminde iyi yönetilmediğini dile getirmeye başladılar. Özellikle reel sektörün taleplerinin dikkatle dinlemediği ve değerlendirme yapılmadığını -şimdilik- alçak sesle anlatıyorlar.

55. Hükümet'te ekonomiyi yöneten ANAP politikalarının enflasyondaki düşüş gibi tatlı meyvelerini bugünlerde DSP'nin yediği ve bunu seçimde oya tahvil edeceği değerlendiriliyor. Buradan yola çıkılarak da seçimler sonrası ekonomi yönetiminin yeniden ANAP'a devredilmesini istiyorlar. ANAP'ın hazırladığı 'Türkiye Sözleşmesi'nin Anasol-D döneminde hazırlanan 3 yıllık istikrar programının bir devamı olduğunu her fırsatta dillendiriyorlar. 

Sözün özü; ANAP'lılar DSP'nin ekonomi yönetimi ve dolayısıyla Hikmet Uluğbay- Nami Çağan ikilisini pek beğenmiyorlar.  Bu değerlendirmelerin seçim sonrası ekonomi yönetimi yapılanmasına ďönük bir manevra mı yoksa gerçekleri mi yansıttığını ise hep birlikte bekleyip göreceğiz. 

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 22 Mart 1999 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder