Cahit UYANIK
Başbakan Bülent Ecevit'in rahatsızlığı, herkesin gönlünde yatan arslanın zamansız kükremesine neden oldu. Koalisyon partileri, muhalefet partileri, DSP'nin içi, Meclis dışı muhalefet, henüz siyasete yeni ısınan bazı isimler, siyasi hareket statüsünden siyasi parti aşamasına bir türlü terfi edemeyen aydın grupçukları dalgalandı. Nasıl durulacağını ise zaman gösterecek.
Sonuçta Türkiye'nin önümüzdeki 1 yıl sonunda seçime gideceği konusunda herkes hemfikir oldu. Türkiye'deki seçim kampanyalarının 3 ayı kapsadığını düşünürsek, koalisyon partilerinin kaderini önümüzdeki 9-12 ay belirleyecek gibi görünüyor. Ancak Türkiye'de yaşayacağımız seçimleri belirleyecek birkaç önemli ve büyük gelişmeye dikkat çekmekte fayda var.
Bunlardan birincisi PKK'nın başı Abdullah Öcalan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde devam eden davası. Muhtemelen sonbahar aylarında bitecek bu davanın sonuçları, tıpkı 1999 seçimlerinde olduğu gibi birçok seçmen için belirleyici olabilir. Bu davanın bir türlü suların durulmadığı Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler açısından da önemi var. AB'nin PKK'yı terör örgütleri listesine alması, bu örgütün geçmişteki eylemlerini de terörist eylem olarak kabul etmesini kolaylaştırdı. Ancak AB'nin vatan hainliği suçlarında bile idam cezasını kaldırmaya hazırlanması, büyük ölçekli bir terör mücadelesinden çıkmanın psikolojisini henüz üzerinde taşıyan Türkiye'nin iç siyasi dengelerini etkileyebilir.
Seçimleri etkileyecek ikinci önemli unsur ise AB'nin önce Haziran daha sonra da Aralık ayında yapacağı iki kritik zirve gibi görünüyor. AB, iki etkin ülkesi Fransa ve Almanya'daki seçimlerin ardından Türkiye'yi tam üyelik müzakerelerine davet ederse, seçime doğru giden iç siyasi gelişmeleri hızlandırıcı bir faktörü tetiklemiş olur. İşin ilginci tersi yönde verilecek karar da aynı görevi üstlenecektir. AB'nin Türkiye'yi söz gelimi 1 yıl daha bekleme odasında tutma tavrı da ihtimal dahilinde görünüyor. Ama o zaman 2003'ün ilk 6 ayındaki Yunanistan'ın dönem başkanlığı iç siyasi gelişmeleri etkileyecek yeni bir faktör olarak ortaya çıkabilir.
Türkiye'deki muhtemel erken seçimi etkileyecek en önemli faktör ise sürdürülen ekonomik programın başarısı olacak. Hükümet eğer ekonomiyi büyümeye geçirip devleti yeniden yapılandırmak konusunda adımlar atabilirse ne ala... Bunu yapamadığı taktirde 2003 seçimlerinin en gözde vaatleri sürdürülebilir ekonomik büyüme ve devletin yeniden yapılandırılması projeleri olacak gibi görünüyor.
(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 13 Mayıs 2002 tarihinde yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder