23 Mayıs 2024 Perşembe

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / KIBRIS'TA EKONOMİK MÜZAKERELERE DİKKAT

Cahit UYANIK 

Kıbrıs'ta ilk aşama bitti. Bu hafta sonuna doğru iki kesim arasındaki pazarlıklar başlayacak ve yaklaşık 1 ay sürecek. Bu süreçte iki toplumun Annan Planı çerçevesinde bir arada nasıl yaşayacağının ayrıntıları ortaya konulacak. Bu amaçla oluşturulacak komitelerden birisinin de ekonomiyle ilgili görev yapacağı belirtiliyor. 

Kıbrıs'taki ortaya konulan çözümün zamana karşı dayanıklılığını belirleyecek en önemli unsurlardan birisi ekonomi. Çünkü ekonomik ilişkiler iki toplumun arasındaki çatışmaları törpüleyip gelecek nesillerin birbirine daha güvenle bakmasını sağlayabilir. Lefkoşa'da başlayacak görüşmelerde Avrupa Birliğinin (AB) teknik desteğinin alınması ise Rumlar'dan çok bizim lehimize. Çünkü Rum Kesimi,  -tam üyelik için verilen 1 Mayıs tarihinden de anlaşılacağı gibi- hemen hemen her yönüyle AB'ye hazır. Türk tarafı için bunu söylemek ne mümkün... 

Müktesebat uyumunun yanı sıra ekonomik destekler açısından da Türk tarafı kupkuru. Sırf müktesebat uyumunun boyutlarını araştırmak için milyonlarca euro gerekebilir. Bir de ekonomik boyut 'Annan Planının yumuşak karnı' olarak değerlendiriliyor. New York'taki müzakerelerden çıkan sonuca göre Annan Planı AB Müktesebatı içine monte edilecek. Yani bu planın uygulaması aslında AB içerisinde olacak.

Plan uygulanırken özellikle Türk tarafının alabileceği ekonomik yardım ve desteklerin ifade edilmesi zorunlu görünüyor. Aksi taktirde Rum Kesimindeki o büyük ve AB'ye girdikten sonra AB Bütçesinden alacağı destekle daha büyüyecek yapı, hayli ufak kalan bir ekonomiyi kolayca içine çekip emebilir. Bu sebeple Türk tarafının AB makamları nezdinde, 'Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti içinde ama farklı ve desteğe ihtiyaç duyan bir bölge' olarak tanımlanması gerekiyor. 

Eğer Türk tarafı için bu ayrım yapılmazsa çok uzun zamandır ambargo ile tecrit edilmiş Türk tarafı sudan çıkmış balığa dönebilir. Yapılan hesaplamalar Türk tarafının ayrı bir bölge halinde tanımlanması durumunda yıllık 200 milyon euro düzeyinde bir desteği alabileceğini göstermişti. Bilinçli yatırımlarda kullanıldığı takdirde bu yardım 5-6 yıl içinde Türk tarafındaki temel ekonomik meseleleri kolayca çözebilir. 

Kıbrıs Rum Kesimi, AB ile yakın ilişkilere girdikten sonra tarım ve sanayi ağırlıklı bir yapıdan, bankacılık, turizm ve hizmetler ağırlıklı bir yapıya doğru yönelmeye başlamıştı. Türk tarafının da sanırım, AB içindeki geleceğini bu alanlarda aramasında fayda var. Özellikle Türk tarafındaki  el değmemiş koylar ve temiz doğa; Türk ve diğer AB üyesi ülkelerin turizm yatırımlarını kolayca çekebilir.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 16 Şubat 2004 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder