18 Mayıs 2024 Cumartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / ASKER, NEDEN BEDELLİYE RAZI OLDU?

Cahit UYANIK 

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) geçen hafta bedelli askerliğe izin vereceğini açıkladı. TSK, üzerindeki baskıya rağmen bedelli askerliğe sıcak bakmıyordu. Bunun elbette çeşitli sebepleri vardı. Herşeyden önce Doğu ve Güneydoğu'da alçak yoğunluklu savaş sürerken, bazı kimselerin parasını ödeyerek bu görevden amiyane tabirle 'sıyırması'; ordunun alt kademelerinde hiç hoş karşılanmıyordu. Bu huzursuzluk zaman zaman yüksek komutanlara kadar yansıtılıyordu. 

İkincisi, bedelli askerlik için tahsis edilen Burdur'daki eğitim tesislerinin kapasitesi yetersizdi. Yılda neredeyse 6 tertip kabul edilmesine rağmen geçmişte çıkarılan bedelli yasalarından yararlanan yükümlüler ancak yeni eritilebilmişti. Hatırlarsanız bedelli askerlikte yeni bir düzenleme düşünülmediği konusundaki en son açıklama, halen görev başında bulunan Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu tarafından daha birkaç ay önce yapılmıştı. 

Acaba ne oldu da TSK üzerine titrediği bu politikadan vazgeçti? Bunu iyi analiz edebilmek için önce bedellinin Türkiye'ye sağlayacağı karşılıksız ve sıfır maliyetli kaynağa bakmak gerekiyor. Bedelli uygulamasından her iki yükümlüden birinin yani 100 bin kişinin yararlandığı düşünülse bile, toplanacak kaynak 1,5 milyar Alman markını bulacak. 

Bu rakam neden önemli? Türkiye, önümüzdeki günlerde acil mali ihtiyaçları için dış piyasalara çıksa dahi borçlanabilmesi beklenmiyordu. Çünkü 2000 Sendromu nedeniyle mali piyasaların Ekim'den başlayarak rölantiye geçeceği biliniyordu. Dış piyasaların önümüzdeki yıl Şubat'tan önce canlanması pek beklenmiyordu. Bu noktada bedelli konusu hızır gibi yetişti.

İkinci olarak bedellinin sağlayacağı gelir Türk Lirası ile ifade edilirse yaklaşık 375 trilyon lira. Bu rakam yararlanmak isteyen yükümlülerin sayısının artacağı yönündeki iyimser tahminlerle 500 trilyona yaklaşabilir. Hükümetin 540 trilyon liralık büyüklüğü bulunan vergi yasasını Meclis'ten geçirmeyi göze alamadığı düşünülürse, TSK'nın neden böyle davrandığı kolayca anlaşılabilir. TSK bedelli askerlikle toplanacak kaynağın ülkeye daha büyük fayda sağlayacağını görerek bir prensibini geçici olarak askıya aldı. 

TSK böylece ödeyecekleri üç kuruş vergi için büyük gürültüler koparan iş dünyasına karşı inisiyatifi ele geçirdi. TSK, milli birlik ve beraberliğe verilen önemin boş lafla değil, gerekirse mali bir boyutta ispat edilmesi gerektiğini gösterdi. Bedelli askerlik önerisi bizatihi iş dünyasının bir temsilcisi tarafından yapılmıştı. TSK, bu akılcı öneriyi kulak ardı etmedi. Artık kapalı kapılar ardındaki görüşmelerde askerin iş dünyasına "Siz de elinizi taşın altına koyun" deme şansı doğdu. Anlayacağınız asker, topu iş dünyasının kucağına attı. 

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 06 Eylül 1999 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder