Ekonomi gazeteciliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ekonomi gazeteciliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Nisan 2024 Perşembe

SOMON RENGİ KAĞIDA BASILAN SON GAZETE DÜNYA, TAMAMEN BEYAZ KAĞIDA DÖNDÜ

Cahit UYANIK 

Dünya Gazetesi... 

31 yıl aradan sonra ilk 2 ve son 2 sayfasını somon rengi kağıda basma geleneğinden vazgeçmiş...

İlgilenenler ve basın tarihi yazanların dikkatine sunulur...

(Bu yazı 21 Kasım 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır.)

29 Mart 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / EKONOMİ GAZETECİLİĞİ TELEVOLELEŞİYOR MU?

Cahit UYANIK 

Zaman zaman bu sütunda kendi mesleğimizle ilgili konulara yer vermeye çalışıyorum. Ekonomi gazeteciliğinin artık bir kavşak noktasına yaklaştığının somut belirtileri ortada. Mesleğimizdeki temel sorunsal, tam uzmanlaşmanın sağlanamaması ve manipülasyon kültürünün yavaş yavaş yer etmeye başlaması. 

Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD), geçen hafta ODTÜ Ekonomi Günleri çerçevesinde ekonomi gazeteciliğin dünü, bugünü ve geleceğini tartıştırdı. Toplantının bizatihi kendisi, ekonomi gazeteciliğinin konuşulduğu nadir toplantılardan biriydi. Buna benzer bir konu, en son 1980'li yılların başında Hürriyet Vakfının düzenlediği toplantılar dizisinde tartışılmıştı. EMD'nin toplantısı böylece bu konuda yapılan ikinci toplantı olarak tarihe geçti. 

Toplantının ortaya koyduğu sonuçları özetlemekte fayda var. Son 15 yılda ekonomi gazeteciliğinde çalışan meslektaşlarımızın sayısında önemli miktarda artış oldu. Ekonomi yayınları çok çeşitlendi ve neredeyse bir 'ekonomi medyası'ndan söz edilme noktasına gelindi. Ancak bu gelişmeye nazaran mesleki uzmanlaşma düzeyi sığ kaldı. Uzmanlığa dayalı gelişim süreci şimdilerde yepyeni bir tehlike ile karşı karşıya. Ekonomi basını da 'televoleleşme' sürecine giriyor gibi.

27 Mart 2024 Çarşamba

BÜLENT ECEVİT 1956 YILINDA, GAZİANTEP'LE İLGİLİ 8 GÜNLÜK YAZI DİZİSİ YAZIP YAYINLAMIŞ

Cahit UYANIK 

Rahmetli Bülent Ecevit'i çok severim.

Ecevit, Türk milletini çok iyi tanıyan, yüreği onun iyiliği için çarpan

Nadir siyasetçilerden biriydi çünkü.

Ecevit öz olarak bir gazeteciydi. 

Ülkesini, milletini iyi tanımasında mesleğinin büyük rolü vardı.


Bu cümlem öyle basmakalıp bir cümle değil.

Ecevit, 31 yaşında genç bir gazeteci iken...

1956 yılında Gaziantep'e gelmiş ve 5 gün kalmış.

Bu seyahatindeki izlenimlerini Ulus gazetesinde 

8 günlük bir yazı dizisi olarak yayınlamış. 

Bu yazı dizisini 1-2 gün içinde blogumda sizlerle paylaşacağım.

(Tıklayınız) 1956 YILINDA BÜLENT ECEVİT'İN KALEMİNDEN: GAZİANTEP-1 / GEREKLİ ADAMLAR ŞEHRİ

27 Şubat 2024 Salı

TCMB’NİN 2004'TEKİ YÖNGÖRÜ TOPLANTISI... KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI


Cahit UYANIK 

Yıl 2004/Eylül ayı... Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Genel Başkanı olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Silivri'de düzenlediği "Yöngörü Toplantısı"na katılmışım. Amaç, TCMB'nin nereye doğru evrilmesi gerektiği sorusuna yanıt bulmak...

Çünkü Avrupa Birliğinden müzakere tarihi almak üzereyiz ve ufukta TL'den çıkıp Euro'ya geçme ihtimali belirmiş. Tabii ki modern bir merkez bankasına çok iş düşecek burada... (Nitekim 3 ay sonra AB bize tam üyelik müzakerelerine başlanacağını resmen bildiriyor) Ama zaman ve realiteler acımasız; gitgide tam üyelik müzakeresinin esamesi bile okunmaz olmuş ve...

TCMB için köprünün altından çok sular akmış geride kalan 20 yılda... 

14 Aralık 2023 Perşembe

SEN DE AKLINI KULLAN, TL'Yİ KORU!

Cahit UYANIK 

Ahaber TV'nin internet sitesi FED'in faiz artışını "skandal" diye yorumlamış...

Herkes kendi türküsünü söyler. FED kendi parasını koruyup kollamakla yükümlüdür.

Ne demişti 71'de ABD Hazine Bakanı: Dolar bizim paramız ama sizin probleminiz...

Beyaz saçlı kadın Yellen'in umurunda mı TL, Türkiye, Tayyip veya Trump...

Merkez Bankası bağımsızlığının bedelini çok ağır şekillerde ödemiş ABD ne yapacaktı?

Bize mi soracaktı?

31 Ocak 2023 Salı

ESNAFIN FİNANSMANI VE TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ

       Cahit UYANIK 

Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Genel Başkanı

Türkiye’de ekonomi gazeteciliğinin tarihi oldukça eski. Osmanlı Dönemi’nde çıkan gazetelerede bile ekonomi haberlerine sık sık rastlamak mümkündü. Ancak bu konunun  bir uzmanlık alanı olarak dikkatle izlenmeye başlanması 1950’lerden sonra başladı. Gazetelerin istihbarat servislerinde, o zamanki deyimle “iktisat muhabiri” de bulunuyordu. Gazeteler, 1980’e kadar pek ekonomi sayfası yapmaz; yapanlar da gelen ilk ilanda, sayfanın yarısını kurban ederdi. 1980’lerden sonra işin rengi değişti. Ekonomi sayfalarının sayısının artmaya başlamasıyla, gazete ve diğer yayın organlarında birkaç gazetecinin toplandığı ekonomi servisleri kurulmaya başlandı. Buralarda birden fazla ekonomi gazetecisi çalışmaya başladı. Şu anda EMD’nin bünyesinde 600’ü aşkın gazeteci bulunuyor. Ekonomi yayıncılığı ile uğraşanların sayısı ise binlerle ifade ediliyor. 

İki taraf da hatalı 

Peki Türkiye’de ekonomi gazetecilerinin, sayıları 4 milyonu bulan esnaf ve sanatkar kitlesi ile ilişkileri nasıl? Bu konuda, kabahati daha çok kendimizde bularak, iki tarafın da hataları olduğunu söylemek mümkün. Hatırlıyorum da, daha 1980’lerin sonunda ekonomi servislerinde ağırlıklı esnaf ve sanatkar sorunlarına ilgi duyan muhabirler vardı. Bu muhabirlerle esnaf örgütlerinin sıcak ilişkileri mevcuttu ve sürekli olarak yeni bilgilerle besleniyorlardı, kamuoyunu aydınlatıyorlardı. Ancak 1990’lı yılların başından itibaren esnaf örgütleri içne kapandı. Aynı dönemde gazetelerin ekonomi servislerinde ise daha çok finans ve borsa haberciliğinin önemi arttı. Aslında bu dönemde reel sektör haberlerine genel bir ilgisizlik yaşandı. Tüm üreten kesimler, bu olumsuz gelişmeden nasibini aldı. Esnafın yanısıra çiftçiler ve kobi’lerde de benzer şikayetler yaşandı. Bütün bunların en önemli sebebi, elbette 30 yıldır yaşadığımız yüksek enflasyon ortamı. Çünkü enflasyon, rakama dökülebilir maliyetlerin yanısıra toplumdaki ilişkileri de değiştirip bozma etkisine sahip. Bunun maliyetini ölçmek ise mümkün değil.

23 Ocak 2023 Pazartesi

MEDYA HİKAYELERİ / BİR EMEKLİ HABERİNİN HİKAYESİ

Cahit UYANIK

Bu haberdeki sözü edilen emekli rahmetli babam ve ondan dul aylığı alan annemdi. SGK yetkililerini "Niye kesiyo'nuz birader?" diye sorguya çeken de bendenizdi. 

Aldığım cevabı, "Daha geniş kitleler benzer mağduriyeti yaşıyordur" diye Erdoğan Süzer kardeşime bildirmiştim. O da sağolsun, olayı ulusal çapta yayın yapan Sözcü'de geniş şekilde incelemişti.

28 Aralık 2022 Çarşamba

DAHA KOLAY İŞ BULABİLEN MEZUNLAR İÇİN, İLETİŞİM FAKÜLTESİ MÜFREDATI VE EĞİTİM SİSTEMATİĞİ NASIL DEĞİŞTİRİLMELİ?

Anadolu Üniversitesi iletişim Bilimleri Fakültesi-Eskişehir
(F: Cahit Uyanık)

Cahit UYANIK

Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümü Liderlik, Yönetim ve Kalite Kurulunun dış paydaşlara yönelik olarak düzenlediği Zoom toplantısına Prof. Dr. Erkan Yüksel, Prof. Dr. İncilay Cangöz, Araştırma Görevlileri Funda Erzurum, Mehmet Anıl Ünal ve Ferhat Yasav; Öge Demirkan (Oksijen Gazetesi Haber Araştırma Müdürü), Hakkı Kutlu (MedyaMidas A.Ş. Sahibi-Eskişehir) ile birlikte 24 Kasım 2022 tarihinde katıldım.

Toplantıda şu sorulara cevap arandı:

1) İletişim fakültelerinin gazetecilik bölümlerinde verilen eğitimi genel olarak nasıl  değerlendiriyorsunuz?

2) Kurumunuzda/ işletmenizde gazetecilik bölümü mezunlarını istihdam ediyor musunuz?

3) Kurumunuzda/işletmenizde Anadolu Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunlarını istihdam ediyor musunuz?

4) Mezunlarımızı dikkate alırsanız olumlu ve olumsuz bulduğunuz yönler genel olarak nelerdir?

5) Halen eğitim almakta olan öğrenciler ve daha sonraki öğrenciler için sizce yapılması gerekenler nelerdir?

6) Üniversite-sektör işbirliği konusundaki beklentileriniz nelerdir?

7) Bölümümüzün eğitim-öğretim süreçlerine katkı vermek ister misiniz?

8)  Daha başka kimlerle görüşmemizi tavsiye edersiniz?

Aşağıdaki yazı; bu toplantı dolayısıyla dile getirdiğim ve getiremediğim düşüncelerimi derli-toplu paylaşabilmek ve ileride yapılabilecek benzer başka çalışmalara katkı sunmayı amaçlamaktadır:

Bilfiil gazetecilik yaptığım 22 yıllık meslek yaşamımda (1988-2010) genç muhabirlerin ve stajyer muhabirlerin yetişmesine çok önem verdim. Halen önemli yayınlarda gazetecilik çalışmalarını sürdüren; artık usta muhabir veya usta medya yöneticisi olan pek çok isme meslek yaşamlarının ilk dönemlerinde yol gösterdim, iş başındaki eğitimleriyle bizzat ilgilendim. Yetiştirdiğim ve yetişmesine katkı yaptığım bazı isimler ise özgül koşullarımız gereği bazen medya sektörü dışına çıkmak zorunda kaldılar. Ama yine de, basın sektöründe bulundukları süreçte öğrendiklerinin üzerine koyarak, diğer sektörlerdeki medya ve iletişim bağlamlı görevleri üstlendiler ve halen de bu görevlerini yürütüyorlar. Gençlere bu mesleği öğretmek adına daha sonra 2016 ve 2017 yıllarında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve Yayın Bölümünde seçmeli 'Ekonomi ve Finans Gazeteciliği' dersini verdim. Genç gazeteci adaylarıyla, mesleğimizin bu önemli uzmanlık alanıyla ilgili temel bilgileri paylaştım.

YAZ STAJLARI SİSTEMİ REFORME EDİLMELİ: Yazımın başında şunu hemen belirteyim: Gerek gazetecilik gerekse başka lisans dalları eğitimi bağlamında, öğrenci yaz stajlarının bu haliyle verimli olmadığını düşünüyorum. 18-20 iş gününü kapsayan, toplamda 1 aylık stajda; staja gelen öğrenci de, onu kabul eden iş yeri de -kalıcı olunmadığını bildiği için- davranışlarında tutuk ve çekingen oluyor. Fakat gazetecilik eğitimi açısından yaz stajının tek faydası şu: Gazetecilik bir yaşam tarzı mesleği ve gönül işi. Staja gelen öğrenci bu kısa sürede, gazetecileri görev başında ve iş yeri ortamında gözlemleme imkanı bulabiliyor. Ders kitaplarında okuduğu, konferanslarda dinlediği bir mesleği pratik biçimde izleyebiliyor ve bazı şeyleri paylaşabiliyor. Bu süreç öğrenciye belki de, ileride iş hayatına girdiğinde yapacağı tercihleri belirlemede yardımcı olabilir. 

19 Aralık 2022 Pazartesi

HABER-ANALİZ / TÜRKİYE’NİN ‘PERSPEKTİF PLAN’ GEÇMİŞİ VEYA EKONOMİDE ‘REEL BİR PLANLAMA’YA DÖNÜŞ YAŞANACAK MI?

Ankara-Necatibey Caddesindeki DPT binası

Cahit UYANIK

2022 yılı Haziran ayı, Türkiye’nin 1960 yılında yani 62 yıl önce resmen başlayan ‘ekonomik planlama serüveni’nde ilginç bir dönemeç oluşturdu. Çünkü bu tarih, siyasette iktidar ve muhalefet kanatlarının ekonomik planlama için harekete geçtikleri bir zaman dilimiydi. 

09 Haziran 2022 günü Resmi Gazeteyi açanlar, Cumhurbaşkanlığının 2024-2028 yıllarını kapsayacak  “On İkinci Kalkınma Planı Hazırlıkları” konulu üç sayfalık genelgesi ile karşılaştılar. Bu genelge; kamu, özel sektör ile sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşleri ve Meclis’in nihai inisiyatifiyle (TBMM Kararı olarak) hazırlanacak olan ve yaklaşık 14-15 aylık hummalı çalışmanın ilk yazılı dokümanı olma özelliğini taşıyordu.

Bu genelgeden 4 gün sonra ise “6’lı Masa” olarak adlandırılan 6 muhalefet partisinin oluşturduğu ‘Kurumsal Reformlar Komisyonu’ haftalar süren bir çalışmanın ardından; iktidara gelmeleri halinde yapacakları ilk ve acil yapısal reformları kamuoyu ile paylaştılar. Bu komisyonun; 11 yıl önce kapatılarak Kalkınma Bakanlığına, daha sonra 2018 yılında Strateji ve Bütçe Başkanlığına dönüştürülen Devlet Planlama Teşkilatını (DPT); Strateji ve Planlama Teşkilatı (SPT) olarak yeniden kuracaklarını açıklaması hayli ilginçti.

12. Plan 2023’te Meclis’te görüşülebilecek mi?

Böylece muhalefet düzeyinde de olsa ülke kamuoyu, uzun zamandır ilk kez ekonomik planlama ve Cumhuriyetin 100. Yıldönümü sonrasında planlamanın yeni vizyonunun ne olabileceği hakkında enerjik bir görüş açıklaması ve net bir vaatte bulunulmasına şahitlik etti. Türkiye, ekonomik planlama konusunda böylesi yoğun talep ortamını en son Demokrat Parti iktidarının son yıllarında yaşamıştı. Aradan 70 yıla yakın süre geçtikten sonra muhalefetin yinelenen bu tavrı, yüzlerce sayfalık metinlerin hazırlandığı ancak kimsenin pek uymadığı bürokratik bir planlama anlayışı yerine; ortak akıl ve katılımcı bir anlayışla, vizyon belirleme boyutu daha ağır basan, kısa ve öz metinlerin hazırlandığı stratejik bir ekonomi planlamasına geçiş yönündeki beklentileri de canlandırdı.

12. Plan hazırlıkları başlatıldı ama gelecek yıl bu zamanlarda Meclis’te görüşülememe olasılığı da bulunuyor. Çünkü 2023 Haziran ayında gerçekleşecek seçimlerin ardından oluşacak yeni siyasi tablo belirsizliğini koruyor. Seçimleri muhalefetin kazanması halinde 12. Plan’ın yeniden kurulacak olan Strateji ve Planlama Teşkilatı tarafından gözden geçirilip değiştirilmek üzere ertelenme olasılığı mevcut. Çünkü muhalefet 2011-2022 arasındaki dönemin planlamada boşa harcandığını ve ekonomide reel bir planlamaya yeniden dönülmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyor.     

Türkiye ‘Perspektif Plan’ın süresine karar veremedi gitti!

Planlamaya büyük umutların bağlanmaya başlandığı bu ortamda; Türkiye’nin ekonomik planlama konusundaki geçmişinin pek ele alınmayan bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum. Bunun için sizi 1960’ların başından 2020’lere 60 senelik bir yolculuğa çıkarmalıyım. Türkiye, 1963 yılında yani 1. Beş Yıllık Kalkınma Planı’yla birlikte “Perspektif Plan” kavramıyla da tanışmıştı. Perspektif burada, ‘geleceğe yönelik bakış açısı’ anlamında kullanılmaktaydı. 1. Plan’da perspektif planın neden gerekli olduğu; “Perspektif plan, plan dönemleri arasında bütünlüğü ve devamlılığı gözetir; ileride düzeltilmesi güç hatalı kararlar alınmasını önleyerek kaynak israfına sebep olmadan ana hedeflere en kısa yoldan ulaşılmasını sağlar” denilerek anlatılmıştı. 

11 Eylül 2022 Pazar

"KİRA FİYATLARI" UÇMAZ... "KİRALAR" UÇAR...

 Bir başlık:

"Kira fiyatları uçuyor..."

Arkadaşlar, kira zaten gayrimenkülün bir süreliğine

kullanımı için sahibine ödenen fiyattır.

Böyle yazılırsa olmaz

Anlamsız ve hatalı

"Kiralar uçuyor" demeniz yeterli

Uçmayın; öğrenin...

(Bu yazı 11 Eylül 2021 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

20 Ağustos 2022 Cumartesi

TEVFİK GÜNGÖR URAS'LA KÜÇÜK AMA ÖNEMLİ BİR ANIM VAR

TÜRK EKONOMİ BASININA 'AYŞE TEYZE' VE 'ALİ RIZA AMCA' KARAKTERLERİNİ ARMAĞAN EDEN GÜNGÖR URAS'LA KÜÇÜK AMA ÖNEMLİ BİR ANIM VAR

Cahit UYANIK


Prof. Dr. Tevfik Güngör Uras

Bugün Tevfik Güngör Uras'ın

Ölümünün 4. Yılı

Uras, ekonomiyi en basit ve anlaşılır şekilde anlatıp yazabilen bir isimdi.

Yerinin kolay kolay dolabileceğini sanmıyorum.

Onunla bir anım aklıma geldi, özgeçmişinde  Sabancı Holding'te de görev yaptığını okuyunca...



1988 yılı yaz ayları olmalı

Üniversiteden mezun olup,

Anadolu Ajansı Ekonomi Haberleri Müdürlüğünde çalışmaya başlamıştım

Hani o Sıhhiye Hanımeli Sokak'taki ünlü binanın 4. Katında...


Bir gün Müdürümüz Vecdi Seviğ

Beraberinde Sakıp Sabancı ve Tevfik Güngör Uras'la istihbarat salonumuza girdi.

Sabancı'yı hemen tanıdım, Uras ise Sabancı Holding'teki Aksigorta'da önemli bir yöneticilik görevindeymiş. (Sonradan öğrendim bunu)...

7 Ocak 2022 Cuma

ARAMIZDAN AYRILAN PROF. DR. SENCER İMER'LE BİR ANI

Cahit UYANIK

1990'ların başında...

KİT'ler ekonomide henüz önemli bir güç iken...

Türkiye Demir Çelik İşletmeleri (TDÇİ) Genel Müdürlüğü görevini yürütüyordu

TDÇİ bünyesinde Kardemir, Erdemir, Asil Çelik  bulunuyordu mesela...

Ekonomik Panorama dergisinde çalışıyordum ben de...

Bu kritik sektörle ilgili plan ve projelerini haberleştirmek için...

Röportajını yayınlamak için...

Randevu isteyip duruyordum; bir türlü kabul etmiyordu.

Telefonuma dahi çıkmıyordu.

Ben de ona kızıp vazgeçtim.

10 Aralık 2021 Cuma

EKONOMİ MUHABİRLERİ DERNEĞİ (EMD) 2019-2020 ALTIN KALEM EKONOMİ BASINI BAŞARI ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI

Ekonominin “Altın Kalem”leri belirlendi

ANKARA

EKONOMİ Muhabirleri Derneği (EMD), 2019-2020 yılı ekonomi
gazeteciliğinin “Altın Kalem”lerini belirledi. Türkiye genelinde görev
yapan ekonomi muhabirlerini, yazarları ve yöneticilerini çatısı
altında buluşturan EMD’nin geleneksel hale gelen 2019-2020 Altın Kalem
Ekonomi Basını Başarı Ödülleri sahiplerini buldu. Türkiye’de gündem
yaratan ekonomi haberlerinin yarıştığı Altın

Kalem Ödülleri için jüri, gelen başvuruları ve önerileri
değerlendirdi. Altın Kalem jürisi, ödül için yarışan haberin,
röportajın veya programın toplumu yakından ilgilendirmesi ve ekonomik
sorunları dikkate alması gibi kriterleri dikkate aldı.

Bu kapsamda Taylan Erten, Cahit Uyanık, Birsen Çiçek, Cevdet Kaleli,
Erdinç Çelikkan, Gülşen Coşkun ve Esra Nehir’den oluşan jüri, 1 Ocak
2019 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında yayınlanan haberleri, köşe
yazılarını ve programları titiz bir çalışmayla değerlendirdi.

9 Aralık 2021 Perşembe

MERKEZ BANKASI ANKETİ HABERİNİN BAŞLIĞI NASIL YAZILMALI?

 

(Külliyen yanlış bir başlık)

"Merkez Bankası'nın enflasyon ve dolar beklentisi düştü."


(Doğru başlık önerisi)

"Merkez Bankası anketinde enflasyon ve dolar beklentisi düştü."


Yıllardır bu hal... 

Bunu doğru yazmak çok mu zor Allah aşkına?

(Bu yazı 09 Aralık 2019 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

15 Kasım 2021 Pazartesi

EKONOMİ GAZETECİLİĞİNİN TARİHSEL AKIŞI NASILDIR?

"Aslında ekonomi gazeteciliği, tarihsel bir akışın son ve en önemli aşamasıdır. 1500'lü yıllardan başlayarak sırasıyla

- Ticaret haberleri gazeteciliği

- Finans haberleri gazeteciliği

- Ekonomi haberleri gazeteciliği yapılmıştır."

"Günümüzde bu alanların hepsinde gazetecilik faaliyeti vardır.Finans gazeteciliği uğraştığı sektörün büyüklüğü ile bağlantılı olarak daha baskın görünse de,ekonomi gazeteciliği toplum adına gerçeğe ulaşma ve anlamlandırmada, en önemli ve geniş yelpazede uzmanlaşma gerektirmektedir."

(Bu yazı 14 Kasım 2021 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır.)


4 Ekim 2021 Pazartesi

GAZETECİLER İÇİN TOPLUMSAL FİNANSAL OKURYAZARLIK (FOY) NEDİR?

Cahit UYANIK

Finansal Okuryazarlık (FOY) son 10-15 yıldır gündemde. Dünyadaki ekonomiyle ilgili önemli kuruluşlar bu konuya sahip çıkmış durumda. Bu, önünde-sonunda Türkiye'ye de gelmiş, bizi de etkilemiş bir mevzu. 

FOY'a girmeden önce 'finans' sözcüğü hakkında bilgi vermek ve Türkçe'de karşılık geldiği düşünülen kavramları ele almak istiyorum. "Finans", gelecekle ilgili bir şey;  'muhasebe' ise geçmişle ilgili, yapılmış finansal işlemlerin defterlere kaydedilmesi ile ilgili bir kavram... Yani yapılmış, bitmiş bir işlemi nasıl kayıt edeceğimiz anlatıyor 'muhasebe'... 'Maliye' ise Türkçe'de devletin finansmanı ve vergi boyutuyla ilgili bir kavram. "Finans" kavramını Türkçe'de karşılayabilecek en yakın sözcük "mali", "mali işler" kavramları ki, yine de yetmiyor.

(Tıklayınız) EKONOMİ DERGİCİLİĞİ "FIRSAT KAPAKLARI" KISIR DÖNGÜSÜNDE...

Fransızca kökenli olan bu 'finans' sözcüğü, son 50-60 senedir hem kişisel hem şirketler hem de devletler bazında gelecekle ilgili kullanılıyor daha çok... Yani bir insanın kendi gelirinin geleceğini nasıl yöneteceği; bir şirketin bir projeyi ortaya koyduğunda, bunun parasını yani finansını nasıl bulup gerçekleştireceği, bir devletin giderleriyle gelirleri arasındaki dengeyi nasıl bulması gerektiği gibi... Hep böyle gelecekle bağlantılı bir kavramdan bahsediyoruz. 

(Tıklayınız) OKUDUĞUM KİTAPLAR / BABİL'İN EN ZENGİN ADAMI / GEORGE S. CLASON

22 Ağustos 2020 Cumartesi

DOĞAL GAZ BULDUK, ŞİMDİ ZENGİN Mİ OLDUK YANİ? CARİ AÇIK KÂBUSU BİTTİ Mİ?

Ekonomi gazeteciliğinde iyi işler, iyi kıyaslamaya dayanır. Öyleyse kıyaslayalım bakalım.

2019 yılında kanıtlanmış en fazla doğal gaz rezervine sahip ülke, 47,80 trilyon metreküple Rusya olurken onu 33,80 trilyon metreküplük doğal gaz rezerviyle İran, 23,86 trilyon metreküple Katar (Pul kadar ülkenin mali gücü bu rezervden geliyor) ve 13,44 trilyon metreküplük rezerviyle ABD izledi.
Yani ABD bile bizim bugün ilan ettiğimiz doğal gaz rezervinin 40 katına sahip. "Zengin mi oluyoruz ne?" diye umuda kapılmanın gereği pek yok. İhraç edip para kazanmayı düşünmek için en az 5 trilyon m3'e (1,5 trilyon m3 bize, 3,5 trilyon m3 ihraç etmek için) ulaşmalıyız. Kendi 30 yıllık ihtiyacımızın 2 katı kadarına denk geliyor bu bence... 320 milyar m3 bir şeydir ama TR'yi enerjide kalıcı şekilde dışa bağımlılıktan kurtarıp; öyle bazılarının söylediği gibi cari açığı ekonomi lügatimizden çıkarmaya yetmez.
Oldukça pahalı bir iş olsa da; petrol vb. enerji aramaları şunu göstermiştir: Aramadan bulamazsın. Bulanlar sebat edenlerdir. Öyleyse aramaya devam!
(Bu yazı 21 Ağustos 2020 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

23 Ocak 2020 Perşembe

YANDAŞ MEDYANIN ZAMMA "ZAM" DEMEMEK İÇİN ÜRETTİĞİ SÖYLEMLER


- DEĞİŞİKLİK
- GÜNCELLEME
- YUKARI YÖNLÜ GÜNCELLEME
- AYARLAMA
- FİNANSAL DÜZENLEME
- POZİTİF YÖNLÜ GÜNCELLEME
- YENİ TARİFE
- FİYATLANDIRMADA DEĞİŞİKLİK
- POZİTİF YÖNLÜ FİYAT GÜNCELLEMESİ
- TARİFE DEĞİŞİĶLİĞİ
‐---‐-----------------‐-------------------------------
Türk Dil Kurumu'na göre "Zam" ne demek?

Zam (Arapçadan):
Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim:
      "Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek." - Falih Rıfkı Atay

Not: Listemiz yeni söylemler geliştirildikçe güncellenmektedir.😀

18 Ağustos 2019 Pazar

DR. YAŞAR ERDİNÇ İLE KÜÇÜK BİR ANI

1995-1996 yıllarında İntermedya Ekonomi Dergisinin Ankara Haber Müdürüyken Yaşar Erdinç de köşe yazıyordu. Birkaç kez telefonla görüşmüştük. O yıllarda sermaye piyasalarından anlayan yazar altından kıymetliydi. Yaşar Erdinç klasından hiç bir zaman taviz vermedi.

Hem kendini daha fazla geliştirdi hem de bu alana girmek isteyenlere verdiği eğitimlerle desteğini esirgemedi. Hep küçük yatırımcılardan yana oldu. Onları eğitime ve düşünmeye sevk etti. Her zaman güler yüzlü ve mütevaziydi. Allah rahmet etsin ve ailesine sabır versin.
(Bu yazı 17 Ağustos 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır.)

2 Ekim 2018 Salı

ELMA SATILARAK ZENGİN OLUNUR MU?


Batılıların çok anlattığı bir hikaye:


Bir gazeteci, çok varlıklı bir adama nasıl bu kadar zengin olduğunu sormuş ve şu cevabı almış:

"Babam bana 1 elma verdi

Sattım, iki elma aldım
2 elmayı satıp 4, 4 elmayı satıp 8
8 elmayı satıp 16 elma aldım...
Derken...
Babam öldü, tüm malı mülkü bana kaldı. 
Zengin oldum"

(Bu yazı 02 Ekim 2015 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)