15 Ağustos 2024 Perşembe

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / KRİTİĞİN DE KRİTİĞİ BİR HAFTA

Cahit UYANIK 

Yaşaya yaşaya bitmiyor ama ekonomide 'kritiğin de kritiği' bir haftaya giriyoruz. Haftanın ilk gününde yaklaşık 1 aydır zihinleri meşgul eden yüzde 2.000'lere çıkarılan kredi faiz oranlarına çare aranacak. Bu konuda Pazartesi akşam saatlerinde Başbakanlık'ta bir zirve toplanacak. 

Zirve bankacılar, sanayiciler, BDDK ve hükümet arasında olacak. BDDK'nın yeni başkanı Engin Akçakoca, Cuma ve hafta sonu boyunca İstanbul’da bankaları teker teker kabul ederek bu sorunu konuştu. Sorun zaten uzun zamandır kanlı bıçaklı olan reel sektör ile bankacılık sektörünü karakolluk ve daha sonra mahkemelik edecek kadar ciddi.  

TOBB temsilcileri bankaları "Borcumuz borç ama ödeyemeyeceğiz, gidin mahkemeye..." diye tehdit ediyor. Bankacıların elindeki en güçlü silah ise haciz... Eğer bu soruna çare bulunmazsa; önümüzdeki günlerde fabrikasını terk etmeyen iş adamları, iki ateş arasında kalmış haciz memurları, polis ve jandarma eşliğindeki haciz operasyonlarına tanıklık edebiliriz.

Aynı gün Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş ABD'de ilk iki safhası açıklanan 'Ekonomik Program'a destek aramaya devam edecek. Ancak yine net bir destek çıkmasını beklemek iyimserlik olur. Çünkü Türkiye'nin gerçek ekonomik hedefleri 15 Nisan'a kadar ortaya çıkarılacak. Derviş'in temasları olsa olsa 'zemin yoklama' diye nitelenebilir. 

Haftanın ikinci kritik günü ise Perşembe... Pazartesi günü toplanacak faiz zirvesinden ortaya çıkarılacak sonuçlar Derviş'in Türkiye'ye dönmesiyle ele alınacak. Çözümün en erken Perşembe günü ortaya çıkması bekleniyor. 

Cuma günü Yüksek Planlama Kurulu (YPK) toplanacak. Bu toplantı devalüasyon sonrasında tüm yatırımcı ve icracı bakanlıkların eteklerindeki taşın döküleceği bir toplantı olacak. Uzun zamandır toplanmayan YPK'da 2001 yılı yeni makro ekonomi hedefleri konusunda da ilk fikir ve tahminler ortaya çıkacak. YPK uzun zamandır hasret olunan ekonomideki koordinasyonu da sağlayabilecek.

Cumartesinin gündemi ise Ekonomik ve Sosyal Konsey... Şimdiye kadar defalarca toplanmasına rağmen hiç bir işe yaramayan ESK'nın toplumsal kesimlerin sesinin duyulduğu ve çalışmalarının irdelendiği bir platform haline dönüştürülmesi gerekiyor. Oysa bu güne kadar toplanan ESK'lar daha çok hükümetlerin ekonomik politikalarının toplumsal kesimlere dikte edildiği 3-5 saatlik bir kapalı toplantı halinde cereyan etti. 

Aslında hükümet toplumsal kesimlerin beklentileri hakkında ayrıntılı bilgilere sahip. Şu günlerde hükümetin varlığı ile yokluğu arasındaki farkın tartışıldığı, seçim anketlerinde "Hiç bir partiye oy vermeyeceğim" diyenlerin oranının yüzde 60'a çıktığı bir ülkede; göstermelik toplantılara yani ESK'ya ayrılacak vaktin, sorunları çözmekte harcanması daha yerinde olur diye düşünüyorum. Kritiğin de kritiği haftanın özeti bu...

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  26 Mart 2001 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder