30 Ağustos 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / İYİ NİYET TAŞLARI

Cahit UYANIK 

"Felakete giden yol iyi niyet taşlarından örülüdür" diye bir söz vardır, bilir misiniz? Geçen hafta yayınlanan Dünya Bankası raporu bence bu taşlardan birisi. Çünkü bu rapor kendisine tutunacak dal arayan, daha 10'uncu ayını doldurmadan içteki itibarı sıfıra yaklaşan Refahyol Hükümeti üyelerinden mal bulmuş magribi muamelesi gördü. Çünkü koca koca ağızlarını doldurarak asgari ücret düzeyi 100 doların altına düşen halkın ürettiklerinin dünyayı hayran bırakmasından kendilerine pay çıkardılar. Sonra da 'ihram şov' yapıp hacca gittiler. 

Bu raporun iç politikada ağızlara sakız edilmesi, Dünya Bankası yetkililerini eminim çok kızdırmıştır. Merak ediyorum Dünya Bankasının Türkiye ile aynı kategoriye soktuğu ülkelerde de benzeri vavelalar koptu mu? Türkiye'nin büyük bir ekonomik potansiyeli olduğu sanki ilk kez mi yazılıp çiziliyor Allah aşkına? Daha geçen yıl ABD, Türkiye'yi 'Yükselen 10 Pazar' arasına koymadı mı?Avrupa Birliği neden kapıyı suratımıza çarpamıyor?

Dünya Bankası raporunun açıklandığı aynı günlerde 5 Nisan Kararlarının 3'üncü yıl dönümünü idrak etmedik mi? O idrak ki hala ekonomi denilen komplike arabanın düşük faiz inadı uğruna beton duvara çarptırılmasının etkilerini bize yaşatıyor. Bana inanmıyorsanız DPT Müsteşarı Necati Özfırat'ın 5 Nisan'a ilişkin geçen haftalardaki değerlendirmelerini okuyuverin. Teknik deyimler arasına sıkışmış zehir zemberek eleştiriler, bürokrasinin felaket sinyallerini işaret ediyor.

'İnat Komedisi'nin ikinci perdesi de mert-namert kavgasıyla gidilen bir genel seçimle oynanınca, bazı baş rol oyuncularının yer değiştirmesi elbette olağandı. Hoca kahvesini içti, tiyatroyu seyretti, sonunda Başbakan oluverdi. 5 Nisan Kararlarının DYP Lideri Tansu Çiller'in siyasi arenada yitirdiği desteğin ekonomiye yansımış hali olduğunu ve halkın artık '5 Nisan' diye bir kavramı bile hatırlamadığına dikkatinizi çekmek isterim. 

Allah'ın fakiri sevindirmek isterse eşeğini kaybettirip sonra buldurmasını anımsatan illüzyonist başarı tablolarıyla devlet televizyonunun saatlerce meşgul edildiğini gördüğümde bunlar aklımdan geldi geçti. Neymiş de ekonomi yüzde 13'lük küçülmeden yüzde 7'lik büyümeye geçmiş. Ekonomiyi büyütenin yeteneksiz politika ve politikacılara rağmen Türk halkı olduğunu biliyoruz da ekonomiyi küçültmenin suçunu kimse üstlenmek istemiyor.

Türkiye, kendi başarısızlığı üstüne oy avcılığı yapmaya çalışan politikacılardan daha fazla demokratikleştikçe kurtulacağa benziyor. Umarım 5 Nisan Kararları demokrasi için ödediğimiz son bedel olur.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  14 Nisan 1997 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder