11 Ağustos 2024 Pazar

BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ 3 'AKİL' ADAMIN MİSYONU

Cahit UYANIK 

Türkiye'de paneller genelde 'etkinlik olsun' diye düzenlenir. Hazine Müsteşarlığı Mensupları Vakfı ile İstanbul Mülkiyelileri Vakfının ortaklaşa düzenlediği "Kamu Bankalarının Dünü, Bugünü, Yarını" konulu panel bu genellemenin dışındaydı. 

Panel düzenleniş zamanı ve katılan kişilerin üstlendikleri sorumluluk ve konuya bakış açıları itibarıyla çok iyi seçilmişti. Panel, çoğu sonuçsuz benzerleri gibi bitmedi. Toplantıya nokta konulduğunda herkesin kafasında son 2 ekonomik krize sebep gösterilen kamu bankalarının, öyle derdest edercesine bir mantıkla ortadan kaldırılamayacağına ilişkin düşünce balonu salınıp duruyordu. Bu bankaları ortadan kaldırma konusunda hükümet ve onu temsil eden bürokratlar dışında hiç kimsenin bir uzlaşması yok.  Hükümet ve bürokratların da uzlaştıkları kurumlar belli: IMF ve Dünya Bankası. 

Türkiye'de herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki, mevcut bankacılık sistemi aynen devam edemez ve etmemeli. Siyasi baskılar, ahlak normlarının zayıflığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK) hafiye rolüne bürünmek zorunda kalması ve geleneksel özkaynak artışı problemleri sistemin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanıyor. 

BDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın Bankalar Kanununun yeniden yazılması gerektiği yönündeki düşüncesi boşuna değil. Sektörün sorunu yeniden yapılanma... Bu konuda ortada üç oluşum var: BDDK, Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu ve Fon Bankaları Ortak Yönetim Kurulu. Ne yazık ki bu üç oluşumun da kamu bankacılığının geleceği konusundaki düşünceleri net değil. Özellikle BDDK ve Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu, IMF ve DB'nin teşrik-i mesaisi ile çalışmak zorundalar. Bu ortamda sağlıklı kararların nasıl alınacağı ise tartışmalı. 

Panelde ortaya çıktı ki bankacılık konusunda 'yangın söndürme operasyonu' bitmiş veya bitmek üzere. Yaklaşık 50 milyar dolarlık kağıt ihraç edilmesine neden olan bu operasyonun topluma maliyeti ise çok ağır oldu. Bu ortamda BDDK Başkanı Akçakoca, Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık ve Fon Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Altınok'a önemli görev düşüyor. 

Yangın sönmeye başladığına göre bu üç 'akil' adamın başbaşa vererek; kamu bankalarının bırakacağı boşlukların nasıl doldurulacağı, yeni ihtisas bankaları kurulup kurulamayacağı, mevcut bankaların yapılarının rehabilite edilerek sürdürülmesinin ekonomiye sağlayacakları, dünyadaki bankacılık eğilimlerinin nereye gitmekte olduğu gibi onlarca soruya cevap aramaları gerekiyor. 

Ama bence bu üç 'akil' adamın yanıtlaması gereken en temel soru şu: Türkiye gelecekte ne kadar sosyal bir devlet olacak ve bu çerçevede kamu bankalarının rolü ne olmalı? Şu anda Türkiye'nin en güçlü ve ülkenin kaderini belirleyecek 20-30 kişisi arasındaki Akçakoca, Akışık ve Altınok'un göstereceği performans, ekonominin geleceğini çok yakından ilgilendirecek gibi görünüyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  11 Haziran 2001 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder