30 Ağustos 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / SEÇİM BİTTİ, GEÇİM GELDİ

Cahit UYANIK 

Türkiye'nin yarım yüzyılı geçen demokrasi tarihindeki en ilginç seçimlerden birisini daha yaşadık ve bitirdik. Türkiye'de 48 saat kala, yapılıp yapılmayacağı tartışılan bir seçim sanırım yaşanmamıştır. Çok şükür ki Anayasa Mahkemesi bir partinin genel başkanlığı için tedbir kararı istemini 15 gün sonraya bırakarak 50 yıllık demokrasi birikimini hiçe saymadı. Seçim sonuçlarının herkese hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Seçim sonrasının en önemli gündem maddesi geçim... Önce siyasi partiler kendi aralarında geçimli olacaklar ki bu barış ve uyum ortamı vatandaşa da yansısın. Zaten 1994 yılından beri kriz üstüne kriz geçiren, son iki krizde büyük zayiatlar veren sokaktaki vatandaş öyle hır gür istemiyor. Siyasi partilerin kendilerine yakışan demokratik ve uzlaşmacı tavırlar içinde bir hükümet kurarak ülkenin önündeki dağ gibi birikmiş sorunlara el atmasını bekliyor. 

Bu çerçevede ilk gündem maddesi Avrupa Birliği... Son günlerde AB siyasi kulislerinde Türkiye lehine esmeye başlayan rüzgarı bozacak abuk subuk açıklamalar yapılmamalı. Türkiye'nin yaklaşık 200 yıldır hazırlandığı AB Projesi kendisine yakışan bir finalle son bulmalı. Türkiye, AB tam üyelik müzakerelerini başlatmak için elinde ne kart varsa masaya sürmeli. Kıbrıs, ABD, NATO üyeliği akla ilk gelen kozlar...

Türkiye'nin ikinci gündem maddesi de IMF ile ilişkiler... Öyle seçim sürecinde olduğu gibi afra tafra, ulusal duruş, onları def edeceğiz türünden söylemlerle masaya oturmak pek akıl karı değil. Çünkü önümüzdeki yıl ve daha sonraki dönemde dağ gibi iç ve dış borç ödemeleri yeni hükümeti bekleyecek. Eğer bu konuda bir hata yapılırsa ülke insanı faturasını bir kez daha çok ağır şekilde öder. IMF ile 2004 sonuna kadar kuzu kuzu geçinip sonra güle güle kahvesi ısmarlayıp göndermeliyiz.

Yeni hükümetin önündeki bir başka önemli konu ise muhtemel Irak Harekatında takınılacak tavır... Türkiye bu konuda Şark Zihniyetini simgeleyen bir koyup üç alma düşüncesinden hızla uzaklaşmalı. Tüm olasılıklar üzerinden geliştirilmiş senaryoda kayıp ve kazançlar belirlenip ulusal politikamız buna göre belirlenmeli. Türkiye'nin uluslararası hukuk çerçevesinde Körfez Savaşı kayıplarını telafi ettirdikten sonra yeni yükümlülüklerin altına girebileceğinin anlatılması lazım. 

Şimdilik siyasilerin ve sokaktaki vatandaşın geleceğini belirleyecek üç 'geçim' meselesi bunlar... Herkesin duyguların, ideolojilerin ve geçmişinin etkisinden kurtulup bu realitelere göre hareket etmesi zorunlu görünüyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  04 Kasım 2002 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder