23 Mayıs 2024 Perşembe

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / UNUTULANLAR

Cahit UYANIK 

Yazının başlığı iddialı bir Hollywood filminin ismi gibi oldu ama memleketin yaşadığı son duruma tıpatıp uydu. Kendisine AKP denilmesinden hiç hoşlanmayan, her fırsatta "Biz temiz ve yeniyiz. Bizim adımız AK Parti" diyen yeni iktidar, yoğun kar yağışı altında kışa giren açlık sınırındaki 1,2 milyon kişiyi unuttu. Sayıları 9 milyonu bulan yoksulluk sınırındakilerin esamesi bile okunmadı. Oysa AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın cafcaftan geçilmeyen basın toplantısı ile açıkladığı Acil Eylem Planında açlık sınırındakiler için de 3 ayda birşeyler yapılacağı yazılıydı. 

3 Kasım günü soğuk evinden çıkarak aç midesiyle sandık başına gidip mührü ampulün böğrüne basan -Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın deyimi ile- garip gureba takımı hala birşeyler bekliyor. Günler akıp geçiyor; 45, 46, 47 diye... Ama AK (Beyaz) Parti ne yapıyor? Parasını yurt dışına kaçıranlara af, standart vergi kaçırma yani ahlaksızlık sınırı haline gelen hayat standartını diriltme çabası ile boğuşuyor. AK (Beyaz) Parti rahatlatıyor, beyazlatıyor. Yani adının gereğini yerine getiriyor. Ama yanlış yerde, zamanda ve kişilere karşı...

Yıllardır unutulmuş, itilmiş, ezilmiş, horlanmış biçimde yaşayan, devleti sadece polis ve jandarmadan ibaret sananlar; okul, hastane, sosyal hizmet merkezi, belediye otobüsü, metro, sokak çocuklarına yardım bekleyenler ne mali milattan haberdar ne de 'nereden buldun'dan... Onlar için tek milat 3 Kasım akşam saatleriydi. Bir kere konuşturuldular ve susturuldular. Zaten Meclis'te olup bitenden haberdar da değildiler. Hiçbir zaman bulamadıkları gelirleri için nereden buldun diye sorulmayacağı için de içleri rahattı. O nedenle Meclis'in yeni boyanmış duvarları arasına gömülüp giden anlaşılmaz pazarlıklarda neyi kaybettiklerini hiç anlayamadılar. 

Aslına bakılırsa ilk günlerde umutlanmadılar değil hani... Tayyip Bey'in eşinin iftarını en olmadık dramların yaşandığı gecekondu semtlerinde açması, oy pusulaları üzerindeki birkaç ampulün gerçekten yandığına işaretti. Ama yine olmadı. Bayan Erdoğan gördüğü manzaralardan o kadar bunaldı ki, kendisini Londra'nın o nemli ve uygar havasının sağaltımına bıraktı. Gecekonducular ise "Gelsin de o gelsin, devlet ne zaman geldi ki?" diyormuş. Anlayana çok büyük laflar bunlar...

Eveeett... 'Unutulanlar' başlıklı ve ecnebilerin deyimiyle 'true story' filminde son durum böyle. Çok uzun yıllar önce bir gecekondu dolmuşunun şoför mahalinin üstüne boydan boya yazılmış sloganı okumuştum. Paylaşayım da birlikte anlayalım: Unutulanlar, unutanları hiçbir zaman unutmaz!

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 23 Aralık 2002 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder