28 Mayıs 2024 Salı

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / IMF 'BIKKINLIK' YAPTI

Cahit UYANIK 

Ankara'da bütün gözler Meclis'e çevrilmişken, belirsizliğini koruyan en önemli konulardan birisi IMF Heyetinin ne zaman Türkiye'den ayrılacağıydı. Geçen hafta Hazine ile temasını neredeyse kesen IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen, kendisini oteldeki odası ile Gazi Osman Paşa'daki IMF Türkiye Ofisi arasına hapsetmişti. Kahkonen görüşmelerin hafiflemesini fırsat bilip ne Ankara Kalesini gezdi ne de kaldığı otelin yakınındaki Tunalı Hilmi Caddesinde tur attı. Kahkonen 7 Şubat'tan bu yana Ankara'nın en ağır ve sert hava koşullarının eşlik ettiği 3,5 haftalık 4'üncü Gözden Geçirme 5'inci etap mesaisinin bitmesini bekleyerek günlerini geçirdi.

Geçmişteki ziyaretlerinde Türkiye'den ayrılmak için sabırsızlık manzaraları sergileyen Kahkonen (Onu tanıyanlara göre saklayamadığı tek duygu emaresi)  paşa paşa IMF Merkezinden gelecek direktifi bekledi. Peki bu direktif neydi? Kuvvetle ihtimaldir ki "Büyük patron Türkler'le henüz anlaşamadı. Üstelik denetleyeceğiniz paranın boyutlarının büyüme ihtimali beliriyor. Sakın ola, oradan dışarıya adım atma' şeklindeydi. ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'un Meclis'teki üs tezkeresi görüşmelerinin bitmesini Almanya'da beklemesi, oylama bittikten sonra uçağa atlayıp Ankara'ya gelmesi, ertesi gün de Kahkonen'in tıpış tıpış Türkiye'ye intikal etmesi hatırlandığında böylesi değerlendirmeler pek uçuk görünmüyordu.

Gerçekten de IMF bu kez Ankara'da bıkkınlık yarattı. Hangi üst düzey bürokratla konuşup 'IMF ne yapıyor?' diye sorsanız aldığımız cevap 'Bilmiyorum. Herhalde ofislerindedir' şeklindeydi. 

IMF'nin başta iyiniyetle ele alınan itirazları giderek azalmış ama son anda, 'ayni dış proje kredilerinin faiz dışı fazla hesabında dikkate alınması' önerisiyle mızıkçı çocuğa dönüşmesi; Türk bürokratları küplere bindirmişti. Üstelik IMF'nin ABD Yardımınının denetiminin kendisine bağlanması önerisine soğuk yaklaşmaması, en IMF'ci bürokratları bile öfkelendirmişti.

IMF bir savaşın, yaklaşık 6 yıldır uğraştığı  istikrar programını kökten değiştirip altüst edebileceğini hissetmiş görünüyor. Bunun için de sertleştikçe sertleşiyor. Kapalı kapılar ardında Türkiye'ye verilen cömert kredilerin aslında kendisinden değil G-7'den çıktığını söylüyor. Bu paranın geri ödenmemesi tehlikesi, imajı yerlerde sürünen IMF'yi kara kara düşündürmeye yetiyor.

Sürpriz 11 Eylül Saldırısı ile Türkiye'ye istediğini yaptırma süreci aksayan IMF, zaten Türkiye'yi 'torpilli' statüde görüyordu. IMF, öngörülebilir Irak Operasyonu nedeniyle ikinci torpil vakasını önlemek için gardını önceden aldı. Türkiye'nin bir kez daha torpil yapmasını engelledi. Bunun için de büyük patronla işbirliği yaptı. Bundan sonra ne olacağı ise belirsiz. Ama şu kesinlikle söylenebilir; IMF'nin görmek istemediğimiz gerçek yüzü apaçık ortaya çıktı. Savaş bittikten sonra IMF ile Türkiye arasındaki ilişkilerin artık eskisi gibi olmayacağını şimdiden söyleyebiliriz.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 02 Mart 2003 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder