31 Ağustos 2024 Cumartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / BAŞBAKANLIK'TAKİ YENİ ADETLER

Cahit UYANIK 

Türkiye'de iktidara gelen siyasi partilerin kendi adamlarını bürokrasinin kilit noktalarına yerleştirmelerine alıştık. Siyasi istikrarsızlık ortamında koltuğunu 1 yıldan fazla koruyabilen yüksek dereceli bürokratlar artık 'Uzun süre görevde kaldı' şeklinde değerlendiriliyor. Değişiklik furyası sadece iktidarların gelip gitmesiyle de sınırlı değil. Aynı bakanlık koltuğuna aynı partiden ama farklı isimler otursa bile üçlü kararnameler hazırlanıyor. İşte o zaman gelsin genel müdürler, gitsin müsteşarlar... Yani kadrolaşma bırakın partiyi, isme göre yaşanmaya başladı bürokraside... 

Yalnız politikacıların bu konuda ortaklaşa bir tavırlarına dikkat çekmek istiyorum. Eskiden bürokrasi operasyonları en fazla genel müdür yardımcıları seviyesine kadar inerdi. Daha alt düzeydeki memurların politikacılarla, politikacıların da onlarla ilgileri pek yoktu. Atama, nakil talepleri dışında... 

Refah Partisinin iktidara gelmesiyle bu davranış kalıbı kökten değişti. Meslektaşlarımızın yazdığı 'Ahçıya kadar değiştirdiler' başlıklı haberler harfiyen doğru. Söz gelimi Başbakanlık... Yaklaşık 15 yıldır bürokrasinin çok değişik kademelerinde görev yapmış ve son gelişmelerin ardından DYP'nin kontrolündeki bir bakanlığa kapağı atmış bir hanımefendiye göre, Erbakan geldikten sonra Başbakanlık'taki memurlar bile değiştirildi. 

Bürokrat hanımefendi 1983'ten beri görev yapan Turgut Özal, Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel ve Tansu Çiller olmak üzere hiç bir başbakanın bu kadar alt dereceli memurlarla uğraşmadığını hayretle anlatıyor. Tabii bu operasyonlar daha çok devlet bakanları kanalıyla yürütülüyormuş.

Kadrolar neredeyse tamamen değiştirilince günlük yaşayış ve adetler de ciddi bir deformasyona uğramış Başbakanlık'ta... Her devrin adamı bazı memurlar, ellerinden ilmihalleri düşürmez olmuşlar. Öğle namazına 10-15 dakika kala ise tuvaletler ağzına kadar abdest almaya çalışanlarla doluyormuş. Eh tabii el yüz yıkamak üzere dizayn edilmiş lavabolarda kirli-temiz ayakların yıkanması da vakayi adiyedenmiş. Pek yakında Başbakanlık'ta özel bir abdest alma mekanı oluşturulursa sakın şaşırmayın diye anlatıyorum bunları... Yoksa kimsenin dini duygu ve vecibeleriyle herhangi bir sorunum yok.

Kadrolaşma operasyonu elbette en fazla hanım memurları vurmuş. Etek boylarını uzatan uzatana imiş bugünlerde... Ama derin yırtmaç modası da yavaştan yavaştan canlanma belirtileri vermeye başlamış Başbakanlık koridorlarında...

Bu anlatılanları haberleştirmek veya kulisleştirmenin doğru olup olmadığını düşünürken Ekonomik Kurul'un toplanacağını öğrendim. Bürodan arkadaşımız Erdoğan Süzer, Başbakanlık'a bu toplantının saatini öğrenmek için telefon açtığında aldığı cevap aynen şöyleydi: "Öğle namazından sonra..." Gerçekten de Kurul saat 12.30'da toplandı.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  24 Mart 1997 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder