YIL 1995... BİR ANKARALI EKONOMİ MUHABİRİNIN İMKB İZLENIMLERİ

BORSADA 'ÇUKUROVA SENDROMU'

Brokerlarla milletvekillerinin ortak noktaları...

Cahit UYANIK 

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ile Ekonomi Muhabirleri Derneğinin (EMD) Ankaralı ekonomi muhabirleri için düzenlediği gezi ve inceleme programı dahilinde İMKB'ye davet edildik. Borsa'yı gezerken şahit olduğumuz 'Çukurova Sendromu' sayesinde brokerlarla milletvekillerinin ortak noktalarını bulduk. 

Önce Borsa Seans Salonuyla aramızda sadece cam bölmenin bulunduğu küçük toplantı salonuna geçtik. Hem İMKB Bono ve Tahvil Piyasası Müdürü’nü dinleyip hem de çevreyi şöyle bir kolaçan etmeye çalışırken olan oldu: Daha 5-10 dakika önce açılan ikinci seans, birdenbire kaynamaya başladı. Endeks, ardarda gelen satım emirleriyle baş aşağı gidiyordu. Endeks diyagramının ortasına sanki cetvelle 90 derecelik bir dik açı çiziliverdi.

Her satış emriyle birlikte brokerlar avaz avaz bağırmaya başladı. Sabahleyin yılan atsan kıpırdamayacak halde kulaklarına yapışmış telefonlarla dondurulmuş tv karesi görüntüsündeki brokerlar, aniden fare görmüş kediye döndüler. Bize refakat eden Borsa yöneticileri ise nedense sakindi. 'Neler oluyor?' diye sorduğumuzda 'Herşey çok normal. Seansın heyecanından bağrışıyorlar' diyerek bizi rahatlattılar. Oysa diyagramdaki 90 derecelik açının boyu gittikçe uzuyordu. O, uzamayı sürdürürken sesler de ayyuka çıkmıştı.

Broker'lardan 'Mebus' protestosu...

Oysa asıl hareket yeni başlamıştı. Aniden fiyat panosunda altında hiç durmaksızın akıp giden ve hisselerin gerçekleşen son fiyatlarını gösteren bantta tüm fiyatlar sıfırlanmıştı. O anda brokerlar bizim Ankara'da Meclis'te görmeye alışık olduğumuz bir eyleme geçtiler. İstisnasız onlarca genç-yaşlı broker bilgisayarların yerleştirildiği tahta raflara elleriyle ve telefon ahizeleriyle vurmaya başladı. Aynı saniyeler içinde Borsa eksperleri de oradan oraya koşuşuyor, sağa sola telefon yağdırıyorardı. Borsa Danışmanı ve eski aracı kurum sahibi İlhan İzibelli ile brokerlar adeta boğaz boğaza gelmek üzereydiler. 

Refakatçimiz Borsa yöneticileri bu ortamda bizim 'Orada normalin dışında birşeyler yaşanıyor' diyerek cam bölmenin önüne fırlamamıza engel olmaya çalışıyorlardı. Hemen cep telefonlarımıza sarıldık ve  kısa süre sonra Borsa'nın birkaç dakika içinde 700-800 puan düştüğünü öğrendik. Bunun nedeni ise fiyatların yeterince şiştiğine inanıp portföy boşaltan spekülatörlerdi. Olayın öznesi de Çukurova ve Kepez kağıtlarıydı. İnsanlar bir anda milyarlar kazanıp, milyarlar kaybetmişti. Kazanan memnun, kazanmayan memnun değil de, niye borsa eksperleri ile brokerlar boğaz boğaza gelmişti? Bunu o an anlayamadık. Ama daha sonra öğrendik; Çukurova ve Kepez'deki fiyatların yeterince düştüğü görülüp alım emirleri gelmeye başladığında, bu kadar büyük montanlı alım satımlara hiç alışık olmayan bilgisayar sistemi 'error' vermişti. Böylece dosta düşmana örnek gösterdiğimiz ELİT sisteminin çok fazla güvenilir olmadığı da test edilmişti. Ama testin fiyatı oldukça pahalıya gelmişti.

Artun, seans salonunda...

ELİT'te toplam 6 dakika süren arıza sonrasında herşey eskiye döndü. Brokerlar yine telefonlarıyla buluştu ve sandalyelerine  oturup gözlerini bilgisayarlara sabitlediler. Böylece 6 dakikalık yoğun stres periyodunda en az 6 yıl yaşlanan bir meslek grubuyla yakından tanışmış olduk. 'Dünyada ömrü en kısa insanlar' olarak tanımlanmalarının nedenini de derinden hissettik. Olayın ciddiyetinin farkına varan İMKB Başkanı Tuncay Artun ise birkaç dakika sonra seans salonuna indi. İşlemlere sakin sakin refakat etmeye başladı.

Öğrendiğimize göre Borsa'nın başına son 10 yılda böyle bir 'iş' gelmemişti. Geldiğinde de Ankaralı ekonomi muhabirleri oradaydı. Biz Meclis'ten 'insan kaynamaları'na alışkındık ama doğrusu bunu İMKB'den beklemiyorduk. Yoksa işin kerameti bizde miydi? Durumu hayra mi yoksa şerre mi yormalıydık, bilemedik.

(Bu izlenim yazısı, haftalık İntermedya Ekonomi dergisinin 3 Aralık 1995 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder