30 Mayıs 2024 Perşembe

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / KESİLDİ Mİ, KESİLMEDİ Mİ?

Cahit UYANIK 

Bazı iktisatçı-köşe yazarlarının sütunlarında yavaş yavaş can bulmaya başlayan bir tartışma var: Faiz ve döviz kurunun enflasyonla ilişkisi kesildi mi, kesilmedi mi? Bu tartışmanın başlaması çok doğal. Çünkü Ocak ayındaki devalüasyon oranı yüzde 2,1 düzeyinde iken enflasyon oranı yüzde 5,8 çıktı. Buna rağmen faizlerde de ciddi bir kıpırdanma yok. Öyleyse eskiden birbirini besleyen enflasyon-faiz-kur üçlü sarmalından enflasyonu söküp atabilir miyiz? Bir yandan da "Kur sepetinin önceden ilan edilmiş olması ve bu  hedeflere riayet ediliyor olması, dövizin alternatifi sayılan TL cinsinden yatırım araçlarının da faizini benzer artış oranlarında tutacaktır" görüşü savunuluyor. 

Bu görüşler ilk bakışta doğru ve açığı olmayan bir mantık silsilesi gibi görünüyorsa da, dikkatle incelendiğinde bir makine pratiğinde imişcesine işliyor. Sanki birşeyleri eksik. Öyleyse şu soruyu sormakta yarar var: Acaba geçen Kasım ayında Türkiye'de reel faizler neden yüzde 50'ler düzeyinde idi? Ne oldu da sihirli bir değnek dokunmuşçasına 10 gün sonra yüzde 15'ler düzeyine düştü? 10 günde 35 puan azalan reel faiz, 10 günde 35 puan artamaz mı? 

Bunun tek cevabı var: Türkiye'de faizler siyasi istikrara göbekten bağlı. Faizler, siyasetin kararlı olduğu bir ortamda güneş görmüş kar gibi eriyiveriyor. Üstelik ilan edilen programla, kurun da göbeği siyasi istikrara bağlandı. Peki Türkiye'de siyasetin en duyarlı olduğu konuların başında ne geliyor? Elbette ki enflasyonla mücadele... Bu duyarlılığı sokaktaki vatandaş talep ediyor. 

Mevcut hükümetin kompozisyonuna bir bakalım: İktidarın büyük ortağı DSP, ülkeyi seçime götüren azınlık hükümeti olarak Yakın İzleme Anlaşmasından (YİA) en küçük taviz vermedi. Çünkü YİA, bugünkü Enflasyonla Mücadele Programının alt yapısını kurdu. MHP, yoksulluğu yenmek ve gelir dağılımını düzeltmek gibi 'örtülü sol söylemleri' kullanarak yüzde 18 oy aldı. ANAP ise kendi hükümet liderliği döneminde ilk kez tek rakamlı enflasyon hedefini  telaffuz etmişti. Açıkçası şu anda iktidarda bir 'Enflasyonla Mücadele Koalisyonu'nun bulunduğunu söyleyebiliriz. Meclis'teki diğer iki parti DYP ve FP'nin enflasyonla mücadele vurgusunun ise çok geri planlarda kaldığını unutmayalım. Bu analize CHP'yi de dahil edebiliriz.

Türkiye ekonomisinin üzerinden 'siyasetin vesayeti' henüz kalkmadı. Aksine arttı. Eskiden Türkiye'de sadece faizi kamu sektörü belirliyordu. İlan edilen programla birlikte kur da kamu tarafından belirlenir oldu. Ama kamuyu yöneten hükümet ile seçmenler arasında gizli bir 'enflasyon mutabakatı' var. Hükümet reel ekonomideki düzelmenin göstergesi de olan enflasyonla mücadele konusunda başarısız olursa; kura da faize de hakim olamaz. 

Bu nedenledir ki, enflasyonla kur ve faiz arasındaki ilişki 'henüz' kesilmemiştir.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 14 Şubat 2000 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder